RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF KUTUP DALGAKIRAN
Romantizmi yeniden tanımladığı özgün çizgileri, Tuğba Atasoy'un Fashion Week Istanbul kapsamında tanıttığı 'Romance on Ice' isimli koleksiyonunun en önemli parçalarından birini oluşturuyor. Yaratıcı tavrını modern dokunuşlarla birleştiren Atasoy, son üretimleri ve tasarımcı kimliğine dair bilinmeyenleri bizlerle paylaştı.
Tuğba Hanım, şimdilerde odağınızda neler var, nasıl gidiyor her şey sizin için?
Şu aralar hayat kesinlikle benden yana. Şanslı bir 'Yay' olmamın yanı sıra hayatı kendi ritmiyle yaşamayı seven biriyim. Bu sebeple, enerjim hep pozitif ve yüksek. Şimdilerde odağımda yeni koleksiyonum var. Hibrit yapıda kurgulanan Fashion Week Istanbul kapsamında sonbahar/kış 2022 'Romance on Ice' koleksiyonumun moda filmi için 2021/2022 Türkiye Şampiyonu; 2021 Junior Grand Prix temsilcisi milli sporcumuz Ceren Karaş ile çalıştım. Yönetmenimiz Zeki Subaşı ile buz pistinde romantizmi yeniden tanımladığımız bir moda filmi çektik ve Soho House'da değerli misafirlerimize ve moda severlere sunduk, güzel tepkiler aldık.
Tasarım felsefeniz ve tasarımdaki çizginizin altında yatan en güçlü kavramlar neler?
Doğayı ve sürdürülebilirlik kavramını çok önemsiyorum. Doğanın sürdürülebilirliğini ve tasarımın kendisini sürdürme potansiyelini... Giyilip, sezonu geçince yüzüne bakılmayan tasarımlar yapmaktan hoşlanmıyorum. Markam 'klasik' yapı üzerine kurulu, sezon trendlerini tasarımlarımın detaylarında kullanıyorum. Markamın DNA'sını doğal içerikli kumaşlar, sadelik ve yüksek işçilik oluşturuyor. Kısacası; gardırobunuzda yıllarca kalacak sofistike parçaları markamda bulabilirsiniz.
Markanızın ürün gamında neler var, son koleksiyonlarınız hakkında neler söylersiniz?
Son koleksiyonum 'Romance on Ice' duygularının farkında olan ve gücünü duygularından alan kadınlar için oluşturduğum bir koleksiyon. Estetik deneyim ve duyguların coşkulu ifadesiyle güçlü, iddialı kumaşlar, tüvit üzerine işlemeler, soft renklerde payet kumaşlar, kadife ve deri kullandım. Sezon trendlerinin başında gelen mini etek ve ceket takımlar, mini boy elbiseler, bodysuitler, ceket elbiseler de koleksiyonda kendisine yer buldu. Renklerde ise; pembenin en romantik hali, mavi ve morların rüyada olduğunu hissettiren tonları ve doğadan gelen toprak renklerini görebilirsiniz.
Bir tasarımcı olarak, mesleğinizin en sevdiğiniz yanı nedir?
En sevdiğim şey, kişiye özel tasarımlar yapmak. Mesleğe, on yıl önce couture tasarımcısı olarak başladım, halen de devam ediyorum. Hazır giyim sektörüne daha sonra girdim ancak kişinin tüm özelliklerini analiz edip, ona özel couture hazırlamak benim tutkum. Bir de tüm imajını hazırlama fırsatı yakalarsam şahane! Takım elbise tasarlamak ise bir diğer tutkum; zamansızdır, klasiktir ama tasarımcının zevkini taşıyan detaylar içerir. Tıpkı markamın felsefesi gibi...
Tasarımcı kimliğinizin yanında siz imaj danışmanısınız da bir yandan öyle değil mi? Bu iki iş arasında kıyas yapmanızı istesek mesela?
Evet, imaj danışmanlığı da yapıyorum. Bildiğiniz iş kolaydır bilmediğiniz ise zor. Ama ben ikisini birbirinden ayıramam. Benim için ikisi de aynı mutfağın elementleri. Harika bir pasta yapmak için iyi malzeme gereklidir ve bu iyi malzemelerin hassas tartılar kullanılarak çok doğru oranlarda bir araya getirilmesi, doğru pişirilmesi şarttır. Mükemmele ulaşmak için ya tarife uyarsınız ya da tarifi baştan yazarsınız. Tarifi baştan yazmak için o mutfağın tüm elementlerini çok iyi bilmemiz gerekir.
Gelecekle ilgili en güncel hedefleriniz neler?
Yaz için yurtdışı iş birliği projelerim var. Bazı ülkelerde 'trunk show' yapmayı planlıyorum. En yeni heyecanım Nişantaşı'nda yenilemekte olduğum showroom'um. Yakında değerli misafirlerimizin hizmetine açılacak.