Röportaj İrem Orhan
Fotoğraflar: Berat Soner Çapın
Video: Koray Işık
Televizyon ekranlarında gördüğümüz en zarif yemek programı sunucusu Sedef İybar desek herhalde abartmış olmayız. Elinin lezzeti bir yana dursun; üslubu, nezaketi ve tatlı sohbetiyle sarıp sarmalıyor izleyenleri. Tabii onun sahip olduğu meziyetler bununla da sınırlı değil; iyi bir yemek danışmanı, gurme, anne hatta çok daha fazlası... Ünlü oyuncu Demet Akbağ’ın kardeşi olan Sedef İybar ile Ramazan Bayramı öncesi Nişantaşı’ndaki evinde buluştuk; bize özel hazırladığı Bayram lezzetleri ve incelikle kurduğu bayram sofrası etrafında sohbete daldık. Eski anılarla da renklenen keyifli, lezzetli ve sıcacık bir sohbet gerçekleştirdik.
Bayram size nasıl hissettiriyor, sizin için ne ifade ediyor? Önce bunları konuşarak başlayalım...
Biz hayli kalabalık yani babaanneli, anneanneli bir evde büyüdüğümüz için bayram ruhu deyince kardeşim Demet (Akbağ) ve erkek kardeşimle birlikte, sanki zamanda geriye bir yolculuk yapıyor gibi hissediyorum. Bayram ruhu bana hep kalabalık olduğumuz
o günleri anımsatıyor. Annemin, babaannemin ve anneannemin aynı sofrada olduğu, annemin, babaanneme mutfakta asistanlık yaptığı, bizim de Demet ile muzip muzip yaramazlıklar yapıp, babaannemin tadına doyulmaz tatlılarını, yemekten önce kaçamak yaparak, tadına baktığımız o çok mutlu günleri hatırlatıyor.
Peki, bayram hazırlıklarınız nasıl başlar?
O gün, özellikle hangi bayram olursa olsun o sabah, şu anda hayatta olmayan birileri yukarıdan bizi izliyor gibi geliyor. Onlar oralardan görüp sevinsinler diye bir telaşla hazırlanıyorum, evimi süslüyorum, muhakkak iyi bir temizlik yapılmış oluyor, iyi lezzetler hazırlamış oluyorum. Tabii bunlar illa ki, kendi mutfağımdan çıkan benim pişirmiş olduğum şeyler oluyor, onları çok sevdiklerimle paylaşmaya bayılıyorum.
Okuyucularımıza özel bir bayram mesajı vermek ister misiniz?
Her şeye kolaylıkla ulaşabilenin ulaşamayanla, yani bir şeyleri alabilenin alamayanla daha çok paylaştığı bayramlar diliyorum herkese. Daha paylaşımcı olduğumuz o günler gelsin istiyorum. Çünkü mutlu ve neşeli insan görmek beni mutlu ediyor.
Genellikle bayramlar sizde nasıl geçer? Bu yıl için özel bir planınız var mı?
Genellikle diye bir şey olamıyor aslında bende çünkü her bayramın farklı bir dinamiği olabiliyor kendi içinde. Kızım uzun yıllardır yurt dışında yaşıyor, ben de böyle günlerde tatilde olduğumda bazen onlarla pişirip yiyelim, birlikte zaman geçirelim, neşelenelim diye kalkıp onlara gidiyorum. Bazen İstanbul’da kaldığımda ise buradaki çekirdek kadroyla birlikte geçiyoruz, yalnız hissetmeyelim diye. O zamanda bu özel günleri kız kardeşim Demet ve oğlu Ali ile geçiriyoruz. Tabii ailemiz çok küçüldü, annem aramızdan ayrıldı, babaanneli, anneanneli
günler çok geride kaldı. Dolayısıyla oldukça yakınlarımla vakit geçirmek istiyorum ama eğer onlarda bir yerlerdeyse o vakit bende arkadaşlarımla ya yeni keşifler peşinde oluyorum ya da kendimi biraz daha donatacak kısa kaçamaklar yapıyorum.
Bize biraz çocukluğunuzun bayramlarını ve yemek sofralarını anlatmak ister misiniz? Sizin yorumunuzu dinlemek keyifli olur...
Çocukluğumun bayramları anlatmakla bitebilecek gibi değil... Ama şunu kesinlikle söyleyebilirim ki; en güzel bayramlar Demet ile birlikte doğup büyüdüğümüz evde geçti. Bir hafta önceden bayram alışverişi başlar, babaannem ya da anneannem muhakkak bizimle birlikte çarşıya çıkarlar, hiçbir şey alamasalar bayramda birer çift ayakkabı alırlardı bize. Çünkü benim ayakkabı sevdam o zamanlar da vardı; o kadar ki ayakkabısına sarılmış yatan bir çocuktum, öyle bir fotoğrafım bile var. Ve tabii ki bayram hangi mevsime denk geliyorsa, babaannemin o muhteşem tatlıları yapılır, mesela ya ekmek kadayıfı ya baklava, kimi zaman hatırlıyorum, değişik meyve tatlıları, kurabiyeler yapılırdı. Muazzam bir mutfağı olan, engin bir mutfak bilgisi olan bir babaannenin torunuyum ben. Dolayısıyla aklıma en çok
yemekle ilgili anı geliyor. Bir de bir an önce misafirler gelsin, bayramın birinci günü yemeği bizim evde yensin ve babaannem bizi sinemaya götürsün isterdik, onu heyecanla beklerdik. Demet de mesela buna o kadar meraklıydı ki; babaannemin de ilk göz ağrısı tabii kendisi, mutlaka Demet’in istediği bir filme giderdik. Ben zaten onun sevdiği her şeyi sevdiğim için eğlenceli bir bayram günü geçirirdim. İşte anlatsam sayfalar yetmez bunları... Diğer yandan bir de babaannem ailenin en büyüğü olduğu için ve bizimle yaşadığı için herkes bizim eve gelirdi ve gelirken de çikolata getirirdi; ben bir çikolata faresi olarak çikolatayla karnımı doyurabilirim bir bardak suyla, o kadar severim, mutlaka o çikolata paketlerini açıp, içinden siyah olanları ayıklayıp, pakete geri koyardım.
Size göre şık bir sofra nasıl olmalıdır?
Bana göre şık bir sofra öncelikle, düzgünce ütülenmiş ve örtüsü konmuş bir sofra demektir. Çatalı, bıçağı, tabağı, bardağı doğru düzgün yerleştirilmiş olmalıdır. Yani bu iki kişilik masa da olabilir, dört kişilik de altı kişilik de; muhakkak her şeyi özenle ve düşünülerek yerleştirilmiş bir sofradır şık sofra. Ayrıca masayı insanların birbirini göremeyeceği kadar kalabalıklaştırmadan hazırlamak, masada rahat servis yapılabilecek boş alanların olması, masanın neşesiyle bütünleşen bir ahengin olması da bana göre şık bir sofranın diğer bir tanımı.
Bizim için hazırladığınız masanın detayları neler, hangi lezzetleri hazırladınız?
Sizin için hazırladığım bu sofradaki lezzetleri şöyle baştan sona doğru giderek sayalım; pancarla, salatalıkla yengeç etiyle hazırladığım,
biraz avokado ve mandalinayla sos yaptığım, gayet kolay yapılabilecek ama bir o kadar da şık gözüken üstelik de sağlıklı bir başlangıç tabağı var. Ardından belki börek ya da ekmek yerine yani karbonhidrat yerine geçsin diye düşündüm ama tartı gayet az peynirli ve ıspanaklı minik minik kişler yaptım. Ve mantarlı bir et yaptım buna, Beef Stroganoff da denebilir ben turşu koymadım içine, sadece taze mantarla yaptım. Yine bu mevsime uygun olduğunu düşündüğüm için taze enginar ve taze iç baklayla zeytinyağlı bir pilav hazırladım. Bu pilavı hem sıcak servis edebilirsiniz hem de ılık servis edebilirsiniz. Dolayısıyla ev sahibini de biraz rahatlatan bir pilav. Daha sonra yine zamanı olduğunu düşündüğüm çilekli ve arasında pastacı kreması olan, tartı yani hamuru çok ince olan bir tart yaptım.