Röportaj: Gülçin İşler FIRAT
Fotoğraflar: Canan Yetişti SATKIN
Cemiyet hayatının renkli isimlerinden biri olan Aylin Yılmaz, biri bu sene üniversiteye diğeri de liseye başlayacak olan iki güzel kız annesi. Aylin Hanım'ın büyük kızı 19 yaşındaki Ayşe Yılmaz, Londra'da üniversiteye okuyacak. 14 yaşındaki küçük kızı Sena ise liseye başlayacak. Aylin Yılmaz boyunu geçen kızlarıyla ilk kez Şamdan Plus objektifine poz verdi. Aylin Hanım'ın annesinin İstinye'deki muhteşem İstanbul manzaralı evinde gerçekleştirdiğimiz çekimde kızlar anneleriyle eğlenceli pozlar verdi, sonra da sorularımızı tüm içtenlikleriyle yanıtladı. Sena 1.85 boyuyla ve Avrupai güzelliğiyle Ayşe ise insanın içini ısıtan enerjisi ve güzelliğiyle bizi kendilerine hayran bıraktı.
Aylin Hanım maşallah kızlarınız büyüdü. Biri 19 diğeri 14 yaşında çok güzel kızlarınız var. Yaş ile birlikte iletişiminiz de değişti mi?
Aylin Yılmaz: Benim en yakın arkadaşlarım oldular ve bu dünyanın en keyifli duygusu... Bu sene daha çok anladım. Kızlarla sohbetlerimiz, konularımız daha farklılaştı. Onlarla birlikte gezmeye, alışverişe, tatile gitmek bana inanılmaz keyif veriyor. Her şeyi onlarla birlikte yapmaktan keyif alıyorum.
Üçünüz bir araya geldiğinizde neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?
Aylin Y: Bizim eğlencemiz çok. Hep birlikte evde balkon sohbetlerimiz çok keyiflidir. Yüksek sesle müzik dinleriz, keyfimize göre dans ederiz. Alışverişe gidecekleri zaman mutlaka beni de yanlarında götürürler. Kızlarımı erkenden uyandırmaya ve güne onlarla başlamaya bayılırım.
Ayşe Y: Annemle yeni yerlere gitmeyi çok severim. Bir yer keşfederim, ilk annemle gitmek isterim çünkü onun gözlemi benim için çok önemlidir.
Sena Y: Annemle en çok çay, kahve içerek sohbet etmeyi seviyorum.
Aylin Y: Sena bu sene yeni kahve arkadaşım oldu. Sena'nın yaş itibariyle tabii ki hiç kahve düşkünlüğü yoktu. Ayşe de kahve sever ama daha çok ünlü kahfecilerdeki kalorili kahveleri içmeyi teklif eder.
Ayşecim yemek yemeyi, kalorili ürünleri seviyorsun anlaşılan...
Ayşe Y: Hem de çok severim. Özellikle de fastfood türü yiyeceklerin hastasıyım.
Aylin Y: İnanılmaz çok seviyor hem de gece gündüz hiç fark etmiyor onun yemek aşkına. Mesela gece 02.00'da kapımızın zili çalabilir biz de Yalçın ile birbirimize bakar ve "Kesin Ayşe bir şey sipariş etti" deriz. Ayşe'nin yemek arkadaşı da babasıdır.
Aylin Hanım kızlarınızın ikisi de birbirinden güzel. Siz onlara bakınca ne hissediyorsunuz?
Aylin Y: Teşekkür ederim. Bütün anneler çocuklarıyla gurur duyarlar, tabii ki ben de onlarla gurur duyuyorum. Güzellikleri bir yana çok şükür ki karakterleri, oturup kalkmaları o kadar düzgün ki... "Kızlarımı Fizan'a gönderirim, dönüp arkama bakmam" diyebilecek kadar onlara güveniyorum. Hem babasının hem de benim kızlarımıza güvenimiz sonsuz.
Ne kadar güzel... Nasıl sağladınız bunu?
Aylin Y: Biz mi sağladık, kendi karakterleri mi böyleydi bilmiyorum ama ataerkil bir ailede yetiştim. Kendi ailemde ne gördüysem aynısını kızlarıma da yaptım. Baba bizde daha yumuşaktır ve Yalçın kızlarıyla daha arkadaştır.
Ayşe Y: Biz çok kalabalık bir ailede büyüdük, büyüyoruz. Kalabalık bir ailede büyümek bence dünyanın en güzel şeyi... Çünkü bize tavsiye verecek, yönlendirecek, hayat dersi verecek insan çok fazla oldu. O yüzden bizim hata lüksümüz diğer insanlara göre daha azdı.
Aylin Y: Bir de biz çok sohbet ederiz. Ben mesela televizyonda kötü bir haber izlediğim, okuduğum zaman mutlaka onu çocuklarıma da izletirim.
Sena Y: Evet, annem bunu bize çok yapar. (Gülüşmeler)
Neden?
Aylin Y: Kötü bir haber gördüğüm zaman, mesela bir çocuğa bir şey yapılmış vs. bunu bilsinler. Bir bilinçaltı olsun istiyorum.
Ayşe Y: Evet çocukluğumuzdan beri annem evde bize gazete okutur, akşam saat 19.00 olduğunda evde hep beraber oturup haberleri izleriz. Ve annem şöyle der "Gördün mü bak neler oluyor..."
Aylin Y: Evet çünkü bilsinler istiyorum. Biz izlerken "Bu nasıl olmuş?" diyoruz ya aslında öyle bir şey yok. Her şey her an hepimizin başına gelebilir.
Peki ya korkarlarsa?
Aylin Y: Benim kızım onlar, korkmazlar, cesurlar. Ama bu deli bir cesurluk değil, akıllı bir cesurluktan bahsediyorum.
Ayşe Y: Annemin bir lafı vardır kulağıma küpe: "Gözünün kestiği her şeyin sonuna kadar gidebilirsin." Gerçekten sonunu hesapladığımız, elimizde olan her şeyin bilirim ki ailem de arkamda duracak.
Sena Y: Bize çocukluğumuzdan bu yana bu özgüveni verdiler.
Evdeki disiplin, otorite dağılımı nasıldır?
Aylin Y: Şöyle ki; babaları onların en yakın arkadaşlarıdır. Ben de en yakın anneleri oluyorum (Gülüşmeler). Disiplin sağlayan taraf benim. Şöyle örnek vereyim; Yalçın bana geçenlerde telefon açtı ve dedi ki, "Aylin, Sena'nın şöyle bir durumu var, bir daha bunları yapmasın." Ben de bir dakika Sena yanımda dedim telefonu uzattım ve Yalçın kızıyla "Aşkım, canım kızım, babacığım nasılsın?" diye konuştu (Gülüşmeler). Yalçın'ın yaptığı çok akıllı bir yöntem, ben bunu üç senedir çözdüm. Evde disiplin sağlayan benim, o ise çocuklara hep yumuşak taraf oluyor.
Kurallarınız var mı?
Aylin Y: Uyku saati, yemek saati gibi çocuklukta kurallarımız vardı tabii ki ama çocuklarım gerçekten sorunsuzdu ve uyku, yemek konusunda sorun çıkarmazlardı. Mesela Ayşe liseye giderken bile erkenden yatardı. Ben de bundan dolayı hep mutluluk duydum. Arkadaşta kalma konuları bir iki defa olmuştur o da bildiğim arkadaşlarında kaldı. Genellikle çok hoşlandığım bir durum değil. Bu arada kızımın en yakın arkadaşları erkek arkadaşlarıdır ben de öyleydim ve çok desteklediğim bir şey. Her zaman yakın erkek arkadaşların kızlar için daha iyi olacağını düşünürüm.
Korkularınız var mı?
Aylin Y: Olmaz mı, tabii ki var. Ama eskiden daha çok oluyordu. Şimdi büyüdüler, hareketlerini, davranışlarını görüyorum. Endişelerim git gide azaldı ama tabii ki her anne baba gibi çekincelerimiz oluyor.
Mesela Ayşe büyüdü, 19 yaşında güzel bir genç kız. Sevgilisi olduğunu söylese ne tepki verirsiniz?
Aylin Y: Hiç destekleyeceğim konular değil şu an.
Sena Y: Bu konuları daha çok babamla konuşabiliriz sanırım.
Ayşe Y: Ben burada devreye girebilir miyim?, Annem açıklayamayacak bu konuyu çünkü. Annem bize der ki "Önce kendini bileceksin, kendi iç dünyanı çözeceksin. Kendini çözdün mü birine açılacaksın, bir şey paylaşacaksın" der. Bu yaşlarda böyle şeyler anneme çok erken gelir.
Aylin Y: Tabii ki ben böyle bir şey olsa engelleyebilir miyim? Ama öyle bir şey olursa bana anlatmasalar bile kesin babalarına anlatırlar.
Ayşe Y: Evet, kesin babama anlatırım. Şöyle bir anım var hiç unutmuyorum. İlkokul 3. sınıfa gidiyorum, babamla markete gidiyorduk. Babam bana dedi ki "Ayşe bir gün sevgilin olursa, olduğu için kızmam ama senden başka birinden duyarsam çok kızarım." Bu hiç aklımdan çıkmaz. Biz ailemizden hiçbir şey saklamayız. Ailede en önemli şey güvendir.
Sena Y: Saklarsak onların güvenini sarsacağımızı düşünürüz. Ailede sır olmaması çok önemlidir.
İki kız annesi olarak çatışma konularınız genelde ne olur?
Aylin Y: Dediğim olmazsa çatışma olur. Şöyle ki, ortada bir konu var, benim fikrim alınmış ama yine de onlar kendi bildikleri seçmişlerse çok kızarım. Bana söyledikleri bir şeyin aksini yapmışlarsa kızarım.
Ayşe Y: Şöyle, ben ısrarcıyımdır ve olmasını istediğim bir şeyi de çok fazla söylerim. Annem de bu huyumdan çok şikayetçi olur. Tek aksiyonum da inatçı olmak. Mesela anneme desem ki "Gece 01.00'da evde olacağım" ama 15 dakika geçirdiğimde kızar. O aradaki süreye takıldığından değil, sadece 'sen bana bunu dedin ama bunu yaptın' kızgınlığı...
Anneniz sizin için ne ifade ediyor?
Ayşe Y: Annem benim için bir duvardır, beni tüm kötülüklerden koruyan...
Sena Y: Hatalarımız da bile her zaman arkamızda durur. Çok güveniriz annemize.
Ayşe Y: Kesinlikle öyle, mesela bilirim ki ben bir hata yapsam annem bana çok kızar. Ama ertesi gün benden önce o kapatmaya çalışır hatamı, çok güvenirim anneme. Şimdi mesela Londra'ya üniversite okumaya gidiyorum, okulumu kendim araştırdım, seçtim ama arkamda annem olmasaydı yapamazdım. Annem bana öğrettiği için ben bunları yapabildim.
Kızınız evden ayrılıyor, ne hissediyorsunuz Aylin Hanım?
Aylin Y: Ayşe'nin gidişine değil özleyeceğim için üzülüyorum ama çok da mutlu oluyorum, gururlanıyorum. Daha ortaokula gidiyordu ve İsviçre'de bir liseye gitmek istiyordu, kendisi yazışmıştı, kabul de edilmişti. O zaman tabii ki ufak olduğu için istemedik. Ayşe'ye dediğim gibi çok güveniyorum ve çok idealist olduğunu biliyorum. Bu okul için de kabulü, kaydı, araştırması vs. hepsini kendisi yaptı ve inanamadım. Ayşe'ye dedim ki üniversiteyi yurtdışında okumanın sonuna kadar arkasındayım ama bir şartla benim karşıma sadece yurtdışında üniversite okumuş olmak için gelme.
Peki ya Yalçın Bey ne diyor bu duruma?
Aylin Y: Yalçın hiç istemiyor ve bugün bile Ayşe dönüp dese ki "Baba ben vazgeçtim, kalıyorum" heralde sevinçten havalara uçar. Ama o da Ayşe'ye çok güveniyor ve destekliyor. Özleyeceği için istemiyor.
Senacım ablan gidiyor sen ne hissediyorsun, sen de yurtdışında okuyacak mısın?
Sena Y: Ablamın gitmesini hiç istemiyorum çünkü onu çok özleyeceğim. Yurtdışında okumak da şu an hiç istemiyorum, ailemden ayrılmak benlik şeyler değil. O yüzden ben burada okuyacağım.
Ayşe Londra'da hangi üniversitede hangi bölümü okuyacaksın? Kariyer hedeflerin neler?
Ayşe Y: İtalyan Lisesi mezunuyum ve o dönem İtalya'da okumayı çok istiyordum. Ama sonrasında Londra'da okumaya karar verdim. Londra Regents College'da business okuyacağım, bitirdikten sonra master'ımı medya üzerine yapmak istiyorum. Okul bittikten sonra da hayalim babamın işlerinin başına geçmek, babam ayakkabı ithalat ve ihracatı yapıyor. Medya ve moda konusunda da eğitimler almak istiyorum ama business okumayı babamın işinin başına geçmek için istiyorum.
Süpermiş, babanız ne diyor bu duruma?
Ayşe Y: Babam çok mutlu oluyor ve daha şimdiden "Bir an önce okulunu bitir ve yanıma gel" diyor.
Aylin Y: Ama mesela burada fikrimi sorarsanız ilk olarak onu yapsın istemiyorum. Başka yerlerde de çalışsın istiyorum.
Ayşe Y: Tabii ki başka yerlerde tecrübe kazanıp, kendimi gösterebileceğim bir zaman babamın şirketine geçmek istiyorum çünkü babamın şirketi de benim oyuncağım değil sonuçta. "Üniversiteyi bitirdim hadi işim hazır" demek istemiyorum. İngilizce ve İtalyanca biliyorum. İspanyolca ve Fransızca öğrenmek istiyorum.
Sena daha küçüksün ama yine de sormak istiyorum, büyüyünce ne iş yapmak istiyorsun?
Sena Y: Ben bu sene Işık Okulları'nda liseye gideceğim. İlkokulum Bilfen ve Mef. Büyüyünce moda okumak istiyorum.
Aylin Hanım Sena'nın boy, pos maşallah. Çok farklı bir yüz hatları var. Kızınıza modellik teklifi geliyor mu, nasıl bakarsınız böyle bir duruma?
Aylin Y: Ah Gülçincim, ne diyorsun, kesinlikle olmaz. Zaten Sena da hiç istemiyor. Geçenlerde bir markadan tanıdığımız "Aylin Hanım lütfen Sena modelimiz olsun, çok güzel bir kız" dedi; dedim sen beni galiba hiç tanımıyorsun, nasıl bunu sorarsın?...
Aylin Hanım çocuklarınızın büyüme dönemlerinde hep yanlarındaydınız ve kendiniz için kariyer planlaması düşünmediniz. Bu size ne hissettiriyor?
Aylin Y: Hiç keşke demiyorum. Şimdi olsa yine önceliğim onlar üzerine olurdu.
Kızlarınızın da sizin gibi küçük yaşta evlenmesine nasıl bakarsınız?
Aylin Y: Kızlarım bir gün tabii ki "Anne evlenmek istiyoruz" diyecekler ama kızlarıma ufaklıklarından beri diyorum; "Ne olursa olsun üniversiteye gideceksiniz, istediğiniz bölümü okuyun ve muhakkak ki okuduğunuz bölümün alanında bir işte çalışın." Evlense dahi, paraya ihtiyaçları olmasa bile bir işleri olsun, çalışsınlar istiyorum. Ben çok üzülüyorum, mesela görüyorum, Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun ama çalışmıyor. Niye okudun o zaman o kişi yerine başka biri okusaydı o zaman onun hayat şansı değişecekti. Kendi ayaklarının üstünde dursunlar, paraya ihtiyaçları olmasa dahi bir kadının çalışması çok güzel. Benim önceliğim onlardı. Beni annem, babam "Aylin illa ki okumalısın, çalışmasın" şeklinde büyütmedi. Ama ben çocuklarımı bu şekilde büyüttüm.
Aylin Hanım, annelik sizin için ne ifade ediyor?
Aylin Y: Anne olduktan sonra bütün hayatım değişti ve önceliklerim çocuklarım oldu. Onların en ufacık bir şeyde gözleri biraz aşağıya düşse ne demek istediklerini anlıyorum. Tek önceliğim kızlarım... Her şey çocuklardan sonra gelir.