İlk önce Ayşe Kucuroğlu'nu gördük pole'un üzerinde; ardından pole modası hızla yayıldı. Ajda Pekkan bir konserinde pole dance (direk dansı) yaptı, Ayşe Özyılmazel zayıflayarak forma soktuğu muhteşem vücudunu klibinde pole'un üzerinde sergiledi. Ünlülerin Instagram hesaplarında bu trendin hızla yayıldığına şahit oluyoruz; Lale Çangal, Asena Erkin, Didem Soydan pole üzerinde akrobatik hareketler sergileyen diğer isimler. Ortak özellikleri, aynı hocadan ders alıyor olmaları... Hocaları, Çengi Studio'nun sahibi Burcu Yüce. Spor akademisi mezunu olan Yüce, klasik bale eğitimi almış bir dansçı. Klasik bale ve pole dance'ın yanı sıra, oryantal, tango, modern dans, akrobasi, sema gibi birçok farklı stille çalışıyor. Pole dance'nin danstan ziyade bir spor olduğunun altını çiziyor ve zorluk derecesinin yüzme ve koşu ile aynı olduğunu söylüyor. Ama bedenle birlikte ruha da katkısı var; "İnsanın kendini keşfetmesidir pole" diyor Yüce ve ekliyor: "Bir puzzle'ın parçalarını birleştirmek gibidir..."
Önce şunu sorayım; boru dansı mı diyoruz, direk dansı mı?
Aslında ikisini de demiyoruz, 'pole dance' diyoruz. 'Aerobik' nasıl bütün dünyada aerobik olarak kullanılıyor ise, bunun adı da pole dance.
Kimin aklına gelmiş bir direğin üzerinde dans etmek?
Aslında tarihine baktığınız zaman paganlarda bereket dansı olarak görüyorsunuz. Mesela Victoria döneminde, masumiyetin simgesi olan bir dans. Daha sonra gelişerek günümüze kadar geliyor. Ama 80'li yıllarda Kanada'da striptiz kulüplerinde yapıldığı için, insanların aklına günümüzde daha çok böyle yerleşmiş. Aslında 2006 senesinden beri, dünya üzerinde kurulmuş 24 federasyonu bulunan, olimpiyatlarda yarışılması konuşulan bir fitness ve akrobasi sporu. Tüm vücudunu çalıştıran yegane sporlardan biri olduğu için de, yüzme ve atletizmden sonra önemli bir spor. Benim başlamam da bundan 7-8 sene önceye dayanıyor. Londra'da eğitimini aldım, önümüzdeki aylarda da Amerika, New York'a gideceğim, bilgilerimi yenilemek ve yenilikleri öğrenmek için.
Başlamadan önce de dans ediyordunuz ama değil mi?
Evet, ben klasik bale eğitimi aldım. Birçok şeyle ayrı ayrı uğraşıyorum. Pole da bunlardan bir tanesi; 'çocuklarımdan' biri. Ben sentezlemeyi seviyorum. Bir şeyleri öğrenip birbirine karıştırmayı, yorumlamayı ve kendimden bir şeyler katmayı seviyorum.
Türkiye'de pole dance yapan birileri var mıydı peki?
Aslında yoktu, pek yapacak alan da yoktu. Sonra Londra'dan pole'ları getirmeye başladım. Fakat Türkiye'de gümrükle ilgili birtakım sıkıntılar yaşadım. En sonunda da kendim üretmeye karar verdim. Bir ortağım var; iki senedir pole üretimi yapıyoruz Türkiye'de.
Nasıl merak sardınız bu spora?
Avrupa'da çalışan baska bir dansçı arkadaşım sayesinde tanıştım. 10 senedir Avrupa'da dans ediyordu, "Burcu böyle bir şey var" dedi. Ondan sonra merak sardım, hemen araştırmaya başladım, bu iş nasıl nerede yapılır diye. Sonra da Londra'ya gittim, eğitimini aldım.
Çengi Studio'yu ne zaman açtınız?
Geçen sene yılbaşında açtık stüdyoyu. Ondan önce de özel dersler veriyordum. Koreograflığını yaptığım 10 tane sanatçım var; Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Funda Arar, Ozan Doğulu, Bengü, Ziynet Sali, Ozan Çolakoğlu, Emel Sayın gibi... Onlarla devam ediyorum; hem sahnelerini yapıyorum, hem de dansçı temin ediyorum.
Pole dance nasıl bir spor?
Her spor kadar zor bir kere. İlk başta nasıl her şey bizi zorluyorsa, bu da o kadar zor. Bu kardiyovasküler bir çalışma. İnsan vücudunun zorlandığı çalışma, kardiyovasküler çalışmadır. Yürürken, koşarken, yüzerken nasıl zorlanıyorsanız bunda da o kadar zorlanıyorsunuz. O çalışmaların içine giren bir spor. Yağ yakımı ve kalori yakımı yüksek. Bu yüzden sert gibi görünüyor. Kendi vücut ağırlığınızla çalıştığınız bir fitness çalışması. Ve bence sağlıklı, çünkü kendi vücut ağırlığınızı taşıyorsunuz. Kendi vücut ağırlığınızla yapılaşmış kasların vücuttan çıkması kolay olmuyor.
Hiç spor yapmamış birisi için altyapı gerektiriyor mu?
Yok, asla. Bir altyapıya gerek yok, çünkü kendi içinde gelişim gösteren bir spor. Buraya gelenlerin sıfırdan, yani başlangıç seviyesinden derse katıldığını kabul ederek başlıyoruz her şeye. Buraya spor alt yapısı olan insanlar da geliyor, olmayanlar da geliyor. Ama bizim uygulamamız, en başından itibaren sıfırdan başlamak. Sağlıklı olanı budur. Grup derslerimiz de var, bireysel derslerimiz de var, kapalı grup derslerimizi de var.
Hiç spor yapmamış birisi için altyapı gerektiriyor mu?
Yok, asla. Bir altyapıya gerek yok, çünkü kendi içinde gelişim gösteren bir spor. Buraya gelenlerin sıfırdan, yani başlangıç seviyesinden derse katıldığını kabul ederek başlıyoruz her şeye. Buraya spor alt yapısı olan insanlar da geliyor, olmayanlar da geliyor. Ama bizim uygulamamız, en başından itibaren sıfırdan başlamak. Sağlıklı olanı budur. Grup derslerimiz de var, bireysel derslerimiz de var, kapalı grup derslerimizi de var.
Türkiye'de federasyon kurulmasıyla ilgili bir çalışma var mı?
Evet, bununla ilgili çalışmaya başladık. Ankara'da Gençlik Spor İl Müdürü ile bir görüşmemiz olacak bununla ilgili. Türkiye'de bu federasyonu kurmaya çalışacağız. Henüz çok fazla sporcusu yok. Bizim burada yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz var. Ankara ve İzmir'de de çalışmalara başlamamız gerekiyor. Yavaş yavaş gelişecek diye düşünüyorum.
Bu spor dalının olimpiyatlara katılması da gündemde değil mi?
Evet, önümüzdeki olimpiyatlarda yarışılması konuşuldu. Jimnastik neyse, aslında pole da onun gibi bir spor. Zorluk dereceleri olan hareketleri var. Basit hareketler de var, zor hareketler de var. Nasıl ki jimnastik yarışmasında her uluslararası federasyon birtakım kriterler sunuyorsa, aynı şey pole için de geçerli.
Türkiye'de çok ilgi gördü, neye bağlıyorsunuz bunu?
Aslında çok güzel bir şey, bu beni çok mutlu ediyor. İnsanlar bununla ilgili bir farkındalık yaşıyor demek ki. Bir saatte 350-500 arası bir kalori harcıyorsunuz, eğlenerek bütün vücudunuzu çalıştırıp, sıkılaştırıyorsunuz ve herkesin en problemli yerlerini çalıştıran bir spor. Kol altı, karın, basen, bacak içi, arka bacak gibi herkesin çalışmakta zorlandığı yerleri burada eğlenerek çalışıyorsunuz. Monoton bir çalışma değil bir kere. Sayılarla, tekrarlarla işimiz yok. Bir takım hareketleri yapmaya, öğrenmeye çalışıyoruz. Bazen tek derste çıkartıyoruz bunları, bazen 3-4 derste. Ve bunları denerken, yaparken, yapmaya çalıgirdiğiniz zaman her şeyi dışarıda bırakıp, zamanı kendinize ayırıyor olmalısınız. Bir de tabii şeye inanıyorum; aslında daha güçlü ve daha kendine güvenen insanların sporu olarak görüyorum. Kadın ya da erkek olarak ayırmayacağım. Çünkü bu sporu yapan erkekler de var. Daha kendini keşfetmekle ilgili; farkındalığa sahip insanların yaptığını düşünüyorum.
Özgüven de gerektiriyor...
Özgüven beraberinde geliyor ve gelişiyor. Buraya çok bilinçsizce gelip, bunun farkındalığını yaşadıktan sonra buna bağlanan da çok insan oluyor. Hem kişisel gelişim için hem vücut gelişimi için sağlıklı bir spor.
Moda olarak görünüp, modası geçer diye düşünüyor musunuz?
Pilates gibi mi? Şimdi bakıyoruz, pilates de hala devam ediyor. Bundan altı sene önce belki azdı ama s
şimdi her köşe başında pilates stüdyoları açıldı. Modası geçti mi; yok geçmedi, herkes yapmaya devam ediyor. Pole için de hayalim bu yönde. Şu an birkaç stüdyoyla başladı belki, ama eminim 5-6 sene sonra her köşe başında bir pole stüdyosu açılacak.
Spora başlamak isteyenler için, dikkat edilmesi gereken noktalar var mı?
Tabandan tavana bir boru üzerinde yer çekimine aykırı hareketler yapmak insanları korkutuyor. Ama doğru kancaları taktığınız zaman, doğru tuttuğunuz zaman, doğru hareketleri yaptığınız zaman pole'da asla ve asla düşmek diye bir şey yok. En fazla aşağıya kayarsınız, çünkü yer çekimi var, karşı koyamıyoruz. Bugüne kadar hiç öyle bir şey olmadı zaten. Bu sporu kilolu insanlar da yapabilir. Çünkü kiloyla bir ilgisi yok. Kendi vücut ağırlıgımı taşıyabildiğim sürece bu isi yapabilirim. Yaş sınırımız var; 18 küçüklerle çalışmıyoruz. Zaten fitness sporlarında 18 yaşından küçüklerle çalışılmıyor. Bizim çok hassas olduğumuz bir konu da, ısınma hareketleri. Kasların çok sıcak olması lazım, bu işi yapabilmek için. Sporla ilgili her zaman bir disiplinsizlik oluyor, genelde herkes o ısınma kısımlarını geçmek ister, ya da sallayarak yapar. Burada öyle bir şey yok; her şeyi düzgün ve tam yapmak zorundasınız pole yapabilmek için, çünkü sakatlık ağır olabilir.
Röportaj:Nazan ORTAÇ Fotoğraflar:Serkan ŞENTÜRK