Sahne ışıklarının arkasındaki 'İnsan'

İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahne arkası, Salih Güler’in küratörlüğünde hazırlanan ‘12’ isimli fotoğraf sergisiyle görücüye çıkıyor. 12 fotoğrafçının, 12 baş dansçıyı bir yıl boyunca takip ederek fotoğrafladığı sergi, 30 Kasım’da Süreyya Opera Sah

Sahne ışıklarının arkasındaki 'İnsan'

YAZI NAZAN ORTAÇ nazan.ortac@sabah.com.tr

Sahne ışıklarının altındaki hiçbir gösteri, ter, gözyaşı ve hatta kan dökülmeden mükemmelle ulaşmıyor. Sahne sanatlarının en büyük emek isteyen dallarından biri ise hiç kuşkusuz bale... Dans fotoğraflarıyla tanınan ünlü fotoğraf sanatçısı Salih Güler de, sahne arkasında yaşanan bu yoğun duyguları sanatseverlere sunmak için sıra dışı bir sergi fikriyle İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin kapısını çalmış. Ancak onları ikna etmek çok da kolay olmamış... "Fotoğrafa başladığım yıllarda sahne sanatlarını fotoğraflamaktan büyük keyif alırdım. Genel provalara gider, dansçıların performanslarını fotoğraflardım" diyen Salih Güler, İstanbul Devlet Opera ve Balesi ile bu işbirliği kapsamında nasıl bir araya geldiğini şöyle anlatıyor: "Eser sahneye konulduğunda seyirci sadece sahnede kendisine sunulanı izler ve gider, oysa o iki saatlik doyumsuz gösterinin ardında aylar süren, olağanüstü bir disiplin ile çalışılan zorlu bir süreç vardır. Bu sürece birebir şahit olduğum için sanatçıların sahne gerisinde neler yaptıklarını, esere nasıl ve hangi şartlarda hazırlandıklarını, aile ve arkadaş çevrelerini, şehir yaşantılarını merak ederdim. Sahne gerisini de kapsayan bu fikir kafamda olgunlaştıktan sonra İstanbul Devlet Opera ve Balesi Baş Koreografı Sayın Ayşem Sunal'a göreve geldiği ilk yıl böyle bir projem olduğunu aktardım. Önceleri bu projeye olumlu bakmasa da, birlikte çalıştığımız zaman diliminde projemi benim gözümle görmeye başladığında ikna oldu ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi bize kapılarını açtı."

BİNLERCE KARE ARASINDAN 72 ADET SEÇİLMİŞ
'12' adı verilen fotoğraf sergisi, bir balenin sahne arkasını ve dansçılarının her anının ilk kez konu alınması ile öne çıkıyor. Banu Tanverdi, Beril Baytan, Canan Çalışkan, Canan Erenmemişoğlu, Figen Ongun, Harika Yücel, İlkem Özar, Murathan Yıldız, Neşe Karaarslan, Nurhayat Baysal, Seda Welsh ve Şemsi Spencer'dan oluşan 12 fotoğrafçının aynı estetik bir dille oluşturduğu serginin hazırlığı tam bir yıl sürmüş. Salih Güler, bu süreci şöyle anlatıyor: "İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin 12 baş dansçısını, 12 fotoğrafçı arkadaşımla kura yöntemiyle birebir eşleştirdim. Fotoğrafçı arkadaşlarım bir yıl boyunca fotoğraflayacağı dansçısını takip edip, tüm çalışmalarını önceden oluşturduğumuz konsepte göre yaptı. Dansçıların boş zamanını bulmak, onları rahatsız etmeden çalışma ortamında çekebilmek gerçekten zor, zira uymanız gereken sıkı kurallar var. Bu şartlar altında çalışmalarımız yaklaşık bir sene sürdü. '12' sergimizin hazırlığı aslında geçen sene kasım ayında başladı diyebilirim. Bana gönderilen fotoğraflarda istediğim konsepte uygun olan fotoğrafları ayırdım ve arkadaşlarımla bu konuda birkaç kez bir araya gelerek değerlendirmeler yaptık. Binlerce fotoğraf içerisinden sergi için 72, kitap için ise 108 fotoğraf seçtim."

ARKA PLANDAKİ DUYGULAR ÖNE ÇIKTI
"Bale, sanatçıların süreç içerisinde büyük zorluklar yaşadıkları sahne sanatlarından birisi. Bu zorlukları çoğu zaman sadece sanatçılar ve yakın çevreleri tarafından bilinir" diye devam eden Güler, seçkiyi oluştururken, bu duyguların öne çıkmasını istemiş: "Gösteri zamanı sahneye çıkan sanatçı beden dilini genellikle canlı müzik eşliğinde belli disiplin altında kullanarak seyirciye sunmak zorunda. Yaklaşık 2 saat süren bu gösterinin altında aylarca süren zorlu bir çalışma yatıyor. Sahne ışıkları altında parlayan bir sanatçıdan ziyade sahne arkasındaki 'insan' beni ilgilendiriyor. İşte bu yüzden fotoğrafçı arkadaşlarımdan dansçıların provalarda; duygu durumlarını, performanslarını, şehirdeki sosyalleşmelerini, aile yaşantılarını, arkadaşlıklarını ifade edecek, onların üzerindeki sahne kimliğinin dışındaki kimliklerini de gösteren, insan olgusunu ön plana çıkaran fotoğrafik yaklaşımla çalışmalarını istedim. Ayrıca fotoğrafçı arkadaşlarımın dansçısını kendi gözü ile anlatabilmeleri için 'yaratıcı portre' çalışmaları yaptık."

"ONLARI EL ÜSTÜNDE TUTMALIYIZ"
"Amacımız çok değerli bale sanatçılarımızın, sahne önünden ziyade 'önce insan' olmanın ipuçlarını yansıtan arka plan fotoğraflarını çekerek izleyicilere ulaştırmak. Umarım yaptığımız '12' fotoğraf projesi ile el üstünde tutmamız gereken az sayıdaki bale sanatçılarımıza gereken değeri vermiş oluruz. Onlar çok daha fazlasını hak ediyorlar" ifadelerini kullanan Güler, serginin prömiyeri için seçilen Süreyya Operası'nın da büyüsüne inanıyor: "Sergimize ev sahipliği yapacak olan Süreyya Operası gerçekten olağanüstü bir mekan. İçerisine girdiğinizde kendinizi yanınızdakilerle fısıldaşırken bulduğunuz, ses çıkmasın diye korkarak yere bastığınız büyülü bir atmosfer. Böyle büyülü bir atmosferde fotoğraflarımızla yer almamızı sağlayarak Kadıköy Belediyesi ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi Yönetimi bize gerçekten büyük bir jest yaptılar, çok teşekkür ediyoruz. Rengarenk, tarih kokan bir mekanda 'siyah beyaz' fotoğraflardan oluşan bu sergi gerçekten çok farklı olacak. Sergi hazırlıklarını yaparken 'mevcut dokuya zarar vermeden neler yapabiliriz' dedik ve sadece bu sergide kullanılmak üzere ışıklı özel panolar yaptırdık. Umarım Süreyya Opera'sının büyülü atmosferine uygun bir sergi olur."

SERGİ, TÜRKİYE'Yİ DOLAŞMALI
30 Kasım Cumartesi günü Süreyya Opera Sahnesi Fuayesi'nde kapılarını tüm sanatseverlere açacak olan sergi, projeye ev sahipliği yapmak isteyecek başka kurumlar olursa İstanbul dışına da çıkacak. "Henüz bu konu ile ilgili bir harekette bulunmadık ancak projemize ev sahipliği yapma konusunda bize destek olacak kurumlarla bir araya gelmeyi ve sergimizi ülkemiz genelinde tüm sanatseverlerin ulaşabileceği alanlara taşımayı çok isteriz" diyen Salih Güler, "Peki, İstanbul Devlet Opera ve Balesi ile işbirliğinin devamı gelecek mi?" sorusuna da şu cevabı veriyor: "Elbette, onların gösterdiği anlayışa, sevgiye ve hoşgörüye layık olduğumuzu sanıyorum. Sergimiz ve çıkartacağımız kitabımızla bunu ispat edeceğiz. İstanbul Devlet Opera ve Balesi içerisinde görevli tüm sanatçı ve idareciler gerçekten zor olanı başarıyorlar. Bir avuç sanatçımızı yüceltmek, onlara destek vermek için elimizden geleni yapmaya çalışacağız." Birbirinden çarpıcı ve bir o kadar estetik siyah-beyaz fotoğraflardan oluşan sergi, başta İstanbul Devlet Opera ve Balesi olmak üzere Mastercard, Marufane, Le Meridien ve Adil Varlık Yönetim'in desteği ile gerçekleşiyor ve 30 Aralık Pazartesi gününe kadar ziyarete açık olacak.


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.