RÖPORTAJ MELİH TÜRK melih.turk@sabah.com.tr
Kızlar Cumhuriyeti mottosundan yola çıkarak özgün tasarımlarıyla adını kısa sürede moda dünyasında duyuran Melis Kaptanoğlu Kids, bu kez konfor, ışıltı ve şıklığı bir arada sunan ayakkabı koleksiyonu ile modern zaman prenseslerine sesleniyor. Üç kız çocuk annesi ve genç girişimci Melis Kaptanoğlu, 2008 yılında kurduğu markasının ürünleri arasına ayakkabıyı da ekledi. Geleceğin güçlü ve tarz sahibi kadınlarına hitap eden Melis Kaptanoğlu Kids'in kurucusu Melis Kaptanoğlu ile yeni heyecanını ve gelecek planlarını konuştuk.
Tasarım yapmaya nasıl başladınız? Sizi bir şeyler üretmeye iten güç neydi?
3 kız annesi olmam en büyük motivasyon sebebimdi. Bu girişimim zamanla çocuklarımla beraber büyüdü ve Melis Kaptanoğlu Kids markasına dönüştü. Çok şanslıyım ki eşim Cenk Kaptanoğlu bana bu süreçte çok destek oldu. Kızlarım için alışveriş yaparken hep daha kaliteli, farklı, yaratıcı ürünler arama çabası içindeydim. Tasarım, moda ve sanatın hayatımda hep çok önemli bir yeri vardı. Özellikle anne olduktan sonra yurt içinde ve dışında pek çok marka ve çocuk giyim sektörü hakkında bilgi sahibi olmuştum. Tüm bu süreç sonucunda kendi markamı yaratmaya, kaliteden ödün vermeden kendi zevkimi ve vizyonumu yansıtan, çocukların hayal gücüne hitap eden ürünler üretmeye karar verdim.
Yeni koleksiyonunuzdan da bahsedebilir misiniz?
Melis Kaptanoglu Kids, yeni sezonu yine çok renkli ve enerjik ürünlerle karşılayacak. Ürün gruplarımıza yeni ayakkabı koleksiyonumuzu eklememizin heyecanı var. İlk başta 5 farklı seçenek olarak sunduğumuz ayakkabı koleksiyonlarımıza kış sezonunda yeni kışlık modellerimiz de eklenecek. Tüm ayakkabı koleksiyonumuz, çocuklar için sağlıklı rahatlığı bir arada sunacak şekilde tasarlandı. Bunu destekleyen materyalleri titiz bir işçilikle harmanladık. Elbiselerimizle uyumlu aksesuarlarımıza yenileri eklenerek çeşitleri artırmaya devam edeceğiz. Kat kat degrade elbiselere, taytlara ve ışıltılı detaylara bu sene yine bolca yer verdim tasarımlarımda. Bunun yanı sıra koleksiyonumuza ev giyim, mont, tayt ve triko üstler gibi daha günlük parçalar da eklenecek. Melis Kaptanoğlu Kids sadece özel günlerde değerlendirilebilecek abiye giyiminden çıkarak çocuklara günün her saatinde eşlik edebilecek parçalar üreten bir marka haline gelecek.
Çocuklar için çalışmanın en keyif verici yanı sizce nedir?
Onların hayal dünyalarından ve bakış açılarından çok etkilenirim. Bunların hepsi tasarımlarıma, işimle ilgili olan tüm yaratımlara yansır. "Giyinmek" dediğimiz eylem aslında sahip olduğumuz en içsel, en özgün ifade biçimlerinizden biri. Dolayısıyla giyinmek dediğimizde; kalıpların olmadığı, özgür olduğumuz, kendimiz olduğumuz bir alana işaret ediyoruz. Bu yaşı kaç olursa olsun büyük, küçük herkes için geçerli. Hele de söz konusu çocuklar ise onların içi engin bir okyanus. Tüm yaratıcılıklarını filtresiz ifade etmek isteyen büyük ruhlar onlar. İçlerinden nasıl geliyorsa öyle giyinmeliler. Renkli, renksiz, uyumlu uyumsuz, süslü, süssüz... Yaşadıkları gibi giyinmeli, giyindikleri gibi yaşamalılar. Özgürce... Ben ise tasarımlarımla onların kendilerini özgürce ifade ettikleri bu yolda onlara kılavuzluk ediyorum diyebilirim.
Tarzı ile dikkat çeken kişilerin tasarımcılığa girişmesini nasıl yorumluyorsunuz?
İnsan içinde bazı olgularla doğuyor ve bir süre sonra bunlar ertelenemez oluyor. Bazı kişiler kariyer seçimini bu yönde yapıyor bazılarıysa ilgi alanları üzerine zamanla daha donanımlı bir hal alıp kendini geliştirerek ilerleyen dönemlerde bunu işe dönüştürebiliyor. Ben Koç Üniversitesi sosyoloji mezunuyum. Yaptığım iş kolunun bu bölümle her ne kadar direkt olarak ilgisi olmasa da kazanımlarımın bana kendi markamla ilgili çok önemli faydaları olduğunu söyleyebilirim.Teknik olarak işin mutfağından başlayarak kendini yetiştirmiş, doğru zamanda doğru seçimler yapmış, doğru ekiplerle çalışarak başarısını emin adımlarla bugünlere taşımış bir örneğim. En önemlisi yaptığınız işi diğerlerinden ayrıştırmak ve özgün kalabilmek diye düşünüyorum. Çalışarak, azimle, tutkuyla ve eğitimle her şey mümkün. Yaptığınız her işe küçük büyük demeden adanmışlıkla, özveriyle ve donanımla bağlandıktan sonra hiçbir zaman geç değil. Kısa ve uzun vadeli iyi bir iş planı yapmanın, çok büyük hedefler yerine gerçekleştirilmesi daha kolay ve adım adım bir yol izlemenin daha doğru ve motive edici olduğunu düşünüyorum.