Röportaj: İrem Orhan
Fotoğraf: Kenan Kara
Styling: Eylem Yıldız
Saç: Mehmet Türk İbiş
Makyaj: Akın Sert
Mekan için Sheraton İstanbul Levent'e teşekkür ederiz.
Küçük yaşlarda başladığı oyunculuk kariyerine kısa sürede büyük başarılar ekleyerek Altın Koza’dan Altın Portakal’a kadar pek çok prestijli ödül sığdıran Tilya Damla Sönmez, yer aldığı projelerdeki başarılı oyunculuğuyla her daim adından söz ettiren bir yetenek. St. Joseph mezunu, akabinde de Sorbonne Üniversitesi’ni kazanmış ve orada dramaturji okuyacakmış fakat oyunculuk tutkusu ağır basınca geri dönmüş, Yeditepe Üniversiitesi Tiyatro Bölümü’nde burslu okumuş. Tutkularının peşinden giden, hayatı uçlarda yaşamaktan korkmayan biri o. Hal böyle olunca hayat hikayesi daha da ilgimizi çeker hale geliyor ve kendisiyle yeni yılın ilk günlerinde keyifli bir kapak çekiminde buluşup, özel konularla dolu keyifli bir sohbeti paylaşıyoruz.
İrem Orhan: Samimi tavırlarınız ve yüksek enerjinizle girdiğiniz her ortamda bir yıldız gibi parlıyorsunuz. Bu enerji asıl kaynağını nereden alıyor, önce bunu konuşarak başlayalım dilerseniz...
Tilya Damla Sönmez: Teşekkür ederim. Ben galiba biraz uçlarda yaşıyorum duyguları. Bu biraz mesleğin de getirdiği bir erozyon, biraz da yapı. Ama artık negatif duyguları törpülemenin, pozitif olanlarıysa uzatıp maksimum derecede onlardan yararlanmanın yöntemini biraz biraz çözdüm. Eşiğin yukarısında durmaya özen gösteriyorum.
İ.O.: Yeni bir yılın başındayken, sizin bu yıl için yeni hayal ve hedefleriniz neler?
T.D.Y.: Her şeyin başı sağlık. Ailem ve tüm sevdiklerim için sağlık ve huzur diliyorum. Yeni kariyer alanları ve iki şehirli bir yaşam açtım kendime. Orada başarıyla yürümek, anlamak, anlaşılmak, çoğalmak hedefi m. Bir de dünya olarak tuhaf dönemlerden geçiyoruz. Her yerde barış olmalı... Bazı dileklerim de kendime kalsın.
İ.O.: Peki, güncel projeleriniz neler, onlara değinerek devam edelim dilerseniz...
T.D.Y.: TDS Company olarak Armağan Lale’nin kurucusu olduğu Filmada Prodüksiyon ile birlikte Ceylan Özgün Özçelik’in yönetmenliğini yaptığı ‘Strange, Abandoned, Dranged / Hiçbir Şey Normal Değil’ isimli bir belgesel yaptık. Jihlava’da dünya prömiyerini yaptı. Almanya’da Cotbus, İrlanda’da Cork Film Festivali’nde Almanya ve İrlanda prömiyerlerini yaptı, yolculuğuna devam ediyor. Oyunculuk olarak okuduğum projeler var. En içime sinen hikayeyle en doğru zamanda tekrar hem sahnede hem kamera önünde olacağım.
İ.O.: Şu an, başrollerde olacağınız bir film çekilecek dense; hayalinizde ne tarz bir film ve başrol olur?
T.D.Y.: Gerçek hayatta da yaşamış tarihten bir karakteri canlandırmak isterdim. Hangi dönem olduğu çok önemli değil ama seçme hakkım varsa 50-60-70, o yıllar olsun isterdim. Gerçek bir karakter olması yeterli. Araştırma yapıp, hazırlanmak bana çok keyif verecektir.