Şöhret, tasarım ve lüks Floransa'da buluştu
Şöhret, tasarım ve lüks Floransa'da buluştu
Yazı: Bade ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
Moda dünyasının tüketim askından dogan cruise koleksiyonları, tasarımcıları yıpratsa da markalar tarafından tercih ediliyor.Cruise defilelerinde tasarımlar kadar defileleri yaptıkları destinasyonlar da dikkat çekiyor. Louis Vuitton'un Kyoto şehrinde, Dior'un Kaliforniya çölünde gerçeklestirdiği iddialı defilelere bir yenisi de Gucci tarafından eklendi.Gucci, Cruise 2018 koleksiyonunu, lüksün adresi Floransa şehrindeki Pitti Sarayı'nda gerçekleştirdi. Dünyaca ünlü isimlerin katıldığı defilede konuklar, birbirinden iddialı tasarımları görmeden önce normalde ziyaretçilere kapalı olan Medici Ailesi tarafından inşa edilen Vassari Koridoru'nu gezdi. Davete katılan konuklar, ayrıca bir hediye kutusu ile karşılandı. Kutuda Gucci'nin kreatif direktörü Alessandro Michele tarafından kişiye özel tasarlanan şapkalar da yer alıyordu. Defilenin gerçekleştiği Palatine Galerisi'nde ise tasarımlar, Rönesans döneminin en önemli eserlerinin eşliginde sunuldu. Michelangelo, Caravaggio ve da Vinci'nin eserlerinin doldurdugu mekanda tanıtılan, Michele'in sonsuz hayal gücünden çıkan tasarımlar tam not aldı. Michele, mekan seçimini ise "Avrupai estetik anlayışın başladığı yer Floransa... Buradaki her şey güzellik, yaratıcılık, maddiyat ve güçle ilgili" sözleriyle açıkladı.
Şöhret, tasarım ve lüks Floransa'da buluştu
RÖNESANS GÖRKEMİNİN HAYAL GÜCÜYLE BULUŞMASI
Gucci'nin cesur ve hayalperest tasarımcısı Alessandro Michele, her zamanki gibi çıgır açan tasarımlara imza attı. Rönesans döneminin izlerini tasıyan Pitti Sarayı'nın mükemmel atmosferinde tanıtılan koleksiyon için moda dünyası "Michele'in en iyi isi" dedi. En azından simdilik... Pitti Sarayı'nın görkemli atmosferinde, Alessandro Michele'in hayal gücünden ortaya çıkan eksantrik ve iddialı tasarımlar moda tutkunlarına tanıtıldı. Koleksiyon tabii ki, Michele'in alıskın oldugumuz farklı desenleri, görkemli kumasları ve cesur çizgilerinden olusuyor. Her tasarım benzer izlere sahip ama bir o kadar da farklı çizgilerden olusuyor. Yani Gucci imzasını tasıyor ama hala görenleri hayran bırakıyor. Bu da hiç kuskusuz Michele'i, bu kadar popüler ve basarılı yapan özelliklerinden sadece biri... Dikkat çeken silüetler, hareketli desenlerden ve 70'lerin çizgilerinden olusuyor. Michele'in yaratım gücünden ve Gucci sanatçılarıyla birlikte çalısma becerisinden kusku duyulmaması gerektigini zaten ilk koleksiyonundan ögrenmistik ancak her koleksiyonunda bu basarıyı sürdürebilmesi gerçekten hala herkesi sasırtmayı basarıyor. Detaylarla zenginlestirilmis koleksiyonda her bir parça, farklı bir havaya ve bambaska bir karaktere sahip adeta... Bazı kombinler için "bunu kim giyebilir" desek de, dünya sokak modasının nabzını Gucci'nin tuttugu da bir gerçek. Kimsenin cesaret edemeyecegi çizgileri, silüetleri kullanan ve kadınların hayal parçası haline getiren Michele'in farklılıgı da tam olarak bu.