Üç yılı aşkın süre Demsa Grup'ta Halkla lişkiler ve Pazarlama Müdürü olarak çalışan ve birçok başarılı işe imza atan Nurdan Yüzbaşıogğu, geçen yıl New York'a taşınmıştı. Oradan da Demsa Grup'la çalışmasını sürdüren Yüzbaşıoğlu şimdi başka bir sektörde karşımıza çıktı. Yüzbaşıoğlu, Levent'te 'Bombay' adında bir gece kulübü açtı. Açtı derken, mekan kendisinin değil ama konseptini oluşturdu ve danışmanlığını yapıyor. Yüzbaşıoğlu'nun, kapısından içkisine kadar her şeyiyle ilgilendiği Bombay, bir süre önce İstanbullularla buluştu. Hint konseptindeki mekanı görenler çok beğendi. Önümüzdeki günlerde adından sıkça söz ettirecek mekanı sizlere yakından tanıtmak için Nurdan Yüzbaşıoğlu ile Bombay'da bir araya geldik. Nurdan Hanım ayrıca eski çalıştığı sektöre geri dönmesini ve gelecek planlarını da Şamdan Plus ile paylastı.
Uzun süredir Demsa Grup Halkla ilişkiler ve Pazarlama Müdürü olarak çalışıyordunuz ancak şimdi farklı bir sektörde karşımıza çıktınız ve 'Bombay' adıyla bir eğlence mekanı açtınız. Bize yeni işinizi yani Bombay'ı biraz anlatır mısınız?
Benim uzun yıllardır hayatımda gece kulübü hikayesi vardı. Önce Red Room oldu Ritz Carlton'ın içerisinde sonra Bodrum'da 'Tantra'yı açtık eşimle birlikte son olarak da Miami'ye gittik ve orada da 'Spy Lounge' ı açtık. Yani bu eğlence sektörünün içerisinde hep yer aldım. Bir müddet sonra o işte ne kadar değişik mekan yaratırsan yarat aynı şeyi yapıyor hissi başladı bende. Eşim mesleğine yani borsaya geri döndü. Ben de kurumsal hayatı istedim ve Beymen ile maceram başladı. Sonra Demsa'ya geçtim. Üç buçuk sene orada çalıştım ve son bir seneyi de New York'tan aynı görevi yürüttüm. Demsa'da tüm halkla ilişkiler ve pazarlama çalışmalarımın yanı sıra yine şirketteki tüm organizasyonları davetleri, lansmanları ben yaptığımdan aslında eğlence sektöründen hiç bir zaman kopmamış oldum. Orada olduğum süre içerisinde Michael Kors, Diane Von Furstenberg, Elie Tahari, Roberto Cavalli, gibi pek çok markanın tasarımcılarını Türkiye'de ağırlama ve onlara özel davetler organize etme şansım oldu. Böylece bu kadar önemli tasarımcılar için organizasyonlar yaparken çok daha sistemli çalışmayı ve belirlenmiş olan bir konsept üzerinden hareket etmeyi tecrübe etmiş oldum. Sonra bir gün telefon geldi ve daha önce birlikte iş yaptığımız iki genç arkadaş bir mekan aldıklarını söyleyip ne yapmaları gerektiğini sordular. Benim de bir huyum vardır, biri bana böyle bir şey sorduğunda hemen o projeyi sahiplenirim. Bunda da böyle oldu. Çok heyecanlandım ve düşünmeye basladım. Eşimle beyin jimnastiği yapmaya başladık. Amerika'da yaşadığınız zaman Hint kültüründen etkilenmemek mümkün olmuyor. Bir anda kendimi 'Hint' konseptli bir mekan hayal ederken buldum. Adını 'Bombay' olarak koyduk.
Hint konsepti Amerika için geçerli ve popüler olabilir ama Türkiye'de bu konseptin ilgi göreceğini nasıl öngörüyorsunuz?
Ben o kültürü zaten seviyorum ve bizim kültürümüzle de örtüştüğünü düşünüyorum. Bunun sağlamasını da şöyle yaptım. Bu konsepti kafamda kurduğumda o hafta bir dergide Chanel'in 'Bombay' adı altında bir makyaj serisi çıkardığını gördüm. İste orada "Çok doğru bir noktadayız" dedim. Aradan iki hafta geçti ve bir arkadaşım aradı "Nurdan'cığım evimin bahçesinde Hint konseptli bir davet veriyorum" dedi. Çok heyecanlandım. Gelen insanlar da çok iyi hazırlanmıştı. Ben de kulüpte çok doğru bir noktada olduğumuzu anladım.
Kulübe ortak mısınız yoksa sadece konsept için mi çalışıyorsunuz?
Ortak değilim sadece marka danışmanlığını yapıyorum. Her şeyiyle ben ilgileniyorum mekanın. Çok da güzel bir ekiple çalışıyorum ama ayrıca yıllardır çok gözlem yaptığım için kendime de güveniyorum. Daha önce de bu işi yaptığım için insanların reaksiyonlarını az çok ölçebiliyorum. Bombay'da bu birikimin dışa vurumu da var. Örneğin o arkadaşımın verdiği davete gittiğimde gördüm ki insanlar bu kostümü giymeyi, kadınlar böyle süslenmeyi seviyor. Ben de bu yüzden kulüp açılmadan önce bir Bollywood partisi yaptım.
'Bombay'a insanlar adım attığında tam olarak nasıl bir ambiyansla karşılaşacaklar?
Hint konsepti diyoruz ama tamamen etnik bir mekan olsun istemedik. Onu biraz modernize edip karıştırdık ve dengeledik. Mimarımız Baran Uyar ile birlikte çalıştık. Elimizdeki imkanları doğru bilgi ile güzel bir şekilde kullanmaya çalıştık. Tabii ki milyon dolarlar harcamadık ama mesela deri koltuk istiyorsak en iyisini nereden bulabileceğini araştırdık. Müzik konusunda da buranın kendine has bir müziği var; Fg ile anlaştık. Zemininde cool bir müzik var ama onun üzerine biraz daha ticari yani Usher, Beyonce gibi artık dünyanın ödüller verdiği parçalar çalıyor. İnsanların içeride pik noktaları olması lazım çünkü. Bir yandan kalkıp dans etmeleri gerekiyor. Hatta şunu bile düşündük; locada oturduğun zaman eğer dans etmek isterseniz önünüzdeki sehpa ile oturduğunuz mesafeyi o kadar iyi ayarlıyoruz ki diziniz sehpaya çarpmıyor. Saat 24.00'da da bir Hintçe şarkıyla giriş yapıyoruz ve yine bazı noktalarda insanları heyecanlandıracak Türkçe parçalar çalıyoruz. Yani aslına bakarsanız cımbızla şarkı seçtik oturup. Yine ışıklandırmaya çok önem verdik. Ayrıca bir akustik mimar ile çalıştık çünkü ses sistemi bizim için çok önemliydi. Bu mekana girdiğiniz andan itibaren beş duyu organına hitap ediyor. Şöyle ki; gördüğünüz şey hoşunuza gidecek, dokunduğunuz metaryalin iyi bir malzeme olduğunu anlayacaksınız, müzik kulağa hitap edecek, içtikleriniz ve tattıklarınız da damağınıza hitap edecek. Geriye bir de 'koku' kalıyor. Bombay'a has bir kokumuz var. Özel bir firma bizim için bu kokuyu tasarladı. Artık dünyada böyle bir meslek var ve büyük şirketler bunu kullanıyor. Bizim de böyle bir kokumuz var.
Hedef kitleniz var mı?
Burası büyük bir mekan, bu yüzden sadece gençler ya da şu yaş gurubu insanlar gelsin diyemem. Buraya her kesimden insan gelmeli. Ancak kapıdan girişten itibaren çok önemlidir her şey bir mekanda. Kapı da çok önemli çünkü ilk davranışı orada görürsünüz. Bu nedenle çok profesyonel, olaylara nasıl davranacağını bilen ve çözebilen bir ekiple çalışıyoruz. Kick box dünya şampiyonumuz Orhan Doğan ilgileniyor güvenlikle. O nedenle içim çok rahat çünkü güvenli bir şekilde eğlenilebilecek bir mekan Bombay.
Son dönemde gece kulüplerinde şovlar da düzenleniyor, siz de şovlar olacak mı?
Evet İstanbul'da rakiplerimiz çok ama dikkat çekmek için biz bu mekanı tasalarken var olan sahnesini kaybetmek istemedik. Ancak buraya bir sanatçı çıkıp, mikrofonla şarkı söylemeyecek, daha şovlara yönelik olacak. Biz müziğin içine yedirilmiş şovlar yapacağız. Video Mapping gösterisi olacak örneğin. Çok büyük açılışlarda kullanılıyor son zamanlarda. Üç boyutlu bir görsel şov ve henüz herhangi bir gece kulübünün içerisinde yapılmış değil.
Mekan kaçta açılıyor, yemek servisiniz var mı?
İnsanlar 22.00'da gelmeye başlıyor, bu tip kulüplerde olduğu gibi. 22.00 ile 24.00 arası daha sohbet edilebilir bir ortam oluyor. Gecenin akışı 24.00'da hızlanıyor. Yemek yok fakat çok başarılı bir şefimiz var. Bu şefimiz bize içkilerin yanında atıştırabilecek küçük bir mönü hazırladı. Bunlar da tadımlık İndian tapas'lardan oluşuyor. Eğer bu beğenilirse ileride küçük bir mönü yapmayı planlıyoruz. Barla ilgili de sürprizlerimiz var. Özel kokteyllerimiz var.
Biraz erken belki ama yazlık mekan planlarınız da var mı?
Şu an görüşme halindeyiz ama evet sahilde bir yazlık mekan üzerinde anlaşmaya çalışıyorlar.
Peki biz Nurdan Yüzbaşıoğlu'nu bundan sonra konsept-tasarım uygulama ve işletme alanında mı göreceğiz yoksa halkla ilişkiler ve pazarlama işine devam edecek misiniz?
Başka ne iş yaparsam yapayım Demsa'nın içerisinde olmak isterim hep. Çünkü o kadar güzel projeler yaptık, arkadaşlıklar kurduk ki... Çok güzel bir dünya orası. Kurumsal hayatın zorlukları kadar güzelliği de var. Bir kere düzenli bir hayatın oluyor. Bunu özlemiştim. PR fiziksel olarak başında olmayınca yapılacak bir iş değil ama ben yine de bu son bir senede ciddi bir performans gösterdim ama tabii bunun da bir limiti var. Çünkü New York'ta daha uzun bir süre kalmaya karar verdim. Sonuçta kızım orada okuyor ve bir aile düzenimiz var. Ayrıca orada bir prodüksiyon şirketi kurdum. Bu prodüksiyon şirketinde her türlü moda çekimi, kampanya çekimi gibi işleri yapacağız. Türkiye'den de bu konuyla ilgili birkaç marka ile görüşüyorum şu an. Aynı zamanda profesyonel stil danışmanlıgı ve çekimlere styling yapıyorum.
Öykü Yazıcıoğlu