RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF DENIZ ÖZGÜN
VİDEO EVREN SUDA
MODA EDİTÖRÜ YASEMIN EKE
SAÇ VE MAKYAJ ZEYNEP DOMBAYCIOĞLU
SEDA BAKAN RÖPORTAJININ BACKSTAGE VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Ayakları yere sağlam basan, hayata her daim gülen gözlerle bakan hatta çoğu zaman çevresindekiler için de neşe kaynağı olmayı başarabilen biri Seda Bakan. Sohbetimiz esnasında sık sık değindiği "Etrafımdakiler de hep eğlenceli biri olduğumu söylerler. Hatta eşime 'Aaaa, ne güzel Seda senin hayatında olduğu sürece yaşlanmazsın' diyor herkes, galiba öyle" sözleri de hayattaki bu duruşunu vurgular nitelikte. "Şu aralar anı yaşıyorum. Gelen işlere ise kızım Leyla'yı düşünerek cevap veriyorum. Sanırım şu an en çok heyecan duyduğum şey gelecekteki Leyla" diyen güzel oyuncu ile dönüşümlerden geçen yaşamı, şimdilerdeki ruh hali ve gelecek planlarına odaklandığımız samimi bir sohbeti paylaştık.
Şimdilerde hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Nasıl gidiyor hayat?
Aslında çok mutluyum. Her şey yolunda, son dizinin çekimleri yeni tamamlandı. Reklamlar ve diğer işler devam ediyor. Hem bebeğe hem aileme zaman ayırabiliyorum. Çalışmak her zaman bana kendimi iyi hissettirir. Bir dijital platform için bu yaz Cunda Adası'nda çalıştık. İstanbul dışında başka bir yerde, böyle sevimli bir ortamda çalışmak insana iyi geliyor. Hava güzeldi. İnsanlar güzeldi. Hem çalıştık hem eğlendik.
Bugüne kadar yaptığınız işlerde sizin için her şey hep çok yolunda gitmiş diyebilir miyiz yoksa takıldığınız anlar da olmuş mudur?
Her zaman her şey yolunda gitmeyebilir. Hayatın düzeni böyle kurulmuş. Sürekli iyi gibi görünen olayların arkasında aslında büyük zorluklar olabilir, hep o engelleri aşmak gerekebilir. Hayat böyle bir şey ve sen sürekli bir şeylere uyum sağlamak zorundasın. Bazen aşağı düşüyorsun, bazen yukarı çıkıyorsun. Özetle zorlukların beni yıldırmasına izin vermem, iyimser olmaya çalışırım. Yarın hep başka bir gündür çünkü...
Hayatta yaşadıklarımızın bütünü bizi biz yapan şeyler oluyor, hayatımıza yön veriyor. Son dönemlerde içinden geçtiğimiz bu pandemi süreci sizde, hayata bakışınızda değişiklik yarattı mı?
Tabii ki yarattı. Böyle bir durumun yaşanacağını üç yıl önce hayal edebilir miydik? Aklımızın ucundan bile geçmezdi öyle değil mi? Ama işte başımıza geldi ve hepimiz evlere kapandık, buna rağmen covit bizim kapımızı da çaldı. Gerçi ben hafif atlattım ama yine de samimi söylemek gerekirse, başta "pozitifsiniz" denince çok korktuk. Bize şöyle bir yararı da oldu, bebeğimiz çok küçüktü. Hem Ali hem ben yoğun bir çalışma temposundayken kendi içimize, çekirdek ailemize döndük. Doya doya Leyla'mızın bebekliğinin her anının keyfini çıkardık. Tabii o çok mutluydu ve biz de epey eğlenceli zaman geçirdik. Yepyeni tarifler edindim. Çok lezzetli yemekler, pastalar, kurabiyeler yaptım. Eeee bol bol da yedik tabii.
Hayatı akışında mı yaşarsınız, şansınızı zorlamayı seven biri misiniz?
Hayatı istesen de istemesen de, planlamaya çabalasan da, kendi akışında yaşarsın. Çünkü bazı şeylere müdahale etme şansımız yok. Ben kaderci bir insanım, inançlıyım. Bir yola çıktığımda planlayıp, elimden geleni yapmaya çalışırım, sonrasında oluyorsa olur, olmazsa olmaz. "Neden olmuyor? İlla da olsun" gibi bir tavrım da asla olmaz.
Mutluluk nedir size göre? Kendi kendinize uyguladığınız mutluluk kürleriniz var mı?
Bence o biraz yaradılış. Kimileri her durumdan, her şeyden mutlu olabilir. Evdeki ıhlamurun, kekin kokusundan mutlu olur, kimi pahalı bir arabayı sürmekten, kimi ayakkabı koleksiyonundan. Kimileri, parasını harcamayıp kenarda tutmaktan mutludur. Herkese göre değişir mutluluk tanımı. Ben kendimi iyi tanıyorum. Belki bu işimden kaynaklı ve kendimi sürekli dinlediğim için. Ben açıkçası sağlıklı olmaktan mutluyum. Huzurlu olmaktan mutluyum. Benim için her şeyden önemlisi sağlıklı ve huzurlu olmak.
Hayatta en güçlü insani duygunun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Vicdan ve merhamet.
Genel olarak kendinizle barışık biri misinizdir? Değiştirmeye çalıştığınız, hoşlanmadığınız bir yönünüz var mı mesela?
Kendiyle sorunu olan biri değilimdir. Mutlu bir çocukluk geçirdim, insan sevgisi olan bir ailede büyüdüm. Tam bir Türk ailesi. Hani Twitter'da hep "Olamaz, insanlar bu kadar kötü olamaz" falan deriz ya baktıkça... Ben o nedenle Twitter'ı bıraktım. O kadar negatif, o kadar kötücül paylaşımlar vardı ki, insanların bu kadar kötü olduğuna inanmak istemiyordum. Bu benim dengemi alt üst ediyor. O nedenle bana kötü gelecek her şeyden uzaklaşıyorum. İnanmıyorum o kadar kötü insanlar olabileceğine. Çünkü dünyada bir dengenin olduğuna, 'karma'ya
inanıyorum.
SEDA BAKAN RÖPORTAJININ VE FOTOĞRAFLARININ TAMAMI ŞAMDAN PLUS YENİ SAYISINDA...