Ahmet Güneştekin, son yıllarda Türkiye'den çıkıp uluslararası sanat piyasasında isim yapmayı başarmıs bir ressam. Çağdas sanat dalında yarattığı eserleri yurtdışındaki ünlü müzelerde sergileniyor, dünyanın dört bir yanında sergiler açıyor ve büyük ilgi görüyor. Eserleri milyon dolarların üzerinde satılmaya başladı. Ve artık o, ArtPrice'ın oluşturduğu dünyanın en değerli 500 sanatçısı listelerinde yer alıyor. Eylül ayında Monako ve ardından uluslararası sanat fuarlarında açacağı yeni sergilere hazırlanan Güneştekin ile kendini, sanatını, sanat yolculuğunu konuştuk.
Dünyaca ünlü ArtPrice'ın ressamlar sıralamasına giren bir sanatçısınız. Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Art Price'ın, uluslararası müzayede evleri ile dünyadaki 500 bin sanatçının verilerine dayanarak oluşturduğu dünyanın en değerli 500 sanatçısı listelerine üç yıl üst üste girdim ve listenin 260. sırasına kadar yükseldim. Sotheby's ve Christie's gibi saygın kurumların işlerine dahil olduktan sonra ArtPrice'ın listelerinde yer almam şüphesiz benim için daha değerli olacaktır. Marlborough Gallery'nin sanatçıları arasında yer almamla birlikte uluslararası sanat merkezlerinde kişisel sergiler düzenliyor ve çağdaş sanat fuarlarına katılıyorum.
Ressam olmadan önce ticaretle meşgul olmuşsunuz sanırım...
1991 yılında zorunlu olarak İstanbul'a göç ettim ve ticaretle uğraşmaya başladım. Yedi yıl boyunca resimden ve sanattan ayrı bir hayat kurmayı denedim ancak olmadı. 1997'de Beyoğlu'ndaki ilk atölyemi kurup sanat çalışmalarıma başladım.
Dünya çapında tanınan bir ressamsınız ama buna rağmen İstanbul Modern resimlerinizi almadı, neden acaba?
İstanbul Modern yöneticilerinin tasarrufunda olan bir karar olduğunu düşünüyorum. Değerlendirme kriterlerinin ne olduğuna yönelik olarak sorunuzu onlara yöneltmeniz daha doğru olabilir.
Tasarıma da yönlenmiştiniz, dünyaca ünlü markalar tarafından bu tasarımlarınız üretilmişti, tasarımcılığa devam ediyor musunuz?
Koleksiyon Mobilya, Armaggan, Altınbaş Mücevherat, tasarımlarımı üretti. Şu anda da farklı alanlarda tasarım projeleri hazırlamaya devam ediyorum.
'Güneşin İzinde' başlığı altında 81 il, 81 sergi, 81 sanatçı projenizi hayata geçirdiniz. Çağdaş Türk ustalarının çoğunu Anadolu'ya taşıdınız Bu proje hangi aşamada?
81 ilin 65'i tamamlandı. 65 sanatçı ile 65 ilde tarihi mekanlarda sergiler düzenledik. Projelerimin yoğunluğundan ve zaman gerektiğinden şu anda ara verildi. Fakat bu projeyi 81 ilde tamamlamak en büyük hayalim.
İlk resim dersini bir kırtasiyeden aldığınız söyleniyor, bu doğru mu?
Şöyle ki, 9 yaşındayken aldığım yağlı boyayı su ile inceltmeye çalışıyorum, ancak doğal olarak başarılı olamıyorum. Boyanın bozuk olduğunu düşünerek kırtasiyeye gidiyorum ve orada su değil yağ kullanmam gerektiğini öğreniyorum. Resim tekniği üzerine edindiğim ilk bilgi de bu vesileyle oluyor.
İlk resme olan yeteneğinizi ailenden kim fark etti? Aileniz yeteneğinizi gördükten sonra destek verdi mi?
Çizdiğim şekiller ağabeyimin ve babamın dikkatini çekmiş. Resim konusunda yetenekli olduğum sonucuna varıp benimle ilgilenmeye başlamışlar. Sonrasında ilkokulda, bu yeteneğimi ve ilgimi fark eden öğretmenlerimin desteğiyle resimle aramda sıkı bir ilişki oluştu. Efsanelerin izini sürmeye başladığım zaman, o efsanelerde yaşayan kahramanlar çizdiğim resimlere girmeye başladılar. Ardından, bütün işlerimin önemli bir parçası oldular. Bir şey tümüyle size aitse onu kaçınılmaz olarak geliştiriyorsunuz. Böyle olunca da, farklı zamanlarda ve dönemlerde söyleyecek yeni sözleriniz oluyor.
Resme başladığınız ilk yıllardaki eserleriniz ile şu anki eserleriniz arasında fark var mı?
Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarına ait izlerin kazısını yaparak modern yorumlamalara ulaşmayı hedefliyorum. Sanat pratiğinin genel kabul görmüş biçimlerinin dışında kalmak benim için her zaman önemli olmuş, kendi özgün dilimi yaratmamı sağlamıştır. Eserlerimi üretirken serbest bir teknik kullanıyorum, farklı disiplinlere ait yöntemleri benimsiyorum. Kendimi tuvalle sınırlamıyorum ve mimari yaklaşımlarla bütünleştirilebilecek yöntemleri de kullanmayı tercih ediyorum.
Tuvallerinizde hep yuvarlak küre görüyoruz, anlamı nedir?
Resimlerimin tümünde çoğunlukla sol tarafta yer alan bir güneş küresi vardır. İzleyenin önüne birden çıkar. Net çizgileri vardır ve çevresini ışıklandırır. Güneş tüm mitolojilerde bir sembol olarak kabul ediliyor. Adaletin, barışın ve bereketin koruyucusu güneş, yeryüzündekilerin iyiden yana olan tercihlerini betimleyen diğer gündelik şeylerin üzerinde bir olgu. Ben de bu arkaik, ancak bir o kadar da modern olan bu değerleri benimsediğimden güneşi imza olarak kullanıyorum.
Ayrıca konu açılmışken tablolarınıza imza atmadığınızı ama görünmeyen bir yerine güneş harici mutlaka parmak izinizi bıraktığınızı biliyoruz. Neden imza yerine böyle bir şey yapmayı tercih ediyorsunuz?
14-15 yıl gibi bir zamanda resim dilimin kendi karakteristiği oluştu. Öyle ki imza atmak için bir alan olmasına gerek kalmadı. Eserlerime bakıldığında Güneştekin eseri olduğu rahat bir şekilde anlaşılıyor. Ben de sadece resmin kuruma aşamasında eserlerin birkaç noktasına parmak izimi bırakıyorum.
Geçen yıl Contemporary İstanbul'da 'Güneşe Açılan Kapılar' adlı resminiz 2.5 milyon dolarlık fiyatla satışa sunuldu. Resme alıcı çıktı mı?
O dönemde eserin kendisinden çok fiyatı konuşulmustu. Bu nedenle ürettiğim eserden bağımsız olarak farklı tartışmaların konusuna dönüştü. O hafta yaptığım açıklamayla eserimi satmaktan vazgeçtiğimi açıklamıştım. Esere yüksek fiyatları gelmeye devam ediyor, ancak satmıyorum.
Tüm eserlerinizi fotoğraflayarak ve adlandırarak bir kitapta toplamayı düşünür müsünüz?
Eserlerim yer aldığı sergi kataloglarını Güneştekin Sanat Merkezi'nin kütüphanesinde arşivliyoruz. Bu katalogları, üniversite, müze ve sanat kurumlarının arşivlerine, üniversite kütüphanelerine gönderiyoruz. Bütün eserlerimi tek bir kitapta toplayabilmem fiziki olarak mümkün olmayabilir. Çok sayıda başyapıt ve ona eşdeğer eser ürettim. Diğer taraftan bir kitap projem var. O da Anadolu ve Mezopotamya'yı gezerek topladığım çok sayıda sözlü anlatı ve efsaneleri üç ciltlik bir kitapta toplamak. 2015 yılında bu projeyi gerçekleştirmeyi planlıyorum.
Yakın zamanda nerelerde sergileriniz olacak?
Eylülde Marlborough Monaco'da yer alacak kişisel sergime hazırlanıyorum. Bu yılın sonuna kadar Art Market Budapeşte, Contemporary İstanbul ve Art Basel Miami'de eserlerim sergileniyor olacak. Şu anda Marlborough New York ve Madrid galerilerinde eserlerim sergileniyor.