Ünlü isimlerle zamanda yolculuk
Eskiyi her geçen gün daha da özlemle anar olduğumuz son dönemlerde, bazen de durup geçmişteki güzel anıları hatırlamak çok iyi geliyor. Bu noktadan hareketle iş, sanat ve cemiyet hayatından seçtiğimiz isimlere sorduk; "Şu an sizi bir zaman makinesi ile geçmişe ışınlasak; hangi yıla ve hangi ana dönmek istersiniz?" İşte o isimler ve hatırladıklarında yüzlerinde tatlı bir tebessüm yaratan anıları...
HAZIRLAYAN MELİH TÜRK, İREM ORHAN
"Dünya Güzellik Yarışması'nda derece aldığım günü tebessümle hatırlarım"
Hayatımızın her anı bence bir dönüm noktası. Sağlıkla aldığımız her nefes, sevdiklerimizle geçirdiğimiz her saniye yüzümüzde bir tebessüm oluşturur. Kişisel gelişimimiz için attığımız her adım ya da bazen cesaretimizi toparlayamayıp veremediğimiz o kararlar ise iyi bir öğreti olur. Zaman tünelinde kısa bir yolculuk yaptığımda gözümün önünden nice anılar geçiyor. Ama ben bu anıları sevgiyle sararak, yüzümü ileriye doğru döndürmek isterim. Çünkü hızla akan zamanda geriye dönüp bakarken yaşadığımız anı kaçırırız. Şimdiki zamanı yaşayarak geleceğe umutla bakmalı, tebessüm ve deneyimlerimizin üzerine inşa edeceğimiz yeni tebessümlere, öğretilere yer açmalıyız. Benim için zaman tünelinden bir anı seçmek işte bu nedenle zor olsa da bende büyük bir farkındalık yaratan bir anı paylaşmadan edemeyeceğim. 1991 yılında Miss World Dünya Güzellik Yarışması'nda dünya 6'ıncısı ve Miss World European Queen of Beauty seçildiğim zaman hayatım boyunca yaşadığım, yaşayacağım ve ülkem adına kazandığım en mühim başarının o olduğunu düşünmüştüm. Aradan geçen 20 yıl sonra ilk kitabım olan 'Glütensiz Gurme Lezzetler' ile 'Sağlık ve Beslenme Konusundaki En İyi Yemek Kitabı' dalında aldığım dünya birinciliği ve onu izleyen kitaplarımın aldığı birinciliklerle ise fark ettim ki; üretmenin, inanmanın yaşı yok.
ASLIHAN KORUYAN SABANCI
"Pandemi öncesi hayatımızın her günü ayrı bir heyecan"
Aslında zaman makinesiyle çokta eskilere gitmeye gerek yok. Çok yakın zamanda hepimizin gayet güzel ve mutlu bir hayatımız vardı, farkında olmadığımız... Henüz pandemi yaşamımıza girmemiş, ben en sevdiğim yerdeyim, kayak yapıyorum, güzel arkadaşlıklar, yemekler, her şey çok güzel. Yepyeni bir hayatın eşiğindeyim zannediyorum... Ama akabinde 2019 ve 2020'de hayatımın en zor dönemlerinden birini yaşadım. Şimdi tekrar ümitlerin yeşerdiği, yine, yeni, yeniden diyebileceğimiz zamanlardayız. Coşkuyla bu dönemi bekliyorum. Her şey hepimiz için, yeter ki sabırlı olmayı bilelim. Sevgiyle, sağlıkla, aşkla yeni bir dönem olsun hepimize. Kendimizin, birbirimizin, doğamızın, dünyamızın kıymetini bilerek yaşayalım...
PINAR ECZACIBAŞI
"Hayatımın dönüm noktası olan o güne ışınlanmayı isterdim"
Zaman makinesine girmiş olsam zamanı 1990 yılına, modellik yaptığım döneme ayarlardım. O zaman Gaye Sökmen'de, ajansta çalışırken İsrail'de Look ajansla da çalışıyordum. Onlar İsrail'de kalıp, kariyerime yurt dışında devam etmemi istediler. Ben de bir tercih yapıp Türkiye'ye döndüm. Bu bir dönüm noktasıydı hayatımda. O gün farklı bir karar vermiş olsaydım belki de şu an yurt dışında bambaşka bir hayat yaşayacaktım. Pişman mıyım bilemiyorum ama kaderimin değiştiği noktadır.
ALEGRA LEVİ
"O anı fotoğraflardan hatırlamak duygularımı canlandırıyor"
Hayatta en önemli zamanlar eğitim, çocuklarımızla olan anlarımız ve aile günleridir. Aslında tüm geçirilen bu özel zamanlar arasında bir tercih yapmak gerçekten çok zor. Hepsini ayrı ayrı güzel ve duygulu bulurum. Evlatlarımızın da aynı mutlulukları yaşaması en büyük dileğim. Hayat baştan sona acısıyla tatlısıyla yaşanılıyor. İçinde mutluluktan izler fazlaysa daha ne ister ki insan. Ben çok fazla şu zaman, bu zaman ayrımı yapamıyorum zaman makinesi için. Ama belli mihenk taşları vardır insan hayatında, o anlara dönmeyi isteyebilirim. 1996 yılında Londra Üniversitesi'nden mezun olduğum zaman çok özeldi. Çok duygulu bir gündü. Ondan daha özel bir an ise kızım Nazlı'nın doğumuydu. O anları yaşamak hatta fotoğraflardan bile hatırlamak duyguları yeniden canlandırıyor.
ZEYNEP MUTLU
"Babamla birlikte olduğumuz o anlara dönmeyi çok isterdim"
Ben Ahu'yu yani bugün var olan Ahu'yu çok ama çok seviyorum. Ahu'yu sevmemin sebebi, yaşadığım acısıyla tatlısıyla her şeyin bugünkü Ahu'yu meydana getirmiş olması. Tabii ki acılarım oldu, herkesten fazla acılarım oldu, sevinçlerim oldu. Ama hepsini gönlümün güzel tarafında tuttum. İnsan her şeye pozitif baktığında her zaman bir keyif çıkarmasını başarabilir. En büyük acılarımın başında babamı kaybetmek geliyor. Eğer bir zaman makinesi olsa babamla birlikte olduğumuz anlara gitmeyi çok isterdim. Ona çok düşkündüm. Bir de hayatımda geçirdiğim hastalıklar var, hepsini çok şükür atlattım. Kanser geçirdim, beyin kanaması geçirdim. Dışarıdan göründüğü gibi değil benim hayatım. Dışardan belki çok kolay gözüküyor ama ben her şeyi çalışarak edindim. Her şeyin iyi tarafını alıp bugünü yaşıyorum, "Allah'ım şükürler olsun" diyebiliyorum. Ben her an, her dakika şükretmeyi çok seviyorum.
AHU AYSAL
"New York'ta yaşadığım yıllara dönmek isterdim"
Soruyu okuduktan sonra bilgisayarımı açtım ve arşivlere daldım... Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan fotoğraflarda kaybolmuşum. Fark ettim ki, her seyahat, yaşadığım her şehir, kaybolduğum sokaklar, tanıştığım insanlar, dinlediğim müzikler, hikayeler, yediğim yemekler, attığım kahkahalar, yaşadığım zorluklar, gezdiğim müzeler ve senelerdir deneyimlediğim her türlü olay beni bugün olduğum kişi yapmış. Dönüp baktığımda iyisiyle, kötüsüyle "İyi ki yaşamışım" diyorum. Geçmişte bir ana dönecek olursam, 2012 yılında New York'a ilk taşındığım dönemlere dönmek isterim. Düşününce bile ilk heyecanlarım aklıma geliyor. Her zaman çok sevdiğim New York'ta çok şey öğrendim. Hayatımın önemli bir dönüm noktası orada yaşadığım yıllardır diye düşünüyorum. Mimarlık eğitiminin çok yoğun ve zor olmasının yanı sıra, New York gibi kalabalık bir şehirde aslında ne kadar yalnız olduğunuzu hissedip bireysel ayakta durma çabası da karakterimin oluşmasının büyük bir parçasıdır. Zorluklar bir yanda, şehrin güzelliği, her köşesinin yaratıcılıkla doluluğu, her insanın sizde bir iz bırakması, ritmi, enerjisi bir yanda... Bu yıllara hiçbir şeyi değiştirmeden acısıyla tatlısıyla tekrar dönmek isterdim.
BENAN TERZİOĞLU
"Geçen ayki Paris seyahatime dönsek"
Uzak değil, yakın bir geçmiş, hatta geçen aya ışınlanmak isterim şu an. Üç yılın ardından, valizimi yapıp Paris'e gittim tek başıma. Vakti zamanında iki yıl yaşadığım Paris, melankolisiyle, zarifliğiyle, saklı köşelerinden çıkan yaratıcı sergileriyle bana kendimi o kadar iyi hissettiriyor ki! Uzun bir aradan sonra, bu seyahatimde yine aynı duygularla coştum. Kendimi dinlemeyi, kilometrelerce yürümeyi özlemişim. Herkesin de özlediği şehirlere kavuşmalarını diliyorum bir an önce.
ŞEBNEM BURCUOĞLU
"Küçük oğlum Kemal'in doğduğu gün Süleyman ile tanıştıkları o an çok özeldi"
Zor bir pandemi sürecinden sonra ikinci oğlum Kemal'i kucağıma aldığımda, büyük oğlum ile ilk tanıştıkları anlar benim için çok özeldi. Eşim ve ben haftalar hatta aylar öncesinden oğlumuzu bu tanışmaya hazırlamaya çalışmıştık çünkü o ilk anın çok özel ve doğru olmasını istedik. Hamileliğim boyunca Süleyman'ın bir kardeş fikrine karşı karışık duygular içinde olduğunun farkındaydık. Tek çocukken evin merkezindeyken yepyeni, hiç tanımadığı birinin artık hayatımızın bir parçası olacağı düşüncesi hem onu çok heyecanlandırıyor hem de korkutuyordu. Doğumum gece 12 gibi olduğu için sabah erkenden eşim gidip Süleyman'ı alıp hastaneye getirdi. O karşılaşma anının, anlatılması zor, yaşaması çok kıymetliydi.
TANEM SİVAR DİRVANA