RÖPORTAJ İREM ORHAN FOTOĞRAF MESUT YAZICI VİDEO EVREN SUDA STYLING ECE ŞIŞIK SAYDAM MAKYAJ ALEV KAYA MAKYAJ ÜRÜNLERİ ALIX AVIEN PARIS SAÇ AKIN ÜNAL STYLING ASISTANLARI ZOZAN ÇIRIK, SINEM ASLIKARA MEKAN IÇIN HAGIA SOFIA MANSIONS ISTANBUL, CURIO COLLECTION BY HILTON'A TEŞEKKÜR EDERIZ.
Kameralarla olan tanışıklığı ve sanat aşkı çocukluğuna dayanıyor Almanya doğumlu Cansu Tosun'un... Öyle ki, dört yaşından itibaren çeşitli markalar için çocuk oyuncu olarak kamera karşısına geçiyor. Eğitim hayatı devam ederken bir yandan da doğduğu şehir Nürnberg'de 13 yıl bale eğitimi alıyor. Fakat liseden sonra baleyi bırakıp, caz ve hip-hop gibi danslara yöneliyor. O esnada birçok meslek dalında tecrübe ediniyor, 20 yaşına kadar bir sigorta şirketinde, sonra bir de bankada çalışıyor Cansu Tosun. Aynı zamanda çocuklara dans dersi veriyor, anlayacağınız konu üretmek olunca yaratıcı ruhuyla farklı yollara girip yeni şeyler denemekten asla korkmuyor. Şimdi de zaten oyunculuğunun yanında bir de tekstil işi ile ilgileniyor. 2010 yılında oyuncu olmak için Türkiye'ye gelen Cansu Tosun, o yıllardan bu günlere güzel projelerde, özel karakterlere hayat verip, geçen zamana bir de evlilik sığdırıyor. Yaklaşık beş yıldır oyuncu Erkan Kolçak Köstendil ile mutlu bir evlilik sürdürüyor, hatta bu evlilikten Marsel adını verdikleri bir de oğulları var. Güzel oyuncu ile üç yıl aradan sonra setlere dönüşü şerefine buluştuk, yeni yıl öncesi onun yıldız tozu değmiş hayatından ilham alarak ışıltı dozu yüksek bir moda çekimi gerçekleştirdik. Tabii bu esnada güncellenen hayatı, son projeleri ve en yeni heyecanları üzerine keyifli bir sohbeti de paylaştık.
Yılın son günleri... Nasıl hissediyorsunuz, bu yılı nasıl değerlendiriyorsunuz? Aslında biraz zamansızlığı öğrendim. Yılın son günleri olduğunun, hatta ocak ayında doğum günümün olacağının da farkında değilim. Bu çekim bana yeni yıla kısa bir zaman kala yılbaşı ruhunu hatırlattı ve bir heyecan geldi. Her sene bir önceki yıla göre hep daha derin oluyor benim için. Bu yıl da yine 'iyiki'ler kattı. Şükür…
Oyunculuk tutkuyla bağlı olduğunuz bir meslek öyle değil mi? Evlilik, çocuk derken üç yıl aradan sonra şimdilerde setlere döndünüz sanırım? Neler var gündeminizde? Evet, bir karar aldım ve iyi ki de öyle yaptım… Çünkü hiçbir şey kaçmıyor. Sakin kalmak her şeyin tadını çıkartmak ve yeni hayaller kurmak iyi geliyor. Biraz yön değişikliği de diyebiliriz belki buna. Her süreç sizde çok başka bir bakış açısı, başka algılar zinciri oluşturuyor. Bu süreç de bana çok iyi geldi. Gündemimde anların tadını çıkartmak, üretmek ve hayal edip ilerlemek var. Evet, setlere de dönüyorum tabii ama yavaş yavaş. Almanya'da ve ülkemizde de konuk oyuncu olarak yer aldığım projeler oldu. Şimdi ise artık oğlum Marsel üç yaşında olacak ve ben de tekrar projeleri okumaya, değerlendirmeye başladım. Umarım yakın zamanda da sizlere güzel sürprizlerim olur.
İşinizi sizin için bu denli özel kılan hususlar neler? İşimi benim için özel kılan hususların başında yaratıcılığın, keşfetmenin ve en önemlisi eğlenmenin önemli olması geliyor.
Oyunculuk kariyerinizin size kazandırdıkları neler? Burada tabii tam tersi olarak şunu da sormak isteriz; kariyeriniz için hiç kendinizden ödün verdiğiniz oldu mu? Bana kazandırdıkları yeni özel, güzel buluşmalar, insanlar, ruhlar, hikayeler, keşifler, heyecanlar ve tutkular… Her meslekte yaşam biçiminiz değişiyor zaman zaman hatta dönüşüyor. Bazen biraz yön değiştirmek gerekiyor ama ben buna ödün vermek diyemem.
Kariyerinizle ilgili şimdiye kadar kurduğunuz en büyük hayal nedir ve o hayale yaklaştınız ya da belki onu yaşadınız mı? Hayalim hep evrensel hikayelerin bir parçası olmak, kalıcı hikayelerin, dokunan hikayelerin bir parçası olmak… Tabii bu yolda çalışmayı hayal ettiğim yönetmenler de olabiliyor. Onlardan biri de, 'Derinlik Sarhoşluğu', 'Beşinci Element', 'Leon', 'Lucy' gibi filmlerin yazarı ve yönetmeni Luc Besson ile çalışmaktı. Bu güzel, derin ruhların işlerinin bir parçası olmak bana heyecan verici geliyor. Bir filmim Sonia Nassery Cole ileydi; 'I'm You'. Damla Sönmez, Mert Ramazan Demir gibi daha birçok değerli oyuncunun yer aldığı bir mülteci hikayesiydi. Şu anda Amazone Prime Amerika'da, ama umarım Türkiye Amazone'da da olur.
İçinde bulunduğunuz sektörde her geçen gün yeni isimler sahneye çıkıyor, birilerinin yıldızı parlıyor. Durum böyleyken sizin kariyerinizle ilgili endişe duyduğunuz anlar oluyor mu? Her insan tek. Herkesin yolu ışık dolu olsun.
Özel bir mağaza zincirinde satışa sunulan bir de iç çamaşırı markanız mevcut. O nasıl ortaya çıktı, o tarafta nasıl gidiyor işler? O aslında pandemi döneminde ışınlandı bana. Sevdiğim bir iç giyim markası vardı ve benzerini kolay bulamıyordum. Sonra "ben yapsam nasıl yapardım acaba" dedim… Rahat olsa, renkli olsa, üzerinde var ama yok gibi falan dursa… En sevdiğim, İbiza'da sabahlara kadar sahilde dans ettiğim, sonra "görünmesinden çekinmediğim gibi olsa" dedim ve ilk seri 'Ibiza' uzun bir keşif sonrası doğru iş arkadaşları ile de buluşunca çıktı. Marka adım 'Islandy' oldu ve üretim başladı. Az sayıda üretilmişti. Bu arada 'Islandy' 'adalı' anlamına geliyor. Şimdi 2023 koleksiyonu bu ay yeni yıla doğru Beymen'de satışa giriyor. Koleksiyona yeni üç tane ada daha eklendi; Victoria, Sardunia, Cuba...
Bir B planınız var mı? Asıl işiniz olarak oyunculuk yapmıyor olsanız muhtemelen ne yapıyor olursunuz? Ben birçok meslek dalında tecrübe kazandım, 20 yaşıma kadar bir sigorta şirketinde, sonra bir de bankada çalıştım. Çocuklara dans dersi verdim. Şimdi de oyunculuğumun yanında bir de tekstil işi ile ilgileniyorum. Aslında konu üretmek olunca birçok alanda yeni deneyimler kazanabiliyorsunuz.
Günlük rutinler içinde bir günde genelde üzerine en kafa yorduğunuz düşünce ne oluyor? Varoluşsal düşünceler…
Sizi hiç tanımayan birine kendinizi anlattığınızda kuracağınız ilk cümle ne olur? Bu çok zor bir soruymuş… Ama olduğun gibi görünme konusu ve bu yaklaşım biçimi beni çok mutlu ediyor. Çünkü ben de olduğum gibi görünmeyi, şeffaf ve gerçek olmayı çok seviyorum.
Bundan yaklaşık beş yıl önce oyuncu Erkan Kolçak Köstendil ile mutlu bir evliliğe adım attınız. Nasıl bir yol arkadaşısınız evlilikte? Galiba evliliği ya da beraberliği keşif olarak gördüğüm için hiç bitmeyen eğlenceli, çocuksu bir yol arkadaşı olduğumu söyleyebilirim.
Birbirinizi tamamlayan özellikleriniz neler? Farklılıklardan beslenen bir ilişkiniz mi var yoksa eşinizle benzer özelliklere mi sahipsiniz? Hem öyle hem öyle diyeceğim.
2020 yılında oğlunuz Marsel'i kucağınıza alarak ilk kez anne-babalık duygusunu yaşadınız. Marsel özel bir isimmiş, bu isme karar vermeniz nasıl olmuştu, anlamını açıklamak ister misiniz? Nasıl gidiyor annelik? Marsel ismini isim ararken görmüştük Erkan ile. Ama sonra da pek üstüne düşmedik daha vakit var diye. Ben hep evrensel ve nadir duyduğum bir isim olsun istiyordum. Erkan da isim pozitif, güçlü ve evrensel olsun istiyordu. Erkan'ın bir doğum gününde annem ve babam da bizimleydi ve "Hadi, doğum gününde oğlunuzun ismini koyun" demişlerdi. Erkan da "Marsel olsun" dedi ve ben de hemen "Evet" dedim. Sonra bir baktık, o ismin 16 Ocak'ta isim kutlama günüymüş. İnanamadık tesadüfe. Marsel, gün ışığı, mutlu, güçlü demek. Belki de ruhlar kendileri seçiyordur isimlerini çünkü Marsel'e ismi çok yakıştı. Marsel ile doğduğundan beri ben ve eşim her zaman çok ilgilendik, zaten ona göre kurmuştuk düzenimizi. İstediğimiz zaman da Erkan'ın annesi, abisi benim annem ve babam hemen yanımıza ışınlanıyorlar. Güzel gidiyor, şanslıyız.
Yakın zamanda ikinci çocuk haberi alır mıyız sizden, bu konuya bakışınız nasıl? Büyük konuşmak istemem ama biz hep tek çocuk istiyorduk.
Hayat her an değişiyor, yaşanmışlıklar artıyor, deneyimler değişiyor, bu da insanın olaylara bakışını farklılaştırabiliyor. Sizde durumlar nasıl, anne olduktan sonra mesela, değerleriniz ve düşüncelerinizde bir değişim söz konusu oldu mu? Evet, oldu tabii ki. Zamansızlığı, anda kalmayı öğretti bana anne olmak. Lezzetli yaşamı, sevginin derinliğini ve birçok şeyi daha... Aslında ne kadar esnekmişim ve ne kadar çok şey halledebiliyormuşum, kendi gücüme şaşırdım. Bunun da beni daha özgüvenli, daha verimli, daha olumlu bir insan haline getirdiğini düşünüyorum.
Peki, şimdi hızlı bir soru; şu an olduğunuz kişiden, içinde bulunduğunuz şartlardan, sahip olduklarınızdan mutlu musunuz, eksikler var mı? Sağlıklıyız. O yüzden çok mutluyum. Şükür etmediğim gün eksik olan gündür benim için.
Son yıllarda, kusursuz güzellik anlayışı yerini doğal güzelliğe bıraktı, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Evet, aslında pek bir şey diyemem kusursuzluk hakkında. O insan öyle kusursuz olduğunu düşünüyor ve öyle mutlu ise o öyledir. Bu tanım herkese göre değişiyor. Ben de böyle mutluyum yani olduğum gibi.
Estetiğe bakışınız nasıl? Küçük dokunuşlar var mı sizde de? Bilmem, büyük konuşmak istemiyorum bu konuda... Ama bende hiçbir müdahale yok.
Moda ve trendlerle yakınlığınız ne durumda? Dünya markalarını takip eder misiniz? Ne sıklıkla alışveriş yaparsınız? Evet... Medyadan özellikle çok takip ederim sevdiğim markaları. Ben uzun bir süre hiç alıveriş yapmam. Sonra da ne istediğimi bildiğim için hızlıca almak istediklerimi alırım. Ve sonra yine bir süre ara veririm.
Tanınmış simalar, genelde market ve pazardan alışveriş yapmaktan kaçınır. Sizde durum ne, ev, mutfak alışverişlerinizi kendiniz mi yaparsınız? Biz genelde tüm alışverişlerimizi kendimiz yaparız. Ben hele, çok rahat alışveriş yapıyorum.
Mutfak ile aranız nasıl? Evde yemekleri genelde kim yapar? Ben açıkçası anne olduktan sonra mutfağa girdim. Çok özenirim yemek yaparken, özellikle birileri için yaparken.
Beslenme düzeninizin olmazsa olmazları var mı? Bunun en başında aslında su içmek geliyor. Benim için en mühimi.
Spor ve sağlıklı yaşam konularına merakınız ne durumda? Çok fazla önemsediğimi söyleyebilirim. Bir kere güne çok daha verimli başlıyorum. Bana verilen bedene iyi bakma hissiyatı bana her zaman iyi geliyor.
Yakın gelecekte gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz, planlarınız var mı? Evet, var. İnşallah olunca tekrar konuşuruz.
Oynadığınız son işler neler? Devamında da yine uluslararası işlerde oynamayı mı hayal ediyorsunuz? Evet, bahsettiklerim dışında bir de geçen sene Microsoft'un kısa tanıtım filminde rol aldım. Bu sene yayınlanacak olan 'Murder by the Lake' dizisinde konuk oyuncu olarak oynadım. Bir de Umut Evirgen'in 'Annesinin Kuzusu' filminde yine konuk oyuncu olarak oynadım. Ama tabii ki hem uluslararası hem Türkiye'deki projeleri değerlendirmeyi düşünüyorum.
Yeni yıl dileklerini öğrenelim mi son olarak? Herkese sağlık, mutluluk, huzur ve tüm hayallerini gerçekleştirebilecekleri güzel bir yıl dilerim.