İçinde hayata dair tüm duyguları barındıran bir anne-kız ilişkisine sahip Sibil ve Jermin Çetinkaya. Bizim onlara bakınca gördüğümüz sevgi, şefkat, huzur, neşe, eğlence... Ama onlar aralarındaki iletişimin içinde çok daha fazla duyguyu barındırdığını da söylüyorlar. Anne-kızdan daha öte arkadaş gibiler; ortak zevkleri dolayısıyla birlikte vakit geçirmekten de çok hoşlanıyorlar. İkisi de stil seçimlerinde son derece özenli, alışveriş yapmayı seviyorlar. Anneler Günü vesilesiyle, her daim elegan ve tutarlı seçimleriyle görmeye alıştığımız Sibil ve Jermin Çetinkaya’nın Kemer Country’deki neşe dolu evlerine konuk olduk; sezondaki stil seçimlerini değerlendirirken, hayata dair çok özel bir sohbeti paylaştık.
Sevgi, şefkat, huzur, neşe, eğlence... Bizim anne-kız olarak size baktığımızda dışarıdan gördüklerimiz bunlar. Ama size soralım tabii bir de; nasıl gidiyor hayat?
Sibil, Jermin Çetinkaya: Hayat çok güzel gidiyor, keyfimiz çok yerinde, her şey çok şükür yolunda. Bu arada söylediğiniz cümleler çok doğruydu, gerçekten tüm bu duyguları barındıran bir aile yapısına sahibiz.
Jermin Hanım ile anne-kız’dan daha öte arkadaş gibi bir iletişiminiz var öyle değil mi? Nasıl bir anne kendisi? Diğer yandan Jermin Hanım, aynı şekilde siz Sibil için neler söylersiniz?
Sibil Çetinkaya: Gerçekten de öyle, kendisi benim en yakın arkadaşım. Mükemmel bir anne, ben onunla ilgili hiçbir şikayette bulunamam vallahi. Her derdime koşar ve yeri geldiğinde de beni kendime getirmek için bana hayat dersi verme moduna girer.
Jermin Çetiknkaya: Evet, gerçekten Sibil ile olmak çok güzel. Eğlenceli ve hayata pozitif bakan bir kızım var. Her zaman mutlu bir çocuk oldu, o yüzden onunla vakit geçirmek bana her zaman iyi gelir.
Buradan hemen konumuza dönelim; birbirinizin stilinin en beğendiniz yönleri neler? Sibil, bu konuda annenden ilham aldığın oluyor mu?
S.Ç. Kesinlikle oluyor, hatta bazen annemin kombinlerini daha çok beğenince anneme aşırı gıcık oluyorum. Takipçilerime “hangi kombin” diye sorduğumda cevabın annem olduğunu gördüğüm an annemde kahkahalar başlıyor. Annem hakikaten çok güzel giyinen ve her zaman sade ve şık olabilen bir kadın. Yaşına göre hep çok dinç, çok dinamik ve uygun parçalar seçen bir kadın. Kendi bedenini çok iyi tanıdığı için ne yakışacağını iyi biliyor. Ben bazen bunda zorlanabiliyorum mesela bana yakışmayacak bir şeyi tercih ettiğim zaman, annem hemen, “Bu ne, hemen çıkar bunu, sana olmamış” dediğinde onu hafif kıskanıyorum. Annemden çok fazla ilham alıyorum hatta kombinlerimi bazen annemle seçiyorum. Hatta hiç unutmam, gittiğim bir ödül gecesinde annem giydiğim kombinin fotoğrafını kaldırmam için beni tehdit etmişti.
J.Ç. Sibil’e sade şeyler her zaman çok yakışıyor, öyle çok abartı makyajlar abartı kıyafetler fazla rengarenk şeyler yakışmıyor çünkü kendisi zaten güzel olduğu için güzelliğini abartı şeyler örtebiliyor. Bu yüzden de sade şeylerin ona daha çok yakıştığını düşünüyorum.
Ayrıca siz her daim stil seçimlerinizle de takdir topluyorsunuz. Stil konusunda destek alıyor musunuz yoksa ikinizin de seçimleri her daim kendinize mi ait?
S.Ç. İkimizin seçimleri de tamamen kendimize ait. Ama aslında diğer taraftan da şöyle bir destek alıyoruz da diyebiliriz; aile grubumuzdan birbirimize “Bu böyle olmuş mu” şeklinde mesajlar göndererek seçimlerimizi birbirimizle paylaşıp, yorumlar yapıyoruz.
Birbirinizin stil seçimlerine müdahale eder misiniz?
S.Ç. Evet, kesinlikle ederiz.
Birbirinizin stillerini üç kelime ile özetlemenizi istesek?
S.Ç. Genç, cool ve çabasız.
J.Ç. Pozitif, renkli, şık.
Annenin sevmediği ve asla giymeyeceği bir kıyafet var mıdır Sibil? Peki, Jermin Hanım aynı soruyu size de soralım; Sibil’in hiç sevmediği ve asla giymeyeceği bir kıyafet var mı?
S.Ç. Aşırı kısa olan parçalardan hoşlanmaz mesela annem. Hani kısa şortlar, mini elbiseler falan annemin çok tercih ettiği şeyler değildir.
J.Ç. Şöyle söyleyeyim; Sibil de aşırı uzun şeylerden hoşlanmaz. Mesela upuzun elbiseler, bilekte biten etekler genelde Sibil’in çok tercih edeceği şeyler değildir.
Gardıroplarınız için yaptığınız son alışveriş?
S.Ç. Ben çok seyahat ettiğim için en son Miami ve Copenhag’dan alışveriş yaptım. Miami’den Cult Gaia’dan bir elbise ve çanta, Chanel’den bir ayakkabı, Carhartt’tan ceket ve pantolon aldım. Copenhag’da Ganni’den çok sevdiğim parçalar aldım. Miami’deki Hunza mağazasından bikiniler aldım. Area’dan çok şık bir bluz aldım. Bir sürü topuklu ayakkabı ve yaz için oldukça çok alışveriş yaptım. Hatta biraz fazla abartmış olabilirim o yüzden saymayalım.
J.Ç. Bottega’dan ve Cult Gaia’dan birer çanta ve Hermes’ten güzel bir parça aldım.
Dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Ve son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği?
S.Ç. Jasmin Larian Hekmat’ın tasarımcısı olduğu Cult Gaia. Çok sevdiğim bir markadır, tasarımlarına bayılıyorum. Miami’deki mağazasına gittiğimde büyülendim, o kadar renkli o kadar güzel elbiseler var ki, gerçekten özenilesi. Loewe’yi son zamanlarda çok beğeniyorum. Gittikçe daha da büyüyor zaten fiyatlarını da artırdı bu yüzden. Loewe kendisini çok geliştiriyor ve güzelleştiriyor diye düşünüyorum. İş birliği olarak da Nike, Tiffany iş birliğine bayıldım. İnanılmaz güzel sneakerlar vardı, özellikle siyah ve Nike logosunun yeşil olduğu ayakkabısına aşık oldum diyebilirim.
J.Ç. Luis Vuitton’un Yayoi Kusama tasarımına bayıldım. Bence çok güzel, genç bir işbirliği olmuş. Luis Vuitton’un hem genç kitleyi elinde tutacağı hem de klasik tasarımlarına birazcık daha fark yaratacak bir beraberlik olmuş. Carhartt x Marni koleksiyonunu da çok beğeniyorum.
Sezon trendleri arasında favorileriniz neler?
S.Ç. Jean olan her şey favorilerim arasında. En son Bottega’dan jean bir çanta aldım. Chanel’in jean ayakkabılarına bayıldım. Bu sene jean çok trend; Hermes’te, Chanel’de jean tasarımları bulabiliriz. Pullu üstler, payetli kıyafetler, çiçekli desenler çok trend. Gerçekten bu sezonun trendleri tam benlik.
J.Ç. En çok giymeyi sevdiğim renk beyazdır. Bu sezon ‘Vanilla Girl’ trendi var. Beyaz altların üstüne beyaz tişört gibi. Ben sade giyinmeyi seven bir kadın olduğum için beyaz üstü beyaz veya krem tonları, ton sür tonları çok seviyorum. Bu yüzden de beyaz trendi tam bana göre.
Bu sezon gardırobunuzun en sevdiğiniz parçaları hakkında neler söylersiniz?
S.Ç. Bu soruyu cevaplamak benim için çok zor olacak diyebilirim çünkü dolabımdaki demirbaşları ayıramıyorum. Hepsini birbirinden çok seviyorum. Bütün kıyafetlerime aşığım, hepsine bakıp bakıp öpüyorum. Ama Loewe’den aldığım jean ceket favorim diyebilirim. Loewe’nin en klasik jean ceketiydi. Ysl’den bir çanta almıştım, o da çok trend bir parçaydı; ‘loungebox’ olarak geçiyor o da demirbaşlarından biri diyebilirim. Hermes’in renkli terliklerini seviyorum aslında, onlar da yine bu sezon çok trend.
J.Ç. Louis Vuitton’dan aldığım bir çantam bu sezon benim olmazsa olmazlarımdan.
Sibil’in son dönemdeki en gereksiz alışverişi nedir sizce Jermin Hanım? Sibil sana da soralım; sence annenin yakın zamandaki en gereksiz alışverişi nedir?
S.Ç. Annemin ablam Narod ile çıktığı alışveriş bana göre en gereksiz alışveriştir. Onun da sebebi, bana bir şey alınmamasından; galiba biraz kıskanıyorum bu durumu. Annem Narod ile alışverişe çıktığı zaman Narod’a dünyalar alınıyor, o sırada Sibil ise tek başına yalnız evinde oturuyor.
J.Ç. Sibil’in gerçekten çok gereksiz alışverişi oluyor, hangisini sayacağımı şaşırdım. “Sizce hangisi olur” diye aile grubuna atıyor resimlerini, sonra “Tamam anladım” diyor. 2-3 gün sonra Instagram hikayelerinde evinde çantayı paketinden açarken çektiği videoyu izliyorum.
Peki, birbirinize aldığınız son hediye nedir?
S.Ç. Annem bana güzel bir takı almıştı. Narod’u takı alışverişine götürdüğü için beni de güzel bir takı alışverişine götürdü. Oradan aldığım takı, diyebilirim.
J.Ç. Sibil bana her şeyi alacağını söylüyor ama hiçbir şey almıyor. Anneler Günü hediyeleri bile iki üç yıl sonra geliyor, o yüzden bu sorunun cevabını şimdi veremiyorum. Tabii bu işin mizah kısmı, her şey bir yana Sibil en son Miami’ye gittiğinde bana çok güzel bir kolye almıştı.
Biraz da özel sorulara geçelim dilerseniz; birlikte yapmaktan en keyif aldığınız aktivite nedir?
S.Ç. Annemle derinleşme aktivitelerini çok seviyorum. Mesela benim Bebek’teki evimde sahil yürüyüşü yapıp, ondan sonra hayat üstüne bütün konuları konuşabiliyoruz. Bu yüzden annemle yaptığımız derin muhabbetleri çok severim.
J.Ç. Ben de öyle. Sibil ile derin sohbetler, ileriye dönük hayaller, yapması gerekenler gibi bu tür konuları konuşmaktan çok keyif alıyorum. Şakalaşıyoruz bazen falan ama Sibil ile olmak her şey bir yana her zaman gerçekten çok eğlenceli.
Sevdiğimiz insanlara hitap şekillerimiz sosyal medya gündemine göre sıkça değişiyor ve her dönem yeni bir kelime fenomen oluyor. Sizin sevdiğiniz kişilere, birbirinize hitap şekliniz nasıl?
S.Ç. Bizim ailede herkesin gizli isimleri vardır. Mesela anneme Jiji, ablam Narod’a Nano, babama Armen, kardeşime Coco bana da Boboş derler bazen. Herkes aile bireylerine bu isimlerle sesleniyor. Dışardan bu çok garip algılanabiliyor belki ama biz artık buna çok alıştık.
Sona doğru yaklaşırken; birbirinizden öğrendiğiniz en önemli hayat dersi nedir diye sorsak?
S.Ç. Annem bana her zaman duygularımı fazla yoğun yaşadığımı ve mutluluğumu insanların içinde fazla gösterdiğimi söyler. Bazen bizim için fazlaca güzel olan şeyleri, mutlu anlarımızı çok ortada yaşamanın negatif etkilere sebep olabileceğini söyler. Annem hani belki çok klişe olacak ama herkesi kendin gibi görmemeyi her zaman hatırlatır. Ben yapı olarak da biraz saf ve temiz kalpli olduğum için çabuk inanan ve herkesi kendi aile bireyimmiş gibi gören biriyim. Bunun zorluklarını yaşamıyor değilim. Özellikle bizim sektörde kendini koruması zor olabiliyor...
J.Ç. Sibil objektif bir insan, mesela ben ona herhangi bir problemimi anlattığım zaman dışardan bakabiliyor ve bunu çok seviyorum. Bu yüzden Sibil’e danışmak gerçekten doğru sonuca ulaştırıyor.
Uzak ya da yakın gelecek için sizi heyecanlandıran en yeni düşünceler neler peki?
S.Ç. Bizi heyecanlandıran olaylarımız her zaman var çünkü biz gerçekten çok plan ve program yapan bir aileyiz. Mesela önümüzdeki yaz Viyana’da kuzenimizin düğünü olacak, onun için çok heyecanlıyız. Onun dışında kariyerim için birkaç tane şu anda görüşmesi devam eden projelerim var, onlar için çok heyecanlıyım.
J.Ç. Çocuklarımın dahil olduğu, başardığı kariyer anlamında tüm başarılara her zaman heyecan duyuyorum. Ve onları gördükçe de mutlu olup, gurur duyuyorum.