Zeynep Sever Demirel: ''Özgüven en pahalı elbiseden milyon kat daha değerli''

Naif duruşu, içten davranışları ve korunaklı özel hayatı ile Zeynep Sever Demirel’in huzur saçan dünyasındayız...

Zeynep Sever Demirel: ''Özgüven en pahalı elbiseden milyon kat daha değerli''

RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF ONUR DEMIRDAĞ
MODA EDITÖRÜ ECE ŞIŞIK SAÇ SUAT ÜRÜN
MAKYAJ GAMZE TEKİN
FOTOĞRAF ASİSTANI YASİR ÖZPINAR
MODA EDİTÖRÜ ASİSTANLARI ECE AYSOY, BETÜL BEYDOĞAN
MEKAN IÇIN HAGIA SOFIA MANSIONS ISTANBUL, CURIO COLLECTION BY HILTON'A TEŞEKKÜR EDERIZ

ZEYNEP SEVER DEMİREL BACKSTAGE GÖRÜNTÜLERİNİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Avrupai havası ve farklı tarzıyla o konuştukça farklı bir yeteneğini keşfettiğimiz çok yönlü bir isim Zeynep Sever Demirel. Kendisiyle geçirdiğimiz bir çekim günü boyunca yaptığımız sohbetler esnasında da zamanın kendisine öğrettiği pek çok şey olduğunu söylerken, yaşadığı değişimlerden de epey mutlu olduğunu vurguluyor. Güzellik normlarını, annelik formatını, mutluluk felsefelerini ve 10 yılı aşkın süredir Volkan Demirel ile mutlu evliliğindeki dengeleri konuştuğumuz Zeynep Hanım ile keyifli bir sohbeti paylaştık.

Şimdilerde hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Nasıl gidiyor sizin için her şey?
Kendimden en emin olduğum dönemdeyim diyebilirim. Ne istediğimi net bir şekilde bildiğim ve bunun bilincinde olduğum bir dönem. Tabii bu durum gerek iş hayatıma, gerek özel hayatıma ekstra bir sakinlik ve huzur getiriyor.

Hayatta yaşadıklarımızın bütünü bizi biz yapan şeyler oluyor, hayatımıza yön veriyor. Son dönemlerde içinden geçtiğimiz bu pandemi süreci sizde, hayata bakışınızda değişiklik yarattı mı?
Hayata bakış açımda çok büyük bir farklılık olmadı ama kendimle alakalı konularda çok daha fazla düşünme fırsatı buldum. Zaman ayırmakta zorlandığım şeyleri rutin olarak hayatıma sokmaya başladım. Ve en önemlisi de zaten bilincinde olduğum bir konuda tekrar farkındalık yaşadım; insanlar olarak piramidin en tepesinde olsak bile aslında doğa karşısında çok güçsüzüz. Bunu kendimize daha sık hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum.

Youtube kanalınız çok iyi gidiyor bildiğimiz kadarıyla ama şu sıralar ara mı verdiniz? Yeni çalışmalar var mı?
Youtube kendimi doğru bir şekilde yansıtabildiğim bir platform. Kanalı açma sebebim de buydu ve çok güzel tepkiler aldım. Fakat bunu bir zorunluluk ve sürekli devam etmesi gereken bir iş gibi görmedim hiç. Bir konsept yaratmak yerine içimden geldiği gibi hareket ediyorum. Yani kendimi iyi hissettiğim ve gerçekten faydalı olabileceğini düşündüğüm içerikleri paylaşmak istiyorum, bu yüzden de alışılanın aksine daha az video paylaşıyorum. Bu biraz da yoğunluğuma göre değişiyor. Ancak önümüzdeki günlerde biraz daha aktif olmaya başlayacağım.

Bir taraftan Youtube ile iyi bir ekran tecrübesi de edindiniz. Televizyon programı yapma fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Bu fikre çok uzak değilim ama benim için önemli olan karakterime uygun bir proje olması. Dönem dönem teklifler geliyor. Hatta şu anda da görüştüğüm bir proje var. İçime sinerse neden olmasın...

Annelik nasıl gidiyor, kızlarla hayat nasıl?
Annelik çok zorlayıcı ama bir o kadar da muazzam bir duygu. Zorlayıcı dememin sebebi, bir birey yetiştirmenin önemini bilmem ve onlara her konuda en iyi şekilde örnek olmamız gerektiğini düşünmemden kaynaklanıyor. Aslında bir nevi, çocuk yetiştirirken kendini de yetiştirmekten bahsediyorum. Onlar büyüdükçe ilişkimiz de değişiyor. Ben genç anne olduğum için çoğu zaman arkadaş gibiyiz.

İnsanlara kendinizi tanıtırken, hakkınızda söyleyebileceğiniz en marjinal şey ne olur?
Bu soru düşündürdü beni. Marjnal mi bilemiyorum ama çevremdeki birçok kişiye göre garip bir huyum var; o da ağaçlarla konuşmak, onlara sarılmak, isim takmak. Bahçemde çok sevdiğim ağaçlarım var. Onlarla uzun uzadıya konuşurum, dokunurum, isimler takarım. Bir çeşit meditasyon gibi benim için. Beni bir ağaçla konuşurken görürseniz şaşırmayın.

Günümüzde doğal güzellik yükselişte, güzellik algısı yeniden şekilleniyor gibi ama bir taraftan da, kadınlar yine oldukları halleriyle mutlu değil gibi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz konuyu?
Bence zıtlıklar çağında yaşıyoruz. Bir tarafta doğallık ve farkındalık diğer tarafta gitgide değişen ve plastikleşen bir güzellik anlayışı var. Bu konuda önemli olan kişinin kendi farkındalığını yükseltmesi. Çok mutsuz olduğu ve onu rahatsız eden bir şeyi değiştirmesini eleştiremem ama kişisel fikrim doğallıktan uzak olan her şeyin çirkin durduğu. Artık kusurları yani klasik güzellik anlayışının dışında kalan özellikleri ön plana çıkarmak da oldukça revaçta. Moda ve güzellik algısı da bu yönde değişiyor. "Zıtlıklar çağında yaşıyor gibiyiz. Bir tarafta doğallık ve farkındalık diğer tarafta gitgide değişen ve plastikleşen bir güzellik anlayışı var."

Hayatı akışında mı yaşarsınız, şansını zorlamayı seven biri misiniz?
Fazla akışta yaşayan bir insanım bence. Biraz zorlasam fena olmaz ama yapımda yok. Akışı seviyorum, iyi ya da kötü gelen her şeyi kabul ediyorum. Sanırım böylesi çok düşünmekten ve kendi kendini hırpalamaktan daha iyi.

Kendinizle ilgili sıkça iltifat alıyorsunuzdur. Şimdiye kadar duyduğunuz en güzel cümleler nelerdi?
İltifat herkesin çok hoşuna gider tabii... Benim de özellikle hemcinslerimden aldığım iltifatlar çok hoşuma gidiyor. Ama yine de buna çok kapılmayı ve iltifatlara bağlanmayı sevmiyorum. Çünkü bu durum, insanın kötü eleştiri aldığı zamanlarda da çok fazla etkilenmesine sebep olabiliyor.

Sporla aranız nasıl? Düzenli spor yapmaya fırsat bulabiliyor musunuz?
Pandeminin bana en iyi gelen tarafı düzenli spor yapma fırsatı yaratabilmem oldu. Yaklaşık dört ay hemen hemen her gün spor yaptım ve emeğimin karşılığını da aldığımı düşünüyorum. Ama yazın aynı tempoyu devam ettiremedim. Hele bu aralar hiç yapamıyorum fakat en kısa sürede tekrar başlayacağım. Evde spor yapmayı seviyorum. Bazen uygulamalardan yararlanıyorum bazen de kendi bildiğim şekilde ilerliyorum.

Beslenme programınızın olmazsa olmazları var mı? Tatlıyla yakınlığınız nasıl?
Tatlıyla aram maalesef çok iyi. Onu olabildiğince dengede tutmaya çalışıyorum. Bunun dışında iki öğünle, mümkün olduğunca sağlıklı ve sebze ağırlıklı beslenmeye özen gösteriyorum. Tabii ki bunu uygulayamadığım dönemler de oluyor. Ama o zaman da vücudumu dinliyorum, bir, iki gün çok yüklendiysem, devam eden günlerde daha dikkatli olmaya çalışıyorum.

Kıyafet seçimleri ve özgüven arasında bir bağ var mı sizce?
Moda ve trendler çok zaman harcadığım ve üzerine düşündüğüm bir alan değil ama kıyafet seçimlerinin özgüvenle ilgisi olduğuna kesinlikle katılıyorum. Ben de ruh halime göre giyinen bir insanım çünkü. Renkli ve özenli giyindiğim zaman kendimi çok daha iyi hissediyorum.

Mutluluk nedir size göre?
Mutluluk eşittir iç huzur demek. İç huzur da maddi şeylerle kazanılmıyor maalesef. Bu yüzden mutluluğu oralarda aramayı manasız buluyorum. Bana doğada olmak, hayvanlarla vakit geçirmek bile iyi geliyor.

Eşinizin yoğun iş temposunda iş ve sosyal yaşam dengesini kurmakta zorlandığınız anlar olur mu?
Volkan'la evlenirken bu temponun bilincindeydim, adapte olmakta hiç zorlanmadım. Dışarıdan bakınca zor gibi gözükse de bu durum bizim daha kaliteli zaman geçirmemizi sağladı. Zaman kısıtlı olunca paylaşılan her an daha kıymetli oluyor.

Kariyerinden dolayı pek çok kişinin tanıdığı ve hayranlık duyulan biriyle birliktesiniz. Bunu kabullenmekte zorlandığınız anlar oluyor mu?
Volkan işinde çok başarılı bir isim bu yüzden de özgüveni doğal olarak çok yüksek, bu biraz yapısıyla da alakalı. Fakat evde bu aşırı ilgiyi ve hayranlığı benden de bekleseydi bence ilişkimizi yürütmemiz çok zor olurdu. O iyi bir denge yakaladı, ben de bu durumu iyi yönettim.

Son olarak, sizi takip eden kadın okuyuculara güçlü bir mesaj verir misiniz?
Kadınlar olarak haklarımızı arıyoruz, birbirimizi kolluyoruz. Çoğumuz birlik olduğumuzda daha güçlü olduğumuzun bilincinde. Artık bu konuda yanımızda olan, bize destek veren erkekler de var. Farkındalığımız çok arttı ve bunda sosyal medyanın da payı büyük. Ama diğer yandan sosyal medya insanları, özellikle kadınları büyük ölçüde etkiliyor da. Ne giyeceğimizden nasıl makyaj yapacağımıza, nerelere gideceğimize kadar her şey sosyal medyanın etki alanında. Oralarda gördüğümüz hayatlar, yaşam tarzları fazlasıyla tozpembe, gerçeklikten uzak ve bu beni korkutuyor. Dijitalleşmenin çok güzel tarafları da var tabii ama herkesin kendi süzgecini geliştirmesi şart. Kişisel gelişim ve farkındalık hayatın her alanında çok gerekli ve önemli. Kendimize yatırım yapmamız gereken en önemli nokta bu. Bunun bilincinde olursak olumsuzluklardan etkilenme biçimimiz de daha farklı olur. İki çocuk annesi bir kadın olarak gidişattan biraz kaygılıyım. Verebileceğim en önemli tavsiye, herkesin kendini sevmesi ve iyi/kötü bütün özelliklerini sevgiyle kucaklamanın harika bir duygu olduğunu bilmesi. Özgüven dünyanın en güzel, en pahalı elbisesinden milyon kat daha değerli.

FOTOĞRAFLARIN TAMAMI ŞAMDAN PLUS YENİ SAYISINDA...

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.