RÖPORTAJ IREM ORHAN
"Benim asıl ilham kaynağım yaratıcılığıyla, var oluşuyla, farkında olduğu ya da olmadığı gücüyle kadınlar" diyor Deniz Ertem ve başlıyor yaptığı iş yani aksesuar tasarımlarına olan aşkını anlatmaya. Markası ve tasarımlarından bahsettikçe gözlerinin içi de parlıyor, etrafına ışık saçıyor. Ertem ile tasarımdaki yolcuğunu ve her biri incelikli bir çabanın ürünü tasarımları üzerine keyifl i bir sohbeti paylaştık.
Marka hikayeniz nasıl basladı? D'inuit nasıl doğdu?
Mühendislik eğitimi, yoğun iş hayatı ve ardından emeklilik günleri… Bir yandan da yoğun iş temposu devam ederken eşimle tanışmış ve tanıştıktan sonraki 34'üncü gün de evlenmiştik. Üstelik hayalimdeki Ege kasabasında yaşama dileğimi de gerçekleştirerek Bodrum'a taşınmıştım. Ve D'inuit'in yolculuğu da böylece 2015 yılında her biri birbirinden farklı renk, model ve malzemelerde ördüğüm çantalarla başladı. O kadar sınırsız seçenek vardı ki; aynısından bir tane daha yapmak istemiyordum, kullanamadığım her güzel malzemeye haksızlık oluyor diye düşünüyordum. Zamanla farklı kumaş ve derileri kullanarak, yeni modeller ortaya çıkardım. D'inuit çantası olan her kadın bilmeli ki, o çantadan sadece bir tane var ve o da kendisinde.
Tasarım felsefeniz nasıl tanımlarsınız?
Özgürlük, özgünlük, rahatlık ve fonksiyonellik benim için önemli. Geleneksel dokuyu, deseni tasarımda detaylarda kullanmayı seviyorum. Tek bir akıma, stile ya da moda olana bağlı kalmak yerine onlardan da ilham alıp hayalimde giydirdiğim kadına çanta tasarlıyorum. Zorlama çizgiler yerine fonksiyonel olmasını önemsiyorum. Bir kadının kıyafetinin tamamlayıcı unsuru olarak çantayı, birden fazla şekilde kullanılabilir halde tasarlamaya çalışıyorum. Örneğin farklı boyda saplar, önlü arkalı kullanılabilir çantalar tasarlıyorum. Böylelikle herkes aynı çantada kendi seçiminde özgür oluyor ve kendi alternatif çözümünü yaratmış oluyor.
Bu ise ilk basladıgınız dönem ve bugün arasında bir degerlendirme yapacak olursanız neler söylersiniz?
Benim için başlangıçta bir hevesle örgü çanta yapmakla başlayan bu süreç, zamanla başka bir boyut kazandı. Özellikle detay çözümleri, malzeme seçimi ve temini, atölye yani üretim ayağında teknik konularda neredeyse her gün yeni bir şey öğreniyorsunuz. Ben de kendimi tasarımcıdan çok, hevesli ve meraklı bir tasarım öğrencisi olarak görüyorum. Bu heyecan ve heves beni disipline ediyor. Her kadının iyiyi ve özeli hak ettiğini düşünüyorum. Bunu yerine getirme çabası hem yaratıcı süreçte, hem teknik detaylarda toleranssız davranmak zorunda hissettiriyor; sürekli 'Daha ne yapabilirim' diye düşündürüyor. Örneğin bu pandemi döneminde uğuruna inandığım güneş logomu kullanarak gümüş takı tasarlamaya başladım. Bu sıkıntılı günlerde güneşi bir uğur sembolü olarak hissediyorum. Bana güzel günleri hatırlatıyor, ışığı, var oluşu ve hayatı…
Tasarım söz konusu olunca ilk konusulacak konulardan biri de ilham alma konusu oluyor. Sizin görsel olarak ilham aldıgınız bir yer var mı?
Aslında benim asıl ilham kaynağım yaratıcılığıyla, var oluşuyla, farkında olduğu ya da olmadığı gücüyle, ruhuyla, çelişkileriyle ve kahkahasıyla kadındır. Özellikle de tarihteki güçlü kadınlar… Örneğin, bilge ve cesur bir kadın olan kraliçe Zeina benim bir koleksiyonuma ilham olmuştur.
Su an için gelecekle ilgili sizi en heyecanlandıran sey nedir?
Pandemi bitecek ve hayatlarımızdaki o koşuşturmalar yeniden başlayacak; organizasyonlar, yeni işlerin heyecanı ve tatlı yorgunluklar... Tüm bunlarla birlikte üzerinde çalıştığım biri plaj kullanımları, diğeri günlük kullanımlar için iki tasarım mevcut. Tabii takılarda da yeni modeller olacak. Ayrıca D'inuit çantalar şu anda, Bodrum Butikon1'de, İstanbul Emaar Avm'de, Maslak 42 Modül İstanbul'da, Kalkan Aspect Atelier'de, dinuitbags.com web adresinde ve Etsy gibi dijital platformlarda satışta. Bu yeni süreçte yaptığım hazırlıklarla ise tasarımlar, farklı dijital platformlarda ve yurtdışında da yer alacak.
JUSTİN BİEBER'DEN EŞİ HAİLEY BİEBER'A: ''EN BÜYÜK HAYALİM SENİNLE YAŞLANMAK''
