Röportaj: Nazan ORTAÇ
Geçtiğimiz yılın ekim ayında "Hayata yepyeni bir tat" sloganıyla Ataşehir'de kapılarını açan Watergarden İstanbul, yemeiçme ve eğlence anlayışına yepyeni bir soluk getirdi. Türkiye'nin ayakkabı devi Ziylan Holding'in gayrimenkul yatırımı olan Watergarden İstanbul; su, ışık, lazer, alev ve multimedya gösterilerinin yapıldığı şov havuzu ile kısa sürede kentin en popüler noktalarından biri olmayı başardı. Ziylan Gayrımenkul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahmut Ziylan ile bir araya gelerek hem Watergarden İstanbul'u hem de sektördeki yeni gayrimenkul yatırımlarını konuştuk.
Geçtiğimiz aylarda Watergarden İstanbul'un açılışını yaptınız; hayırlı olsun… Biraz projeyi anlatır mısınız? Ne kadarlık bir yatırımla hayata geçti?
Mahmut Ziylan Öncelikle teşekkürler… Watergarden İstanbul projesi, yerli ve yabancı turistin ilgisini çekecek şekilde tasarlandı. Özellikle yeme-içme ve eğlence üzerine yoğunlaştık. Günlük acil ihtiyaçlara yönelik; kozmetik, iletişim, aksesuar gibi alışveriş imkanı sunduk. Bir de süpermarketimiz var. Bunun dışında tiyatro ve 10 salonlu bir sinemamız mevcut. Çocukların eğlenebileceği eğlence parkları yaptık. Restoranların olduğu bölgede ayrı bir 'Nostalji Sokağı' kurduk. Nostalji Sokağı'nda Türk damak tadına yön veren yöresel lezzetlerin ana temsilcisi markalar yer alıyor. En az 40 yıllık geçmişi olan ve Türk damak tadına yön veren lezzetleri barındıran bir sokak burası.
Bu proje 750 milyon TL'lik bir yatırımla hayata geçirildi. İçinde Avrupa'nın en kapsamlı şov havuzu da yer alıyor. Bu havuzda müziğin ritmine birebir uyumlu su, ışık, lazer ve ateşin birleşimiyle gösteriler düzenleniyor ve bütün restoranların manzarası bu havuza bakıyor.
Projeyi benzerlerinden ayıran neler?
Ziylan: Bu proje benzersiz bir proje. Türkiye'de bir ilk hatta. Biz İstanbul'a, ülkemize değer katacak bir yaşam alanı sunmak istedik. Küçükten büyüğe herkese hitap etsin; herkes kendi damak zevkine ve bütçesine uygun lezzetler bulabilsin istedik. Bu nedenle kapanış saatlerimizi bile farklı tuttuk. Bütün bu sebeplerle bu projenin en büyük farkı Watergarden İstanbul'un bir yeme-içme ve eğlence üssü olması.
Mimari boyutundan da bahsedebilir misiniz? Hangi firmayla çalıştınız?
Ziylan: Uluslararası T Concept firması tarafından tasarlanan Watergarden projesinin mekan organizasyonu ve iç mimari projeleri MDArch Mimarlık tarafından üstlenildi. Açık, yarı açık ve kapalı mekanların bir arada dengeli bir şekilde kurgulandığı projede temel odaklar yeme-içme ve rekreasyon fonksiyonlarına ayrıldı. Toplam 165 bin m2'ye yayılan bir alanda çeşitli aktivitelere göre tasarlanmış birbirinden farklı ama ilişkili bölgeler bulunmakta. Alanın tam ortasında projenin ağırlık merkezi olarak konumlanan 5 bin m2'lik gösteri havuzunun etrafındaki farklı alanlar, işlev ve kullanıcı profillerine göre farklı atmosferlere sahip olacak şekilde tasarlandı. Tüm bunlara ek olarak peyzaj tasarımı DS Mimarlık tarafından üstlenilmiş, bitkiler ve ağaçlarla donatılmış 15 bin metrekareye ulaşan ve bu farklı alanlara entegre edilmiş bir 'Şehir Parkı' da projenin önemli bir kısmını oluşturmakta. Kısacası bu projede firma dikey hiyerarşinin yerine iç mekan organizasyonunda yatay bir hiyerarşi benimsedi. Bunun da çok etkili olduğunu düşünmekteyim.
Şov havuzu büyük ilgi gördü... Bekliyor muydunuz bu ilgiyi?
Ziylan: Beklemiyorduk dersem, yalan söylemiş olurum. Yepyeni bir yaşam alanı yarattık burada. Tekrar gibi olacak ama Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdik her anlamda. Şov havuzu da bu ilklerden biriydi. Siz de bilirsiniz ki ilkler her zaman merak uyandırır. Bu nedenle şov havuzu Watergarden İstanbul'un lokomotifi oldu diyebilirim. Hafta içi saat başı, hafta sonları ise yarım saatte bir, birbirinden keyifli müzikler eşliğinde gösteriler düzenleniyor burada. Bizim proje sloganlarımızdan biri "Gecesi başka, gündüzü başka". Bu sloganı en iyi anlatan ürünümüzdür havuz şovumuz. Çünkü gece olunca işin içine lazer, ışık, ateş ve multimedya gösterileri de dahil oluyor. Ve ortaya muazzam bir manzara çıkıyor. Saatlerce seyredilebilecek gösteriler bunlar ve gerçekten bir sanat eseri gibi seyre dalıyor misafirlerimiz.
Türkiye'deki ayakkabı sektörünün devisiniz; gayrimenkul işine 2014 yılında girdiniz... Neydi bu kararı size aldırtan? Sevdiniz mi bu sektörü?
Ziylan: Gayrimenkul sektörü sürekli güncellenen ve genişleyen bir sektör. Türkiye'de de büyümenin lokomotifi bence. Bu nedenle birçok markaya olduğu gibi bize de cazip geldi. İşin açıkçası hiç pişman değiliz. Çünkü gerçekten keyifli ve zevkli bir sektör. Sevmez miyiz, tabii ki sevdik. İşin zorlukları yok mu, elbette var ama çok çalışırsanız üstesinden gelemeyeceğiniz hiçbir şey yoktur hayatta.
Bu sektöre yatırımlarınız sürecek mi? Gündemdeki projeleriniz neler?
Ziylan: Bu sektörde şu anda dört projeyle varız. Biri Kazlıçeşme'de Büyükyalı projesi, bir diğeri Sultanbeyli'de Atlas Park AVM, Watergarden İstanbul zaten malumunuz ve bir de Adana'da Park Adana AVM.
Özel hayatınızda neler yapıyorsunuz, hobileriniz var mı? Seyahat etmeyi sever misiniz mesela?
Ziylan: Haftanın iki, vakit bulursam üç günü spor yapıyorum. Farklı restoranlara giderek değişik lezzetleri deneyimlemeye bayılırım, çünkü yemek yemeyi çok severim. Görmediğim yerleri keşfetmek isterim hep. Ayrıca tarihi yerler çok çeker beni, çünkü tarihe ayrıca ilgim vardır. Biliyorsunuz iş stresimiz oldukça yoğun. Yani kısacası beni stresten uzak tutacak her tür sosyal faaliyet ya da aktiviteye katılmayı severim. İş hayatına gelince, biliyorsunuz grubumuz zaten aile şirketi olarak yaklaşık yarım asır önce kurulmuş bir şirket. O yüzden çocukluğumdan beri okul hayatımla birlikte devamlı şirkette bulunuyordum. Seyahat etmeyi çok severim. Seyahat etmenin insanın vizyonunu, bakış açısını genişlettiğine inanırım çünkü. Bir yere gidiyorsam, oradan mutlaka yeni fikirlerle dönerim. Kendimi ve beynimi besler seyahatler benim. Laf olsun diye bir yerden bir yere adım atmam. Mutlaka bir fayda sağlarım kendime.
Ayakkabı özel ilgi alanınızdadır mutlaka; modayla aranız nasıl?
Ziylan: Modayla aram iyidir. Dünya trendlerini yakından takip ederim. Ama sadece ayakkabılarla ilgilenmem, farklı sektörlerden, farklı işlerle de ilgilenirim, merak ederim. Babam Ahmet Ziylan her zaman; "İlgi bilgiyi, bilgi de başarıyı getirir" derdi. Ben de her şeyi merak edip ilgilenmek, dolayısıyla da bilgilenmek istiyorum. Nasıl kendimizi daha da geliştiririz, görülemeyen ufukları, vizyonu keşfetmek için ülkemize daha nasıl yenilikler getirebiliriz, dünya ile global arenada nasıl rekabet edebiliriz! Bunları hep hedef koymuşuzdur. Bu yüzden Watergarden farklı bir proje. Bu yüzden global arenada rekabet etmek için İtalyanların en iyi 4. büyük ayakkabı markası olan Lumberjack'i, Almanların 100 yıllık perekende devi olan Reno'yu satın aldık.