RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF BERAT SONER ÇAPIN
Uzun yıllar içinde bulunduğu etkinlik sektöründen sonra edindiği tecrübesini Alaçatı ve İstanbul'da açtığı 'Korto' adlı mekanlar ile taçlandıran Seda Şahin Vardar; "Korto ilk olarak 2020 yazında Alaçatı'da açılmıştı ve konsepti çok sevildi. Akabinde bir yazlık bölgede, bir de İstanbul'da olmamız uygun olacaktır diye düşündük ve Korto İstanbul'u hayata geçirdik" diyor. Kuruçeşme'de bulunan Korto İstanbul'un olduğu bina üç kattan oluşuyor ve mekan farklı konseptlerde hizmet verirken, sunduğu mönüler ile de fark yaratıyor. İçeri adımınızı attığınız andan itibaren sizi saran pozitif enerjisi ile mekanı, yaratıcısı Seda Şahin Vardar'dan dinledik.
Nasıl gelişti süreç? Korto İstanbul'un hayat bulma süreci nasıl ilerledi?
Uzun yıllardır Uludağ'da binlerce insanın katıldığı; konaklamalı, bir kısmı gençlere, bir kısmı beyaz yaka ve üst düzey yöneticilere hitap eden, önemli firmaların sponsor olarak katıldıkları; büyük konserlerin, açık hava etkinliklerinin düzenlendiği, Corporate Weekend gibi festivallerin başında bulundum. Bu etkinliklerin de en can alıcı kısmı, dostlarımızın ve misafirlerimizin bir araya gelip rahatça eğlendiği ortamlar yaratıyor olmaktı. Biz de bu samimi ortamları, İstanbul'a, uzun vadeli olarak kalıcı bir mekanla taşımak istedik ve bu amaçla pandemi şartlarına da uygun doğru mekanı aramaya başladık. Aslında Korto ilk olarak 2020 yazında Alaçatı'da açılmıştı ve konsepti çok sevildi. Alaçatı'da Sushi & Cocktail & Tunes mottosuyla, Sushi & Cocktail birlikteliğine bazı geceler DJ performansları bazı geceler canlı müzik eşlik ediyordu. Alaçatı Korto'nun bu sıcak enerjisi ile dostlarımızı ve misafirlerimizi bir araya getirmek istediğimiz konsepti birbiriyle buluşturduk.
Mekan adının özel bir hikayesi var mı? Neden Korto?
Bizce keyifli bir hikayesi var. Alaçatı'daki mekan eski bir Rum evinin avlusunda yer alıyor. İçinde Avlu geçen bir isim ararken, Esperanto dilinde avlunun karşılığı olan Korto ismi hem fonetik olarak güzel geliyor, hem de Esperanto dilinin hikayesi ilginç geliyor. Esperanto; 1887 yılında Polonyalı doktor Ludwik Lejzer Zamenhof tarafından tüm dünya milletlerinin ortak dili olması amacıyla yaratılmış bir dil. Korto'yu kurgularken de amaç; lezzet, keyif ve eğlencenin ortak dilini yaratmaktı.
Bu isimle ilk mekanınızı Alaçatı'da açmıştınız yanılmıyorsam, ikinci durak İstanbul. Başka yerlerde de görür müyüz Korto'yu?
Aslında Korto şubeleşmeye çok uygun bir konsept değil. Çok özel bir hizmet vermeye çalışıyoruz. Bu nedenle bir yazlık bölgede, bir de İstanbul'da olması daha uygun olacaktır diye düşünüyoruz fakat tabii belli de olmaz. Belki ilerde en fazla bir yazlık bölge daha eklenebilir. Korto, yazı çok seviyor çünkü dekorasyonuna da bunu yansıtmış durumda.
Mekan aynı çatı altında birkaç farklı konsept ile hizmet veriyor öyle değil mi?
Biraz bahsetmek ister misiniz? Korto'nun bulunduğu bina üç kattan oluşmakta. İstanbul'da 12 ay hizmet veren ender foof top'lardan olan roof bölümümüz bulunmakta. Ve ekim ayında hizmete giren Live bölümümüz var. Korto Roof; İstanbul Boğazı'nın en güzel manzaralarından birine sahip, tamamı açılıp kapanabilme özelliğiyle yaz kış ayrı keyif yaşatan, zengin sushi ve dünya mutfağı mönüsü, lezzetli kokteylleri ve farklı DJ programları ile hem lezzetin, hem iyi müziğin, hem de eğlencenin bir arada bulunabileceği, günün her saatinde ayrı tadı olan bölümümüz. Korto Live ise haftanın beş günü İstanbul ve Alaçatı eğlence hayatında önemli yere sahip sanatçı ve grupların sahne alacağı, hem yemek hem eğlencenin aynı yerde buluşacağı canlı müzik bölümümüz. Buradaki amacımız, İstanbul'da canlı müzik sevip, kaliteli eğlence isteyenlerin buluşma noktası olması. Ayrıca binanın orta katı Türkçe ağırlıklı müzik dinlemek ve lezzetli mezelerin tadına bakmak isteyen dostlarımızı ve misafirlerimizi ağırladığımız Civarda isimli yeni nesil meyhanemiz. Misafirlerimiz Boğaz manzarasına karşı, yine üzeri açılıp kapanabilir mekanımızda şarkılara eşlik ediyorlar ve çok yüksek bir enerji ile eğleniyorlar. Civarda'ya gelip de Kuleli'ye karşı müziğin ritmine kendini kaptırmamak elde değil.
Mekanı bölgedeki pek çok yerden ayıran hususlar hakkında neler söylersiniz?
Öncelikle misafir ağırlama konusunda hem yeme-içme sektöründe, hem hizmet sektörünün farklı alanlarında 20 yılı aşkın tecrübe, samimi ve rahat eğlenilebilecek bir mekan olması diyebilirim. Sonra ise ferahlık, yaz-kış kullanılabilen roof, günün her saatine hitap etmesi, öğlenden geceye kadar herkesin arayışına cevap verebilmesi, DJ müziği sevenlere de, canlı müzik sevenlere de seçenekler sunması...
Peki son olarak böyla bir atılım yapmak için sizi motive eden güçler neler oldu?
Bu tarz kriz dönemlerinin, eğer iyi planlanırsa, yeni projelerin doğması için doğru zamanlar olduğunu düşünürüm. Biz de; Kuleli'ye nazır, üstü açılır kapanır, kaliteli müzik ve yemek sunabileceğimiz misafirlerimizi aklımızdaki konsept ile ağırlayabileceğimiz bir mekan bulunca, bu fırsatı değerlendirelim istedik.