RÖPORTAJ İREM ORHAN
VİDEO EVREN SUDA
FOTOĞRAF LARA SAYILGAN
STYLING ARZU KAPROL
SAÇ MERT PEKGÜZEL
MAKYAJ HAKAN KÜLTÜR MEKAN İÇİN BİLİŞİM VADİSİ'NE TEŞEKKÜR EDERİZ.
ARZU KAPROL RÖPORTAJININ BACKSTAGE VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
2015'te akıllı giyimin ilk prototiplerinden biri olan, ısı değişikliklerine göre fonksiyon değiştiren 'Akıllı ceket'i tasarlayan Arzu Kaprol, aynı yıl Türkiye'nin ilk hologram defi lesini de gerçekleştiren isim olmuştu. 2016'da yine tasarım, müzik, dans ve teknolojinin birleştiği 'Dijital Senfoni' ve Türkiye'nin ilk dijital couture show'unu ulusal ve uluslararası platformlarda izleyici ile buluşturdu. Yenilikten korkmayan yaklaşımlarıyla tasarımda her daim ilerici bir tutumla hareket eden ünlü tasarımcı 2021 Ocak ayından itibaren ise Bilişim Vadisi Tasarım Kümelenmesi Giyilebilir Teknolojiler Koordinatörlüğü görevini yürütüyor. Bu iş birliğine başlama sürecini; "2005 yılında TSK ile başlayan performans ve teknolojik giyim alanında uzmanlaşma yolculuğum, bugün tüm koleksiyonlarımda ve tasarıma bakış açımda etkin bir rol oynuyor" şeklinde özetleyen Kaprol ile çok sevdiği çalışma alanı Bilişim Vadisi'nde bir araya geldik, özel teknolojilerle ürettiği son koleksiyonları içinde keyifli bir moda çekimi gerçekleştirdik.
Yarattığınız marka ile yürüdüğünüz yolda hep yenilikler peşinde yola devam ediyorsunuz. Bu doğrultuda yakın zamanda Nişantaşı Reasürans Pasajı'nda Arzyu mağazasını açtınız. Nasıl gelişti?
Nişantaşı Reasürans Pasajı'nda yer alan Arzyu by Arzu Kaprol mağazası içerisinde giyim alanında sadece Arzu Kaprol tasarımlarına yer verilse de, buranın en büyük özelliği benim çok sevdiğim ve yıllardır kullandığım tasarımcı dostlarımın da ürünlerinin bulunması. Şapka ve çanta gibi aksesuarlardan, takı, porselen, seramik ve hatta kitaplara uzanan geniş bir skalaya yer veriyoruz. Pandemi sonrası tasarım disiplinlerini birleştiren bir güç birliği alanı yaratmak istedik, bu projede bu şekilde hayata geçmiş oldu.
Bir taraftan da Bilişim Vadisi'ndeki göreviniz ve çalışmalarınız da devam ediyor. Bu iş birliği nasıl gelişti, neler yapıyorsunuz orada, hedefledikleriniz neler?
2021 Ocak ayından itibaren Bilişim Vadisi Tasarım Kümelenmesi Giyilebilir Teknolojiler Koordinatörlüğü görevini yürütüyorum. 2005 yılında TSK ile başlayan performans ve teknolojik giyim alanında uzmanlaşma yolculuğum, bugün tüm koleksiyonlarımda ve tasarıma bakış açımda etkin bir rol oynuyor. Bilişim Vadisi Tasarım Kümelenmesi'nde dört ana alan oluşturuldu. Bu kapsamda giyilebilir teknolojiler, mimari, kamusal sanat ve endüstriyel tasarım alanlarında yenilikçi projeler geliştiriliyor. Giyilebilir teknolojiler alanında ana hedefimiz; insan bedeni için gelişen teknoloji ve sürdürülebilirlik perspektifinde geleceğe dair giyim ve tekstil kodlarına öncülük etmek. Bu iş birliğimiz daha önce Yıldız Teknopark'ta İtalyan Tasarım Günleri adına iş birliği yaptığımız Dr. Pınar Sipahi'nin davetiyle gerçekleşti. Oluşturulan dört koordinatörlükte benim dışımda mimari alanda Han Tümertekin, endüstriyel tasarımda Renan Gökyay, kamusal sanat alanında ise Luca Molinari tarafından yönetiliyor.
Yıllardır ardı ardına gelen bu başarıların sürdürülebilirliğini sağlamak konusu da bir tasarımcı olarak hayli stresli ve başa çıkılması zor bir duygu olsa gerek. Bu konuda endişe duyduğunuz oluyor mu?
Mesleki bakış açımda itici güç, başarılı olmaktan ziyade geleceğe dair faydalı, sürdürülebilir ve doğru tasarım geliştirmek. Aynı zamanda bu anlayışı tasarım endüstrisinde yaygınlaştırmak.
Yıllardır sektörün içinde aktif çalışan biri olarak iş yapış biçiminizle ilgili sıkça iltifat alıyorsunuzdur. Şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?
Aklıma gelen ilk şey; çocuklarımla yaşadığımız bir anekdot. Bir söyleşi sırasında o gün 14 yaşında olan oğluma; başarılı bir annenin oğlu olmanın nasıl hissettirdiği sorulduğunda kendisi, "Başarı nedir?" sorusuyla cevap verdi. Bu soru yeniden kendisine yöneltildiğinde ise cevabı; "Başarı bence yaşadığın hayattan mutlu olmaktır ve benim annem bu sebeple bence başarılı" oldu. Bu, iş hayatı boyunca aldığım tüm iltifatlardan daha değerli ve o günden sonra benim için yaptığım işlerde bir kontrol noktası oldu.
Bir tasarımcı olarak sizin tasarlamayı en sevdiğiniz parça hangisi?
İçinde yenilik barındıran her şey benim için heyecan verici.
Her tasarımcı yeni koleksiyon çıkarırken farklı yaratım süreçlerinden geçer. Siz son koleksiyonunuzun oluşum sürecinde neler yaşadınız?
Bu çekimde de giydiğim 'Umut' adlı sonbahar/ kış koleksiyonum, pandemi sonrası umuda ve umutlu olmaya dair, yaşamda umutla var olmaya dair bir koleksiyon. Tasarımlarda, renk, konfor, sürdürülebilirlik ve yeni form arayışı sürece yön verdi. Giyim beklentimiz pandemi sırası ve sonrasında yüksek konfor beklentisi üzerinden şekilleniyor. Merkezinde konforun olduğu ve bizi iyi hissettirecek giysiler duygusal yolculuğuma eşlik etti.
Moda dünyasında birbirine benzer çok fazla tasarım gördüğümüz bir atmosferde, 'orijinal olmak' kavramını nasıl tanımlıyorsunuz?
İham noktanız kendi içinizden geldiği müddetçe orijinal olursunuz.
Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlarsınız?
Giyinmek bir denge işidir. Kıyafet, takı ve ayakkabı-çanta ile hangi yönde dengeleneceğini ve neyi öne çıkartmak istediğini bilerek ilerlemek gerekir.
Peki, Arzu Hanım yıllardır yoğun iş temponuzda iş-sosyal yaşam dengesini nasıl kuruyorsunuz?
Bu denge yoğun iş hayatının öne çıkmasıyla zaman zaman bozulmuştu. Ancak pandemi bana bir kez daha bu dengenin önem ve değerini hatırlattı. Aileme, dostlarıma ve kendime ayırdığım zamanın bir denge içerisinde kalmasına özen gösteriyorum.
Peki, bir anne olarak ikizlerle ilişkiniz nasıls? Doruk ve Derin büyüdükçe onlarla olan ilişkiniz de şekil değiştiriyor, anneliğiniz evriliyor mu?
Yaşamda ilerledikçe, yaşam deneyimi tüm güzellikleriyle genişliyor. Anneliğimin 17'nci yılı ve yaşamdaki en kıymetli deneyimim olduğuna inanıyorum. Heyecanla bu yolculuğa devam ediyoruz.
Son dönemlerde iyice artan tasarımcımarka işbirliklerine nasıl bakıyorsunuz? Yakın zamanda sürpriz birliktelikler gelir mi markanız ve sizden?
Bu tarz iş birliklerinin sektör için çok değerli olduğunu düşünüyorum. Kendi markamın yanı sıra 10 yıl Network, 7 yıl ise Que markasına tasarladıktan sonra yeni iş birliklerine her zaman açığım.
ARZU KAPROL RÖPORTAJININ VE FOTOĞRAFLARININ TAMAMI ŞAMDAN PLUS YENİ SAYISINDA...