ŞERİF ERCAN serif.ercan@sabah.com.tr
Otel, tatil köyü gibi kalabalık mekanlarda tatil yapmaktan kaçınanlar için şimdi Göbeklitepe'ye gitmenin tam zamanı. İnsanlık tarihinin yeniden yazıldığı Göbeklitepe'yle birlikte Balıklıgöl, Harran, Halfeti ve hatta Mardin'i kapsayan bir seyahatten çok mutlu döneceğinizden eminim. Şimdi size Göbeklitepe'yi ve böyle bir seyahatte neler görüp deneyimleyeceğinizden bahsedeyim. UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alındıktan sonra birçok dizi ve romana da ilham veren Göbeklitepe, geçtiğimiz yıl yaz aylarında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alındı. 2019 yılının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'Göbeklitepe Yılı' ilan edilmesiyle tatilcilerin gözde destinasyonları arasına girdi. 12 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihini baştan yazdıran Göbeklitepe'nin tarihi, Mısır Piramitleri'nden ve İngiltere'deki Stonehedge'den bile binlerce yıl daha eskiye dayanıyor.
Kazıları 1995'te başlayan ve hala süren bu eşsiz yapı yaklaşık 12 bin yıl önce, yani Taş Devri sırasında inşa edilmiş. İnsanların yerleşik hayata geçtiği dönem hakkındaki teorileri değiştiren ve insanlık tarihinin sıralamasını değiştiren Göbeklitepe'yi hangi uygarlığın, ne amaçla inşa ettiği halen tam olarak çözülebilmiş değil. Ancak bulgular, bu gizemli
yapının dini amaçlarla inşa edildiği tezini kanıtlar nitelikte. Üç boyutlu hayvan kabartmaları, metrelerce yükseklikteki sütunlar gibi devrinin çok ilerisinde olan eserlere sahip Göbeklitepe, dünyadaki ilk inanç merkezi olarak görülüyor.
Göbeklitepe'yi görmek için gittiğinizde Şanlıurfa, Mardin ve çevresini de gezmelisiniz. Efsanelerin şehri Şanlıurfa'da Balıklı Göl'ü ve Göbeklitepe'deki arkeolojik kazılarda çıkan eserlerin sergilendiği Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'ni ziyaret edebilir, sıra gecesi eğlencesine katılarak yörenin kültürüyle daha yakından tanışabilirsiniz. Mardin'de ise, eski Mardin'in tarih kokan sokaklarında yürüyüp şehre özgü gümüş işçiliği ürünlerinden, sabunlardan, telkari takılardan ya da Süryani nazar boncuklarından satın alabilirsiniz.
Bu seyahatinizin, aynı zamanda gurme bir tatil olacağına şüphe yok. Çünkü hem Şanlıurfa'nın hem de Mardin'e kendine has birçok lezzeti var. Başta kebap ve tatlıları olmak üzere her iki şehirde de çok özel lezzetleri tatma imkanın olacak.