''Trend yaratıyoruz''

Son üç yıldır Türkiye’nin en iyisi seçilen Çeşme’deki plajın yaratıcısı Burak Beşer’e başarılarının sırrını sorduk. Beşer, tatilcilere neler sunduklarını detaylandırıp gelecek planlarını anlattı.

''Trend yaratıyoruz''

RÖPORTAJ İREM ORHAN

Üç yıldır 'Türkiye'nin en iyi plajı' seçilen ve açıldığı günden beri Ege'nin en popüler adresi olan The Beach of MOMO, bu yaz beşinci yılını kutluyor. Çeşme Dalyan'da çok özel bir koyda yer alan ve lüks bohem konseptiyle büyük beğeni toplayan plaj, beşinci yıla özel hazırladığı içeriklerle beğeni toplamaya devam ediyor. Kendine özgü dünyası, eşsiz denizi ve kumsalıyla fark yaratan plaj, yenilenen zengin mönüsü, sanattan modaya, keyiften eğlenceye uzanan sürprizleriyle haftanın her günü konuklarını ağırlıyor. Beşinci yıl heyecanını paylaşmak üzere buluştuğumuz mekanı, yaratıcısı Burak Beşer'den dinliyoruz.

Plajınız bu sezon beşinci yılını kutluyor. Marka yaratmak uzun bir yolculuk. Şimdi dönüp geriye baktığınızda bu beş yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle marka yaratmak uzun bir maraton. MOMO'nun konumu, yemeği, eğlencesi ve hizmetiyle yaz tatili standartlarını değiştirdiğimizi düşünüyorum. Amacımız da zaten tam buydu. Kendimizi sürekli güncel tutuyoruz. Değişen trendlere ayak uydurmak ve kendi trendlerimizi yaratmaya önem veriyoruz. Ayrıca daima elimizden gelenin en iyisini yapmak bizim için çok önemli.

Bu denli orijinal olmayı nasıl başardınız, daha doğrusu diğerleri arasından nasıl sıyrıldınız?

Sizin de dediğiniz gibi plajımız kendine özgü keyifli dünyasıyla hemen fark yarattı. MOMO, Çeşme Dalyan'da çok özel bir koyda. Biz de bu eşsiz konumu; mekanın ruhuna uygun bir tasarım, iyi yemek, iyi müzik ve kusursuz hizmetle tamamlamak istedik. Sürpriz etkinliklerimiz ve sanatla olan güçlü bağımız ise hep devam etti. Bütün bunlar da bizi son 3 yıldır Türkiye'nin en beğenilen plajı yaptı.

İyi yemek ve iyi müzik de açıldığı ilk günden beri mekanı öne çıkaran noktalardan. Bu konuda yenilikl var?

The Beach of MOMO'nun turizm sektörüne ilham vermeye devam etmesi bizim için çok önemli. Bizde Akdeniz ve Ege mutfağından ilhamla hazırlanan çok özel bir mönü var. Bu yıl da sezona yeni mönümüzle başlıyoruz ve iddialıyız. Yemek mönümüze ve kokteyllerimize yenilerini ekledik. Dekorasyonda da ufak değişiklikler yaptık. Ayrıca beşinci yılımıza özel yurt dışı ve yurt içinden konuk DJ'ler yaz boyu set başında olacak.

Peki, kim bu sürpriz isimler?

Dediğim gibi bu sezon asıl sürprizim pazar günleri dünyaca ünlü DJ'lerle yapacağımız gün batımı partileri olacak bence. Çok az bir süre kaldı, onun için bu sürprizi sizin aracılığınızla duyurabiliriz. İlki Mykonos'tan tanıdığımız dünyaca ünlü Yunan Dj Valeron. Büyük ilgi gören Valeron, 5. yıl kutlamaları kapsamında yaz boyunca Pazar günleri akşamüstü partilerinde bunrada setin başına geçecek. Bir diğer dünyaca ünlü DJ Andreas Moles de bu yaz bizde müzikseverlerle buluşacak.

Önce Çeşme, sonra İstanbul ve şimdi de Bodrum... Şüphesiz hepsi çok farklı pazarlar. Bodrum hikayesi nasıl başladı?

Bodrum'da bir işletme fikri son üç yıldır aklımızdaydı. İçimize sinen projeyle karşılaşmayı bekliyorduk ve sonunda o bizi, biz de onu bulduk. Haziran ayı sonunda Bodrum MOMO'da misafirlerimizi ağırlamaya başladık.

Bodrum'daki mekanda da konsept diğer lokasyonlardaki gibi mi olacak? Konsept tasarımı konusunda kimlerle çalıştınız?

Misafirlerimiz Bodrum MOMO'ya girdiklerinde hem Dalyan'ı anımsasınlar hem de Bodrum gibi dünyada eşi benzeri olmayan bir lokasyonun farkını hissetsinler istedik. Çeşme'de ve İstanbul'da olduğu gibi, Bodrum'da da konsept tasarım ve mimari Studio. Ece'ye ait.

Sona doğru yaklaşırken sormadan edemeyeceğiz; böylesine popüler bir mekanda, her sezon kendinizi güncelleyerek devam ediyorsunuz, güncel olana bu denli hızlı ayak uydurmak konusunda nelerden ilham alıyorsunuz?

Yeme içme sektöründen ziyade ben farklı sektörlerdeki yayınları mutlaka takip ederim. Teknoloji, ekonomi, global politikalardan ve dünyadaki gelişmelerden bahseden dergiler beni çok besliyor. Örneğin Monocle'ın çıkardığı 'The Entrepreneurs' ekini çok faydalı buluyorum. Kişi olarak da sektörden Ian Schrager'in gözünden ve gustosundan çok keyif alıyorum. Aslında etrafımda olan biten çoğu şeyden ilham alıyorum diyebilirim. Bu bazen Assouline kitabında gördüğüm bir kare de olabilir, dinlediğim bir şarkı veya eşimle yaptığımız sohbetler de olabilir...

Son olarak, uzak ya da yakın vadeli başka projeler var mı aklınızda? Planlarınız neler, paylaşmak ister misiniz?

Lifestyle markalara ve yeme içme sektörüne verilen önem her geçen gün artıyor. Bizim de Türkiye içinde iki yeni restoran projemiz var. Bunun dışında yurt dışı hayalimiz her zaman heyecan verici, doğru projeyi yakalarsak neden olmasın.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.