Banu KAZANÇ
Oldukça lüks, pahalı bir sebze, bir o kadar da aristokrat, tarihte de kralların yiyeceği olarak anılır, yetiştirilmesi de zahmetlidir. Kuşkonmazın hasat edilecek olgunluğa erişmesi 3 yıl sürer. Kuşkonmaz eski çağlardan beri afrodizyak etkisi olduğuna inanılarak tüketilir. Yetiştirilmesi tarihin çok eski dönemlerinde başlanan, batı mutfaklarında yer alan bu çiçekli bitkiyi, son yıllarda, büyük şehirlerdeki market raflarında görür olduk, bizim mutfaklarımıza yeni yeni girmeye başladı.
BOL LİFLİ VE VİTAMİN DEPOSU
A, C, E, K ve B vitaminleri ile magnezyum, sodyum, demir, bakır, fosfor, selenyum, çinko, kalsiyum ve mangan gibi mineraller içerir. Kuşkonmaz, güçlü bir bağışıklık sisteminin kurulmasına ve enfeksiyonlara karşı mücadelede önemli rol oynar, antioksidan bakımından zengindir. Kanın pıhtılaşma faktörü ve yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olan K vitamin değeri yüksektir. Ayrıca K vitamini, kalsiyumun kemiklerde toplanmasına yardımcı olur ve kemik kaybının önlenmesinde rol alır.
Bir bardak sadece 40 kaloridir, yağ içermez ve sodyumda düşüktür.
Kuşkonmazın hem lif hem de su içerikleri yüksektir, bu kabızlığı önlemeye, sağlıklı bir sindirim sistemini korumaya ve kolon kanseri riskini düşürmeye yardımcı olur.
Doğal bir diüretik olarak, kuşkonmaz vücuttan sağlıklı su atımını sağlar.
Kuşkonmaz, prebiyotik özellikte olan vücudun sağlıklı bağırsak bakterilerini artıran, inülin adı verilen sindiremeyen bir karbonhidrat içerir. Inülin, zararlı bakterilerin gelişimini önler faydalı bakterilerin sayısını artırır.
Kan şekerini düzenler
Glisemik indeksinin düşük, posa içeriğinin yüksek olmasından dolayı kan şekeri düzeylerini kontrol etmeye yardımcı olan kuşkonmaz, aşırı yemeye yol açabilecek krizlerden kaçınmanıza yardımcı olur.
Şişkinliği giderir
Potasyum açısından zengin, sodyum oranı düşüktür. Asparagin denen aktif bir amino asit ile birlikte içindeki mineraller sayesinde etkili doğal diüretik etkiye sahiptir. Diüretik özelliğiyle vücudun su tutmasını engelleyerek, sıvı atımını arttırır, aynı zamanda vücuttaki toksinleri idara yoluyla atarak kanı temizler. Ödem sorunu yaşayanlar, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları olanlar için oldukça faydalıdır. Ancak böbrek sorunu veya gut problemleri olan kişilerin kuşkonmaz gibi pürin içeren yiyecek tüketimlerini kısıtlamaları gerekir.
Nasıl saklanır?
Kuşkonmazın raf ömrü oldukça kısadır, çabuk tüketmeniz gerekir. Kuşkonmaz kök uçlarını ıslak bir kağıt havlu içine sararak ve buzdolabında plastik bir torbada saklayarak taze tutabilirsiniz. Kuşkonmazın alt kısmı çoğunlukla odunsu olur, sert kısımları atmanız gerekir. Tazesine ulaşmanın kolay olduğu dönemlerde tazesini diğer zamanlarda konservesini de tüketebilirsiniz.
Nasıl pişirelim?
Kuşkonmazı çiğ olarak veya çok az pişirerek yiyebilirsiniz. Salatalarda çiğ olarak tüketilebilir ya da damak zevkinize uygun yumuşaklıkta haşlayarak, tavada soteleyerek ya da ızgarada pişirdikten sonra üzerine zeytinyağı gezdirip limon sıkarak kolayca hazırlayabilirsiniz. Çabuk ve su içermeyen pişirme yöntemleri ile besin değerini korursunuz. Garnitür olarak kullanıldığında tabağınızda görsel bir şölen sunarsınız. Etin, tavuğun ya da balığın yanına patates dışında konabilecek harika bir alternatif olur. Kuşkonmaz yumurta ile de uyumlu bir sebzedir.