Henüz çok genç olmasına rağmen moda dünyasındaki basamakları hızlı adımlarla çıkan Zeynep Tosun, London Fashion Week'te gerçekleştirdiği hazır giyim defilesiyle dünya çapında büyük övgü aldı. Tosun, şimdi ise İstanbul Fashion Week için ilk kez haute couture defilesi sunacak olmanın heyecanını yaşıyor. Zeynep Tosun ile hem Londra'daki defilesini hem İstanbul'da sunacağı koleksiyonunu hem de hedeflerini konuştuk.
Bu yıl dördüncü kez London Fashion Week'e katıldınız ve koleksiyonunuz çok beğenildi. London Fashion Week'in size ne gibi faydaları oldu?
Evet bu dördüncü koleksiyonumu sunuşum oldu, iki yıldır katılıyorum. London Fashion Week kapsamında hazır giyim koleksiyonumu sunuyorum. Londra'da koleksiyonumu ilk defa sunduğum gün ile bugün arasında çok fark var tabii ki. Her şeyden önce istikrarlı olmanın faydalarını gördüm. Orada showroom'lu PR ajansıyla çalışmanın yararları sayesinde geçtiğimiz günlerde Lady Gaga benim sonbahar-kış koleksiyonumdan bir elbise giydi. Türkiye'de bulunduğum yerden bu gibi ünlü isimlere ulaşmak çok zor. Mutlaka moda merkezi olan bir şehirde koleksiyon sunuyor olmanız gerekiyor. İlişkilerimi çok kuvvetlendirdim. Bir stilist ile çalışmanın, cast direktörü, backstage fotoğrafçılarına kadar her detayın ne kadar profesyonelce yapılabildiğini deneyimledim ve artık çok daha profosyonelleştiğimi düşünüyorum.
Bize biraz oradaki ortamı anlatabilir misiniz? İstanbul Fashion Week'ten farklı tarafları nedir London Fashion Week'in?
Her seyden önce uluslararası platformda yer alıyorsunuz, New York'tan, Paris'ten, Milano'dan birçok basın mensubu ile bir araya gelebiliyor, ilişki kurabiliyorsunuz. Ve elbette en önemlisi, büyük markaların markajına girebiliyorsunuz. Büyük mağaza zincirlerinden satınalmacılar defilenizi izlemeye geliyor. IMG işbirliği ile Mercedes Benz Fashion Week, İstanbul da giderek büyüyor ve takip edilen moda haftaları arasına giriyor. İstanbul'da yaptığım defileler benim buradaki müşterilerim için, Londra ise daha çok markamın adını uluslararası platformlarda duyurabilmek için yararlı oluyor. Her ikisi de aslında farklı hedeflere hizmet ediyor diyebiliriz. Burada yapmamak da olmaz, yurtdışını es geçmek de olmaz.
Koleksiyonunuzda 70'li yıllar öne çıkıyor. Bu temayı seçmenizin özel bir nedeni var mı? Ne zaman ve nasıl belirlediniz temanızı?
Zeynep Tosun 2014 Sonbahar-Kış Koleksiyonu'nda ana ilham kaynağı olarak 1970'lerin renk paletlerini ve silüetlerini, günümüzün güçlü ve salaş sokak ruhuyla birleştirdim. London Fashion Week'deki bu sezon defileme DTG (Deri Tanıtım Grubu) sponsor oldu. 2014 sonbahar-kış koleksiyonumda 70'li yılların silüetlerini, maskülen ve sportif bir anlayışı paslanmış renk paleti ile harmanlayarak sundum. Koleksiyon; puffy down ceketler, diz altı etekler, yüksek bel deri tulumlar, deri sweat-shirtler ve elbise parçalarından oluşuyor. Endüstriyel aksesuar detaylarının öne çıktığı tasarımlarımda büyük paslı kancalar, deri detaylar ağırlıkta... Elbiselerin içerisinde giydirilmiş boğazlı kazaklar ve oversize paltolar tasarımları tamamlıyor.
Henüz çok gençsiniz ve başarılı işlere imza atarak, yurtdışına ağırlık veriyorsunuz. Amacınız dünya çapında bir modacı olmaksa eğer bunun için kendinize koyduğunuz bir süre var mı?
Geçtiğimiz yıl Etiler'de yeni bir showroom'a geçtik, ekibimi büyüttüm, şu an 13 kişiyiz. Hızla ve dediğin gibi başarılı bir çizgi çizdiğimi düşünüyorum. Aynı zamanda Akmerkez'de bir mağazam var. İleride İstanbul'daki mağazalarımı arttırmayı, bununla birlikte New York gibi bir şehirden Amerika pazarına açılmayı hedefliyorum. Avrupa'dan asla vazgeçemem, ama markamın otomatikman bir zaman sonra böyle bir ileri adıma ihtiyacı olacağını düşünüyorum. Daha fazla uluslararası ünlü isimlerin benim koleksiyonlarımdan giymesini isterim, ama en önemli hedefim satış noktalarımı arttırmak. Bu daha başlangıcın başlangıcı. Önümüzdeki beş seneden sonra asıl dünya çapında bir marka olma adımı atmış olmayı düşünüyorum.
Başarılı bir modacı olduğunuzu biliyoruz ama bazen şans faktörü de gereklidir; sizce bu işteki en büyük şansınız nedir?
İlk önce modanın içine doğmuş olmam. Annemin bir tasarımcı olması, ikincisi ise Alberta Ferretti'nin ekibinde çalışmış olmamdır. Ayrıca Herkesin kendi şansını kendisinin yarattığına inanıyorum. Fakat bunların hiçbiri, elbetteki çalışkan ve yetenekli değilseniz bir şey ifade etmez.
Biraz da İstanbul'dan bahsedelim... Bize İstanbul Fashion Week'te sürprizleriniz olacak mı?
Evet. Öncelikle Türkiye'de ilk defa Zeynep Tosun markasının haute couture defilesini gerçekleştireceğim. Toplam 30 parçadan oluşacak. Çok şık, çok elegan, el emeği işlemelerin ağırlıkta olduğu, tam anlamıyla bir couture defilesi olacak. Bu koleksiyonun en büyük özelliği her elbisenin farklı zamanlar ve farklı mekanlarda giyilebileceğini, yani süper lüks bir düğününe de uygun, aynı zamanda bir Alaçatı deniz kenarı, bohem bir düğüne de uygun olabilecek... Kısacası düğünün en iddialısı olmak isteyenler için genç, dinamik, yeni, modern bir koleksiyon sunacağım.
Londra'daki koleksiyonu İstanbul'da da görecek miyiz?
Avusturya Konsolosluğu'nda çok özel müşterilerime yapacağım defilem, tamamen Londra'daki hazır giyim defilemin dışında yapacağım bir koleksiyon. Zeynep Tosun markası olarak ben ilk günden beri iki ayrı koleksiyon tasarlıyorum. Biri hazır giyim, mağazamda satışını yaptığım, bir diğeri ise haute couture. Haute couture koleksiyonumu Etiler'deki showroom'umumda kişiye özel tasarlıyorum. Bugüne kadar hep hazır giyim defilemi sundum. Bu sezon ilk defa haute couture'u sunacağım. Bu koleksiyonuma L'Oreal Paris saç sponsoru oldu; koleksiyonda çok farklı saç tipleri ile elbiselerimi sunacağız. Makyaj sponsorum Maybelline, koleksiyonun styling'ini Mahizer Aytaş yapıyor, şık bir ortamda, şık bir defile sunacağım.
Bundan sonra da hep haute couture koleksiyonunuzu mu sunacaksınız İstanbul'da?
Evet, İstanbul'da müşterilerime özel, daha seçkin ve şık bir organizasyon ile sunmayı hedefliyorum.
Öykü YAZICIOĞLU
