Galatasaray'ın yıldız futbolcularından Wesley Sneijder'in eşi Yolanthe Cabau, bu kez adL için tasarladığı takılarla gündemde. Sevgililer Günü nedeniyle geçen hafta satışa sunulan ve teması aşk olan Yolanthe Cabau'nun takıları büyük ilgi görüyor. Cabau, yeni takılarını ilk kez Şamdan Plus'a anlattı. Cabau ile tabii ki sadece yeni takı koleksiyonunu konuşmadık. Cabau'ya; aşktan evliliğe, Türkiye'deki yaşamından yeni projelerine kadar her şeyi sorduk. Eşi Wesley Sneijder'e övgüler yağdıran güzel tasarımcı mutluluk sırlarını da bizimle paylaştı. Yolanthe Cabau ile bir de özel bir fotoğraf çekimi gerçekleştirdik. Şamdan Plus için Lara Sayılgan'ın objektifinin karşısına geçen Cabau, çok özel pozlar verdi. Cabau'nun adL'den seçtiği kıyafetler ve adL için tasarladığı takılarla objektif karşısına geçtiği fotoğraf çekiminden işte bu renkli kareler ortaya çıktı.
adL markasının koleksiyon yüzü olduktan sonra marka için takı koleksiyonu da hazırladınız, bu fikir nasıl doğdu?
Birçok kez birlikte çalıştığım bir marka ve artık aile gibi olduk. Tasarımlarımı çok beğendiler ve böylelikle projeye baslamış olduk. Koleksiyonumuzda ortak ilgi alanlarını paylaştık. adL'nin modasını, tarzını seviyorum ve Yolanthe Cabau aksesuarlarım koleksiyonlarına uyuyor. Düşündükleri şey buydu ve ben de tamamıyla onlara katılıyordum.
Bu koleksiyonu hazırlarken hangi detaylara dikkat ettiniz?
Bu proje kapsamında Sevgililer Günü konseptini seçtik ve aşktan ilham alarak hazırladım koleksiyonu. Tecrübelerimden ve bildiğimiz hayattan.
Sizi adL'nin defilelerinde de gördük, modayla fazlasıyla ilgilisiniz. İleride giyim konusunda kendi markanızı yaratma gibi planlarınız var mı?
Çok fikrim var. Hem modada hem de diğer projelerimde yaratıcı olmadan duramıyorum. Yolanthe Cabau markama sahibim. Geçen sene kendi aksesuar çizgimi oluşturdum. Takvimde şu an bir kıyafet koleksiyonu var. Yolanthe Cabau ev tarzını yarattım. Kendi evinde rahat ve trend olmak isteyen kadınlar için logom ile birlikte hoş şort ve etekler tasarladım.
adL ile işbirliğiniz önümüzdeki koleksiyonlarda devam edecek mi?
Evet, adL ile koleksiyon çalışmalarımız devam edecek.
Sneijder ile 2009'dan beri süren mutlu bir evliliğiniz var, mutluluğunuzun sırrı ne?
Birbirine güvenmek... Aşk sadece güven ile yürür. Onun hayalleri ve umduğu şeyleri anlamak ve bunlara izin vermek, birbirini nerede olursan ol desteklemek... Bu, iki ruh bir araya gelince ve birbirleri için aynı şeyi isteyince gerçekleşiyor.
Sizce aşk nedir, siz aşkı nasıl tarif ediyorsunuz?
Aşk kalpten gelen, sevdiğin insanlara ve kendine gösterebileceğin en güçlü duygu ve tüm dünya ile paylaşabileceğin pozitif enerjidir.
Aşk ile sevginin farklı şeyler olduğu söylenir, siz buna katılıyor musunuz, siz aşık mısınız yoksa seviyor musunuz?
İlgi ve sevgi aşkın bir kısmıdır. Ben aşığım ve aşık olmayı seviyorum.
Wesley Sneijder romantik bir adam mıdır?
Evet, çok romantiktir. Ama komik olan onu genelde zor ve sinirli biri olarak tanıyoruz. Ama bunların hepsi bittiğinde ve eve geldiğinde tamamen farklı biri oluyor. Çok büyük bir kalbi var. Çok komik ve tatlı biri. Beni şaşırtmayı seviyor. Özellikle Sevgililer Günü'nde... Her zaman çiçekler getiriyor. Her yeri çiçeklerle kaplıyor. Mumları seviyor. Küçük şeylerle mutlu ediyor. Çok pahalı veya büyük bir şey olması gerekmiyor. Sadece beni düşündüğünü belli eden küçük bir şey veya yazı bile olabiliyor.
Evliliğin aşkı öldürdüğü söylenir, siz buna katılıyor musunuz?
Hayır. Evlenmeden önce birçok kişi, evlendikten sonra hepsinin biteceğini söyledi. Kimya olmayacağını ve her şeyin biteceğini söylediler. Özellikle çocuk olduktan sonra da her şeyin değişeceğini söylediler. Ben çok korkmuştum. Evlendikten sonra gerçekten çok mutlu hissettim. Eşimle birlikte kendimi çok güçlü hissettim. Şu an bile ben Brezilya'da, o Türkiye'de ama aramızda çok güçlü bir bağ var. Ya da o Çin'de, ben Hollanda'dayken gerçekten güçlü bir baglanmışlık hissediyorum. Her zaman biliyorum, o benim evim. O nerede yaşıyorsa, orası benim evim. Ve aynısı onun için de geçerli. Evlenince, iletişimimizi dahi güçlendirdik. Yani evlilik seni daha güçlü hissettiriyor. Bizim için böyleydi. Evlendiğimiz için çok mutluyum.
Giyim tarzınızı biraz anlatır mısınız, genelde nasıl giyinmekten hoşlanırsınız? Modayı yakından takip eder misiniz yoksa kendi stiliniz doğrultusunda mı giyinirsiniz?
Çok fazla sevdiğim tasarımcı var ama şöyle ki; bir markayı bütünüyle saplantı haline getirmeyi sevmiyorum, çeşitlilikten yanayım. Sayarsak İspanyol, Latin ve İtalyan tarzından dolayı Dolce&Gabbana'yı çok beğeniyorum. Bunun yanı sıra Moncler, Chanel ve adL markaları beğendiğim ve alışveriş yaptığım markalar... Kıyafetlerimde belirli bir marka üzerinden gitmiyorum. Farklı markaları birbiriyle kombinleyerek kendi yorumumu katmayı seviyorum. Ucuza aldığım giysileri pahalı kıyafetlerle kombinleyerek daha güzel bir görüntü yakaladığıma inanıyorum. Evde pijama ve eşofman gibi rahat kıyafetler tercih ediyorum. Eğer dışarı çıkıyorsam yüksek topuklu ayakkabı, jean ve üstüne basic bir bluzla ceketi kombinlemeyi tercih ediyorum, bu tarzı seviyorum. Bazen stilim rock tarzına yakın oluyor, bazen daha şık olmayı seviyorum. Aslında bana yakıştığını düşündüğüm her tarzda giyiniyorum.
Türk modacılarını nasıl buluyorsunuz?
Türk tasarımcıları çok yaratıcı buluyorum ve çok beğeniyorum, bana ilham veriyorlar.
Türkiye'de birinci yılınızı doldurdunuz, alışma süreniz nasıldı, zorlandınız mı?
Türkiye'deki insanlar son derece hoş ve sıcak olduklarından dolayı benim için kolaydı. Buraya gelirken çok hoş karşılandık. Bir ülkeden başka bir ülkeye gelmek ve oraya alışmak en başta zordu. Milano'da çok güzel zaman geçirdik, bu nedenle vedalaşmak zor oldu. İstanbul'un bu kadar güzel bir şehir olmasına şükrettik.
Bade ÇAKAR
