Tuğçe Eyilik: ''Koleksiyonum benim gibi özgür ruhlu''

Pozitif, samimi, enerjik ve bohem ruhlu Tuğçe Eyilik, kendisi gibi özgür ruhlu tasarımlar yaratıyor. Bu tasarımlarla da insanların evlerine pozitif enerjisini iletiyor. Eyilik ile bir araya gelerek, markası Bon Objet’nin tasarımlarıyla eğlenceli bir çekim

Tuğçe Eyilik: ''Koleksiyonum benim gibi özgür ruhlu''

RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: KUTUP DALGAKIRAN
VİDEO: BETÜL YAZICIOĞLU
FOTOĞRAF ASİSTANI: SENA KAYNAKİN

Bambaşka bir kadın Tuğçe Eyilik; pozitif, samimi, fazlasıyla enerjik ve oldukça tutkulu... Hayallerinin, tutkularının ve inançlarının peşinden gitmekten korkmuyor ve bunu yaparken de disiplinini asla bırakmıyor. Bu aslında oldukça enerjik ruh haline ters duran disiplinli hali ise bale geçmişinden geliyor. Tuğçe Eyilik, Bon Objet ile tasarımlarıyla insanların hayatlarına güzel enerjiler vermek istiyor. Birbirinden şık tasarımlarıyla da en küçük detayına kadar kendisi ilgilenerek, bundan emin olmayı da ihmal etmiyor. "Bir şey, gerçek tutkuysa onu tutamıyorsunuz, ortaya çıkıyor" diyen Tuğçe Eyilik'in tek tutkusu Bon Objet değil tabii... Aynı zamanda konservatuar eğitimi alan Eyilik, baleye olan tutkusunu da çocuklarla paylaşıyor. Hayatı çok dolu ve tempolu ama bu onun için yorucu olmaktansa heyecan verici bir durum. Oğlu Efe Pasha ve hayatındaki diğer sevdiklerine zaman ayırmak önceliği... Eyilik ile Bon Objet'den bahsetmek, balerin tarafını konuşmak için bir araya geldik. Kendi tasarımlarıyla birlikte objektifimizin karşısına geçen Eyilik ile eğlenceli bir söyleşi de gerçekleştirdik.

TUĞÇE EYİLİK RÖPORTAJININ BACKSTAGE VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Eğitim geçmişiniz oldukça geniş. Konservatuarda bale eğitimi, daha sonra İsviçre'de uluslararası ilişkiler ve siyasi bilimler, yüksek lisans olarak da Miami'de radyo, televizyon, iletişim ve reklam... Tasarım, hayatınıza ne zaman girdi?
Eğitimlerim tasarım üzerine olmasa da, hayatımda her zaman yaratıcılık vardı. Tasarım ilk olarak bir hobi olarak yaşamımın bir parçasıydı. İçimdeki bu ilgi devam ettikçe sanat ve dekorasyon hakkında yurtiçinde ve yurtdışında birçok seminere katıldım. Babam Yılmaz Eyilik'in de yüksek mimar oluşu beni her zaman etkiledi. Belki de genlerimde olan mesleği ilk seferde seçemedim ama bugün doğru işi yaptığıma eminim.

İş hayatına ilk aile şirketinde başladınız ama sonra TrendTiger'ı kurdunuz...
Çalışma hayatım aile şirketinde başladı, burada da marka ve kurumsal kimlik oluşturma hakkında çalışıyordum. Yani tasarım hayatımdaydı... Dönemin yerel ve kablolu yayınlarından e -TV'nin kurumsal ve logo değişimiyle ilgilendim, bu da kendi şirketimi kurmam konusunda beni yönlendirdi. Böylece 2002 yılında TrendTiger'ı kurdum. TrendTiger, Türkiye'deki ilk branding firmalarından. Hatta 'Attık' adında İngiliz bir branding firmasının da Türkiye temsilcisi olarak iş hayatına başladım.

Peki, mobilyaya geçiş nasıl oldu? Bon Objet nasıl ortaya çıktı?
Aslında mobilya tasarlama fikri, katıldığım bir seminerle gelişti. Dünya çapında ünlü endüstriyel ve mobilya tasarımcısı Karim Rashid'in dersinde anlattıklarını dinledikçe, mobilya ve obje yapma arzum ağır bastı.

Mobilya tasarlamak umduğunuz kadar kolay oldu mu?
Daha önce kendi ofislerimi, evimi ve yine yakınlarımın evlerine mobilya ve dekorasyon konusunda hep yardım ettim. Yaptıklarımın beğenilmesi, bir de tabii uzun yıllar tasarım ajansı olarak edindiğim tecrübe ile içimdeki bu tasarım tutkusu birleşince Bon Objet ortaya çıktı.

Tasarım süreci nasıl işledi?
Ben bu alanda eğitimi olan bir tasarımcı değilim, bunu hep söylüyorum ama tasarımlarım bana ait. Kendime ait bir üretim atölyem yok. Çok özel ve butik çalışıyoruz ve inandığım ustaların atölyesinden çıkıyor tasarımlarım... İlk koleksiyonu hazırlarken ilk olarak hayal ettiğim, çizdiğim tüm parçaları, deneyimli ustalarla bir araya gelerek hayata geçirdim. Ürünler üstünden tek tek çalışıp, tartışıp, kararlar verdik.

Bu arada aynı zamanda ajansınız da devam ediyor muydu?
Evet. Bon Objet, çok temkinli ve yavaş adımlarla ilerledi. Bu sürede marka ajansım devam etti. Yani eğitimimi ben içerisinde göre göre, işin içine girdikçe almış oldum. 'Gerçek üniversite' yani... Tabii ki temel eğitim önemli ama işi öğrenmek için onu yapıyor olmak lazım. Benim yolum daha çok uzun, her gün yeni şeyler öğreniyorum.. Zaten gerçek tutkuysa onu tutamıyorsunuz, ortaya çıkıyor.

Tasarımları yaratırken, neler sizi etkiliyor, neler ilham veriyor?
Birçok şey; bir kelime de olabilir, bu bir detayda... Sanırım hayatın her alanından ve anından ilham alabiliyorum.

Bon Objet'i kurarken amacınız neydi, ona yaklaştığınıza inanıyor musunuz?
Bon Objet'i yaratırken yola çıkışım; yaşam alanlarına kalıcı tasarım, konfor ve keyif katan parçalar yaratmak oldu. Bon Objet'in anlamı zaten 'İyi Objeler' demek... Evlere, yer aldığı mekanlara, güzel duygular, enerjiler katacak, kalıcı tasarımlar olsun istedim.

Koleksiyonunuz Boho Living'te hangi detaylar ön planda?
Bon Objet'nin özel yaz koleksiyonu Boho Living, bohem kültürü ve yaşam stilinden ilham aldı. Bu etki bambu gibi yaşayan ağaçların ham kullanımları ile birlikte, canlı renklerde yeşil ve doğanın en gözalıcı tonlarında kumaş motiflerine yansıtıldı. Bambu, keten, kuş, çita ve zebra desenleri, en iddialı ve doğal yaşam öncü unsurları ile Boho Living koleksiyonu benim gibi özgür ruhlara hitap ediyor.

Kullanmaktan hoşlandığınız detaylar neler?
Eğer birisi için dekorasyon yapılacaksa, mutlaka o kişinin yaşam tarzının yanı sıra karakterinden de ipucular taşımalı, ona uymalı... Her renk ve tonun ayrı bir duygusu var. Ben daha çok doğal tonları seviyorum, siyah-beyazın da güçlü ve asil duruşu hep beni etkilemiştir. Ama tabii ki canlı renkler de atmosfere enerji katıyor.

Hayalinizi, bir parçayı hayata geçirmek nasıl bir duygu?
Hayal ettiğim bir şeyin gerçek boyutlarıyla görmek gerçekten çok özel ve güzel. Bir de bu parça başkaları tarafından beğenilmesi ve yaşamlarına eklenmesi anlatılmaz bir duygu ve heyecan benim için...

Gelecek için planlarınız neler?
Sanıyorum Bon Objet uluslararası platformlarda Türk bir marka olarak bilinmesi ve ilerlemesi en büyük arzum.

Bale de hayatınızda hala... Öğretmenlik yapıyorsunuz.
Yıllar sonra döndüğüm mesleğimi 'Little Ballerinas Point' isimli bir grup altında topladım. Bunu ayrıca 'Fit Point' olarak büyükler için de düşündüm ve dönem dönem özel ya da toplu dersler veriyorum.

Çocuklarla bir arada olmak size neler katıyor?
Çocukların kendi hayatımda da yeri çok değerli ve farklı. Beni tanıyanlar iyi bilir çocukları çok seviyorum. Zaten bu baleye dönme durumu, tüm dostlarımın hem çocuk sevgimi hem de eski balerin olmamı bilmeleri üzerine öğretmenlik yapmam için ısrar etmeleri üzerine oldu. Özel okullarda, daha sonra kendi komşularıma, kurduğum stüdyoda ders vermeye başladım. Hala özel okul ve kurmuş olduğum grupla veriyorum, yeni bir hedefim de konservatuara hazırlanan öğrencilere özel ders vermek...

Öğretmenlikte sadece sevgi yetmiyor aynı zamanda büyük bir sorumluluk...
Bale eğitmenliğim çok eski değil ancak büyük keyif oldu. Okulum Mimar Sinan Devlet Konservatuarı Bale Bölümü'nde yaşadıklarımın çok yoğun ve derin olması, sanırım üzerine okuduğum diğer üniversite ve mesleklere rağmen etkisini kaybetmemiş. Ufak yaş eğitmenliği gerçekten muhteşem. Benim yöntemimde, aldığım eğitimleri tatlı oyunlarla miniklere sunuyorum. Bu şekilde minik balerinlere, gerçek balerinin yaptığı tüm temel hareketleri uygulatabiliyorum. Çocuklarda bale eğitimi onların duruşlarından vücut koordinasyonuna ve ritim algılamaya kadar çok fazla detay içeren olumlu ve vücudun hiç unutmayacağı bir temel beden eğitimi diyebiliriz.

Aslında siz bütün tutkularınızı hayatınızda tutmaya devam ediyorsunuz. Hem tasarım hem dans... Herkes sizin gibi tutkularının peşinde gitmeye cesaret edemez.
Sanıyorum güzel ve önemli bir nokta... Aslında insanların asıl yapmak istedikleri tutkuları ancak onların doğru olup olmadıklarını keşfetmek biraz zaman alabiliyor. Geç kaldım dersen cesaret bitiyor. Hiçbir şey için geç değil ilkesinden gidersen, sevdiğin ve inandığın şey için denemeye değer diyorum çünkü kaybedecek bir şey yok... Hayat bir tane ama fırsatlar çok! İstersen deneyip, yapabilirsin.

Çok yoğun çalışıyorsunuz. Bir yandan Bon Objet, bir yandan da bale hayatınız da devam ediyor. Peki, kendinize ve özel hayatınıza nasıl vakit ayırıyorsunuz?
Bale öğretmeni olmak, miniklerle olan o iletişim ve aktarabildiklerimi görmek inanın tasarımlarımdan ruhuma birçok alanda beklemediğim kadar güzel ve iyi geliyor... Kendime ve özel hayatıma vakit ayırmak zorundayım. Çok şükür, çocuğum ve bir ailem var. Kendime bakmazsam, ne aileme, ne de işlerime bir faydam olur. İnsan kendini iyi hissetmek için kendine iyi bakıp çevresine de kendisine de iyi gelmeli. Biraz yetişemediğim zamanlar ve zorlandığım dönemler olsa da yaptıklarıma değer diyorum.

Hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
Nasıl bir dönemdeyim? Galiba sağlığım, çocuğum, ailem, işim her şey olması gerektiği yerde ve daha da iyi olacağına inanıyorum... İnanmak, istemek ayrıca güzel, yaşadıkça göreceğiz. Hayat sürprizlerle dolu, iyilikler olması benim temennim...

Siz yüksek mimar bir baba, balerin bir anne ile büyümüşsünüz ve sanat tutkuları size de geçmiş. Peki, oğlunuz size çekti mi? Sanat ile olan ilgisi nasıl?
Gerçekten çok özel ve güzel anne babadan geliyor olmak en büyük şansım diyebilirim. Çok büyük bir sevgi ve çok güzel bir iletişim içinde olduğum ailem, yani benim yaşam koçlarım doğuştan... Ayrıca büyük kalabalık bir aileden gelmemiz ve onlarla da bu devirde az görülen sıcaklık ve bağlar bu hayatta sizi daha güçlü hissettiriyor. Hele bir de en güzel partnerin oğlun varsa, tadına doyulmuyor. Efe Pasha çok keyifli güzel ruhu olan bir çocuk. Büyüme çağına girdiğimizden zevk ve istekleri değişebilir. Son üç yıldır kendi seçimi ile ileride kontrbas çalma arzusundan dolayı ilk adım olarak keman derslerine başlamış oldu. Sporda da tutkulu bir futbol fanatiği... Fanatik Fenerbahçeli... Ayrıca çok istekli ve tutkulu... Basketbol oynaması şimdilik oldukça keyifli. Umarım o da ileride her ne kadar farklı meslekler seçse de, tutku ile sevdiği işlere de ağırlık verebilir. Sanırım sanat ve tutku ikimizde de var gibi duruyor...

MEKAN İÇİN HİLTON İSTANBUL BOSPHORUS'A TEŞEKKÜR EDERİZ.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.