"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Röportaj: Nazan ORTAÇ
Fotoğraflar: Cengiz DİKBAŞ
Yıllardır dünyaca ünlü markaları Türkiye'ye getiren ve buradaki tüketicisiyle buluşturan Arzu Sabancı, bir süredir zarif gustosunu kendi tasarımlarına yansıtıyor. Önce İtalyan markası Pinko için tasarım yapan Sabancı, bu sezon da Türkiye'nin en başarılı markalarından Koton ile bir araya gelerek tam 67 parçalık bir koleksiyon hazırladı. Militer ve marin tarzların ağırlıkta olduğu koleksiyon, Arzu Sabancı'yı ikonlaştıran stilini bütünüyle yansıtıyor diyebilirim. "Stilimden izler taşıyan bir koleksiyonu çok daha geniş kitlelere ulaştırabilmek için doğru bir kanaldan ilerlemem gerekiyordu. Bu Koton oldu ve bana büyük bir heyecan ve mutluluk verdi" diyen Sabancı ile Pera Palace Hotel Jumeirah'ın muhteşem atmosferinde bir araya geldik ve hem koleksiyonun doğuşunu konuştuk hem de özel bir moda çekimi gerçekleştirdik...
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Koton'la işbirliği fikri nasıl doğdu?
Arzu Sabancı: Koton, dünya trendlerini takip ederek çok güçlü koleksiyonlar hazırlayan bir marka. Koton ve Gülden Yılmaz'dan bana böyle bir teklif geldiğinde mutlu oldum. Sevdiğim ve keyif aldığım bir işi, çok başarılı bulduğum bir Türk markasıyla beraber yapıyor olmak ve ulaşılabilir fiyatlara moda tutkunları ile buluşma duygusu beni heyecanlandırdı diyebilirim. Koleksiyonun tüm hazırlık sürecinde de titiz bir çalışma yürüttük. Ortaya da hem içimize sinen hem de moda odaklı bir koleksiyon çıktı.
Koleksiyonu anlatır mısınız? Kaç parçadan oluşuyor, tasarım kodları neler?
Sabancı: Arzu Sabancı for Koton Koleksiyonu, 67 özel tasarımdan oluşuyor. Koleksiyon, zarif ve özel hissettiren parçalar ile özellikle tüm dünyada popüler olan militer ve marin tarzlarını yansıtıyor. Koleksiyonda dore ve lame işlemelerin yanı sıra leopar ve puantiye desenlerini de kullanmayı tercih ettik. Bununla birlikte yıldız motiflerini de tasarımlar üzerinde en zarif şekilde ortaya koyduk. Kişisel olarak omuz detaylarının yer aldığı parçaları çok beğeniyor ve tercih ediyorum. Bunu koleksiyona da yansıttım. Açık ve asimetrik omuz detayların kullanıldığı parçalar favorilerim arasında yer alıyor. Genel olarak da kırmızı, haki gibi tonlar ile mavi, sarı ve beyaz tonların hakim olduğu bir koleksiyon yarattık. Işıltılı işlemelerle süslenen militer parkalar, daha maskülen kesimli ve kol detaylı poplin gömlekler, sırt detaylı haki ceket, bel hatlarını ön plana çıkaran yüksek bel paper bag pantolonlar, nakış detaylı beyaz brode elbiseler dikkat çeken tasarımlarımız arasında yer alıyor. Kısacası, ben Arzu olarak ne giymekten hoşlanıyorsam, benim tarzımı gösteren bir koleksiyon oluşturduk. Şimdiden uyarıyorum mağazaya gelen moda tutkunları seçmekte zorlanacaklar (gülüyor)... Koleksiyondaki her bir parçayı almak isteyecekler…
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Kendi stilinizden mi ilham aldınız aldınız? Nasıl bir kadını anlatıyor koleksiyon?
Sabancı: Koleksiyonda yer alan tasarımları hayata geçirirken doğrudan kendi stilimi yansıtmaya çalıştım. Gardırobumda yer alan favori parçalar ile yarattığım kombinler ve kişisel tercihlerim koleksiyonun hazırlık aşamasında bana ilham verdi. Bu nedenle koleksiyon, feminen ve modern bir duruş ile stilini ifade eden kadınlara hitap ediyor. Yani koleksiyon, bu giysilerin içinde kendini iyi hisseden tüm kadınları anlatıyor diyebiliriz.
Uzun soluklu bir işbirliği mi, yoksa tek sezonluk mu anlaşmanız?
Sabancı: Şu aşamada çok güzel bir işbirliğine adım attık ve bunun heyecanını yaşıyoruz. İleriki dönemlerde nasıl ilerleyeceğimiz konusunu konuşmak için henüz çok erken.
Pinko gibi üst segment markalarla anılan bir isimsiniz; Koton'la yan yana gelerek nasıl bir sinerji yakalamayı hedeflediniz?
Sabancı: Gülden Yılmaz ve tüm Koton ekibinin çok yüksek bir enerjisi var. İşbirliğine başlamadan önce de bunu son derece yoğun hissettim. Birlikte çalışırken özel bir sinerji yakaladığımıza inanıyorum. Bu nedenle de hem stilimi hem de kafamdaki tasarımları doğrudan hayata geçirdik. Bu çok önemli bir noktaydı. Pinko apayrı bir segment tabii ki ama stilimden izler taşıyan bir koleksiyonu çok daha geniş kitlelere ulaştırabilmek için doğru bir kanaldan ilerlemem gerekiyordu ve bu Koton oldu ve bana büyük bir heyecan ve mutluluk verdi.
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Pinko için de koleksiyonlar hazırlıyorsunuz. İki markanın birbiriyle örtüşen yanları var mı?
Sabancı: Her ikisini de hazırlayan benim ama bir de her markanın DNA'sı var. Biraz da ona bağlı kalıp kendimce yorumluyorum. Ama beni tanıyanlar benzerlikler bulabilir.
Pinko için de koleksiyonlar hazırlıyorsunuz. İki markanın birbiriyle örtüşen yanları var mı?
Sabancı: Her ikisini de hazırlayan benim ama bir de her markanın DNA'sı var. Biraz da ona bağlı kalıp kendimce yorumluyorum. Ama beni tanıyanlar benzerlikler bulabilir.
Stilinizle, toplumun ikon isimlerinden birisiniz. Stilinizi belirmek için yardım aldınız mı; yoksa zamanla kendi kendine mi oluştu? Nasıl tanımlıyorsunuz stilinizi? Sizin stil ikonlarınız kimler?
Sabancı: Stilim zamanla gelişti ve bir yardım almadım. Spor giyimi kendimce yorumluyorum. Giovanna Battaglia'yı her zaman beğeniyorum. Sosyal medyada ya da yurtdışında, sokakta görüp de beğendiğim ve isimlerini bilmediğim birçok kişi oluyor.
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Asla giymem dediğiniz neler var?
Sabancı: Asla asla dememeyi öğrendim ama göğüs dekoltesi sevmiyorum.
Ayakkabı-çanta-mücevher üçlüsüne verdiğiniz önem nedir? Bunları stilinize adapte ederken neler sizin için önemli?
Sabancı: Ayakkabı seçimimde artık beğendiğim modelleri değil, rahat ettiğim modelleri tercih ediyorum. Çantada clutch modelleri trendy ama günlük büyük çantaları ise klasik modellerden seçiyorum. Takım olarak saat ve bilezik seviyorum. Mücevher yerine faux bijoux (imitaston) kullanmayı tercih ediyorum.
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Nerelerden alışveriş yaparsınız? Hangi markalar favoriniz? Daha çok yurtdışından mı giyinirsiniz?
Sabancı: Ben kendi markalarım dışında internetten alışveriş yapmayı tercih ediyorum. Bu sezon Topshop, Zara, Arzu Sabancı for Koton, Pinko markalarını dolabımdakilerle ve sezon parçalarıyla kombinleyeceğim. Her sezon favori markam değişiyor. Bu sezon Alexis, Rosie Assoulin, Roksanda, Delpozo radarımda olan markalar.
Davetlerde kusursuz tarzınızla hep dikkat çekiyorsunuz; merak ediyorum, bir davete hazırlanmak ne kadar zamanınızı alıyor?
Sabancı: Ben son dakika karar verenlerden değilim. Önceden ne giyeceğime karar verip kombin yapıp hazırlamak ben rahat ettiriyor.
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Üç oğlunuz ve eşiniz; çevrenizde hep dört erkek var… Bu nedenle erkek stilini de yakından takip ettiğinizi ve hakim olduğunuzu düşünüyorum. Onlara stil danışmanlığı verir misiniz? Bir gün erkekler için de tasarım yapmayı düşünür müsünüz?
Sabancı: Oğlanlar daha küçükken kıyafetlerini ben alıp onlara yardımcı oluyordum ama artık büyüdüler ve kendi alışverişlerini yapıyorlar. Bazen seyahatlerde isterlerse onlara alışverişlerinde eşlik ediyorum.
Instagram'ı blog gibi kullanıyorsunuz ve çok da ilgi görüyor. Daha kapalı bir hayat yaşarken, böyle etkin paylaşım yapmaya nasıl karar verdiniz? Bu kadar çok takip ve takdir edilmek nasıl hissettiriyor?
Sabancı: Instagram'da sadece göstermek istediğim kısımları paylaşıyorum, özel hayatım yine kapalı. Markamı, gezilecek yerleri, sergileri, önereceğim film ya da müzikleri paylaşıyorum. Kendi çekmediğim hiçbir fotoğrafı ya da videoyu kullanmıyorum. Takip edilip beğenmeleri hoşuma gidiyor. İstatistiklere baktığımda ise şaşırıyorum, çok ciddi sayıda yabancı izleyici var. Mesela, Brezilya'dan, İran'dan, Azerbaycan'dan… Geçen sene New York'ta biri yanıma geldi. İngilizce "Siz Arzu Sabancı mısınız, sizi izliyorum" diye kendini tanıttı. Özbekistan, Taşkent'liymiş. Bunları duyunca benim severek yapıp keyif aldığım şeyler karşıya da geçiyor ki beğeniliyor diye düşünüyorum.Sabancı: Instagram'da sadece göstermek istediğim kısımları paylaşıyorum, özel hayatım yine kapalı. Markamı, gezilecek yerleri, sergileri, önereceğim film ya da müzikleri paylaşıyorum. Kendi çekmediğim hiçbir fotoğrafı ya da videoyu kullanmıyorum. Takip edilip beğenmeleri hoşuma gidiyor. İstatistiklere baktığımda ise şaşırıyorum, çok ciddi sayıda yabancı izleyici var. Mesela, Brezilya'dan, İran'dan, Azerbaycan'dan… Geçen sene New York'ta biri yanıma geldi. İngilizce "Siz Arzu Sabancı mısınız, sizi izliyorum" diye kendini tanıttı. Özbekistan, Taşkent'liymiş. Bunları duyunca benim severek yapıp keyif aldığım şeyler karşıya da geçiyor ki beğeniliyor diye düşünüyorum.
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Saç renginiz, stiliniz ve fiziğinizle de çok beğeniliyor ve takip ediliyorsunuz… Fiziğinizi korumak için neler yapıyorsunuz? Beslenmenize özel bir önem gösteriyor musunuz? Spora ne kadar vakit harcarsınız?
Sabancı: Sadece düzenli, aksatmadan yürüyüş yapıyorum. Yürüyüş ve kayak dışında bugüne kadar hiçbir spor yapmadım. Yemek konusunda ise iştahlı biriyim. Yememe dikkat edip dengelemeye çalışıyorum.
Geçtiğimiz 14 Şubat'ta Şamdan Plus ile evlilik fotoğraflarınızı paylaşmıştınız… O yıllardan buyana neredeyse hiç değişmemişsiniz, adeta yıllara meydan okuyorsunuz… Nasıl koruyorsunuz cildinizi?
Sabancı: Kök hücre ve vitamin dışında yüzüme hiçbir şey yaptırmadım bugüne kadar. Hiç estetik ameliyat da olmadım, çok şükür şimdilik genlerimle idare ediyorum. Cildim kuru olduğu için nemlendiricimi ihmal etmiyorum ve 15 yıldır kesinlikle yüzümü güneşe vermiyor ve koruyorum.
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Çok sık seyahat ediyorsunuz… Bavulunuzda neler olur genelde?
Sabancı: Bavulumda saç bigudim, kremlerim, gözlüklerim, rahat ayakkabılarım, kış için ise Uniqlo montum, şapkam olmazsa olmazlar. Onun dışında sezon başı seyahat kombinlerim bellidir. Tek renk ve aksesuarlarla renklenen, yapımı kolay bir valiz olur.
Huzurlu ve dingin bir haliniz var… Çok yoğun olduğunuzu düşünüyorum; bunca işin arasında huzurunuzu korumak için neler yaparsınız? Var mı özel ritüelleriniz?
Sabancı: Dua etmek ve şükretmek… Beni en rahatlatan şey bunlar.
Mesafeli görünüyorsunuz; size ulaşmak zor mudur? Sadece yakınlarının bildiği Arzu Sabancı nasıldır?
Sabancı: Tam tersine güler yüzlü ve sıcakkanlı olduğum söylenir. Belki tanımadıklarıma mesafeli duruşum olabilir. Kibir ve soğuk duruş, hem tarzım değil hem de en sevmediğim tavırdır.
"Tasarımcı olarak anılmak beni mutlu ediyor"
Bilmediğimiz hobileriniz var mı?
Sabancı: Müzik! Özellikle Elec -tronic Dance ve House Music'i çok seviyorum. DJ setim var, kendi play listlerimle DJ'lik yapmak en sevdiğim hobim.
Size artık tasarımcı diyebilir miyiz?
Sabancı: Miuccia Prada, Karl Lagerfeld, Coco Chanel tasarımcı… Ben ise bu işin mutfağından gelen, hem üretimde hem perakende işinde çalışan biri olarak bu işi bilen, güncel modayı yakından takip eden, yılların birikimiyle öngörüsü ve biraz da zevki olan biriyim... Kadınların ne giymekten hoşlanacağını bilen, sezon trendlerini kolaj yaparak kendince yorumlayan ve en önemlisi bundan çok keyif alan biriyim. Ama İtalya'da beni tanıştırırken tasarımcı diye tanıtıyorlar, bu da mutlu ediyor.