RÖPORTAJ İREM ORHAN
Bundan yaklaşık altı yıl önce başladığı tasarım yolculuğunda dünyaca ünlü pek çok ismin de dikkatini çekmeyi başarmış bir tasarımcı Duygu Ay. Kostüm tarihine dayanan tasarım felsefesiyle ortaya çıkardığı iddialı parçalarda, eski dönemlerdeki çizgileri günümüzün kalıplarıyla birleştirip modern görünümler yaratıyor. Genç tasarımcı ile üzerine titrediği markasını ve yaratım süreçlerini konuştuk.
Kendi adınızı taşıyan markanızla yolculuğunuz nasıl başladı, nasıl gelişti sizin için her şey?
Moda üzerine aldığım eğitimden sonra başladı aslında her şey. Tasarımda bir ürünü hayal edip, çizim kısmından başlayıp bitmiş haline getirene kadar gereken tüm aşamaları kendimi geliştirerek öğrendim. Model tasarlama, kumaş seçimi, kalıp hazırlama, üretim... Ve tüm bunlar tam anlamıyla bittiğinde kendi markamın da artık yola çıkma zamanının geldiğini anladım.
Tasarımda farklı olmaktan çekinmeyenlere hitap eden bir çizginiz var. Tasarım felsefeniz ve tasarımdaki çizginizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Benim hayalimdeki kadın profili; kendi vücudunu tanıyan, aynada kendine bakmaktan mutluluk duyan ve giyinmeyi seven kadındır. Tasarım felsefem ise tamamen kostüm tarihine dayanıyor. Bazı tasarımlarımdaki dantel işleme detayları 1600'lü yıllara dayanan barok dönem mesela. Eski dönemdeki çizgileri günümüz modern kalıplarıyla birleştiriyorum.
Tasarımlarınızda etkilendiğiniz bir kültür var mı?
19'uncu yüzyıldaki Victorian dönem bana ilham veriyor. Renkli ve desenli giyinen kadınlar görüyoruz o yıllarda. Bunun da beni ve tasarımlarımı fazlasıyla etkilediğini söyleyebilirim.
Markanız kurulduğundan bu yana dünyaca ünlü isimlerin de tercihi oldu. Dünyada bu denli yakından takip edilen bir markanın tasarımcısı olmak konusunda neler söylersiniz?
Dünya çapında göz önünde olan insanların tasarımlarımı beğenip giymesi tabii ki çok gurur verici. Dünyada tanınan isimler arasında en büyük ilgi Kylie Jenner'dandı. Stilistiyle konuştuğumda doğum günü haftasında benim tasarımlarımı giymek istediğini öğrendim. Şu anki düzende çoğu markanın ya da tasarımcının kendi kıyafetlerini anlaşmalı şekilde ünlü kişilere giydirdiğini biliyoruz, benimse karşı taraflar tarafından tercih edilmem haklı olarak beni motive ve mutlu ediyor. Burada şunu da söylemeden geçmemeliyim; tüm bunlar olurken ben, hiçbir zaman bir PR ajansıyla çalışmadım.
Tasarım sürecinde en keyif aldığınız aşama hangisi oluyor?
Duygu Ay markasında bir tasarımın çizim, kalıp hazırlama, üretim ve paketlenmesine kadar her süreç kontrolüm altında oluyor. Buradaki en keyif aldığım aşama ise kumaş seçimi ve ürünün bitmiş halini görmek.
Peki, içinden geçtiğimiz pandemi süreci sizi ve üretimlerinizi nasıl etkiledi?
Ne yazık ki hiç tahmin etmediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Bu da ister istemez giyinmeyi arka plana atmamızı gerektirdi. Genele baktığımızda çoğu markanın 2020 yılı içerisinde çıkardığı koleksiyonlardaki ürün sayıları normal döneme göre az. Ben de bu belirsiz süreçte daha az parçadan oluşan bir koleksiyon çıkardım.
Bu işe yeni başlayacak genç arkadaşlara kariyerlerinde farkındalık yaratmak konusunda söylemek isteyeceğiniz birkaç şey olur mu?
Moda bölümünden mezun olan her birey öncelikle bir alan üzerine odaklanmalı diye düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse, ben korseler üzerine yoğun bir mesai harcadım ve şu an kadın giyiminde Duygu Ay dendiğinde akla ilk gelen şey korseler. Genç arkadaşlara tavsiyem alanları kadın giyimse eğer bir ürün grubu üzerinde profesyonelleşmeleri. Sonrasında çıkan her ürün ve edinilen her tecrübe sizi tasarımda farklı bir boyuta taşıyor.
Markanıza ulaşmak isteyenler nerelerden ulaşabilirler? Türkiye'de ve dünyada farklı noktalarda showroom açma fikriniz var mı?
Markam kurulduğu günden bu yana duyguaycollection. com adresi üzerinden satış yapıyor. Türk bir ailenin çocuğu olarak tabii planladığım üç farklı showroom içinde bir tanesi kesinlikle İstanbul'da olacak.
PRENS HARRY VE MEGHAN MARKLE'DAN PRENS PHİLİP İÇİN TAZİYE MESAJI
