Röportaj:Bade ÇAKAR
Fotoğraflar:Canan YETİŞTİ SATKIN
Yenileme sürecine giren Fiba Holding bünyesindeki Swissotel The Bosphorus'un yeni stil loft odalarında bir araya geldiğimiz Genel Müdür Gerhard Struger ile yenilikleri ve turizm sektörünü konuştuk. Turizm sektöründe işini severek yapmanın hayati önem taşıdığını düşünen Struger'in otellere olan tutkusu küçük yaşlarından başlamış...
Nasıl başladınız otelciliğe?
Gerhard Struger: Genç olduğunuzda hayal gücünüz çok çalışır. Ben seyahat etmeyi çok severdim ve ailemle birlikte hep gezerdik. Oteller benim için her zaman özeldi. Altı yaşımdayken bile hep büyük bir şeydi tatil benim için. Hiçbir zaman utangaç bir çocuk olmadım. İnsanlarla iletişimim her zaman açık ve Swissotel The Bosphorus Genel Müdürü Gerhard Struger ile turizm sektörünü ve Swissotel the Bosphorus'un yeni yüzünü konuştuk samimiydi. Ülkem Avusturya'da turizm çok önemlidir. Turizm bölümleri ve okulları çok iyidir. Sonunda ben de bu yoldan gitmeye ve bu sektörde çalışmaya karar verdim ve hiç pişman olmadım. Hala otellere girdiğimde çok güzel bir his veriyor. Birçok kişi orada çalışıyor, misafirler var... Asla sıkıcı olmuyor. Her zaman çevrenizde insanlar var. 7/24 süren bir tempo ve her zaman sizi heyecanlandıracak bir şey oluyor.
Ama sürekli çalışmak zor değil mi?
Struger: Kesinlikle, demek istediğim tam da bu. Sonunda bu bir meslek ve çalışıp ortaya bir şey koymanız gerekir. Arkanıza yaslanıp oturamazsınız. Birçok iş gibi, ama yanında eğlence ve güzel etkiler var.
Ne zamandır burada çalışıyorsunuz, nasıl bir araya geldiniz?
Struger: 1997'de İstanbul'da Swisssotel ile çalışmaya başladık. Sonra 2000'de İstanbul'dan Çin'e taşındım. Orada genel müdür olarak çalıştım ve Swissotel'i açtık. 2001'de de Berlin'e geçtim. 2005 yılında geri gelmek isteyip, istemediğimi sordular. Ben de İstanbul'a her zaman gitmek istediğimi söyledim, çünkü son gelişimde çok keyif almıştım. 2005'te geri geldim ve o günden beri buradayım.
Swissotel'i diğer otellerden ayıran özellikler neler?
Struger: Bir misafirimiz bir gün bana, "Swissotel ile başka bir oteli karşılaştırmaktan hoşlanmıyoruz. Diğer otellere saygı duyuyoruz ama Swissotel'i seviyoruz" demişti. Bence bu çok güzel bir düşünce... Bu iş aslında doğrudan insanlarla alakalı. Tabii konum çok önemli. Buraya girip sadece bu manzarayı görmek bile mükemmel, ama İstanbul'da başka güzel yerler de var. Swissotel her zaman insanlara yakın bir yerde. Uzak durmuyoruz veya belli tip kişilere hizmet etmiyoruz. Her zaman herkesi ağırlamaktan mutluyuz. Şehrin ortasında kocaman bir tenis sahası, SPA ve havuzumuz var. Dolmabahçe'nin mükemmel yeşil dünyasına sahibiz. İstanbul'daki ilk Çin, Japon ve Fransız restoranları bizde... Çeşitliliğimiz çok geniş. 'Swiss' ismi de güvenilirlik veriyor. Bunların birleşimi bizim farkımız.
Çalışanlarınızla çok farklı bir bütünlüğünüz var. Haftalık programlar yapıyormuşsunuz; koşu gibi...
Struger: Çünkü yalnız olmaz. İstanbul çok zor bir şehir. Spor, insanlara daha kaliteli bir hayat sunuyor. Kimseyi zorlayamazsınız ama bunun önemi yadsınamaz. Bu benim düşüncem. Misafirlerimize sağlıklı detaylar sunabiliyoruz. Bunun aynısını çalıştığımız arkadaşlarımıza da sunuyoruz. Koşu takımımız var, birçok maratona katıldık. Otelde çalışan herkes olmasa da, sağlıklı bir hayat isteyenler bir araya geliyor. Değişik bir bağ oluşturuyor.
Türkiye'deki turizm sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Struger: 1997'de buraya geldim ama Türkiye'ye ilk gelişim 1990 yıllarında tatil içindi. Side tarafına Tofaş marka araba ile gitmiştim (gülüyor). O zamandan bu zamana kadar olan değişim mükemmel. İstanbul, sunabileceği çok şey olan bir şehir. Türk Hava Yolları da, çok büyük bir faktör. Diğer havayolları da tabii ki önemli, ancak Türk Hava Yolları'nın alanı çok geniş ve bu olmasaydı bu noktada olmayabilirdik. Misafirperverlik, Türkiye'nin en önemli özelliklerinden biri. Bu da turizm sektöründe çok önemlidir.
Üniversitelerde konuşmalara katılıyorsunuz. Otelcilik okuyan ve bu alana yeni giren gençlere ne öğüt verirsiniz?
Struger: İlk olarak okuldan mezun olup çalışmaya başlayan çoğu öğrenci direkt yönetimden başlayacaklarını düşünüyor. Bu doğru değil. Yurtdışına kesinlikle gidip, hayatı tanımalı ve olup biteni görmeliler. Ben dünyada birçok yerde yaşadım. Bu sizi sadece kişisel olarak etkilemiyor, aynı zamanda farklı bakış açılarınız oluyor. Doğduğunuz yerde büyüyüp, yaşlanarak dünyada olan birçok fırsatı kaçırıyorsunuz. Genç olduğunuzda her şeyi yapma şansınız var. Gidip görüp, sonra da kendi ülkenizin ekonomisine katkı sağlamalısınız.
Son olarak Swissotel bir renovasyondan geçti. Tam olarak ne değişiklikler yapıldı?
Struger: Her şeyi değiştirdik aslında. 25 yıldan sonra yeniden bir Swissotel yarattık. Sadece yüzeysel bir yenileme değil bu, otelin tüm altyapısı ile mekanik ve elektrik tesisatı da tamamen yenilendi. 200 tane standard odalarımızın dışında yeni tip odalar yaratıldı. Amerikan stili loft odalarımız bunlardan birisi. Gaja Roof restoranımızı yeniden açtık, geçen yıl kapalıydı. Cafe Swiss en önemli yeniliklerden biri. Her şey taze yapılıyor, açık mutfak zaten.
Loft odalarınızın özellikleri neler?
Struger: Uluslararası standartlarda lüks ve ayrıcalıklı konaklama seçeneği sunuyoruz. Her biri farklı ve ayrıcalıklı imkanlara sahip olan loft konsepti, lüksün ve şıklığın modern teknoloji ile birleştiği bir mekan oldu. Corner'larımız, süitelerimiz ve standard odalarımız vardı. Loft odaları ise daha farklı bir şey olarak yapmaya karar verdik. Daha enerjik, daha kendisini genç hissedenler için yaratılan bir oda burası. Swissotel'de herkese hitap eden bir alan var.