RÖPORTAJ: GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: CANAN YETİŞTİ SATKIN / FOTOĞRAF ASİSTANI: CEYDA KARABABA
Moda sektöründe başarılı bir kariyere sahip, İngiltere'de Kraliçe II. Elizabeth tarafından üstün başarıları nedeniyle 'Yüksek Onur Ünvanı' ile onurlandırılarak 'Lady' ünvanı alan ilk Türk kadını Zeynep Kartal ile 15 yıllık habercilik kariyerinde başarılı işlere imza atan eski haber spikeri İlkin Kavukçu güçlerini birleştirdi. 16 yıldır Londra'da yaşayan Kartal ile 3 yıl önce Londra'ya yerleşen Kavukçu, WeDo adını verdikleri platform ile İngiltere'de yaşayan Türk iş kadınlarının birbirini desteklemesine ortam sağlayacak. Başarılı iş kadınlarıyla İstanbul'da Metropolitan Hotel Bosphorus'ta buluşarak hem platform hakkında hem de Londra'daki yaşamları hakkında merak ettiklerimizi konuştuk.
Öncelikle WeDo nedir, biraz anlatır mısınız?
İlkin Kavukçu: WeDo, İngiltere'de yaşayan Türk iş kadınlarının iş hayatının, kişisel gelişiminin ve topluluk birlikteliğinin desteklenmesi için ortam sağlayan bir platformdur. WeDo üyelerinin ve üyelerinin temsil ettiği kuruluşlar itibariyle, Türkiye ve İngiltere ekonomisinde üretim, katma değer, kayıtlı istihdam ve dış ticaret gibi alanlarda önemli temsil yeteneğine sahip olma amacı taşıyor.
WeDo'yu kurmaya nasıl karar verdiniz?
İlkin K: Ben bir iletişimciyim ve her zaman insan hikayelerini dinlemeyi de, anlatmayı da çok sevdim. Bundan yaklaşık 3 yıl önce Londra'ya taşındım ve o sürede gördüm ki benimle çok benzer hayatlar yaşayan iş kadınları var. Çocuklarının eğitimi ya da işleri nedeniyle Londra'da yaşamayı tercih eden kadınlar ile tanıştım ve fark ettim ki her kadın bir şey yapmak istiyor. Profesyonel hayatına benim gibi noktalı virgül koyarak bekleten de; ne yapabilirim diye düşünen de vardı. Yollarımız bu iş kadınlarıyla kesişince, "Neden biz kadınlar burada bir araya gelerek platform kurmuyoruz?" dedim. Çünkü biz Londra'ya beyin ve iş göçüyüz. O ülkeye katma değer sağlıyoruz. Ben de bir araya gelelim ve birbirimizi destekleyelim istedim.
Platformun çalışmaları neler olacak?
Zeynep Kartal: Platform, üyelerine bilgi sunmak ve üyelerinin arasında bilgi paylaşımını sağlamak, onlar için network yaratmak, Türk kadının bilinirliğini arttırmak için lobi faaliyetleri düzenlemek ve İngiltere'de yaşayan Türk kadınlarına ve onların ailelerine topluluk bilinci yaratmak için ulusal ve uluslararası etkinlikler sunacak.
İlkin Hanım başarılı bir kariyeriniz vardı, Londra'da yaşamaya nasıl karar verdiniz?
İlkin K: 360 TV'de Genel Müdürlük yapıyordum; 2017 yılında bu görevimi bıraktım. 2.5 yıl oluyor. Eşim işleri sebebiyle belli bir dönem Londra'da yaşamaya başlamıştı biz de bunu çocuklarımız için bir fırsat olarak gördük. Londra'ya taşındık, eşim ve ben gidip geliyoruz; çocuklarımız Londra'da okula başladı. Yılın 6 ayını neredeyse ülkemizde geçiriyoruz çünkü vatanımız her zaman her şeyin başında geliyor. Kariyerime de nokta değil, noktalı virgül koydum. Çünkü 99 yılında gazetecilik mesleğine başladım ve bu sene neredeyse 20 yıl olacaktı. 1999-2015 yılları arasında aktif olarak televizyondaydım, habercilik yaptım. Mesleğimin ilk yıllarında Ortadoğu'da röportajlar yaptım, mesleğini çok seven iyi bir muhabirdim her şeyden önce.
Kimlerden oluşuyor WeDo platformu?
İlkin K: WeDo'da en büyük destekçilerimden biri Zeynep Kartal. IT, medya, organizasyon, perakende gibi alanlarda birçok iş kadını var. 30 üyeyiz.
Zeynep Hanım sizin bu projeye dahil olmanız nasıl oldu?
Zeynep K: Bu proje tamamıyla İlkin'in fikriydi; ben yardımcı oluyorum. İlkin benim Türkiye'de de görüştüğüm, başarılı bir arkadaşımdı ve İngiltere'ye yerleştikten sonra network'ümüz ile ne yapabiliriz diye konuşmaya başlamıştık. Bu platformun büyük çoğunluğuyla İlkin ilgileniyor ama benim 16 yıldır burada çok güzel bir çevrem bulunuyor. Kısacası güçlerimizi birleştererek buradaki Türk kadınları için yararlı olmak istedik.
İlkin K: Çünkü biz orada aslında farklı bir hikaye yazıyoruz. İnsanın kendi ülkesinde, mevcut düzeni, konforu içinde bir şeyler yapması, konfor diyorum burada rahat bir hayat yaşıyoruz, bütün sahip olduğunuz olanaklardan, koşullardan feragat ederek yepyeni bir ülkeye giderek her şeye sıfırdan başlamak ve kendinizi anlatma derdi hiç kolay değil. Hem ülkemizi temsil etmek, hem Türk kadınının ne kadar başarılı olduğunu göstermek, resmi kuruluşlar nezdinde lobi faaliyetlerine katılmak, temsil yetkimiz olursa sorunlarımızı da, hedeflerimizi de çok daha iyi anlatırız diye düşündük.
Neden adı WeDo?
Zeynep K: WeDo aslında bizim için bir sloganı ifade ediyor; "Biz her şeyi yaparız, biz kadınız, her şeyin üstesinden geliriz."
WeDo'ya üye olma koşulları nelerdir?
Zeynep K: İngiltere'de yaşayan, çalışan ya da iş kurmak isteyen girişimci her Türk kadını bu platforma katılabilir.
Bu platformun Türkiye'deki kadınlara bir yansıması olacak mı?
İlkin K: Şöyle ki Türkiye'de zaten çok fazla dernek, platform kuruluş var. Hepsine de saygı duyuyoruz belki ileride o kuruluşlarla ortak bir şey yapabiliriz. Şöyle bir katkımız olabilir; bizim gibi hayatının bir döneminde yurtdışında yaşamayı düşünenlere öncü olabiliriz. Hem fikirsel hem de iş ortaklıkları anlamında destek olabiliriz. Uzun vadede yapmak istediklerimizden biri yapabildiğimiz kadar Türkiye'ye dokunmak, Türkiye'deki öğrencilerle bir şeyler yapmak, sosyal sorumluluk alanında da çalışmalar yürütmek kısacası. Bir Türk kızının İngiltere'deki eğitim masraflarını karşılamak istiyoruz mesela.
WeDo'yu hayata geçirme amaçlarınız neler?
İlkin K: WeDo'yu kurarken en önemli amaçlarımızdan biri de lobi faaliyetlerinde bulunmak ve bu sayede ülkemizi tanıtmak idi. Çünkü hepimiz orada birer elçiyiz, Türkiye temsilcisiyiz. Bu çok önemli bir şey. Günün sonunda, yine ülkemize dönerek kendi yapacağımız işlerle, sağlayacağımız istihdamla bu ülkeye katma değer sağlamak istiyoruz.
Zeynep Hanım siz 16 yıldır İngiltere'de yaşıyorsunuz. Çok başarılı bir kariyeriniz var. Size göre yabancı bir ülkede Türk olarak varlığını sürdürmenin zorlukları neler oldu?
Zeynep K: Ben çok fazla zorluk çekmedim aslında ilk zamanlarda. Çünkü biz eşimin geçici görevi sebebiyle gittik ve her şey şirket tarafından karşılanıyordu. Ama benim en büyük kamçım çocuklarım oldu. Yabancı bir ülkede çocuk yetiştirmenin zorluklarını gördüm. İkizlerim 1 yaşına yakındı biz oraya gittiğimizde ve beni en çok başarıya kamçılayan şey bu oldu. Bir de İngiltere'ye gidince milliyetçilik, millet, vatan duygularım daha çok kabardı. Çünkü şunu biliyorsun ki sen yıllarca orada yaşasan da, oranın vatandaşı olsan da sen Türk'sün. Çocukların da Türk. Şu an benim ve çocuklarımın İngiliz pasaportu var, İngiliz vatandaşıyım ama ben Türk'üm. O ülkede başarılı olmak istedik. İşte olduk (gülüşmeler).
İlkin K: Türk olmakla, kimliğimizle gurur duyuyoruz. Çocuklarıma orada eğitim aldırsam bile ülkelerine dönerek ülkemize hizmet etmelerini istiyorum ve onları öyle yetiştiriyorum. En önemli ortak noktamız Türk olmamız.
İlkin Hanım İngiltere'ye yerleşme kararınız planlı mıydı?
İlkin K: Aslında sürpriz oldu. Eşim Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı ve İngiltere'deki iş yatırımları nedeniyle, mağazalaşma süreci hızlandığı için oraya çok sık gidip geliyorduk. Ben de bunu bir fırsata çevirerek çocukların dil eğitimi gelişsin diye yola çıktım, 3 yıl oldu.
İlkin Hanım, WeDo dışında ne üzerinde çalışıyorsunuz?
İlkin K: Şu an üzerinde çalıştığım çok anlamlı bir sosyal sorumluluk projem var. Geçtiğimiz yıl çocuklarımla birlikte 1 ay Türkiye'deki köy okullarını dolaştım. Türkiye'de 10 farklı şehir seçtik ve o şehirlerinin farklı ilçelerindeki kazalarında yer alan köy okullarına gittik. Sonra şuna karar verdim; sanat, spor, moda vs. alanlarında uzman isimleri o köy okullarına götürüp, onların deneyimlerini çocuklarla paylaştırmayı. Uzman isimlerin çocuklarımıza başarı hikayelerini anlatmalarını istedim ve Sayın Milli Eğitim Bakanımız ile bu konuyu görüştüm, izinler konusunda destek istedim. Onların da çok hoşuna gitti. İnşallah ekim itibariyle Türkiye'de kendi sektörünün markası olmuş, başarısını kanıtlamış isimlerle köy okullarına gideceğiz. Orada workshoplar, çeşitli aktiviteler yapacağız.
Zeynep K: Bu tarz anlamlı projeler bize kendimizi çok iyi hissettiriyor. Bundan 6 yıl önce Türkiye'deki ilk etkinliğimi, Konya Valiliği'nin de desteğiyle gerçekleştirdik. Aile büyüklerim Konya'da yaşadığı için bu organizasyonlarımın tüm süreçlerini benimle beraber yaşadılar. O yüzden bu etkinliğime tanık olmaları beni çok mutlu etmişti. Hatta projemizin sonunda köy çocuklarına destek olmak benim için büyük bir mutluluk kaynağıydı.
Sosyal sorumluluk projelerinde yer almak, size ne hissettiriyor?
Zeynep K: Benim sosyal sorumluluk projelerim daha çok ülke tanıtımı üzerine oluyor. Çünkü İngiltere'de yaşarken ülkenizi tanıtmak ve ülkenizi güçlü göstermek istiyorsunuz. Bugün uluslararası platformda söz sahibi isem ülkeme destek olmak isterim. Etkinliklerim önüne mutlaka Türkiye tanıtımıyla ilgili bir şeyler koyuyorum. İngiltere'deki Sağlık Bakanlığı ile Christie Charity Event ile 5 yıldır beraber çalışıyoruz. Açık söyleyeyim Türkiye'de iken sosyal sorumluluk projelerinin bu kadar farkında değildim. İngiltere'de sosyal sorumluluk çok önemli, herkes elbirliğiyle birleşiyor. İlk sosyal sorumluluk event'imi David Beckham ile yapmıştım. Özellikle ülkemizde bu konunun ilerlediğini görmek ayrı bir mutluluk.
İlkin K: İnsanların hayatına bir nebze de olsa dokunabilmek, küçük bir şey de olsa değiştirebilmek, farkındalık yaratabilmek çok çok önemli. İngiltere'de bu resmi bir iş. Ben de İngiltere'ye gittikten sonra sivil toplum kuruluşlarının ne kadar önemli olduğunu ve bu alanın başlı başına bir iş olduğunu gördüm.
WeDo'nun bir defile programı olacaktı, onun detaylarını da sizden dinleyelim.
Zeynep K: Go for Red Woman Derneği'nin İngiltere ayağında kurucu üyelerindenim. Bu derneğin amacı kadınları kalp krizi konusunda bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak, çünkü maalesef ki dünyada her 1 dakikada 2 kadın kalp krizi nedeniyle hayatını kaybediyor. Biz de bu derneğin çalışmalarına dikkat çekmek amacıyla önümüzdeki günlerde WeDo işbirliğinde bir defile düzenleyeceğiz. 30 parçadan oluşan kırmızı bir koleksiyon hazırlıyorum. Kırmızı koleksiyon için kalbimizden ve kadınlarımızdan ilham aldım. Ben koleksiyon hazırlamayınca çok mutsuz oluyorum.
İşinize tutkuyla bağlısınız anlaşılan...
Zeynep K: Hem de çok tutkunum.
İlkin K: Ben burada bir şey söylemek istiyorum. Zeynep bir defileden ya da büyük bir organizasyondan sonra çok yorulduğunda der ki "Ben bir süre ara vereceğim, çok yoruldum. İki ay hiçbir şey yapmayacağım sadece dinleneceğim." Ama öyle olmuyor tabii ki (gülüşmeler). En fazla 1 hafta dinleniyor, belki 2 hafta. Sonra bir bakmışsınız o tatilden yeni bir proje ile dönmüş. Tabii ki iş hayatının içinde hepimiz öyleyiz. Çalışmaya alışkın isen ve üretmek, yeni projeler seni heyecanlandırıyorsa ondan vazgeçmek imkansız.
Biraz da arkadaşlığınızdan bahsedelim, birbiriniz için ne ifade ediyorsunuz?
Zeynep K: Çok samimi bir şey söylemek istiyorum ben İlkin'in bir benzerini daha görmedim. Çok güzel bir kalbi, ruhu var. Benim için çok özel bir insan ve sonsuz güvenebildiğim dostum.
İlkin K: Zeynep de benim için öyledir. Birbirimize uğur getirdiğimize de inanıyorum. Benim için dostlarım çok önemli ve kıymetlidir ve Zeynep benim için gerçek bir dost. Koşulsuzca sevebildiğin ve o kişinin de yanında olacağını bildiğin insan, hayatında her zaman olmuyor. Zeynep ile başarılarıyla, Londra'da ismini taşıdığı konum ile çok gurur duyuyorum. Yabancı insanların gözünde ve nezdinde takdir edilmek çok zor...
Zeynep Hanım başarılarınızı nelere borçlusunuz?
Zeynep K: Başarımı kocama borçluyum (gülüşmeler). Şaka yapmıyorum. Eşim mühendis ve Londra'ya onun işi vesilesiyle gitmiştik ve ben de hem zamanımı değerlendirmek hem de dilim gelişsin diye orada yeniden moda tasarımı okudum. Sonra iş aramaya başladığımda doğru düzgün iş bulamadım ve Türkiye'deki kariyerimi iyi bir noktada bırakmıştım. İş bulamayınca hevesim kırıldı ve ülkeme dönmek istedim. İşte eşim dedi ki "Gel sana şirket kuralım, kendi markanı yarat." Ben de dedim ki "Bana iş vermeyen ülke, tasarım yaptırır mı?" O da "Ben sana inanıyorum, sen yaparsın" dedi. Eşimin sayesinde ve onun desteği sayesinde oldu en başında her şey. Ben de çok çalıştım.
Size İngiltere'de başarıyı getiren en büyük etken nedir?
Zeynep K: Bence en önemlisi çok hızlı hizmet veriyor oluşumuz. Çünkü İngiltere'de ilk başladığımda müşterilerim 2 yıl sonrasının gelinlik siparişini veriyordu, ben şok oluyordum minimum 6 ayda özel dikim bir şey yaptırabiliyor insanlar orada. Ben de ünlülere çok hızlı hizmet verince, bence bu fark çok hoşlarına gitti. Bir de müşterilerim ile iletişimim çok iyidir.
Kendinizi şanslı buluyor musunuz?
Zeynep K: Hem de çok şanslı buluyorum. Hayata şanslı gelmiş insanlardanım. İyi bir aileye sahip olmak şans; ilk şansım çok güzel bir ailede büyüdüm. İkinci ve hayattaki en büyük şansım eşim. Bir de Allah bana pırlanta gibi iki çocuk verdi, sağlıklıyız daha ne isteyebilirim ki?
İlkin K: Kendimi çok şanslı hissediyorum çok şükür her anlamda. Çok aşık olduğum bir mesleği yaptım. Çok güzel iki evladım var. Güzel bir evliliğim ve beni her konuda destekleyen eşim var. İş hayatımda da her zaman en büyük destekçim oldu. Şanslıyım, sağlıklıyım ve sevdiklerimle beraberim.
Nasıl bir annesiniz?
Zeynep K: Yoğun bir iş tempom var; İngiltere-İstanbul hattında iki ev arasında yaşıyorum. 16 yaşında 2 oğlum var ve çocuklarım beni hiçbir konuda yormadı. Dersleriyle eşim ilgilenir, ben de çocuklarımla gezerim, keyifli ve güzel vakit geçiririm. Bu arada ikizlerimden biri olan Emre, okulunda 'Head Boy' seçildi. İngiltere genelinde yüzde 3'ün içinde. 'Head Boy' demek okulun başkanı demek ve oğlum 1000 çocuğun başkanı seçildi.
Ne kadar muhteşem, tebrik ederim. Çok gurur verici...
Zeynep K: Tarifsiz... Çok ama çok gururlandık. Diğer oğlum da çok başarılı o da okulunda ilk 40'ın içinde ama Emre, İngiltere genelinde yüzde 3 içinde. Gerçekten tüm anneler için evlatlarının okullarında başarılı olması en büyük gurur kaynağıdır.