
"Türkiye ile Monako arasında çok sağlam köprüler kurdum"

"Türkiye ile Monako arasında çok sağlam köprüler kurdum"

Röportaj: Gülçin İşler Fırat gulcin.firat@sabah.com.tr Fotoğraflar: Engin Irız
Monako Prensliği'ne bağlı 'La Societe des Bains de Mer' adlı şirketin Türkiye ve Ortadoğu temsilcisi olan Hülya Biren, Türkiye ile Monako arasında; turizm, sanat, spor ve kültürel alanlarda sağlam köprüler kurulmasını sağladı. Biren ile Monako'yu ve yeni projelerini konuştuk.
Monako, Batı Avrupa'da Akdeniz kıyısında yer alan, kara sınırları Fransa ile çevrili bir Prenslik. Dünyada 'lüks' deyince akla gelen ilk ülke ve başlıca geçim kaynağı turizm. Özellikle son yıllarda, sanata ve kültüre yaptığı milyonlarca Euro'luk yatırımlarla, 'Sanat ve Kültür Merkezi' olma konusunda da oldukça iddialı. Bu önemli ülke dünyaca ünlü starları, sporcuları, işadamlarını, devlet adamlarını ülkenin her yerinde sağladığı lüks hizmetiyle karşılıyor.
Jet sosyete diye tabir ettiğimiz isimler bu ülkeye geldiğinde korumasız ve hiç rahatsız edilme korkusu yaşamadan şehrin muhteşem sokaklarında dolaşıyor, restoranlarında lezzetin keyfine varıyor. Çünkü Monako'nun en önemli özelliklerinden biri dünyanın en güvenilir ülkesi olması.
Monako, dünya jet sosyetesinin buluşma yeri olmasıyla birlikte son yıllarda, Türk cemiyet hayatının ünlü isimlerinin de uğrak yeri oldu. Türk elitler, ülkedeki, baloların, konserlerin, davetlerin ve kutlamaların müdavimi oldu. Bunu sağlayan ise Hülya Biren oldu.
La Societe des Bains de Mer (SBM) şirketinin Türkiye ve Ortadoğu temsilciliğini yapan Hülya Biren, iki ülkeyi birbirine yakınlaştırdı. İnanılmaz enerjik, dinamik ve yaptığı işe aşık bir isim o.
İki ülke arasında mekik dokuyor ve muhteşem organizasyonlara imza atıyor. 27 senedir Monaco'ya gidip gelen Hülya Biren'e, bu yaz Monako'da gerçekleşecek etkinlikleri, yeni projelerini ve Monako'da neler yapılır diye sorduk.
"Türkiye ile Monako arasında çok sağlam köprüler kurdum"

Hülya Hanım Monako Türkiye arasında önemli bir köprü görevi görüyorsunuz. Nasıl sağladınız bunu?
Hülya Biren: Öyle oldu gerçekten. Tırnaklarımla kazıya kazıya başardım diyebilirim. Çok içten ve ciddi bir özveri göstererek çalıştım. Bir de iki ülkenin kültürlerini çok iyi tanıyorum. Hedefim iki ülkeyi birbirine tanıtmaktı ve Monakolulara Türkleri Türklere de Monakoluları tanıttım. Sadece Monako'ya Türk arkadaşlarım gelsin değildi hedefim, Monako'dan da Türkiye'ye arkadaşlarımın gitmesi için uğraştım. Şimdi inanın benden daha iyi bildikleri yerler var ülkemizde. Bu anlamda ben hedefime ulaştım. 2009 yılında La Societe des Bains de Mer (SBM) şirketinde işe başladığımda Türkiye onlar için minör yani küçük bir pazar bile değildi.
Çok iyi bir yol kat etmişsiniz o halde...
Biren: Evet, Türkleri hiç tanımıyorlardı ama bana güvendiler ve beni dinlediler. Birçok Monakolu arkadaşıma aileleriyle birlikte Türkiye'de tatil yapmalarını önerdim. Şirketimizin yönetim kurulu başkanından kapıdaki valeye kadar birçok iş arkadaşımı İstanbul'da ağırladım. Türkleri ve ülkemizi çok sevdiler. Biz de de Monaco'yu bilen oradaki lüks ve ayrıcalığı yaşayacak çok önemli sayıda bir elit kesim var. Çok özel bir anım vardır. İki yıl önce, Monte Carlo Hotel de Paris'in kahvaltı ve öğlen yemeği servisi yapan Cote Jardin isimli restoranın şefi bana şu sözlerle teşekkür etti: "Madam Biren size, bu kadar kaliteli arkadaşlarınız olduğu ve bizim otelde kalmalarına vesile olduğunuz için teşekkür ederim." Bu benim için çok büyük bir onur ve gurur...
Monako'da iş hayatına atılma fikri nasıl gelişti?
Biren: Bir evlilik dönemi geçirdim ve bu sürede 5 yıl kadar çalışmadım. Boşanırken Monte Carlo'da oturan çok yakın arkadaşım Hayim Fresko bana dedi ki "Hülya, çalışman lazım." Ardından beni şu an çalıştığım işin, SBM'nin yöneticileri ile tanıştırdı. Tanışır tanışmaz da 2009 yılı Mart ayında işe başladım. Nasıl bir şirket SBM? Biren: İlk olarak şunu demeliyim ki; bu şirketin 153 yıldır nasıl dünyanın en lüks ülkesinin en büyük ve önemli şirketi olma başarısını göstermesi ve çalışmaları üniversitelerde ders olarak okutulmalı. 1863
"Türkiye ile Monako arasında çok sağlam köprüler kurdum"

Monako Prensi Charles III tarafından kurulmuş. Monako Prensi II. Albert yani Grimaldi Ailesi'nin yüzde 59 hissesine sahip olduğu ve yüzde 31'i Paris Borsası'nda halka açık olan şirkete, geçen yıl dünyaca ünlü LVMH grubu yüzde 5 ve Galaxy Grubu yüzde 5 hisseyle ortak oldu. Monako Prensliği'ne ait bu şirketin bünyesinde, Hotel de Paris, Hermitage, Monte Carlo Bay ve Monte Carlo Beach olmak üzere 4 lüks otel, 4 kumarhane, Le Louis XV, Buddhabar, Cafe de Paris, Le Vistamar, Elsa'nın yanı sıra 33 farklı restoran, Jimmy'z gece kulübü, Garnier Opera Salonu, 3 adet spa merkezi, ünlü etkinliklerin, konserlerin düzenlediği Yıldızlar Salonu' var.
Sizin bu şirketteki göreviniz ve yaptığınız işler nedir?
Biren: SBM şirketinin Türkiye ve Ortadoğu temsilciliğini yapıyorum. 27 yıldır Monako'ya gidiyorum burada evim var ve 2009 yılından bu yana da SBM'in tabiriyle onların Türkiye'deki büyükelçileriyim. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi mezunuyum ve buradan önce de uluslararası birçok şirkette çalıştım. Burada da Türklerle Monakoluların kaynaşması için lüks turizm ve kültürel anlamda etkinlikler düzenliyorum. Monako'da yıl boyunca her ay etkinlikler düzenlenir ve biz de istediklerimize arkadaşlarımızla katılıyoruz. Bu özel davetlere dünyanın önemli işadamları, sanatçıları ve sporcuları katılıyor.
Bu senenin programında neler var?
Biren: Yaz aylarında Monte Carlo Summer Festival adıyla 1 ay süren yaz konserleri var, 2 Temmuz'da başlayacak 22 Ağustos'a kadar devam edecek. 23 Temmuz'da Lana Del Rey'in sahneye çıkacağı 68. Kızılhaç Balosu düzenlenecek. Eylül ayında Monako Yatch Show, kasım ayında Jazz Festivali var. Aralık ayında Christmas ve yılbaşının üzerine "29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimizle kutluyoruz" pankartları astılar, odalara Türk ve Monako bayrakları koydular.
"Türkiye ile Monako arasında çok sağlam köprüler kurdum"

Çok gurur duydum bundan ve davete gelen Türk, Monakolu, İtalyan, Rus, Azeri ve Fransız arkadaşlarımla harika iki gün geçirdik. Ertesi gün de harika bir Tarkan konseri oldu. Monako'da herkes Tarkan'ı tanıyor artık.
Bir de çok görkemli geçen Gül Balosu var ki geçen sene Türkiye'den çok sayıda ünlü gitmişti.
Biren: Gül Balosu ilk olarak 1954'te, Monaco Prensesi Grace Kelly'nin dünyada muhtaç çocuklara yardım için kurduğu vakıf tarafından düzenlenmiş. O zamandan bu yana yapılıyor. 2017 Mart ayında 63. düzenlenecek. Gül Balosu'na her yıl Türkiye'den birçok ünlü isim katılıyor.
İki ülke arasında mekik dokuyorsunuz.Zor oluyor mu?
Biren: Yok çok seviyorum işimi. İki ülkede de evim var. Monako'da oturma iznim ve evim var. İki ülke arasında mekik dokuyorum, orada da çok sevdiğim samimi arkadaşlarım var. Zaten 27 yıldır gidiyorum Monako'ya ve çok seviyorum halkını da... Ama benim vatanım Türkiye tabii...
Şimdi de biraz yeni projelerinizden söz edelim...
Biren: Monako artık Türkiye pazarına çok önem veriyor ve halen daha görüşme aşamasında olan, çok güzel bir projeyi paylaşmak istiyorum. Ekim 2016'da Jimmy'z Monte Carlo, İstanbul'da açılacak. Dünyanın en ünlü gece kulübü. Ve bu özel kulüp Monako'dan sonra ilk kez İstanbul'da açılacak. 42 Maslak'ta açılacak bu mekan İstanbul'a çok güzel bir renk katacak. Bunun dışında ülkemizle ortak aktiviteler yapmak istiyorum. Mesela THY ya da başka bir Türk şirketi sponsorluğunda Monako'da bir Türk Haftası yapalım isterim. Türk yemekler yensin, Türk ananeleri konuşulsun, Türk sanatının sergisi olsun ve Türk sanatçıların konseri olsun vs... Bir de burada Grimaldi Forum Kongre Merkezi var çok önemli bir sergi alanına sahip. Orada bir Dolmabahçe, Topkapı Sarayı sergisi yapmak istiyorum. Hepsi hedeflerimin içinde... İnşallah kısa sürede bu hedeflerimi gerçekleştirebilirim.
"Türkiye ile Monako arasında çok sağlam köprüler kurdum"

Hülya Biren'in tavsiyeleriyle Monako
- Nice havaalanından Monacair'in lüks ve konforlu helikopteriyle 6 dakikalık muhteşem riviera manzarasıyla Monako'ya uçmak ve otele kadar VIP transfer
- Casinos Meydanı'ndaki Cafe de Paris'de oturup etrafı izlerken kahvenizi yudumlamak
- Akşam DJ Papa'nın Türkçe çaldığı parçalar eşliğinde Buddhabar'ın nefis yemeklerini tatmak
- Dünyaca ünlü markaların yer aldığı dükkanlardan alışveriş yapmak. Daha uygun fiyatlı hediye ve hatıralıklar için Cafe de Paris'in yanındaki SBM Boutique ve sarayın bulunduğu kayaya gidip küçük dükkanlardan alışveriş yapmak.
- Michelin yıldızlı restoranlardan Le Louis XV - Hotel de Paris, Le Vistamar Hermitage, Elsa- Monte Carlo Beach Hotel (organik) ve Blue Bay - Monte Carlo Bay Hotel'den birinde mutlaka bir öğle veya akşam yemeği yemek...
- Hermitage Hotel'in spasında yer alan l Hirondelle Restoran'da Monaco manzarası eşliğinde organik bir öğle yemeği yemek.
- Rıhtımda nefis bir yürüyüşün ardından La Rascasse'da serinlemek.
- Opera Garnier veya Yıldızlar Salonu'nda bir konsere gitmek.
- MC Beach Hotel'de deniz keyfi yaparken Sea Lounge'da nefis pizzalarla öğlen yemeği yemek.
- Monte Carlo Bay Hotel'deki Cinq Mondes Spa'da bir masaj yaptırmak.