Klasik müziğin gelişimine katkıda bulunmak ve Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden Bodrum'da yerli ve yabancı ziyaretçileri klasik müziğin evrensel değerleri çerçevesinde bir araya getirmek amacıyla düzenlenen D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, bu yıl 31 Temmuz-3 Ağustos tarihleri arasında, dünyaca ünlü sanatçıların katılımıyla müzikseverlerle buluşuyor. 2009 yılında Avrupa Festivaller Birliği'ne (EFA) üyeliği kabul edilen ve sanat yönetmenliğini Yücel Canyaran'ın üstlendiği D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, bu yıl da klasik müziğin önde gelen isimlerine ev sahipliği yapıyor. Bugüne kadar 3 bini aşkın sanatçıyla 140 bini aşkın müziksevere ulaşan festival, bu yıl da müzikseverler için uzun bir soluklu bir program sunuyor. Gala konserinde ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, dünya prömiyerini yapacağı 'Yunus Sırtındaki Çocuk' adlı eseri ile sahnede olacak. Arjantinli tenor Jose Cura ve 'Türkiye'nin 3 Tenoru' olarak tanınan Aykut Çınar, Ayhan Üştük, Şenol Talınlı gibi isimlerin de aralarında bulunduğu festivalin önemli konuklarından biri dünyaca ünlü keman sanatçısı Vanessa Mae. 'Albümü en çok satan klasik müzik sanatçısı' unvanının yanı sıra, People Dergisi'nce 'dünyanın en güzel 50 insanı' arasında gösterilen Mae, festivalin üçüncü gecesinde müzikseverlerle buluşacak. Altı yaşında kemanla tanışan, 10 yaşındayken Londra Filarmoni Orkestrası'nda çalmaya başlayan ve 12 yaşında ilk albümü 'Violin'i yapan ünlü müzisyen, 2 Ağustos Cumartesi akşamı, bu yıl kuruluşunun 15. yılını kutlayan Şef Oğuzhan Balcı yönetimindeki Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası'yla aynı sahneyi paylaşacak. Kemanıyla klasik eserlere farklı yorumlar getiren sanatçı, özgün düzen lemeleriyle de adından sıkça söz ettiriyor. Aynı zamanda profesyonel kayak sporcusu da olan Vanessa Mae, Türkiye'ye gelmeden önce Şamdan Plus'ın sorularını yanıtladı.
Röportaj:Nazan ORTAÇ
'Techno acoustic fusion' olarak anılan müzik tarzının öncülerindensiniz. Klasik müzikten bu tarza geçişiniz nasıl oldu?
Çocukken pop müzik dinlemeyi severdim, bu yüzden klasik tarz dışında bir albüm yapma fırsatı elime geçince, bu ilk 'geçiş' albümümün sound'unu kaçınılmaz olarak başka tarzlar da etkiledi. Klasik müziğin dışına çıktığımda daha cesur ve yaratıcı olmam bekleniyordu. Konfor bölgemden çok uzaktaydım ama klasik müzikten uzaklaşarak geleceğim için o önemli adımı attığım için mutluyum.
Gençleri klasik müziğe çekmek gibi bir misyon üstlendiğinizi hissediyor musunuz?
Her yaşta ve hayatın her aşamasında geçmişe saygı göstermenin daima bir getirisi olur. Müzikal bir misyon üstlenmiş değilim; tek amacım eğlendirmek. İster eski, isterse güncel bir sanat dalında sanattan zevk almanın sırrı yoktur, sanatı keşfetmek size ya cazip gelir ya da gelmez.
Kendi bestelerinizi mi daha keyifle çalıyorsunuz, yoksa ünlü klasiklerin cover'larını mı?
Mevcut bir esere yeni bir boyut kazandırmanın zorluğu hoşuma gidiyor, ancak hissettiklerinizi az da olsa yansıtan mevcut bir eser olmayınca, bu hislerinizi sıfırdan aktarmanız gerekiyor. Bunu yaptığınız zaman da orijinal bir eser ortaya çıkıyor.
Yeni besteleriniz var mı?
Bazı yeni şarkılarım var, ancak henüz paylaşılabilecek durumda değil.
Hem Türkiye hem de dünyadaki en saygın festivallerden biri olan D-Marin Turgutreis Klasik Müzik Festivali'nin 10. yılındaki programına dahil olmak konusundaki hislerinizi öğrenebilir miyim?
Davet edilmiş olmaktan büyük mutluluk duydum ve hayranlarımın çok klasik olmayan parçalara hazırlıklı olacaklarını umuyorum.
Türkiye'de daha önce de konser vermeye geldiniz. Nasıl buluyorsunuz Türk seyircisini?
En son Türkiye'de performans sergilememin üzerinden çok yıl geçti ve yeniden Türkiye'ye gelmeyi dört gözle bekliyorum. Türkiye'deki son performansım da açık havadaydı, o nedenle bu defa da rahat bir atmosfer içinde aynı şekilde eğleneceğimizi ümit ediyorum.
Buraya hiç tatil için geldiniz mi, gezme imkanı bulduysanız, en çok nereleri sevdiniz?
Türkiye'de kayak yapmıştım, bir gün de Türkiye'ye yelkenliyle deniz yoluyla da gelmek istiyorum.
Çok geniş bir müziksever grubu tarafından alkışlanıyorsunuz ama tutucu klasik müzikseverler sizi 'seksi' bularak eleştiriyor. Ne diyorsunuz bu eleştirilere?
Bakmakla dinlemek aynı şey değil; ancak ikisini birlikte yapmanın hiçbir sakıncası yok. Ne yazık ki bazı eleştirmenler bunu anlamıyorlar.
Aynı zamanda kayak dalında çok başarılısınız. Kayak nasıl girdi hayatınıza?
Çocukken bir tatilde başladım kayak sporuna ve kayak o günden bu yana hobilerimden biri oldu.
Çocukluğunuzdan beri hayaliniz olan olimpiyatlara katılmanız nasıl gerçekleşti? Yarışa nasıl hazırlandınız ve neler hissettiniz?
Çocukluğumda dağlarda yaşamayı hayal ederdim. Performanslar için kış mevsiminde Rusya'ya birçok kez gittiğim için, kayak için de Rusya'ya gitmek eğlenceli bir fikir gibi göründü. Olimpiyatlar sadece profesyonel sporcular için yapılmıyor; kış sporu geleneği olmayan ülkelerden gelen kayakçılar da kış olimpiyatlarında boy gösteriyor. Bu nedenle Sochi 2014'e gitmek kaçırılmayacak bir fırsattı. Bir şeyden keyif aldığım zaman genelde o anı uzatmak isterim, ama görünüşe göre yarış konusundaki felsefem de aynı!
Kayak çok riskli bir spor, keman çalmanızı engelleyecek bir kaza geçirmekten korkmuyor musunuz?
Sonuçta hayatı dolu dolu yaşamak tehlikeli bir iştir.
Sadece müziğe odaklanmanız için anneniz tarafından çok sıkı bir disiplinle yetiştirildiğiniz biliniyor. Nasıl bir çocukluktu sizinki? Hiç çocuk olabildiniz mi?
Prova takvimim aslında o kadar zorlu değildi, beni yıpratan reklam tanıtım çalışmalarıydı. Çocukluğum pek çok nedenden ötürü pek normal veya ideal sayılmazdı; ama ilk yıllarına ait çok güzel anılarım var.
20 yaşından beri annenizle konuşmuyorsunuz, ilişkinizi bitirme kararını nasıl aldınız? Bardağı taşıran son damla ne oldu?
Kariyerimi ilerletmekten çok, kişiliğimi keşfetmenin peşindeydim. Birlikte çalışmaktan vazgeçtik.
15 yıldır Lionel Catelan ile birliktesiniz. Evlenmeyi ve çocuk dünyaya getirmeyi istemeyişinizin nedeni var mı?
Evlilik ve anneliğin benim için hayati önem taşımadığına inanıyorum.
Bir dönem oyunculuğa da göz kırptınız. Yeniden oyunculuk yapmak ister misiniz?
Sadece bir kez oyunculuk yaptım, o da aslında Türkiye'deydi. Oyunculuğu deneme şansını yakaladım ama bir daha o kulvara dönmedim. Çok iyi bir oyuncu olamadım, daha önemlisi, oyunculuktan çok da fazla zevk almadım.