''Türk emlak yatırımcılarının gözü Miami'de''

Amerika’nın en büyük emlak şirketlerinden, International Realty Group’un Başkanı Cengiz Bayırlı, Amerika’da karlı emlak yatırımı yapmak isteyenlere yatırım ve kazanım süreçleri ile ilgili tüm detayları anlattı.

''Türk emlak yatırımcılarının gözü Miami'de''

RÖPORTAJ İREM ORHAN

"Türk emlak yatırımcısının ABD'de, özellikle Miami ve Baltimore'a ilgisi katlanarak büyüyor" diyen Amerika'nın önde gelen emlak broker'ları arasında yer alan International Realty Group'un Başkanı Cengiz Bayırlı, yoğun talep üzerine İstanbul'da da ofis açtıklarını söylüyor. Gerek konut, gerekse işyeri olarak birçok cazip projeyi yatırımcılara sunan Bayırlı, Türk yatırımcıların artık başta Amerika olmak üzere tüm dünyaya açılması gerektiğini vurguluyor.

Öncelikle ABD hikayeniz nasıl başladı? Emlak sektörüyle yolunuz nasıl kesişti?
Amerika hikayem aslında 17-18 yaşlarımdayken başladı. 1992-93 yıllarında, ilk kez Miami'ye geldim. Ve Miami'nin gelişmekte olan bir yer olduğunu gördüm. Diğer yandan emlağa olan ilgim de her zaman vardı. Tabii o dönemlerde daha da arttı ve asıl hikaye de işte o zaman başladı.

Peki, Türk emlak yatırımcısının ABD'ye ilgisi nasıl, gelen talepler ne yönde?
Türk yatırımcının Amerika'ya her zaman ilgisi büyük. Bizim iki tane şirketimiz mevcut. Eşim Giovanna Guzman'a ve bana ait Miami merkezli International Realty Group ve Property Invest USA. Ofisimizde 40 emlak uzmanıyla çalışıyoruz. Eşim Giovanna ve benim 25'er yıllık tecrübemizden dolayı Türk yatırımcılar bizi tercih ediyor. Özellikle Türk yatırımcılar topraktan alım modeliyle fazlaca ilgileniyorlar. Amerika'da çok garantili bir sistem bu. Tapu dairesinin hesabına ödeme yapılıyor, müteahhit daireyi bitirene kadar bu paraya dokunulamıyor. Bu ödeme modeli yatırımcıya güven veriyor. Dünya Miami'yi keşfetti herkes buraya taşınıyor. Ayrıca Miami'de emlak yatırımı yapanlar büyük karlar elde ediyor. Baltimore'daki diğer şirketimizin özelliği ise; kira garantili olması ve kişileri oturdukları yerden Amerikan vizeleri dahi olmadan ev sahibi yapabilmesi. Ayrıca yüzde 10 net getirisi olduğu için büyük ilgi görüyor. İşin prosedürü kişileri yormadığı ve yüksek getirisinden dolayı Baltimore'a ilgi çok oluyor.

Yoğun talep üzerine İstanbul'da da ofis açtığınızı biliyoruz, bu süreç nasıl gelişti?
Aslında biz İstanbul'da ofis açmayı çok fazla düşünmüyorduk. Şirketimizi temsil edecek uygun birini ararken kardeşimin eşiyle anlaştık. Kendisi 20 senelik bir avukat hem de sistemleri çok iyi biliyor. Miami'de emlak sektöründen almış oldukları evler var. Yani hem sistemi çok iyi biliyor, hem de her türlü eğitimleri aldılar. Bu konuya hem çok hakim olmaları hem de avukat olmalarından dolayı müşterilerimizi her konuda aydınlatabiliyor. Böyle olunca da İstanbul'da öyle bir ofis açmak bizim için çok avantajlı oldu. Bir de zaten ofisi İstanbul'un en iyi noktalarından biri olan Zorlu Center'da açtığımızdan ve burasının insanlara çok fazla güven veren bir nokta olmasından kaynaklı inanılmaz derecede talep aldık.

2022 yılında ofis açmayı hedeflediğiniz farklı bölgeler var mı?
Evet, olmaz mı... 2022 yılındaki hedeflerimiz şu şekilde; önümüzdeki ay Mexico City'de Polanco bölgesinde (İstanbul'daki Zorlu Center'ın bulunduğu bölge gibi bir noktadan bahsediyoruz) ofisimiz açılıyor. Sonra ise Dominik Cumhuriyeti'nde Santa Domingo'da diğer ofisimiz açılıyor. Akabinde Kolombiya'da iki ayrı şehirde muhtemelen ofis açacağız, çünkü oradan çok talep var. Daha sonra Peru'nun Lima şehrinde bir ofis planlıyoruz. Yine Kanada Toronto'da bir ofis. Bunların dışında Brezilya ve Arjantin'de de ofislerimizi açacağız.

Okuyucularımızı bilgilendirmek adına, ABD'den ev almak için işleyen sistemi biraz anlatmanızı rica etsek?
Aslında Amerika'da ev almak çok basit. Ama önemli olan ne şekilde ilerleyebileceğinizi bilmek. Yatırım amaçlı ev alacaklarsa her iki sistemde de olabilir; Baltimore de olabilir, Miami'de de olabilir. Miami'deki sistem çok basit şöyle ki; kişiler alacakları projeyi seçiyor, evin değeri 1 milyon dolarsa bununla ilgili kontrat yapılıyor. Eğer proje halinde bir evse, kontrat yapıldıktan sonra yüzde 10'luk bir depozito oluyor. 100 bin dolarlık bölümü tapu dairesinin hesabına Türkiye'den gönderiliyor. Bu arada bu kontratların hepsi elektronik imza sistemiyle ilerliyor. Kişilerin Amerikan vizesine ihtiyaçları yok, hatta evlerinden çıkmalarına bile gerek yok. Oturdukları yerden her türlü işlemi halledebiliyorlar. İşlemlerin hepsi bu şekilde bitiyor, sonrasında ise belli periyotlarda yapacakları değişik ödeme sistemleri var. Akabinde de zaten bununla ilgili evraklar vb. her şey ellerine geliyor. Eğer bitmiş bir daireyse bununla ilgili yine bir teklif veriliyor, paralarını yolluyorlar. İşlemlerin biteceği gün tapu dairesinden tapuları onlara online olarak gönderiliyor ve evlerini satın almış oluyorlar. İşte bu kadar basit bir sistemle ilerleyen bir süreç.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.