RÖPORTAJ NAZAN ORTAÇ nazan.ortac@sabah.com.tr
Türk müziğinin önemli isimlerinden piyanist ve besteci Çiğdem Erken, 4. albümü 'Uyandım Yoksun' ile müzikseverlerin karşısında. 1995 yılından bu yana 60 tiyatro oyununun müziğinde piyanist, müzik direktörü, besteci olarak yer alan ve aynı zamanda son yıllarda film müzikleri ile de adını duyuran Erken'in yeni albümünün prodüktörlüğünü ise Redd grubundan tanıdığımız Doğan Duru üstlendi. Klibini sosyal mesafe kurallarına uyarak ev ortamında çeken sanatçıyla hem sanat yolculuğunu hem de yeni albümünü konuştuk.
Yeni albümünüz hayırlı olsun… 'Uyandım Yoksun'un yola çıkış hikayesini ve şarkılarını anlatır mısınız?
'Uyandım Yoksun' isimli bir albüm yapmak yıllardır aklımdaydı. Şarkı sözlerimde bahsettiğim duyguları çok iyi tanımlıyor bu cümle benim için. Ben yeterince paylaşmak istediğim şarkı birikince albüm kaydetme aşamasına geçenlerdenim. Bu sefer de öyle oldu. Albümde Çağan Irmak'ın 'Gülizar' dizi projesi için yazdığım şarkılar var. Sevgili Farah Zeynep Abdullah için yazdığım şarkıları bu sefer de ben söylemek istedim. Ayrıca söz ve müziği Doğan Duru'ya ait iki şarkı var. 22 sene önce yazdığım 'Yeniden Doğar mıyım?' şarkımı bu albümde ilk kez yorumladım. İlk video klibimizi de bu şarkıya çektik.
Doğan Duru ile nasıl bir araya geldiniz?
Doğan Duru uzun yıllardır takip ettiğim ve beğendiğim bir müzisyen. Hem şarkı yazarlığını hem de Redd grubunda yarattıkları sound'u çok beğeniyorum. Bu albümü yapmaya karar verdiğimde biraz değişik yollara girmek istedim. Geçtiğimiz üç albümümden farklı bir şeyler denemek istedim. Ben müzikal üretimlerde işbirliğine çok inanıyorum. Dışardan bir gözün yazdıklarıma bakıp yeniden yorumlaması benim için çok değerli. Doğan'la konuşup bu albümün prodüktörü olmasını istediğimi söyledim. Şarkılarımı dinledi ve teklifimi kabul etti. Bu bende büyük heyecan yarattı. Taze bir nefes aldım onunla. Bu tip buluşmalar çok değerli olmakla beraber bazen tüm iyi niyete rağmen kimya tutmaz ama bizim Doğan'la müzisyen olarak kimyamız müthiş bir şekilde tuttu diyebilirim. Çok memnunum çıkan sonuçtan. Albümde yer alan 'Kafamız Yıldızı Pekiyi' ve 'Sanki Bir Masalmışız' şarkıları da ona ait. Ama şarkıları ilk dinlediğim andan itibaren sanki kendim yazmışım gibi sahiplendim. Sözleri beni anlatıyor.
Başka hangi sanatçılar var albümde?
'Uyandım Yoksun'da iki düet var öncelikle. 'Ben Seçtim Yolumu' şarkısını Halil Sezai ile birlikte söyledik. Sezai benim şarkılarımı en iyi anlayan, söyleyen kişi diyebilirim. Bazı şarkıları yazdığım zaman kulağıma hemen onun sesi gelir. Bu şarkı son yıllarda yazdığım şarkılar arasında beni en çok etkileyeni. Diğer düet Çağan Irmak ile söylediğimiz 'Bir Kutuya Topla Ve At Beni'. Zaten bu şarkıyı eski bir şiirimden şarkıya döndürme fikri de Çağan'dan gelmişti. Çağan ile aramızda eşsiz bir müzikal yolculuk var. Benim albümlerimin olmazsa olmazı hepsi kendi alanında yıldız olan müzisyen arkadaşlarım. Yine Türkiye'nin çok önemli isimleri ile çalıştık. Neredeyse yıllardır albümlerimde ve sahnede çalıştığım Cem Tuncer, Derya Türkan, Şenova Ülker, Didem Erken, Volkan Topakoğlu, Özge Fışkın ve Özge Metin'in yanı sıra ilk kez buluştuğumuz Berke Özgümüş, Levent Özer, Gürtuğ Gök ve Bayramcan Boy albüme büyük değer kattılar.
'Yeniden Doğar Mıyım?'a evde klip çektiğiniz, bunun hikayesini anlatır mısınız?
Karantina başlamadan önce son gittiğim yer klip toplantısıydı. Çok güzel bir klip projemiz vardı ama maalesef bütün planlarımız gibi o da iptal oldu. Yine de albümü klipsiz yayınlamak istemedik. Yönetmen Onur Özcan tek başına kamerasını, ışıklarını alıp evime geldi ve benim evde geçen normal yaşantımı çekti. Şarkının sözleri insanın yalnızlığı üzerine göndermelerle dolu olduğu için de tam bir karantina günlüğü oldu bence. Çok samimi bulundu izleyenler tarafından bunun için çok mutluyum.
Aynı zamanda akademisyensiniz. Okuldan ne kadar besleniyorsunuz?
Çok uzun yıllardır ders veriyorum. Öğretmenlik zaman zaman insanı yorsa da genç beyinlerin enerjisi bana inanılmaz iyi geliyor. Öğrencilerimle bağ kurmaya çalışırım her zaman. Onlara önemli olanın aldıkları notlar değil kazandıkları bilgi ve beceriler olduğunu aşılamaya çalışıyorum. Ve özellikle mesleği öğretirken gerçek hayatta kullanabilecekleri öğretileri iletmeye çalışıyorum. Ve yaptığım her işte onlara duyduğum sorumluluk vardır. Çalışmalarımı önce onlar beğensin isterim.
Film, dizi ve tiyatro müzikleri de yapıyorsunuz ve soundtrack albümleriniz var. Senaryoya bağlı kalmak müzisyen olarak özgürlüğünüzü kısıtlıyor mu?
Senaryo ya da tiyatro texti okumak benim en zevk aldığım şeylerden biridir. Özgürlük kısıtlamanın tam aksine sizi güzel bir yolculuğa çıkarır. Yaratıcılığı inanılmaz tetikleyen bir hadise. Metinde geçen olayları, kişileri yaşamaya çalışmak ya da yazılan dönemi, coğrafyayı, o anların ruhunu yakalama uğraşı bana çok zevkli bir oyun gibi geliyor. Ama bunları yaparken ben hep Çiğdem olarak kalmaya çalışıyorum. Kendi müzikal anlayışımı ve tınılarımı asla terk etmiyorum. Bugün yaşadığım noktadan kurduğum bağ ile üretiyorum.
Malum evdeyiz şu sıralar bol bol… Siz kimleri dinliyor, hangi filmleri, dizileri izliyor, hangi yazarları okumayı seviyorsunuz?
Zaten dizi ve film izlemeyi çok seven bir insan olarak şu günlerin bana yarayan kısmı bunun için bol bol vakit bulabilmek oldu. Favorim olan efsane 'Monk' dizisinin eski bölümlerini yeniden seyrediyorum. En son izlediğim dizilerden 'Lilyhammer', 'Succession' ve 'Unorthodox', filmlerden ise 'Jo Jo Rabbit', 'Mary Queen Of Scots'u önerebilirim. Okumaya gelince düzenli şiir okuyan bir insanım. Sevdiğim şairleri tekrar tekrar okurum.