YAZI ÖZGE ZEKİ ozge.zeki@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR KORAY IŞIK
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, VitrA sponsorluğunda ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen 5. İstanbul Tasarım Bienali, başladı. Küratörlüğünü Mariana Pestana'nın Sumitra Upham ve Billie Muraben ile yürüttüğü 'Empatiye Dönüş: Birden Fazlası İçin Tasarım' başlıklı bienal, sergi mekanları Pera Müzesi ve Ark Kültür'de, İstanbul sokaklarında ve dijital ortamda farklı ülkelerden ve disiplinlerden katılımcıların projelerine ev sahipliği yapacak.
Sergi mekanlarındaki projeler 15 Kasım 2020 tarihine kadar ziyarete açık olurken; şehirdeki müdahaleler, araştırma projeleri ve video serileri ise 30 Nisan 2021'e kadar gelişerek devam edecek. Küratör Mariana Pestana 5. İstanbul Tasarım Bienali'ne ilişkin, "5. İstanbul Tasarım Bienali Ekim 2020'den Nisan 2021'e dek yavaş yavaş değişen ve gelişen bir bienal olacak. Karşımıza çıkan zorlukları ve pandemi sürecinde getirilen kısıtlamaları göz önünde bulundurarak, günümüz koşullarını yok saymak yerine bu sürece uyum sağlayan bir program düzenledik. İstanbullular ile iletişim içerisinde, onlara yönelik, üretken ve yerel üretime odaklanan bir bienal sunuyoruz. İklim krizinin aciliyeti ve küresel boyuttaki sosyal izolasyon süreci sürerken bienal bizi birbirimizle ve diğer türlerle nasıl ilişki kurduğumuzu düşünmeye davet ediyor. İnsana ait olsun ya da olmasın, bu soru tüm biyolojik, bakteriyel, jeolojik bedenleri kapsıyor. Tasarımı çevremizdekilerle aramızda bir arabulucu gibi konumlandırmak istiyor, dünyayı ve içinde yaşayan sayısız canlıyı algılamak için bir araç olarak görüyoruz.
Bu algılama halinin ne tür bakış açılarını ortaya çıkarabileceğini merak ediyoruz. Bizi normalde ilişki kuramayacağımız elementler, maddeler ve canlılarla bağlar mı? Peki, kurulan bu ilişkiler içimizdeki empatiyi uyandırabilir mi?" diyor. İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova ise "Bugünün toplumunu anlamada bir araç olduğu kadar geleceğe dönük bir tartışma platformu da olan İstanbul Tasarım Bienali, teknolojik hız ve çevre krizinin damgasını vurduğu bu dönemde Empatiye Dönüş temasıyla, özen göstermeyi öne çıkaran uygulamaları, bağlantı kurmaya dair ritüelleri ve duygularımıza aracı olan nesneleri odağına alıyor. 2021 Nisan ayına kadar devam edecek yeni formatıyla 5. İstanbul Tasarım Bienali açık havadaki sokak yerleştirmelerinde, evlerimizde misafir ağırlarmışçasına özenle hazırlanan mekânlarda ve dijital video serilerinde takipçileriyle buluşuyor. Her birimizin hayatlarımızı ve gündelik pratiklerimizi yeniden tasarladığı bu olağanüstü günlerde, bienalin empati vurgusuyla tasarım alanında ve gündelik hayatımızda farkındalık yaratacağına inanıyorum" sözleriyle anlatıyor bienali. Peki, bienali takip edenleri neler bekliyor? Deniz Ova programı şöyle özetliyor: 'Bu yıl hem dijital hem fiziki dünyada farklı programlardan oluşan bir bienal bizi bekliyor. 15 Ekim'den itibaren Kara ve Deniz Kütüphanesi arşivi ARK Kültür'de rezervasyonla gezilebilecek, Yeni Yurttaşlık Ritüelleri İstanbul sokaklarına ve Pera Müzesi'ne yayılacak, Eleştirel Yemek Programı adlı dijital programımızın bölümleri ise 18 Ekim'den itibaren web sitemizden ve İKSV'nin YouTube kanalından yayımlanmaya başlayacak. Pera Müzesi'nde ayrıca Empati Seansları adlı bir video serimiz olacak. Sergi mekânları 15 Kasım'a kadar ziyaret edilebilirken dijital programımız ve sokaklardaki varlığımız 2021'in bahar aylarına dek devam edecek.
Geçmiş bienallerde olduğu gibi formatımızı sorgulamayı sürdürdük ancak bu sefer daha radikal bir karar alma dürtüsüyle hareket ettik. Bu yüzden melez bir yapı tasarladık, zamana ve şartlara uyum sağlayabilecek bir bienal formatı geliştirdik. Bu süreç içinde her programın farklı bir süresi ve kendi zaman algısı oldu. Dijital mecralar aracılığıyla Türkiye'nin her yerindeki, hatta farklı kıtalardaki seyircilerimizle buluşmayı hedefliyoruz." Kısaca 5. İstanbul Tasarım Bienali, tasarıma empati odaklı yeni bir rol biçen fikirleri ve projeleri bir araya getiriyor. Duygulara ve hislere aracı olan tasarımı, özen göstermeyi amaç edinmiş bir pratik olarak sunuyor. Sorumluluğu merkeze alan bir mekan oluşturmanın, insandan fazlasıyla bağ kurmaya dayalı bir kültür geliştirmenin önemiyle takipçilerine hitap ediyor.