Ünlü isimler düğünden fotoğraflarını ve o özel günün hikayesini bizimle paylaştı
Cemiyet hayatının ünlü isimlerinin albümlerinden seçtikleri düğün fotoğraflarıyla nostaljik bir yolculuğa çıktık. O güne geri giden ünlü isimler, düğünden fotoğraflarını ve o özel günün hikayesini bizimle paylaştı.
Banu Sağnak Erten
"Hem çok doğal hem hayal gibiydi"
2015 senesinde, yakın dost ve kuzenlerimizin katıldığı 30 kişilik bir davet eşliğinde İtalya, Toskana’da evlendik. O sene Ramazan Bayramı temmuz ayına geliyordu. Kendimiz için balayı, misafirlerimiz için harika bir tatil planı yapmış olduk. Bizim için düğün tarihimiz iki özel gün. Nikahımız 16 Temmuz’da Türk Konsolosluğu’nda Milano’da kıyıldı... Yanımızda sadece nikah şahidi arkadaşlarımız vardı. Konsolosluğa yakın bir otelde kalıp, odada kendimiz hazırlanıp çıktık. Konsolosluğa öğlen 15.00’da yürüyerek gittik. Nikahtan sonra Milano’nun sevdiğimiz restoranı Santa Lucia’da yemek yedik. Ve ertesi sabah araba kiralayarak, Toskana’ya doğru yola çıktık. İkimiz de tarihi yerleri gezmeyi ve dünya mutfaklarını denemeyi sevdiğimiz için düğünümüzü de o şekilde rahat planladık. 6 saatlik bir yolculuk sonrasında akşamüstü düğünümüzün olacağı tarihi şarap bağı ve oteli olan Borgo Scopeta’ya ulaştık. Romeo ve Juliet’in aşkının yaşandığı tarihi bir yer olması, düğünümüze ayrı bir büyü kattı. 18 Temmuz sabahı Siena’yı gezdik, ve daha önceden sipariş verdiğimiz düğün pastamızın arayışına başladık. İtalya’nın özellikle o bölgelerinde her şey lokal ve geleneksel olduğu için pastamızı da öyle bir yer hazırlamıştı. Bulmamız oldukça maceralı oldu ama bazında tiramisu olan pastanın lezzetine değdi doğrusu. Borgo Scopeta’ya düğünümüze bir saat kala geri ulaşabildik. Düğün için bağları gören yerde 30 kişilik limon ve zeytin dalları ile süslenmiş uzunlamasına bir masa tasarladık, hem çok doğal hem de bir o kadar hayal gibiydi, her şey daha güzel olamazdı. Odada hızlıca kendimiz hazırlandık. Düğün alanına giderken yolda fotoğraflarımızı iki arkadaşımız çekti. Dostumuz DJ’imiz Yasin Ark gece 12.00’dan sonra bize tahsis edilen tarihi bağ evinin üst katında bizim için müzik yapmaya devam etti. Her şey, her an ahenk içindeydi; yemekler çok lezzetli, dostlar çok keyifli, hava çok güzeldi ve evliliğimizin ve sevgimizin de aynı ahenk ile geçeceği duygusunun başlangıcıydı.
Rüya Büyüktetik
"Biz bize ve samimi bir düğün oldu"
13 Ekim 2018’de, İstanbul’daki Aslı Tunca Evi’nde evlendik. Düğün günümüzü dün gibi hatırlıyorum. Ancak o kadar heyecanlıydım ki, bazı anları sonradan idrak edebildim diyebilirim. Biz bize ve samimi bir düğün hayal etmiştik. Kişi sayısını 100 ile sınırlı tuttuk. Buna rağmen çok heyecanlıydım. Sabah erken saatte hazırlıklar için eşimle birlikte düğün mekanımıza gittik. Benim saç-makyaj hazırlıklarım çok sevdiğim bir ekip ile keyifle ve çok eğlenerek geçti. O esnada catering servisi aldığımız Four Seasons Hotels gerekli kurulumları yapmaya başladı. Fotoğraf çekimlerimizi tamamladıktan sonra konuklarımız gelmeye başladı. Sonrası malum... O günden çok fazla fotoğrafımız var ve hepsi benim için birbirinden değerli... Ancak bu fotoğraf düğünümüzü sosyal medyada duyurduğum fotoğraf olması sebebiyle de benim adıma ayrı bir önem taşıyor.
Hülya Kalyoncu
"Elimizde kalan dostların çektiği birkaç kare"
7 Aralık 1997 yılında, İstanbul’da Conrad Otel’de evlendik. Düğün günü telaşı olmasın diye bir gece önceden otele yerleşmiştik. Düğün sabahı özel bir kahvaltı, cilt, saç bakımı, sauna masaj sonrası düğün günü hazırlıkları başladı. Yurt dışından gelen misafirlerimiz vardı, önce onları karşıladık. Öğlen aile büyükleri ile buluşuldu ve gelen sürpriz düğün hediyeleri ile seremoni gündüzden başlamış oldu. Daha sonra adetten, gelin ve erkek tarafları kendi odalarına çekilip bir süre dinlendiler. Gelinliğimi o zamanların en ünlü modacılarından olan çok sevgili ‘Hakan Elbayan’ dikmişti. Aslında o dönemlerde, okulum bittikten sonra İngilizce eğitimi için gitmiş olduğum Kanada’dan yeni dönmüş ve çok yoğun bir iş yaşamına başlamıştım. Akşam geç saatlere kadar çalıştığım oluyordu. Ve de biraz rahatsızdım aslında tam da o günlerde. Ne yazık ki; çok fazla gelinlik provasına bile gidememiştim. Bu nedenle o gün gelinliğin son rötuşları üzerimde tamamlandı. Düğün saati geldiğinde ise eşim gelip beni odamdan aldı ve beraber büyük bir heyecanla, en sevdiğim ve yıllardır her gün dinlediğim Pachelbel’in Canon in D’si eşliğinde salona girdik. Çoğunluğu genç arkadaşlarımızın, iş ve cemiyet yaşamından bazı kişilerin ve aile üyelerimizin olduğu yaklaşık 600 kişilik bir davetlimiz vardı. Düğün gecemiz, önce Enbe Orkestrası sonra da sanatçımız Ebru Gündeş’in eşliğinde, sahne bir saniye bile boş kalmadan bol danslı ve çok eğlenceli geçti. Salonunun dekorasyonu, ambiyans, konuklarımızın şıklığı, pastamız tüm detayları ile harikaydı. Herkesin çok eğlendiğini, çok keyif aldığını belirttiği müthiş bir gecenin ardından, büyük bir mutluluk ama bir o kadar da büyük bir yorgunluk içerisinde son misafirlerimizi de geçirdikten sonra bize ayrılan suitimize geçtik. Ertesi gün öğleden sonra ise balayı için Güney Afrika - Cape Town’a doğru yola çıktık. Balayımızda harika geçmişti. Sun City, Cape Town ve Johannesburg’a gitmiş ve çok muhteşem anılarla geri dönmüştük. Fotoğraflara gelince, ne yazık ki düğün fotoğraflarımızı çeken fotografçının, düğünümüzden bir gün sonra fotoğraf stüdyosu yandı. Bu talihsiz kaza sonrası, tüm dükkanla birlikte bizim fotoğraflarımız da yandı. Tabii o zamanlar şimdiki gibi herkesin elinde başlı başına bir fotoğraf makinesi olan akıllı telefonlar da bulunmadığı için, elimizde yalnızca bir video ve aileden birinin kendi makinesi ile çekmiş olduğu bu soluk birkaç fotoğraf karesi kaldı. Sonuç olarak hem düğünüme istediğim gibi yeterince hazırlanamamış olmam hem de fotoğraflarımızın olmaması sebebi ile düğünümüz içimde hep ukte kalmıştır. Aynı seremoniyi, aynı tarihte, aynı mekanda ve yine gelinlik ve damatlığımızı giyerek ve hatta dostlarımıza da giydirerek tekrarlamak gibi bir istediğim hep vardır yıllardır. 25. senede yapalım dedik; pandemi, kayıplarımız, deprem vs. bir sürü sebeple nasip olmadı. Belki 50. senemizde olur…
Begüm Gazioğlu Ballı
"Neşemiz yüzümüze yansıyordu"
5 Aralık 2015 tarihinde, Raffles Hotel İstanbul’da evlendik. Düğün günümüzde çok heyecanlı olduğumu hatırlıyorum. Otele erkenden tek başıma gitmeyi tercih etmiştim. Böylece telaş ve karmaşa olmadan bize tahsis edilen odada rahatlıkla hazırlanabildim. Fotoğraf çekimi yapıldıktan sonra ailelerimiz ve yakın arkadaşlarımız düğün öncesi odamıza bizi ziyarete geldiler. Eğlenceye orada başlandı. Organizasyon firması olarak Davet ile çalıştık. Gerçekten çok profesyonellerdi ve hiçbir aksaklığa fırsat vermeden muhteşem bir gece geçirmemizi sağladılar. Eşim Ömer düğünümüzün büyük bir parti tadında olmasını istemişti. Gerçekten de bol danslı ve eğlenceli bir düğün oldu. Düğün tarihimiz kış ayına denk geldiği için pastamız kesilirken kar makinesi ile salona kar yağdırmıştık. Düğünümüzde Barbaros Büyükakkan sahne aldı ve bize unutulmaz bir gece yaşattı. Düğünün sürprizi ise eşime söylediğim Özdemir Erdoğan’ın ‘Bana Ellerini Ver’ şarkısıydı. Gece geç saatlere kadar eğlendikten sonra ertesi gün balayımız için St. Barths’a uçtuk. Bu fotoğrafımızı çok seviyorum. Çünkü heyecanımız ve neşemiz yüzümüze yansımış. Gerçekten unutulmaz ve bizim için özel bir gündü.
Elif İnci Aras
"İlk dansımız heyecan vericiydi"
23 Temmuz 2011 yılında, İstanbul’da Four Seasons Bosphorus’ta evlendik. Bu yıl 12. yılımızı kutlayacağız. Her bir detayı ile özel olarak ilgilendiğim, sade ancak özen gösterilmiş bir yaz düğünüydü. Yazın tüm esintilerini detaylarda kullandığım, gelinlik seçimimde sade olmaya özen gösterdiğim bir düğün oldu. Eşimin işi gereği iş dünyasından da yoğun bir katılım olan düğünümüzde misafirlerimizle birlikte çok eğlendik. Ailemizde de herkes tatlı bir telaş içindeydi, bugün bile hatırladığımda tatlı bir tebessüm yayılıyor yüzüme. Sevdiğim bir insanla ömrümün sonuna kadar bir hayatı yaşamaya söz verdiğimiz günün her anı benim için çok özel. Sevgimiz her geçen gün artarken saygımızı kaybetmiyor olmamız mutluluğumuzun da anahtarı. Herkesin gözü üzerimizde olduğu için dikkatli olmaya gayret ettiğimiz ilk dansımız çok heyecan vericiydi. Biraz heyecanlı bolca duygulu, mutluluktan bulutların üzerinde süzüldüğümüzü hissettiğimiz bir danstı.
Nergis Pekuysal
"Mutluluktan hipnotize olmuş gibiydik"
29 Eylül 2013’te, İstanbul’da çok sevdiğimiz Çırağan Sarayı’nda evlendik. O gün sanki hepimiz mutluluğun içinde hipnotize olmuş gibiydik. Hem farkındasın hem de heyecandan her şeyin nasıl aktığının farkında değilsin. Evden alınıştaki heyecanlı bekleyiş, davulların sesleri ile yola çıkışımız ve dokusunu konumunu mimarisini çok sevdiğimiz Çırağan Sarayı’na gelişimiz hala gözlerimin önünde. Oteldeki heyecanlı hazırlık sonrası Enis ile ilk karşılaşmamız sanki tekrar orada tanışıyoruz gibiydi. Gelenek gereği gelinliğimi hiç görmemişti ve odaya ilk girişindeki bakışımıza fotoğraf karelerinde bakarken hala heyecanlanıyoruz diyebilirim. Biz her yeri toz pembe ve beyaz çiçeklerle süsleyip, içinden su geçen masalarla süsledik çünkü bize her zaman saf temiz bir sevgiyi vicdanı temsil eder ve hala da bu temellere kurulu evliliğimizi sürdürüyoruz. Herkes çok eğlendi. Emel Sayın’ın şarkıları ve DJ ile doğal, eğlenceli bir akışımız oldu. Hala yüzümüzde tebessümle hatırlarız düğün günümüzü.”