Banu KAZANÇ
Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomuna sahip olmak, sağlıklı yaşamı destekler tezi, pek çok araştırmacıyı bu konu üzerine daha fazla çalışmaya yöneltmiştir. Yararlı bakteriler olarak tanımladığımız bir grup bakteri, bu haftaki yazımızın konusunu olusturuyor. Beslenme şekli, içeriği, çesitliliği ve beslenmenin optimize edilmesi; sağlıklı bir mikrobiyata için önem taşır. Mikrobiyomu tariflersek kabaca midenizde, bağırsaklarınızda, ağzınızda bulunan bakteri topluluklarıdır diyebiliriz. Mikrobiyomlar, doğal bir denge içindedir. Fakat bu denge; stres, yorgunluk, uykusuzluk, beslenme yetersizliği, zararlı kimyasallar ve zararlı bakterilere maruz kaldığımızda bozulur. Halbuki güçlü bir bağışıklık sistemi için faydalı ve yararlı olarak tanımladığımız bakterilerin denge içinde olması istenir. Sağlık üzerinde olumlu etkileri olan mikroorganizmalara genel olarak probiyotik bakteriler diyoruz.
PROBİYOTİKLER NE İŞE YARAR?
Probiyotikler bağırsağımızdaki faydalı bakterileri arttırarak, bağışıklık sistemini güçlendirir.
Bağırsaktaki pH'ı düşürerek, asidik etki sağlar ve faydalı bakterilerin sayısının artmasına yardımcı olur.
Minerallerin, özellikle kalsiyum, fosfor ve magnezyum gibi hayati fonksiyonları etkileyen minerallerin emilimini arttırır. Vitamin üretimini destekler.
Zararlı bakteriler, kronik bağırsak hastalıklarını tetikler, probiyotik kullanımı bu hastalıklarda şikayetlerin azalmasına yardımcı olur.
Probiyotikler ishalde etkilidir. Özellikle antibiyotik kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan ishalin önlenmesi ve tedavisinde başarılı olarak kullanılır.
Kabızlık, bağırsak faaliyetlerini yavaşlatır, probiyotiklerin hem çocuklarda hem de yetiskinlerde kabızlığı azaltabileceği düsünülmektedir.
Yoğurt ve laktik asit bakterilerinin, alerjik reaksiyonlar üzerine etkileri pek çok çalışmaya konu olmuştur.
Probiyotikler ruh halinizi iyileştirir; yoğun stres yasadığınızda zararlı bakterilerin gelişmesini kontrol eder.
Kolesterol üzerinde azaltıcı etkisi, probiyotiklerin kolesterol seviyelerini azaltacağına yönelik izlenimler edilinmistir.
Vücudunuzu enflamasyona karsı korur.
Çalışmalar özellikle kolon kanseri riskini azaltmada probiyotiklerin etkili rol alabilecegini göstermektedir.
Karaciger ve bağırsak sistemi arasında simbiyotik bir ilişkiden söz edebiliriz, probiyotikler bağırsak sistemini korurken, karacigerin de saglıklı çalısmasını sağlar.
Bağırsak ve beyin sağlığı arasında da güçlü bir bağ vardır. Çalışmalar, probiyotik alımı ile anksiyete, kaygı ve üzüntüyle başa çıkmanın mümkün olabileceğini ve daha iyi bir zihinsel sağlığı teşvik edebilecegini işaret ediyor.
HANGİSİ DAHA YARARLI?
Probiyotik içeren doğal gıdaları tüketmek probiyotik takviyeleri tüketmenizden daha faydalıdır. Ağız yolu ile alınan probiyotiklerin yararlı olabilmeleri için, canlı olarak bağırsak sistemine ulaşması gerekir. Beslenmenize dogal probiyotik gıdaları ilave etmek için fermente süt ürünleri oldukça faydalı seçimler.
Yoğurt: Probiyotikler söz konusu olduğunda en faydalı gıdalardan birisidir. Özellikle geleneksel Türk yoğurtlarının en büyük özelliği, hafif ekşimsi olmaları ve en fazla bir hafta dayanmalarıdır. Yoğurdun probiyotik bakımdan faydalı olması için 'canlı aktif kültürleri' içermesi gerekir, onun için uygun koşullarda pastörizasyona da dikkat etmek gerekiyor. Kefir: Sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Kefir mayasının süt asidi laktozu parçalama özelliği ile genç ve yaşlı tüm bireyler kefir tüketebilmekte, hatta normalde süte karşı duyarlı bünyeler bile kefir içebilmektedir.
Turşu: Sindirime yardımcı olması ve faydalı bakterileri içerdiği için tercih edilir. Vücutta suyu tutması, böbrek ve tansiyonu olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle turşu; farklı salatalara az konularak tüketmek daha doğrudur.
UNUTMAYIN!
Yaşlılık, menopoz, aşırı fiziksel yük ve yanlış beslenme, bağırsak floranızı etkiler. Probiyotik bakteriler açısından zengin gıdaları bol bol tüketin.