Röportaj: Akgün Akdil
Portre Fotoğrafı: Hope Rollins
Mekan Fotoğrafları: Douglas Friedman
Hollywood malikaneleri denilince ilk akla gelen isim olan Martyn Lawrence Bullard, Cher, Kardashian’lar, Blake Shelton, Gwen Stefani, Ellen Pompeo, Eva Mendes, Kyle Jenner, Tommy Hilfiger gibi pek çok ünlünün evini tasarlayan bir iç mimar. Ünlü evleri dışında lüks yaşam alanları, oteller, restoranlar da tasarlayan Martyn Lawrence Bullard’ın ayrıca kendi adını taşıyan döşemelik kumaş, duvar kağıdı, mobilya ve ev aksesuarlarından oluşan bir koleksiyonu da var. Mesleğindeki 30. yılını yeni çıkardığı ‘Star Style’ adlı kitabı ile taçlandıran Martyn Lawrence Bullard ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Hollywood yıldızlarının malikanelerinin iç mimarı olarak, ‘Star Style’ adlı yeni kitabınızı yazarken size ilham veren faktörleri ve yaratım sürecini anlatır mısınız?
'Star Style’ kitabım son on yılda yaptığım çalışmaların bir birleşimi ve iç mimar olarak meslekte 30. yıldönümümü kutlamak için hazırlandı. Birlikte çalışma şansına sahip olduğum pek çok ünlünün yanı sıra projelerin çeşitliliği ve proje sahiplerinin
zevkleri ve kişilikleri ile yaptığım işin özünü yansıtan bir kitap.
Size göre bir yıldızın kendine özgü bir stili olması gerekir mi? Star Style’ın (Yıldız Stili) özünü nasıl tanımlarsınız?
Star Style/Yıldız Stili aslında sizi neyin mutlu ettiğiyle ilgili; tasarımın sevdiğiniz tüm yönlerini ev ortamınıza getirmekle ilgilidir. Konfordan zarafete kadar, ev sahibinin dekoratif ruhuna açılan bir pencereye dönüşen bir havadır.
Bir yıldızın moda anlayışının evinin stilini etkilemesi yaygın bir durum mudur, yoksa sıklıkla kişisel tarzlarından farklı bir ev mi ararlar?
Bence moda ve ev çok paralel gidiyor. Giyinme, ev kadar kişisel ifadenin bir parçasıdır ve çoğu zaman birinin kişisel stilinin ifade etme şekliyle, stilinin evde görülme şekli arasında çok yakın bir bağlantı olduğunu görürüz.
RuPaul'un evi, onun kişisel sahnesine çevrilerek gösterişli ve dramatik etkilerle dekore edilmiş
RuPaul’un evini göz kamaştırıcı bir sahneye, hatta podyuma dönüştürmeniz gerçekten hayranlık uyandırıyor. Bize bu büyüleyici projeyi anlatır mısınız?
Dünyanın en ünlü drag queen’i için tasarım yaparken, evini onun kişisel sahnesi haline getirmek, yalnızca onun değil aynı zamanda kariyerinin ve gösteriş, drama ve yüksek stile olan sevgisinin de bir ifadesi olması hayati önem taşıyordu. İlham kaynağı olarak Joan Crawford gibi sinema kralicelerinden alınan ve 1930’ların, 40’ların Hollywood tasarımının özünü yakalayan Hollywood regency görünümünü seçtik. Renk paleti aynı zamanda RuPaul’un ruhunu da yansıtıyor; eğlenceli turuncudan cesur siyah ve beyaza kadar her şey drama dolu ve son derece göz alıcı.
Konutları canlı ve eğlenceli mekanlara dönüştürme yeteneğine sahipsiniz. Bunu başarmak için bize birkaç dekorasyon tüyosu verebilir misiniz?
Aydınlatmanın bir mekan tasarlamanın en dönüştürücü unsurlarından biri olduğunu ve atmosferi değiştirmenize ve bir anahtar hareketiyle onu kullanmanıza olanak sağladığını düşünüyorum. Aydınlatmanın kısılmasıyla bir odayı çok daha davetkar ve heyecan verici hale getirebilirsiniz.
Kostüm ve aksesuarları için geniş bir gardıroba ihtiyaç duyan ünlü müşterileriniz için çok şık butiklere benzeyen giyinme alanları tasarlıyorsunuz. Bu alanlara yönelik tasarım yaklaşımınızı anlatabilir misiniz?
Soyunma odası birçok müşterim için ünlülerin iç mekanlarının hayati bir parçası haline geldi; artık tamamen onların isteklerine ve kişisel ihtiyaçlarına göre özelleştirdiğimiz evin ana odalarından biri. Her zaman müşterinin kaç tane giysisi, ayakkabısı, çantası vb. olduğuna ve bunları nasıl organize etmesi gerektiğine bakıyoruz. Daha sonra mekanları buna göre planlıyoruz.