"Stil Çizgim: Ağırlıklı Maskülen ve Bunu Yumuşatan Feminen Bir Karma"

Kendine has stil seçimleriyle içinde bulunduğu her okazyonda farkını ortaya koyan Meltem Kazaz ile keyifli bir moda sohbetini paylaştık.

"Stil Çizgim: Ağırlıklı Maskülen ve Bunu Yumuşatan Feminen Bir Karma"

Çalışma hayatına moda endüstrisinin içinde başlamış olan Meltem Kazaz, son yıllarda da kurucusu olduğu iletişim ajansı ile kültür, sanat ve eğlence endüstrisine katkı sağlıyor. Başarılı kariyer yolculuğu kadar, stil konusunda da isabetli seçimleriyle her daim farkını ortaya koyan Kazaz, moda sektöründe bulunduğu sürenin bu konudaki zevkinin oluşmasında büyük katkı sağladığını söylüyor; “Başta ben de sırf moda olduğu için bir dolu kıyafete, ayakkabı ve aksesuara yatırım yaptım ama zaman içinde kendimi, tavrımı ve fi ziğimi daha doğru değerlendirmeye başlayıp, kendimin farkına varınca ‘moda olan güzeldir’ duygusundan çıktım” diyor. Kendi stilini ağırlıklı maskülen ve bunu yumuşatan feminen bir karma olarak yorumluyor, şimdilerde uzun saçlarıyla kendini daha boho bulduğunu belirtiyor. Başarılı iş insanı ile Sarıyer’deki evinde buluştuk; önce keyifl i bir moda sohbeti gerçekleştirip sonrada bu sohbeti özel bir çekimle taçlandırdık.



Nasılsınız, nasıl gidiyor şimdilerde her şey sizin için? Son demlerinde nasıl geçiyor yaz?


Çok iyiyim. İşim, kendi belirlediğim dozda yoğun ve heyecan verici gidiyor. Diğer yandan oğlum Kerem sportif başarılarının yanı sıra bu yıl üniversiteye başlayacak onun heyecanı var. Ve kızım Defne için de üniversite seçimini yapacağı dönem başladı. Eşim Ercan ve ben çocukların bu dönüm noktalarında onlara destek olmak için tüm zamanımızı veriyoruz. Bu nedenle bu yaz bizim için diğer yazlardan farklı geçiyor, durup tatil yaptığımız bir yaz değil de sürekli hareket halinde olduğumuz bir yaz oluyor.


Modayı ve trendleri de çok yakın takip ediyorsunuz, kedinize özgü bir çizginiz de var; siz kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?


Çalışma hayatıma moda endüstrisinin içinde başlamış olmak benim bu yöndeki gözümün ve zevkimin oluşmasında büyük katkı sağladı. Başta ben de sırf moda olduğu için bir dolu kıyafete, ayakkabı ve aksesuara yatırım yaptım ama zaman içinde kendimi, tavrımı ve fiziğimi daha doğru değerlendirmeye başlayıp, kendimin farkına varınca moda olan güzeldir duygusundan çıktım. Benim için doğru olan trendleri yorumlamayı, kendimi en iyi hissettiğim, kusurlarımı örten veya beni en iyi gösteren parçalarla eşleştirmeyi öğrendim. Kendi stilimi ise her zaman ağırlıklı maskülen ve bunu yumuşatan feminen bir karma olarak yorumlarım. Yıllar içinde yaşım, kilom, saçım bu stilimin çeşitlenmesinde büyük rol oynadı. Şu anda uzun saçlarımla kendimi daha boho bulduğumu söylemeliyim.


Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?


İltifat kabul etmek benim için hep zor oldu. Her zaman çok değerli sözler, beni mutlu eden yorumlar aldım ama sanırım en çok üstümdeki kıyafetlere değil de yaydığım enerji, neşe, aura neyse onun altı çizildiğinde kendimi daha iyi ve özel hissettim. Herhangi bir yere girdiğimde kıyafetlerimle, aksesuarlarımla değil de tutum, davranış ve enerjimle fark edilmek kendimi değerli hissettiriyor.


Kıyafet seçimleri ve kişinin kendini özgüvenli hissetmesi arasında bir bağ var mı sizce?


Bu durum sizi nasıl etkiliyor mesela? Ben dahil birçok kişi için bunun cevabı evet. Ama doğru mu kesinlikle hayır! Karakteriniz, tavrınız ve hepsinden de öte herhangi bir alanda sahip olduğunuz güçlü bir donanımın özgüveninize katkısı kıyafetlerden çok daha değerli. Ama tabii ki iyi giyindiğinizi, iyi göründüğünüzü düşündüğünüz zamanlarda bu özgüven çok daha belirginleşiyor. Bu durumu ben şöyle yorumluyorum; bulunduğunuz ortam, durum ve bulunma nedeninize uygun giyinebiliyorsanız bu sizi her zaman güvende ve iyi hissettirir. Ve de çok yeterlidir.



Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu?


Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz? Bugüne kadar benim yönümü değiştirecek bir eleştiri almadım, en azından yüzüme söylenen bir eleştiri olmadı ama eleştiri gelirse de -karşımdaki kişinin donanım ve bakış açısını ölçülendirmeden- mutlaka dikkate alırım. Değerlendirir miyim bilmiyorum ama dikkate değer bir şekilde düşünürüm.


Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli, kullanılabilirlik mi?


Bu üç kriter de günümüzde o kadar sonsuz boyutlara ulaştı ki, seçim yapmak oldukça zor. Benim bugünkü beklentim kullanılabilirlik...


Ayrıca mesela ayakkabı, çanta ya da bir küçük elbise fark etmez, size göre bir tasarımı arzu nesnesi yapan şey nedir?


Bu herkes için farklı bence. Herkesin kendinde güzel bulduğu, wow dediği belli çizgiler, materyaller veya renkler vardır. Toplumsal şartlılıkla sınırlı sayıda olması, herkese satılmaması, bir daha üretilmeyecek olması gibi- yönlendirildiğimiz ürün ve markaları saymazsak belli bir şablon çıkarmak mümkün değil sanki. Bu aralar benim arzu nesnesi olarak belirlediklerim kovboy çizmeleri, baguette çantalar ve elbiseler... Bundan birkaç yıl önce XL çantalar, takım elseler ve stilettolar benim için arzu nesnesiydi.


Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?


O gün üzerinizde neyin star olmasını istiyorsanız bu denklemi ona göre kurmalısınız.


Okuyucularımıza tamamen kendilerine ait bir stil yaratmak ve onu geliştirmek konusunda verebileceğiniz tüyolar olur mu?


Özenmeyin, taklit etmeyin, benzemeye çalışmayın, sadece ilham alın! Ve en önemlisi kendinize, ölçülerinize, ten renginize, saçınıza objektif olun. Bütün bu özelliklerinizin kaldırabileceği bir kapasite var, bu kapasiteyi sırf trendler uğruna zorlarsanız hiçbir zaman özgün ve stil sahibi olamazsınız. Hepimiz eşsiz özelliklere ve güzelliklere sahibiz, sadece bunu ön plana taşımak, vurgulamak için para harcayın.


Dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Ve son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği?


Bu isimler de zaman içinde değişiyor benim için. Ama Alessandro Michele favori listemde hep duruyor. İş birlikleri için de Miu Miu x New Balance hep radarımda ama henüz bir tanesine bile sahip olamadım.



Sezon trendleri arasında favorileriniz neler?


Diz altı over size jorts’lar. ( jean şort)


Bu sezon gardırobunuzun demirbaşı nedir?


Ketenler ve triko elbiseler.


Sezon trendleri arasında “Asla giymem” dediğiniz bir parça var mı?


Skinny capriler.


Peki, sezonda kullanmayı en sevdiğiniz renk hangisi?


Siyah.


Kendinize yaptığınız son alışveriş nedir?


Balenciaga Monaco model siyah çanta.


Modada sürdürülebilirlik üzerine son yıllarda çok fazla görüş ortaya atılıyor. Röportajımızı sonlandırmadan önce; sizin sürdürülebilir modaya katkı için yaptığınız bir şeyler var mı?


Çocukların küçülenlerini kuzenlerine vermek gibi ben de gardırobumda sıralamadan çıkanları kullanabileceğini bildiğim çevremdeki insanlara vermekten ve onların kullanmasından mutlu oluyorum. Bu da bir çeşit sürdürülebilirliğe katkı...


Uzak ya da yakın vadeli gelecek planlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?


Çocuklarımın evden ayrılacak yaşa gelmiş olmaları bizim hayatımızda yeni bir sayfa açıyor. Bu çalışma ve sosyal hayatıma nasıl etki edecek merak ve heyecanla bekliyorum.


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.