Odağında yaşam var

Danimarka kökenli ünlü fotoğrafçı Thomas Loof, kadrajına aldığı mekanlarda gördüğü yaşama dair en küçük ipuçlarını bile büyüleyici karelere dönüştürebiliyor.

Odağında yaşam var

YAZI KAAN SANCAR
FOTOĞRAF THOMAS LOOF

Apaçık ortadaydı" diyor Thomas Loof. Çocukluğu hakkında konuşuyoruz. Yaratıcı işlere odaklanmış bir ailede büyüdüğünü söylüyor. "Babam bir görüntü yönetmeni, annemse oyuncuydu. Bir fotoğrafçı olacağım ve bunu gelecekte mesleğim haline getireceğim daha o zamandan belliydi" diyor Danimarka kökenli ünlü fotoğrafçı. İlk kamerasını daha dört yaşındayken eline almış ve sonrasında da bırakmamış; bu doğrultuda ilerleyerek Kopenhag'da fotoğrafçılık eğitiminin ardından fotoğrafçılığın birçok farklı türüyle tanışmış. Kariyerinin erken yıllarında ana odağını portre ve mimari olarak belirleyen Loof, birkaç yıl sonra da bir arkadaşıyla New York City'e taşınmaya karar vermiş. Loof bu konuda, "Kendime meydan okumak istedim" diyor. "Biraz da NYC'i keşfetmek, tabii."

Bu meydan okuma ve keşif isteğinin sonucu ise House Beautiful'un yanı sıra Variety, Veranda, AD, House&Garden gibi birçok dergi için kapak çekimlerinden çeşitli mimari ve stil-life kareler ve Giorgio Armani, Pierre Cardin, Mark Ruffalo gibi isimlerin portrelerine uzanan geniş bir portfolyo olmuş. Tabii, bir de dünyaca bilinen bir isme sahip olmak... Peki, Loof'un yolu dekorasyon fotoğrafçılığıyla nasıl kesişmiş? Loof, hayatında bir dönüm noktası olacak bu süreci şöyle açıklıyor: "Kariyerimin erken dönemlerindeydim. Kendisi de fotoğrafçı olan, o zamanki kız arkadaşım, şu anki eşim Pernille, Mayer Rus'un Genel Yayın Yönetmenliği'ni yaptığı Interior Design dergisinde çalışmaya başlamıştı. Sık sık beraber çekimler yapıyorduk ve o dönemde muazzam tasarım/mimari yetenek havuzuna erişim imkanı buldum. Bu da kesinlikle odağımı değiştirdi."

Fotoğrafçıyla dekorasyon fotoğrafçılığı üzerine konuşuyoruz. Ona göre ev çekimlerinin en tutkulu yanının ne olduğunu soruyorum. "İlginç mekanlar" diyerek cevap veriyor. "Tabii, bu tamamen kişisel bir şey.

Bir evde yaşamanın ve içini dekore etmenin birçok yolu var ama beni en çok çeken alanlar genelde kişinin kendini yansıtacak şekilde nesneler katarak kişiselleştirdiği, çekici ve hatırlanabilir mekanlar oluyor." Ardından gerçekleştirdiği ilk ev çekimlerinden birine değiniyor. Bu aynı zamanda en akılda kalıcılarından da biri olmuş. "Meksika'nın Akapulko şehrinde John Lautner tarafından tasarlanan Arango House ilk ve en önemli çekimlerimden biriydi. İlk kapak çekimim olacaktı, sonuçta. Pernille tüm süreçle ilgilendi ve sonunda o, ben, 4x5 kameramız, ışıklar ve Arango baş başaydık. İnanılmazdı" diyor.

Loof'un Kopenhag'ta geleneksel bir iç mimariye sahip, sıcak, konforlu ve samimi hissettiren bir villada büyüdüğünü öğreniyorum. Şu anda ise eşi Pernille ve iki çocuğuyla birlikte NYC'de Danimarkalı mimar Thomas Juul Hansen tarafından tasarlanan bir evde oturuyormuş. Loof kendi evinde de görebileceğimiz dekorasyon yaklaşımını şu sözlerle tanımlıyor: "Daha çok İskandinav ve minimal bir iç tasarıma yönelmeme rağmen, çocuklarım büyüdükçe ve bir aile olarak ihtiyaçlarımız değiştikçe farklı tarzları da değerlendirmeye ve yeni yaklaşımlarımı estetik algıma dahil etmeye çalışıyorum."

Loof'a bir meslektaşıyla evli olmanın nasıl bir yaşantı doğurduğunu soruyorum. Loof eşi ile mesleki ilişkisini, "Pernille inanılmaz bir fotoğrafçı. Birbirimizle iş birliği yapmayı seviyoruz ancak çoğu zaman kendi yaratıcı yollarımızı takip ediyoruz. Bu, aile hayatıyla daha iyi işlemesini sağlıyor. Meslek ilişkimiz birbirimizin görsel ipuçlarını okuduğumuz ve her zaman birbirimizi desteklediğimiz çabasız ve sezgisel bir dinamik" diyor. İkili birlikte Mark Ruffalo'nun portresi de dahil birçok etkileyici işe imza atmış.

Son olarak, çiftin çocukları ve gelecek planları hakkında konuşuyoruz. Loof, "Çocuklarımızın ikisi de son derece yaratıcı ve onları her zaman yaratıcılıklarını ve mesleğimizi keşfetmeleri adına teşvik ediyoruz ancak bu, kendi istedikleri şekillerde oluyor. Mesleğimiz değişiyor ve sadece kendilerini tutkulu hissettikleri bir alanda ilerlemelerini istiyoruz" diyor. Thomas Loof, devamında da şu tavsiyede bulunuyor: "Hangi iş olursa olsun bir işte iyi olmak için zanaatınızı sevmeniz gerekir." Loof'un mesleğinde neden bu denli iyi olduğunu da o anda anlıyoruz.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.