Röportaj: Gülçin İşler FIRAT
Fotoğraflar: Betül YAZICIOĞLU
Bodrum'da güneşli bir günde buluştuğumuz Melda Aksu, heyecanlı, içi içine sığmayan bir enerjiyle karşıladı bizi. Enerjisi, markası Mel's Design tasarımlarıyla objektiflerimize poz verecek olması ve kendi yarattığı markasının hikayesini paylaşıyor olması... Aksu, kendi ihtiyacından yola çıkarak yarattığı İspanyol paça pantolonlar, tulumlar, elbiselerden oluşan Mel's Design markasında bu sene koleksiyonunu genişleterek kot pantolon da tasarlamış. Melda Hanım aynı zamanda "dostum, kardeşim" diye tanımladığı Zeynep Yılmaz ile de Thanx Mimarlık'ta iş ortağı.
Markanız Mel's Design'ın yola çıkma hikayesi nedir?
Üniversite yıllarımdan beri İspanyol paça pantolon giymeyi çok severdim ama her zaman bulmak kolay olmazdı. Hatta bazen çok sevdiğim desen renk veya kalıplardaki pantolonlardan 2 adet alıp İspanyol paçaya çevirdiğim çok olmuştur. İspanyol paça aslında toplumumuzda daha çok spor ayakkabıyla giyilen bir parçayken benim hayatımda farklı kombinlerle şıklaştırarak giyindiğim vazgeçilmez bir tercihimdi. Zamanla bu benimle bütünleşti. İlk başta yakın çevrem ve arkadaşlarım yaratmış olduğum bu tarza ilgi duyarak beni cesaretlendirdiler ve böylece 5 sene önce dalgıç kumaşlardan oluşan ilk İspanyol paça koleksiyonumu oluşturdum. İlgi benim beklediğimden çok daha fazla oldu. Böylece kumaş yelpazemi genişleterek yurtdışından da getirttiğim desenli kumaşlarla ikinci koleksiyon olan Boho Chicline'ı oluşturdum ve serüven böylece yol almaya başladı.
Koleksiyonda neler var?
Koleksiyon tamamen kendi tarzımı yansıtıyor. Ben bir moda tasarımcısı değilim. Amacım kadınların ihtiyacı ve sürekliliği olan, dolaplarının olmazsa olmazlarından olan ve hayatımızı kolaylaştıran parçaları kendi tarzımla birleştirerek bir araya getirmek. Koleksiyonum 34 bedenden 46 bedene kadar vücuda şekil veren toparlama ve kaldırma özelliği olan pantolonlar, uzun ve midiboy elbiseler, ceket ve pantolon takımlar, tulumlar, yazın çok tercih edilen 2 parçalı tasarımlar ve koleksiyona yeni kattığım İspanyol paça yüksel bel kot pantolonlardan oluşuyor.
Kullanılan kumaşlar, malzemeler hakkında bilgi alalım.
Genelde jean ve pantolon kumaşlarımda likralı toparlama ve kaldırma özelliği olan özel olarak dokuttuğum kumaşlarla çalışıyorum. Elbise gruplarım krep, viskon ve likralı ithal jarse gruplarından oluşuyor. Elbise koleksiyonumun en büyük özelliği, günlük hayatta çok rahatça kullanılabilen hava sirkülasyonu olan, vücudu sarmayan dökümlü ve tabii ki rengarenk kumaşlar olması.
Neden hep yüksek bel tercih ediyorsunuz?
Minyon bir vücut yapısına sahibim, bel yapım vücuduma oranla daha ince ve kavisli olduğundan tercihim yüksek belli pantolonlar oluyor. Yüksek belli pantolonlar hem minyon kadınların bacak boyunu daha uzun gösteriyor hem de bel bölümünde kullandığım korsaj daha feminen bir hava yaratıyor. İş hayatı aktif olan ve benim gibi çocuklu olan bayanlara düşük belli pantolonlara nazaran yüksek belli pantolonlar daha fazla hareket özgürlüğü tanıyor.
Gardrobunuzun olmazsa olmazları ve asla giyinmem dedikleriniz nelerdir?
İspanyol paça siyah pantolon, klasik ceket takım, basic tişörtlerim ve jeanlerim gardrobumun olmazla olmazlarıdır. Düşük bel ve skinny pantolon asla giyinmem diyebilirim.
Oldukça renkli bir koleksiyon olmuş. Renkler sizin için ne ifade ediyor?
"Colour is life", beni anlatacak en doğru cümle olurdu. Renkler benim hayatımın vazgeçilmezi. Hem oluşturduğum Mel's Design koleksiyonumda hem de ortağı olduğum Thanx Mimarlık'ta tasarladığımız tüm mekanlarda renkleri uyum içerisinde, gözü yormadan ahenkli bir şekilde kullanmayı çok seviyorum.
Sizin tasarımlarınızı kimler tercih ediyor?
Büyükten küçüğe, 34 bedenden 46 bedene kadar hitap ettiğim geniş bir müşteri yelpazem var. Tasarımlarımın toparlama ve şekillendirme özelliği olduğu için kalıplarım kadınlarda çoğu zaman olduğu gibi değil, olmak istediği gibi bir görüntü yaratıyor. Bu, sonuçta beni olduğu gibi her kadını mutlu ediyor.
Hangi Hollywood ünlüsünün üzerinde tasarımlarınızı görmek istersiniz?
Koleksiyonumda Latin esintileri oldukça baskın; renkler, çiçekler, düşük omuzlar, fırfırlar... Bu sebeple Penelope Cruz ve Salma Hayek Pinault giydirmek istediğim Hollywood ünlüleri olurdu.
Bodrum'da günler nasıl geçiyor? Burada neler yapıyorsunuz?
Bütün kış çok yoğun çalıştığımız için Bodrum bana dinlenip, yenilenme durağı oluyor. Ailemle daha çok vakit geçirebildiğim, kendime daha fazla vakit ayırabildiğim keyifli bir kaçış noktası diyebilirim. Bununla beraber bu sene Bodrum'da teslimatını yaptığımız Türkbükü'nde bir villa projemiz var. Ayrıca benim her yaz yenilediğim koleksiyonumun Bodrum ve Çeşme lansmanları oluyor. Yani kısacası Bodrum benim için hem keyif hem iş hem tatil oluyor.
Thanx Mimarlık projeleriniz nasıl gidiyor?
Bu sene gerçekten çok yoğun. Birçok projemiz var; bunların içinde bizi heyecanlandıran güzel bir otel ve restoran projesi var. Onun dışında ofis ve havaalanlarında da önümüzdeki günlerde şekillenecek bir sürü projemiz yolda.
En yakın arkadaşınız Zeynep Yılmaz. Zeynep Hanım ile nasıl bir arkadaşlık ilişkiniz
var?
Zeynep'le çok uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz var. Zaman bizi dosttan ziyade kardeş yaptı hatta. Birlikte olmaktan çok keyif aldığımız, birbirimizin gözüne bakarak ne demek istediğimizi hemen anlayabildiğimiz bir dostluk bizimkisi. Mesela hiç konuşmadan saatlerce vakit geçirebiliriz. Aslında yüz yüze değil de yılların alışkanlığı telefonla günde en az 3 kere, en fazla 10 kere konuşabildiğimiz bir dostluk. İşten çıktıktan sonra gece uyuyana kadar...
Birbiriniz için ne ifade ediyorsunuz?
Zeynep benim olmazsa olmazım... Kimi zaman kelimelerle anlatılmayacak satırlara sığamayacak kadar çok şey ifade ediyor.
Arkadaşlık dışında bir de Thanx Mimarlık'ta iş ortağısınız. İş akışı işleyişi, iş bölümü nasıl oluyor?
Yaklaşık 10 seneye varan bir iş ortaklığımız var. Tabii ki aramızda iş bölümü var. Ama ofiste olan tüm mimar arkadaşlarımız ve biz her zaman her konuya hakimiz. En güzel özelliğimiz de uyumlu ve birbirimizin zevkine güvenen bir ekip olmamız. Her projemizde mutlaka ofisten tüm ekibin bir imzası vardır. başarı bir ekip işidir.
Uzlaşamadığınız konularda nasıl bir yol izliyorsunuz?
İş bizim hayatımızda bir amaç değil bir araç. Birlikte olmaktan ve çalışmaktan çok keyif alıyoruz. Bu sebeple zevk ve fikir ayrıcalıklarımız olsa bile her zaman orta yolu bulur, uzlaşırız.
İş dışında da hep bir aradasınız. Birlikte neler yapıyorsunuz?
Birlikte seyahat etmekten, çocuklarımızla beraber vakit geçirmekten, film izlemekten, saatlerce uzanıp hiç konuşmadan Instagram'a bakmaktan, aynı anda acıkıp, aynı şeylerden keyif almaktan mutlu oluyoruz. En komik özelliğimiz kavgamız 5 dakika sürüyor, sonrasında hiçbir şey olmamış gibi normal hayatımıza devam ediyoruz.
Mimari olarak evleri dekore ederken öncelikleriniz ne oluyor?
İlk önceliğimiz müşterilerimizin istek ve beklentileri, daha sonra mekanın sahip olduğu özellikler belirleyici oluyor. Örneğin tavan yüksekliği, kolon yapısı, güneş aldığı açı gibi. Üçüncü olarak trendler ve günümüz modası belirleyici oluyor. Bütünlük çok önemli bir konu ve evin genelinde devam eden bir hikaye olması gerekiyor. Mekanların birbirinden kopuk olmasını sevmiyoruz. Evin girişinden salonuna, banyolarından mutfağına kadar bir ahenk yakalamak lazım.
Markanız Mel's Design için gelecek planlarınızı, hedeflerinizi neler oluşturuyor?
Yavaş yavaş ve keyifle yol aldığım bir serüven gibi Mel's Design. Gelecek günler ne gösterir bilemiyorum ama hayallerim çok keyifli. Bunlardan biri Zeynep'le beraber Londra'da bir 'concept store' açmak. Hem dekorasyonun hem de tasarımcıların ürünlerine yer veren farklı, alışılagelmişin dışında güzel bir proje. Gerçi bugünden yarını bilemiyoruz ama hep umut ediyoruz, umut ettikçe de varız.