Röportaj: Nazan ORTAÇ
Fotoğraflar: Koray IŞIK
Tüm dünyada milyonlarca kişinin seyahat, moda, yemek ve teknoloji tercihlerine yön veren dijital içerik yaratıcıları, blog yazarları ve sosyal medya fenomenlerini bir araya getiren Inflow'un yeni etkinliği, 25-28 Şubat tarihleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da düzenlendi. 'Inflow Katar Summit'e, reality şovlarıyla Ortadoğu'da izlenme rekorları kıran Alice Abdel Aziz de katıldı. Abdel Aziz, Doha öncesi İstanbul'a gelerek yeni marka işbirlikleri için görüşmeler yaptı. İstanbul'da yakaladığımız ünlü reality yıldızıyla keyifli bir çekim ve röportaj yaptık.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ne okudunuz, ne işle meşgulsünüz, aileniz ne iş yapıyor?
Ben 'The Sisters' isimli reality şovda iki kız kardeşimle birlikte yer alan yıldızlardan biriyim. Lübnanlı bir blog yazarıyım ve ülkemdeki dijital fikir liderleri arasında yer alıyorum. Lübnan Amerikan Üniversitesi'nde kurumsal pazarlama okudum ve onur derecesiyle mezun oldum. Arapça, İngilizce, Romence ve Fransızca'yı akıcı şekilde konuşabiliyorum. Wondertan markalı kozmetik ürünleri ürettiğim Wonderprises isimli şirketi kurduktan sonra ise girişimci olma yolunda ilerlemeye başladım. Üç kız kardeşim var; Diana, Nadine ve Farah. Babam kardiyolog, annem ise Romanyalı ev hanımı.
Blog açmadan ve Instagram'da hesap açmadan önce nasıl bir hayatınız vardı?
Üniversiteyi bitirdikten sonra insan kaynakları alanında faaliyet gösteren bir kurumda çalışmaya başladım. Burada yönetici olma hedefim vardı. İşimi seviyordum ancak kader beni başka yerlere götürdü.
İlk hesap açtığınızda ileride 'Lübnan'ın Kim Kardashian'ı olarak anılacağınızı düşünmüş müydünüz?
Instagram ilk çıktığında eğlencesine 'StyleInBeirut' adıyla sayfa açmaya karar verdim. Lübnan'da nelerin moda olduğunu ve Lübnanlı kadınların tarzını dünyaya göstermek istiyordum. Sayfam giderek büyümeye başladı. Moda konusundaki yeteneğim paylaşımlarıma yansıyordu. Etkinliklere davet edilmeye başladım. Katıldığım ilk büyük etkinlik bir mücevher markası içindi. Buraya giderken iki kız kardeşimi de yanımda götürmeye karar verdim. Birbirine benzer abiyeler giyip gittik. Bu etkinlikte çekilen bir fotoğrafımızın viral olacağını hiç bilmiyordum. Meğerse nedeni, aramızdaki benzerlik, üzerimizdeki giysiler ve tabii ki kardeş olmamızmış. Hemen sonrasında, bizimle görüşme yapmak isteyen bir TV kanalı beni aradı. Birkaç ay sonra fotoğraflarımız, Ortadoğu'nun ilk reality şovunun yıldızları olarak boy boy billboard'larda yayınlandı. Reality şov çıktıktan sonra Lübnan ve bölge basınının dilinde hep biz vardık. Bu beklediğimiz bir durumdu ama yine de birden ünlü olmak biraz garip gelmişti. Esas şaşırtıcı olan ise, haberlerin uluslararası medyaya yayılması ve orada da bizden söz edilmeye başlanmasıydı. Ortadoğu'nun Kardashian'ları olmuştuk. Uluslararası basında en çok konuşulan Arap ünlüler haline geldik ve Vogue İtalya bize 'dijital prenses' unvanını verdi.
Böyle anılmaktan memnun musunuz, yoksa sizi rahatsız mı ediyor?
Önceleri Kardashian'larla karşılaştırılmış olma konusunda ne yapacağımı ve bununla nasıl baş edeceğimi bilmiyordum. Bugün ise buna pozitif yaklaşıyorum çünkü devir onların devri. Kardeş olduğumuz ve reality şov yaptığımız için insanların neden benzetme yaptığını anlıyorum. Ancak bizim yöntemlerimiz onlarınkinden tamamen farklı. İş sınırlara ve normlara gelince biz çok katıyızdır.
StyleInBeirut'u bu kadar popüler yapan neydi?
StyleInBeirut'un Instagram'da bu kadar popüler olmasının nedeni sayfamdaki içerikler. Başkalarını yargılayan paylaşımlar yapmıyorum. İnsanlara ilham olacak moda içeriklerinin yanı sıra güzel amaçları ve kampanyaları öne çıkaran pozitif mesajlar paylaşıyorum.
Reality şovunuz nasıl bir program? İlgi çekmesini siz neye bağlıyorsunuz?
Reality şovumuzun böylesine dikkat çekmesinin nedeni Ortadoğu'da bir ilk olması ve aramızdaki kardeşlik bağını burada sergiliyor olmamız. Bu tür bir bağ birçok insanın ilgisini çekiyor.
Programın ne kadarı gerçek, ne kadarı kurgu?
Şov son derece gerçek. Biz sadece kendimiz olduk ve taklitten kaçındık. Çünkü emin olun ki insanlar rol ve gerçeği her zaman ayırt edebiliyor. Bu yolculukta kız kardeşlerimin yanımda olması bana çok büyük destek oldu. İyi günde, kötü günde kendimi hiçbir zaman yalnız hissetmedim. Arkanızda her zaman güçlü bir destek olması çok önemli. Biz de birbirimize bu desteği sunduk.
Tüm bu süreçte bir strateji ile mi hareket ettiniz, yardım aldınız mı?
Tamamen kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. Herhangi bir yardım almadım. Amacım Lübnan modasını anlatmaktı, olaylar tahminimden farklı yöne doğru gelişti ve bugün olduğumuz noktaya geldi.
Daha önce de Türkiye'ye geldiniz değil mi? Nasıl buluyorsunuz Türkiye'yi?
Türkiye'ye çok geldim ve farklı yerlerine ziyaretlerim oldu. Her geldiğimde yeni bir şey öğrendim ve zengin kültürüne hep hayran kaldım.
Türk kadınları sizce nasıl giyiniyor, beğeniyor musunuz stillerini?
Yaşam tarzı ve moda açısından Türk kadınlarını Arap kadınlarına çok benzetiyorum. Bizler evi ve ailesiyle ilgilenirken, aynı zamanda güçlü ve bağımsız çalışan kadın figürünü yansıtıyoruz. Bu, feminen ve klas dokunuşlara sahip 'smart casual' kıyafetler aracılığıyla kadınların stil anlayışına da yansıyor. Türk tasarımcıları seviyorum, onları her zaman yenilikçi buluyorum. Kültürel miraslarından izleri günümüz modasına mükemmel şekilde dönüştürüyorlar. Sevdiğim çok sayıda tasarımcı var. Hakan Akkaya, Hakan Yıldırım ve Dilek Hanif gibi..
Türkiye'nin takip ettiğiniz, stilini beğendiğiniz isimler var mı?
Tuba Büyüküstün'ü çok seviyorum. Onu yansıtan, kendiliğinden zarif bir stili var. Saç modelini kişiliğine uygun şekillendirmesi de hoşuma gidiyor.
Dünyadan stilini beğendiğiniz ve takip ettiğiniz kimler var?
Dünya çapında Anna Dello Russo'nun stiline bayılıyorum. Çok sıra dışı ve yaratıcı ama modayı da takip ediyor. Milano'da onunla tanıştığımda çok tatlı bir insan olduğunu gördüm. Açıkçası StyleInBeirut sayfamdan dolayı, moda tercihleri ve yönelimlerini görebilmek için pratikte herkesi takip ediyorum.
Siz stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Pek çok kişi bana gelip bugünkü trendleri ve benim için stilin ne demek olduğunu soruyor. Bana göre kişi, üzerinde taşırken en çok kendi gibi hissettiren şeyler giymeli. İnsan büyüdükçe stili de olgunlaşıyor. İlla ki bambaşka olmasına gerek yok ama insan değiştikçe dengeyi sağlamak için buna paralel olarak stil de dönüşmeli.
Modaya ne kadar zaman ve bütçe ayırıyorsunuz?
Stil ve paranın birbiriyle özdeşleştirilmesine asla tahammül edemiyorum. Stil sahibi olmanın yaptığınız harcamalarla hiçbir alakası yok. Stil, orijinal olmakla ve karakterle alakalı. Ben hep iyi bir stil ve kalite anlayışı olan uygun fiyatlı markaları tanıtmaya çalışıyorum. Sonuçta hedefim, insanlara güzel giyinmeleri için ilham olmak. Paraları yetmezse ilham hiçbir işe yaramaz.
Sanırım yakın zamanda evlenmeye karar verdiniz... Neler anlatabilirsiniz ilişkiniz ve sizi bekleyen düğününüz hakkında?
Bu aralar bir yandan yaza yönelik kozmetik ürünlerimi piyasaya sürmeye hazırlanırken, bir yandan da düğün planları yapıyorum. Bu yaz dünyanın en mükemmel erkeğiyle evleniyorum. Birkaç yıl önce tanıştık ve aşkımız o günden beri giderek büyüyor. Yeni yıl akşamında evlenme teklif etti. Tabii ki kabul ettim. Şimdiyse Beyrut'ta yapacağımız düğünü planlıyoruz. Düğünümüzle ilgili büyük beklentiler var ve tüm bu beklentileri aşacağımıza eminim. Daha önceden gördüğünüz tüm düğünlerden farklı olacak.
İstanbul'a gelme nedeniniz ve Inflow hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Bu seferki İstanbul ziyaretimin nedeni, markalarla ve tasarımcılarla gerçekleştireceğim görüşmeler. En son Inflow Global Summit'e katılmak için kısa süreliğine gelmiştim. Sonrasında Kapadokya'ya da gittim. Inflow harika bir deneyimdi ve çok iyi bir organizasyondu. Dünyanın farklı farklı yerlerinden gelen, sizin alanınızdaki diğer insanları tanımak harika. Ayrıca 25-28 Şubat tarihlerinde Katar'da gerçekleşen The VisitQatar Inflow Summit powered by Qatar Airways etkinliğinde konuşmacı olarak kendilerine eşlik ettim. Her geldiğimde beni evimdeymiş gibi hissettirdiği için Türkiye'ye çok teşekkür ederim.