'Trendleri takip ederek stil sahibi olunmaz'
'Trendleri takip ederek stil sahibi olunmaz'
Röportaj:Bade ÇAKAR
Fotoğraflar:Serkan ŞENTÜRK
Gardırop Gurusu olarak hayatımıza giren ünlü stil danışmanı Hande Can Yüce artık aynı zamanda bir tasarımcı... Şık stili ile milyonlarca takipçisi olan ve çalıştığı kişileri 'şık isimler' listesine dahil eden Yüce, dünya moda haftalarına katılarak yeni trendleri ilk öğrenen isimlerden biri. Kadınların dolaplarını düzenleme gibi çok zor bir işi başaran ve "Kadınları kıyafetlerinden ayırmak çok zor" diyen Yüce, aynı zamanda stili ile sanat dünyasının en beğenilen kadını Bergüzar Korel'in de stil danışmanı... Yeni markası 'Gouroux'u konuşmak için The Grand Tarabya'nın Boğaz manzaralı nefis rezidansında bir araya geldiğimiz Hande Hanım, yoğun iş temposuna rağmen bitmeyen enerjisi ve sempatikliği ile çok güzel pozlar da verdi.
'Trendleri takip ederek stil sahibi olunmaz'
Stil danışmanı, tasarımcıu ve Gardırop Gurusu... Bu liste uzadıkça uzuyor. Hepsine nasıl yetişiyorsunuz?
Hande Can Yüce: Çok haklısınız hepsine yetişmek gerçekten zor oluyor. 24 saatin yetmediği zamanlarım oluyor ama halimden çok mutluyum. Üretmeyi, tasarlamayı, müşterilerimle ilgilenmeyi o kadar çok seviyorum ki... İşimi çok severek yaptığım için bir şekilde altından kalkmayı başarıyorum sanırım. Elimden geldiğince güne erken başlamaya çalışıyorum. Maalesef İstanbul'un kargaşası ve trafiği sayesinde günümün çoğu bir toplantıdan diğerine yetişmekle geçiyor. Her konuda mükemmelliyetçi bir insanım. Dolayısıyla yaptığım işlerin ve projelerin başında bizzat bulunmak istiyorum. Bu da yoğunluğumu iki katına çıkartıyor.
İlk olarak televizyon projelerinde imaj danışmalığı yaparak başladınız. Planlarınız arasında bu noktaya gelmek var mıydı?
Yüce: Hayatımın hiçbir döneminde stratejik hareket etmedim. Bu işe başladığımda nerede olmak istediğimi hiç düşünmemiştim. Zaman geçtikçe ve tecrübem arttıkça kendimi akışa göre yönlendirdim. Su aktı yolunu buldu demek en doğrusu olacak sanırım. 11 senedir gerek medya, gerek moda, gerekse tekstil sektörüyle iç içeyim. Bu sektörlerin hepsi birbiriyle paralel olduğu için kendimi mutfaktan geliştirdim. Her seferinde üzerine daha fazla ne ekleyebilirim mücadelesi verdim. Sanırım yaptıklarımın meyvelerini şimdi topluyorum.
Kendinize ait bir markaya sahip olmak nasıl bir his?
Yüce: Hep moda ile iç içe bir hayatım oldu. Hayallerim arasında bir gün kendi markamı kurmak vardı ama zamanlama konusunda emin değildim. Kariyer ortasında aniden gelen bebek gibi hiç düşünmediğim bir anda oldu. Hiç tanımadığınız kişilerin üzerinde, size ait bir parça görmek o kadar güzel bir his ki. Daha da fazlasını yapabilmek adına sürekli çalışıyorum. Üretimi ve tasarımı çok seviyorum, aldığım olumlu tepkileri de görünce doğru yolda olduğumu düşünüyorum.
'Trendleri takip ederek stil sahibi olunmaz'
Gouroux imzası taşıyan tasarımların özellikleri neler?
Yüce: Ben işim gereği trendleri yakından takip etmek zorundayım. Bu nedenle dünya moda haftalarını yerinde izliyorum. Renkleri ve modelleri önceden gördüğüm için kafamda bir sürü fikir ile dönüyorum. Döner dönmez ise gelecek sezon trendleri ile kendi stilimi harmanlayıp, tamamen beni yansıtan bir koleksiyon çıkartmayı çok seviyorum. Gouroux trendleri takip etmek isteyen, giyim konusunda iddialı ve kişiye özel tasarımlardan hoşlanan herkese hitap eden bir marka. Özellikle benim giyim tarzımı beğenen birçok kişinin ilgisi ve talepleri doğrultusunda haute couture elbiseler de yapmaya başladım. Mesela çok sevdiğim bir müşterime hep hayalini kurduğum gelinliği yaptım. Zarif, doğal ve stil sahibi olmak isteyen herkes rahatlıkla giyebilir.
Gouroux markası ne tarz ürünleri kapsıyor?
Yüce: Gouroux'nun haute couture haricindeki ilk koleksiyonu plaj kıyafetlerinden oluşuyor. Koleksiyonu, oğlum Can'ın okuma kitaplarındaki karakterlerinden ve Pasifik Okyanusu'nun renklerinden ilham alarak ortaya çıkarttığım desenler üzerine tasarlardım. Özellikle kaftanlar, kimonolar, el örgüsü espadriller ve bikiniler çok beğenildi.
Bergüzar Korel gibi ünlü isimlere stil danışmanlığı da yapıyorsunuz. Sizce ünlü kişilerin stil konusunda yardım alması önemli mi?
Yüce: Hem de çok önemli. Herkes kendi işini yapıp, işi bilenlere emanet etse kırmızı halılarda görsel şölen yaşarız. Maalesef bizim ünlülerimiz giyinme konusunda pek başarılı değiller. Her şeyin en iyisini bilirim iddiaları, özellikle giyim konusunda hata üzerine hata yapmalarına sebep oluyor. Bergüzar Korel, bu konuda gerçekten öncü oldu. İki senedir birlikte çok güzel bir sinerji yarattık. Bergüzar giydiği kıyafetli muhteşem taşıyan bir kadın, onunla çalıştığım için o kadar mutluyum ki!
Bergüzar Hanım ile çalışmak nasıl? Kıyafetleri beraber mi seçiyorsunuz yoksa tamamen size ait kararlar mı oluyor?
Yüce: Bergüzar'la çalışmak gerçekten çok güzel. Birbirimizin dilinden çok iyi anlıyoruz. Kıyafeti nerede ve ne için giyeceğine göre birlikte karar veriyoruz. Model konusunda hemfikir olduktan sonra provalar haricinde kendisini hiç yormuyorum.
'Trendleri takip ederek stil sahibi olunmaz'
Sizin de stiliniz çok yakından takip ediliyor. Özellikle sosyal medyada bir fenomensiniz. Başarınızda sosyal medyanın da yardımı oldu mu?
Yüce: Sosyal medyanın özellikle Instagram'ın etkisini çok gördüm. Gouroux plaj koleksiyonu kendi Instagram hesabım sayesinde Miami'den sipariş aldı ve Miami'de satılmaya başladı. Sosyal medya, doğru kullanıldığı zaman dünyanın her noktasına ulaşmanızı sağlıyor ki bu da marka bilinirliği için oldukça önemli.
Bir stil danışmanı olarak sizce, stil sahibi olmak için trendleri takip etmek yeterli mi?
Yüce: Yeterli değil. Bununla birlikte renkleri, kumaşları ve vücut tiplerini de çok iyi bilmeniz gerekiyor. Stil sahibi olmak, o an moda olan ne varsa giymekle olmuyor maalesef. Hem trendleri hem gustonuzu hem de tarzınızı harmanlayarak stil sahibi olabilirsiniz, diğer türlü rüküşlükten öteye geçemezsiniz.
Aynı zamanda sizinle birlikte 'gardırop detoksu' diye bir kavram çıktı. Birisinin gardırobunu düzenlerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Yüce: Ben müşterilerimle 6 aylık veya 1 senelik zaman dilimleriyle çalışıyorum. Gardırop detoksu da kendilerine verdiğim hizmetin ilk adımı. Çünkü belirlediğimiz tarzı hayata geçirebilmemiz için elindeki kıyafetlerden eleme yapmamız şart. Gardırop düzenlerken hangi parçalar klasik, hangi parçalar klasik olmaya aday ve hangileri belli bir zaman sonra tekrar moda olacak, bunları iyi analiz etmek gerek. Gardırop düzenlerken en çok işlevselliğe dikkat ediyorum. İyi bir planlama sizi birçok sıkıntıdan kurtarabilir.
Bir kadını kıyafetlerinden ayırmak zor olsa gerek...
Yüce: Kadınlarla uğraşmak zor, hele ki kıyafetlerinden ayırmak daha da zor. İlk başta çok tedirgin oluyorlar ama nedeni detaylı bir şekilde anlattığım zaman teslim oluyorlar. Zaten ben her şeyi atma taraftarı olan biri değilim. Müşterilerimi, "Bunu atmayalım, saklayalım" diye durdurduğum çok oluyor. Detoksta insafsız davranmıyorum ama bazen ayırdığım şeylerin arasından birkaç parçayı alıp, benden hemen sonra dolaba geri koyanlar da olmuyor değil (gülüyor).
'Trendleri takip ederek stil sahibi olunmaz'
Peki, sizce doğru düzenlenmiş gardırop nasıl olmalı? Doğru gardırobun püf noktaları neler?
Yüce: Rahat kombin yapabilmeniz açısından gardırobunuzun karşısına geçtiğinizde nerede neyinizin olduğunu görebilmelisiniz, yoksa hakimiyetinizi kaybedersiniz. Açıktan koyuya göre renk sıralaması yapmak çok önemli, sadece bu küçük hileyle bile gardırobunuzdaki karmaşık görüntüden kurtulmuş olursunuz. Gardırop düzenlemenin en önemli püf noktası, hepsi aynı yöne bakan, tek tip askı kullanmak. İkinci sırada ise kıyafetleri gruplandırıp, boy sırasına ve renk sırasına göre dizmek geliyor.
Türk kadınının moda anlayışı sizce nasıl?
Yüce: Türk kadını trendleri takip etmeyi sevmesine rağmen mağaza satış elemanlarının etkisinden kurtulamıyor maalesef. Kendilerine uygun olup olmadığına bakmadan moda dergilerinde gördükleri modelleri uygulamaya çalışıyorlar. Yeni neslin tarzını çok beğeniyorum. Özellikle sokak modasını çok güzel uyguluyorlar.
Hem işinize hem oğlunuza zaman ayırmak zor olmuyor mu?
Yüce: Zor olmaz mı, hem de nasıl zor oluyor anlatamam. Son zamanlarda iş tempomdan ve seyahatlerimden dolayı birbirimizi pek göremiyoruz. Bunun için de gerçekten büyük vicdan azabı çekiyorum. Benim oğlum çok anlayışlı bir çocuktur. Bir büyük gibi karşıma alıp o gün çok yoğun olacağımı, eve yatma saatinden sonra gelebileceğimi anlatıyorum. Bunu bildiği zaman çok olgunlukla karşılıyor ama bilgisi dışında gecikiyorsam o zaman küsüyor. Gün içinde bol bol telefonla konuşuyoruz. Eve geldiğimde ise kapıda kucağıma atlamasını hiçbir şeye değişmem. Her gece önce kendi yatağında uyuturum ama sabaha karşı yanıma gelir. Yanıma gelirken ayak seslerini dinlediğim çok oluyor. En sevdiğim şey Can'a sarılıp uyumak. Allah isteyen herkese bu duyguyu nasip etsin. Can benim her şeyim.
Nasıl bir annesiniz, oğlunuz ile beraber yapmaktan en çok hoşlandığınız aktivite nedir?
Yüce: Çok disiplinli bir anneyim aslında. Çocukların kesinlikle sınırları olması gerektiğini düşünenlerdenim. Can çok hareketli bir çocuk. Onun için olabildiğince enerjisini atmasına yardımcı olacak aktiviteler yapıyoruz. Bu ara futbola çok merak sardı, hep birlikte bahçede futbol oynuyoruz.
'Trendleri takip ederek stil sahibi olunmaz'
Aynı zamanda çok düzgün bir fiziğe sahipsiniz. Bakım sırlarınız var mı?
Yüce: Herkeste olduğu kadar bende de kusurlar var. Sadece bunları kamufle etmeyi iyi biliyorum. Uzunca yıllar spor salonunda özel hoca eşliğinde ağırlık çalışması yaptım. Taylan Hoca ile tanıştığımdan itibaren spor salonuna gitmiyorum. Fiziğimi hem kendisine hem de genlerime borçluyum. Düzenli olarak cilt bakımı yaptırıyorum ve oldukça sık saç bakımına gidiyorum. Makyaj yapmayı çok fazla sevmiyorum. Problemli bir cildim var, en çok cildime zaman ayırmak zorunda kalıyorum.
Gelecek için yeni işbirlikleriniz veya projeleriniz var mı?
Yüce: Evet, şu an üzerinde konuştuğumuz yeni bir işbirliği var. Çok güzel bir proje ve oldukça ses getirecek. Özellikle yurtdışında moda haftasında çok konuşulacak bir işbirliği olacak.