RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF SERHAT HAYRİ
VİDEO KORAY IŞIK
Doğal ve baş döndürücü güzelliği kadar ortaya koyduğu kendine has stil seçimleriyle de takip etmeyi sevdiğimiz bir isim Yasemin Şefkatli Tatlıses. Ona göre, kişinin stili, karakteri, duruşu ve tavrıyla bağlantılı ve onu yansıtan en önemli detay. Genç influencer ile moda evreni içindeki yerini ve sezon tercihlerini konuşmak üzere, eşi İdo Tatlıses ile birlikte yaşadıkları Zekeriyaköy'deki evlerinde bir araya geldik, sezon gardırobunun vazgeçilmezlerini mercek altına aldık.
Yasemin Hanım nasılsınız, nasıl başladı yaz sizin için?
Çok iyiyim, özellikle bugünlerde sanki pandemiyi geride bırakmışız hissiyle yaşıyoruz, tabii ki hala devam ediyor ama önlemler hafifledikçe bizde umutlanıyoruz. Onun haricinde yoğun bir dönem, hem özel hayat hem iş hayatı olarak bol koşturmacalı enerjik geçiyor. Güzel yorgunluklarım var.
Moda ve trendlerle iç içe bir hayatınız var, kedinize özgü orijinal bir stiliniz mevcut; kendi tarzınızı birkaç cümle ile tanımlamanızı rica etsek neler söylersiniz?
Ben giyim konusunda rahatıma çok düşkünüm ama tabii stil danışmanım İbrahim ile birlikte çalışıyoruz ve o da beni bu rahatlıktan bir nebze olsun çıkarmaya çalışıyor. Aslında ikimiz de çabasız şıklığı seviyoruz. Konfor alanımda kalmaya çalışsak da, trendleri takip ediyoruz.
Stilinizle ilgili de sıkça iltifat da alıyorsunuzdur öyle değil mi? Neler söylüyorlar bu konuda?
Oversize parçalar giymeyi sevdiğim için bazen eşim İdo'nun dolabından bir şeyler ödünç aldığım da oluyor. Hatta bir keresinde biri bana "Erkek gibi giyinmek sana çok yakışıyor" demişti. Önce şaşırdım, anlayamadım ama bu sonra hoşuma gitmişti.
Kıyafet seçimleri ve özgüvenli hissetmek arasında bir bağ var mı? Çok beğendiğiniz parçalar giydiğinizde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Kesinlikle insanın stili, karakteriyle, duruşuyla, tavrıyla çok bağlantılı. Aslında biraz kendimizden yansımalarımız bu bizim. İçinde kendimizi güçlü ve iyi hissettiğimiz kıyafetler tavrımıza yansıyor ve bu da daha özgüvenli olmaya teşvik ediyor tabii ki.
Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu? Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz?
Tabii ki eleştiri aldığım oluyor, buna kapalıyım diyemem ama ne kadar önemsediğim tartışılır. Herkes kendini iyi hissettiği şekilde giysilerini taşıyor. Tabii ki eleştirinin dozu da çok önemli, bazen göz ardı etmiyorum okuyorum, dinliyorum. Ama bence önemli olan benim nasıl hissettiğim.
Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?
Bir tasarımın farklı ve özgün olması onu daha cazip kılıyor bence, bunun yanı sıra kullanılabilirlik özellikle benim gibi rahatına düşkün giyim tarzı olanlarda daha ön planda tutuluyor diye düşünüyorum. Bazen sırf farklı ve özgün olduğu için kendi tarzıma uyduramadığım şeyler oluyor, bazense farklılık iyidir deyip, üstüme yakıştırıyorum da. Tamamen ruh halim ve giysinin bendeki yansımasına bağlı.
Ayrıca mesela ayakkabı, çanta ya da bir küçük elbise fark etmez, size göre bir tasarımı arzu nesnesi yapan şey nedir?
Benim için bir tasarımı arzu nesnesi yapan, onun bende duruşunda bana kendimi güçlü hissettirmesidir sanırım. Bir kadın olarak en güzel şey güçlü gözükmek. Her ne durumda olursa olsun, bunu bazen giydiklerimizle bazen tavrımızla verebiliyoruz.
Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aksesuar, kıyafetin kesinlikle tamamlayıcısı ama bazen doğru aksesuar seçilmediğinde bu, kıyafetin güzelliğini kapatabiliyor. Ben de çok aşırıya kaçmayı sevmiyorum aksesuarda ama bazen ters köşe yapmak hoşuma gidiyor.
Okuyucularımıza tamamen kendilerine ait bir stil yaratmak ve onu geliştirmek konusunda verebileceğiniz tüyolar olur mu?
Stil, kişinin imzası, kimliği gibi bir şey. Öncelikle kendini nasıl konumlandırdığı, ne giydiğinde iyi hissettiği çok önemli. Dediğimiz gibi görünüm, özgüvene katkı sağlıyor. Bazen ilham almak, trendleri takip etmek gerekebiliyor.
Dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Ve son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği?
Tasarımcılardan ziyade bu ara bazı markalara daha çok sıcağım. İşte Christopher Esber, David Koma, Coperni, Bec&Bridge gibi... Bir de rahatlığımdan bu kadar bahsetmişken Manolo Blahnik ve Birkenstock iş birliğini enteresan buldum, sevdim de diyebilirim.
Sezon trendleri arasında favorileriniz neler?
Renkler. Bu sezon tüm renkler trend neredeyse. Pembesinden, yeşiline, mor, turuncu, mavi gibi. Normalde bu kadar renkli olmayı sevmezdim ama yine de içimi ısıtıyor bir yandan da. Onun dışında vintage parçalara bu sezon elim çok gidiyor.
Bu sezon gardırobunuzun demirbaşı nedir?
Bu sezon gardırobumun demirbaşı blazer ceketler. Hem şık hem spor kombinlenebilen hem de kendime yakıştırdığım çok zamansız bir parça. Ayrıca kendimize ait bir blazer markamız bile var biliyorsunuz; Blaze On You. Buradan da ne kadar sevdiğimizi anlayabilirsiniz.
Sezon trendleri arasında "asla giymem" dediğiniz bir parça var mı?
Sanırım asla giymem dediğim bir şey şu an aklıma gelmiyor ama düşük bel mini etekleri kendi tarzıma çok yakın bulmuyorum, belki onu örnek verebilirim.
Peki, sezonda kullanmayı en sevdiğiniz renkler hangileri?
Sezonda tüm renklere şans vermek isterim aslında ama nedense önceliğim pembe ve mor. Bana şu an bu renkler daha çok beni yansıtıyor gibi geliyor.
Kendiniz için yaptığınız son alışveriş nedir?
Kendim için yaptığım son alışveriş 70'lerden deri bir avirex ceket.
Modada sürdürülebilirlik üzerine son yıllarda çok fazla görüş ortaya atılıyor. Röportajımızı sonlandırmadan önce; sizin sürdürülebilir modaya katkı için yaptığınız bir şeyler var mı?
Sürdürülebilir modaya destek amaçlı çalışan birçok marka var, zaman zaman bu markalardan alışveriş yapıyorum. Ama bu yaklaşım sadece bir ürünle alakalı değil, modanın bağlı olduğu toplumsal ya da kültürel hatta finansal sistemle de alakalı. Bilinçli olmak gerekiyor tabii ki.
Uzak ya da yakın vadeli gelecek planlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
İki tane markamız var; biri çanta tasarımlarımızın olduğu Yasebags, diğeri de az önce bahsettiğim Blaze on You markası. Şu an planımız iki markamızı da globale taşımak. Hayalimiz ve hedefimiz bu yönde. Onun haricinde dijitalde çok güzel iş birliklerimiz oldu ve olacak. Heyecanlıyım güzel projelerde olduğum için ve bir yandan da mutluyum geri dönüşlerden. Bir yerlerde birilerini olumlu yönde etkileyebiliyorsam ne mutlu bana.