Röportaj: İrem Orhan
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu
Başarılı bir iş kadını, düzenli aile yaşantısıyla takdir edilen bir eş, örnek gösterilen ilgili bir anne ve sosyal çevresinde çok sevilen hakiki bir dost Seda Şahin Vardar. Sahip olduğu nitelikler tabii ki bunlardan çok daha fazlası ama tüm bunlar arasında isabetli stil seçimleriyle de dikkatimizi çeken, rafine tarzıyla her daim beğeni toplayan biri kendisi. Şu sıralar hayatının merkezinde yeni mekanı Carla ve onun heyecanı var ama moda da onun için her zaman derin bir tutku. Stili, yalnızca modadan ibaret saymıyor, onu çok daha geniş tanımlıyor; “Stil insanın karakteri, hayat tarzı ve sosyal çevre ile ilişkisinin bir dışa vurumu bence” diyor Seda Hanım. Çalışkan, sorumluluk sahibi ve dinamizmi önemsiyor, “Güncel kalmak için mutlaka trendleri takip etmek şart ama körü körüne ruhumla bağdaşmayan bir güncelliği takip etmekten de hoşlanmıyorum” diye ekliyor. Seda Şahin Vardar ile Kuruçeşme’deki yeni mekanı Carla’da bir araya geldik, dekorasyonunda kendisinin özgün stilinden izler taşıyan mekanda keyifli bir çekim ve çok özel bir moda sohbeti paylaştık.
Şu sıralar hayatınızın merkezinde neler var, en önemli motivasyonunuz nedir?
Şu sıralar hayatımın merkezinde Korto, Civarda ve Güzel’den sonra bünyemize eklediğimiz yeni markamız Carla’nın heyecanı ve telaşı var. Misafirlerimize hem lezzet hem ambiyans hem eğlence anlamında en kaliteli hizmeti vermenin arzusundayız. Konfor ve şıklığı aynı anda sunma iddiasıyla yola çıkmış durumdayız. Carla’yı sadece bir restoran değil, insanların kendilerini evlerinde hissettiği bir ortam olarak tasarlamaya çalıştık. Aldığımız geri dönüşler de doğru yolda olduğumuz sinyallerini veriyor. Bu projeye olan tutkum ve misafirlerimize sunduğumuz her deneyimi daha iyi hale getirme isteği en büyük motivasyonum.
Sizinle ilgili olarak dışarıdan gördüğümüz en dikkat çeken şey hayatınızda en önemli yeri işinizin kapladığı. Çalışıp ürettikçe mutlu olan birisiniz. Her daim böyle miydi, yıllar içinde mi gelişti?
Üniversiteye girdiğim ilk seneden itibaren hep çalıştım. Staj yaptım, özel ders verdim, okulda asistan oldum. Sonrasında uzun süre finansal piyasalarda çalıştım. Ancak yeme içme sektörüne girdiğim andan itibaren benim karakterime asıl uygun olan işin bu olduğunu anladım. Hayatın bir parçası oldu benim için, o sebeple de ilk kez işimle bu kadar bir bütün olduğumu hissediyorum.
Yoğun iş temponuzda dinlenmek ve yeniden enerji kazanmak için neler yaparsınız?
Spor yapmayı çok seviyorum. Birçok işim varken beynimi boşaltmak için aklıma ilk olarak spora gitmek geliyor. 30 dakikalık bir antrenman bile beni mutlu ediyor. Kafamı dağıtmış oluyorum hem de güne bir şeyi başarmış olma hissi ile başlıyorum. Onun dışında çocuklarımla vakit geçirip, hele ki sarılıp film izlediğimde tüm negatif enerjilerden ve yorgunluklardan arınıyorum. Çok bunaldığımda ise çok şükür dostlarım hep yanımda.
Kariyeriniz başka türlü şekillenseydi, nasıl olurdu dersiniz her şey? Yani şu an nerede, ne yapıyor olurdunuz muhtemelen?
Uzun süre kurumsal hayattan sonra kariyerim yeniden şekillendi. Hayatta her şeyin olması gereken düzene vardığına inanıyorum. Çalışma hayatımda geçirdiğim her gün beni şimdi geldiğim yere hazırladı. Farklı ve çok keyif aldığım bir işi yapıyo- rum. Başka bir iş yaptığımı ve başka bir yerde olduğumu hayal edemiyorum.
Başarılı iş hayatınızın yanında aile de sizin için önemli bir kavram. Tüm bu yoğun tempoda iş-özel hayat (aile) dengesini nasıl sağlıyorsunuz?
Olamadığım yerde eşim çok destek veriyor. Çözümü ise çok sağlıklı olmasa da az uyumakta buldum. Çok yorgun ve uykusuz olsam bile mutlaka çocuklarla beraber başlıyorum güne. Sık sık planladığımız, hem eşimle baş başa hem çocuklarla yaptığımız tatiller, anılar yarattığımız, kendimize özel kıldığımız en konsantre anlar oluyor.
Seyahat etmeyi sever misiniz? Bulunmaktan en keyif aldığınız yerler nereler?
Aile işimiz seyahat organizasyonu. Herkesin vizyonunu geliştirmek için imkânları dahilinde seyahat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Yeni yerler görmek, farklı tatları deneyimlemek en büyük tutkumuz. Zihnimizde kalan güzel hatıralar tek düze hayatlarımızın dışına çıkabildiğimizde şekilleniyor. O bakımdan fırsat buldukça ailemle ve arkadaşlarımla seyahate çıkabilmeye çalışıyorum.
Aklınıza düşen bir fikir ile ilgili hızla aksiyon alanlardan mısınız yoksa uzun kafa yorma süreçleri sonrasında mı hareket edersiniz?
İş ve özel hayatım hızlı aksiyon almamı gerektiren bir yoğunlukta ilerliyor. Hızlı karar verip hızlı aksiyon almayı her zaman konuları uzatmaya tercih ederim. Her karar yüzde yüz doğru olmayabilir ama hızlı aksiyon alıp ufak tefek hatalarla yüzleşmeyi konuları uzatmaya tercih ediyorum.
Yeniliklere açık, değişimi seven bir yapınız var gibi, dışarıdan bakınca bizlere yansıyan o. Bu bakış açınızın size kattıkları ya da dez avantajları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Tabii ki değişim, hareket çok keyifli. Aynı zamanda da cesaret gerektiriyor. Geçmişe bakıp iyi ki bunu da denemişim, yapmışım dedirtiyor insana. Ancak bazen de içinde kayboluyorum, sancılı oluyor.
Her daim yaratmak ve üretmek konusunda sizi sürekli besleyen şeyler neler?
Güncel kalma isteği benim için çok önemli. Bir de hep dinamik olma motivasyonum var. Çok sakin, durgun bir karakter olduğum söylenemez.
Gün içinde kendi kendinize en çok tekrarladığınız cümle nedir dersiniz?
Ailemle ve arkadaşlarımla yaşadığım hayata şükür.
Asla ödün vermeyeceğiniz bir prensibiniz var mıdır hayatta?
Yalan söylememek. İşin sonunda ne olacağını bilsem de yalan söylememek. Çünkü er geç ortaya çıkıyor. Çocuklarıma da bunu öğretmeye çalışıyorum.
Geniş bir arkadaş çevreniz olduğunu biliyoruz; sahip olduğunuz hangi özellik ya da özellikler bu denli geniş bir çevreye sahip olmanıza katkı sağladı dersiniz?
Karşılıklı bir şey bu. Sadece benimle alakalı değil. Etrafımda çok şükür ki, hep enerjimin uyuştuğu insanlar var. Ben arkadaşlıkta birbirini geliştirmeye ve destelemeye çok inanıyorum. Bu bazen fikirle, bazen deneyimleriyle, anlayışıyla da olabiliyor. Şanslıyım ki etrafımdaki herkes beni yükseltiyor, bana çok iyi geliyor. İyi ki de varlar.
Sizce stil, kişinin kendini ifade etme noktasında nasıl bir rol üstleniyor?
Benim için stil, kendime dair bir hikaye anlatmak ve o günkü ruh halimi yansıtmak anlamına geliyor. Stil derken aslında sadece modadan ya da dış görünüşten bahsetmiyorum. Stil diye gördüğüm şey hayat tarzı, insanın karakteri ve sosyal çevre ile ilişkisinin bir dışa vurumu bence. Bu günlerdeki stilimi sorarsanız, çok severek ve inanarak oluşturduğumuz markamızda yansımaları çokça bulunuyor. Trendy, dinamik, sıcak ve samimi diyebiliriz.
Trend olanın peşinden gidenlerden mi kendi tarzını yaratanlardan mısınız?
Güncel kalmak için trendleri takip etmek şart bence. Fakat körü körüne bir güncelliği takip etmekten de hoşlanmıyorum. Aynı kalıptan çıkma stiller sırıtıyor.
Stilinizin sizi siz yapan özelliği nedir?
Konfor, dinamizm ve zarafeti bir araya getirmeye çalışıyorum diyebilirim. Gündüzleri konforlu ama şık parçalar tercih ederken, gece olduğunda daha iddialı ve dinamik bir görünüme geçiş yapıyorum.
Stil seçimleriniz konusunda iltifat ya da eleştiri alma konusunda nasılsınız, bu size nasıl hissettiriyor?
İltifat almak çok kolay bir konu değil her zaman benim için. Ancak seneler içinde ve işimle beraber profesyonel anlamda da iltifat almaya başladıkça bu konuda kendimi geliştirdiğimi ve daha keyifle, utanmadan karşıladığımı düşünüyorum. Eleştirileri ise çok önemsiyorum ve kendimi geliştirmek için büyük bir fırsat olarak görüyorum. Diğer yandan eleştiri konusunda zaten kendime karşı yeterince acımasızım ben.