RÖPORTAJ: GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr
Türkiye'de ve yurtdışında pek çok mekanın iç ve dış tasarımına imza atan, FD Mimarlık kurucusu Funda Arkas ve ekibi; Alaçatı'nın bohem, eşsiz ruhunu her dokusunda hissettiren bu evin hem iç dekorasyonunu hem de renovasyonunu tamamladı. "İzmirli biri olarak Çeşme tüm hayatım boyunca sıkça bulunduğum ve çok sevdiğim bir yer. Uzunca bir süredir de burada yaşıyorum zaten. Bu bölgede projelerimizi tamamlarken Alaçatı'nın henüz tam anlamıyla bozulmamış dokusunu ve mimarisini korumak en önem verdiğimiz konulardan biri oluyor" diyen Arkas ile bu projenin detaylarını konuştuk.
Funda Hanım öncelikle bu projeyi sizden dinleyelim.
FD Architecture olarak müşteri bazlı aldığımız mimari projelerin yanı sıra, Alaçatı'da restore edilmeye uygun yapıları yeniden inşa edip, iç dekorasyonunu yaptıktan sonra satışa sunuyoruz. Bu ev de aynı şekilde FD Architecture olarak yeniden inşa edilip, markamızın tamamlayıcısı olan RUE 1387 konsept mağazamızdaki ürünlerle dekore edildi.
Bu projeye sizi çeken neydi?
Bu ev lokasyon olarak Alaçatı, Hacımemiş Mahallesi'nde oldukça merkezi bir konumda bulunuyor. Önünden her geçtiğimde, bu yapının nelere dönüşebileceğini hayal ederdim, değişik tanımlayamadığım bir his bırakırdı üstümde. Sanırım bu hisleri yaratan en büyük sebep evin harabe halindeyken bile sahip olduğu sokaklara taşan enerjisiydi... Bu hisleri takip ederek en sonunda gerekli adımları atarak bu evi FD Arhitecture bünyesine kattık ve hızlı bir şekilde inşaat aşamasına geçerek, 5 ay gibi kısa bir zamanda evin hem renovasyonunu hem de iç dekorasyonunu tamamladık.
Evin dış cephe özellikleri neler?
Evi ilk satın aldığımızda ev, orjinal Rum taşları ve sonradan eklenmiş betonarme bir yapıdan oluşmaktaydı. İlk aşamada mevcut bina tamamen yıkıldı ve tekrardan Alaçatı stili mimarisiyle ve kullanım alanları sıfırdan projelendirilerek yeniden oluşturuldu. Dış mimari olarak, evin önceden sahip olduğu orijinal Rum taşlarını muhafaza edip, özenle aradığımız döneme ait taşları bir araya getirerek binayı tekrardan oluşturduk. Aynı zamanda çatıda tekrardan işlemden geçirdiğimiz 180 yıllık Kastamonu ahşaplarını, evin tüm yerleri, kapıları, oda ve mutfak dolapları ve banyolarında ise masif meşe kullandık.
İç cephe özelliklerinden bahsedelim.
Evin toplam kullanım alanı 298 metrekare. Bu alanın 98 metrekaresi evin arka tarafında bulunan bahçeye ait, evin iç kullanım alanı ise 200 metrekare. İki kat yaşam alanı bulunan evin üst katında 3 adet oda bulunuyor. Odaların bir tanesi 25 metrekare, diğeri 28 metrekare ve kendine ait banyosu bulunan ebeveyn odası ise 32 metrekare alana sahip. Aşağı katta ise boy uzunluğu 9 metre olan bir adet açık mutfak, bir adet banyo, salon ve bahçe alanı bulunuyor.
Dekorasyonda nelere öncelik verdiniz?
Öncelikle aydınlatma ve mekanın ferahlığına. Mekanın doğal ışığı günün hangi saatlerinde, ne şekilde, hangi kaynaklardan aldığını gözlemleyerek, minimum ışıklandırma ile optimum seviyeyi yakaladık. Bunun dışında her bir metrekareyi en verimli şekilde kullanarak ferah bir alan yaratmaya özen gösterdik.
Biraz da salon, bahçe ve kullanılan diğer alanlarda kullanılan dekorasyon malzemeleri hakkında bilgi alalım.
Salon ve evin genel duvarları zaten doğal taşlardan oluşuyor ve bu naturel görüntü bizim oldukça hoşumuza giden bir görüntü. Üst katta bulunan odaların ve banyolarının tüm duvarları yine yurtdışından temin ettiğimiz duvar kağıtları ile kaplandı. Bunun yanı sıra evin genelinde FD Architecture tarzının vazgeçilmezleri olan masif ahşap ve çelik konstrüksiyon gibi malzemeleri tercih ettik.
İç dekorasyonda neler tercih edildi?
Kullanılan mobilya ve diğer tüm ahşap işleri FD Architecture tarafından tasarlanarak kendi atölyemizde üretildi. Yastık, koltuk, minder ve perde gibi detaylarda Ralph Lauren kumaşlar kullanıldı. Perde konusunda yine her projemizde olduğu gibi Degrape Perde'yle çalıştık. Dekoratif anlamda kullandığımız tüm objeler ve mobilyalar ise yurtdışında katıldığımız fuarlardan ve müzayedelerden topladığımız kıymetli parçalardan oluşuyor. Şöminenin üzerinden bulunan yağlı boya tablo Verde'ye ait. Onun dışındaki tüm tablolar yine Londra ve Fransa'da katıldığım müzayedelerden topladığım çeşitli sanatçılara ait sanat eserleri.
Evdeki renk yoğunluğu ve ışıklandırmada nelere öncelik verdiniz?
Bir evde şıklık, iddia ve diğer tüm ögelerin ötesinde benim için en önemli şey huzur. Bu huzurlu alanı yaratmanın en önemli yollarından biri mekanın aldığı doğal ışığa göre evde doğru renk kodlarını ve ışıklandırmayı yakalamak... Bu yapıda da doğal taşların natürelliği ve krem rengi gibi hafif tonlardan faydalandık. Bu sayede hem ruhu olan hem de insanı yormayan bir doku elde ettik. Dekorasyon açısından ise yazın da kullanılacak bir ev olmasını da göz önünde bulundurarak mobilya seçimlerinde hafif ve temel tercihler yaparak; karşılıklı iki hardal kanepe, objeler ve küçük dekoratif detaylarla mekana renk kattık. Aynı zamanda bir evin olmazsa olmazı çiçek ve yeşilliklerle de evin dekorasyonuna renksel açıdan son fırça darbelerini atmış olduk. Yukarı katta ise yine tüm yapının dekorasyonu ve stilin bütünlüğünü korumak adına, haki yeşiller ve hardal sarıları kullanıldı.
FD Architecture olarak öne çıkan özellikleriniz neler?
FD Architecture olarak tamamladığımız her evde en önem verdiğimiz konu, yarattığımız enerji ve aura. Kişi o evden içeri girdiğinde aynı anda hem heyecan duygusunu tatmalı hem de evin huzuruna varabilmeli ve kendini evinde hissetmeli. Bu sebeple tüm projelerimizi A'dan Z'ye tamamlayarak müşterilerimize teslim etmeyi tercih ediyoruz. Bu konuda abajurundan perdesine, yatak örtüsünden sehpasına kadar Rue 1387 konsept mağazamızdan faydalanıyoruz.
Malum ülkemiz ve tüm dünya olarak kötü bir dönemden geçiyoruz. Siz bu dönemde neler yapıyorsunuz?
Evde kalarak hem kendi sağlığımı korumaya çalışıyor hem de başka kimseyi tehlikeye atmıyorum. Bu durumla birlikte evden çalışma düzenine geçtiğimiz için iş takibini sağlamak adına güne FD Architecture ekibiyle online toplantı yaparak başlıyoruz. Günlük ve haftalık gündem maddelerimizi değerlendirip, ne şekilde aksiyon alacağımıza karar veriyoruz. Bunun dışında araştırmak ve kişinin işine dair kendini bilgisel anlamda geliştirmek için doğru bir zaman diliminde olduğumuzu düşünüyorum. Bu dönemde farklı tasarımcıları araştırıyor, dünya trendlerini takip ediyor ve bol bol çizim yapıyoruz diyebilirim. Aynı zamanda yoğun çalışma hayatımdan ötürü uzun süredir evime ve kendime ayıramıyordum. Bu dönemde çeşitli ev ve dolap düzenlemeleri gibi işlerle de ilgilenme fırsatı buldum. Evde bulunduğum bu sürede, Zen bahçesi olarak adlandırdığımız hobi odasına bağlı bulunan alanda kitap okumak ise karantina zamanlarının en huzurlu anlarını oluşturuyor.