Rahşan Düren, 30 Mart tarihine kadar gezilebilecek sergisinde, soyut ve figüratif çalışmalarının yanı sıra ahşap malzeme ile üç boyuta taşıdığı eserlerini de izleyicilerle buluşturuyor.
İstanbul'da 2010 yılında gerçekleştirdiği ilk sergisi olan Rush'ta ekspresyonist yağlı boya çalışmaları ile dikkat çeken Rahşan Düren, ikinci sergisini 2012 yılının Haziran ayında Fransız Sarayı'nda açtı.
Rahşan Düren, Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde düzenlediği üçüncü sergisinde, düzen ve kaosun birbirleriyle ilişkisini irdeliyor. Düren'e göre kaos ve düzen birbirine aykırı kavramlar olarak algılansa da aslında zaman içinde içiçe geçen bir yapı oluşturuyor.
Düren, kaos ve düzenin birbirlerini hem kıran hem destekleyen iki kavram olduğunu söylüyor. Postmodern kent yaşamlarında düzenin ve korunaklılığın temel mutluluk kaynağı gibi kabul edildiğini belirten Düren, düzen arayışının aynı zamanda anksiyetenin temelini de oluşturduğuna dikkat çekiyor:
"Hayatta kalabilmek için düzene dair belli şartları sağlamamız gerekiyor. Özellikle postmodern yaşamlar bize güvenlik endişesi ve rutini dayatıyor. Öte yandan düzenin zaman zaman yıkılmasının insan psikolojisinin sağlığı için şart olduğunu göz ardı ediyoruz. Çünkü mevcut, belirlenmiş ve tanımlanmış bir düzen anksiyeteyi beraberinde getiriyor. Kaos ve düzen aslinda bu anlamda birbirlerini hem kıran hem destekleyen kavramlar. Resimlerimde kullandığım monokrom düzlemlerin üzerindeki renkler, rutini ve düzeni kıran anarşik yapıyı temsil ediyor. Sanat, kurmak ve yıkmak ikilemleri dışında seçtiğim, en özgür alan benim için."
"İLHAM KAYNAĞIM AYDIN ESEN OLDU"
Rahşan Düren, sanat yolculuğunda dünyaca ünlü jazz piyanisti Aydın Esen'den ilham aldığını söylüyor; Aydın Esen, Rahşan Düren'e sohbetleri, müziği ve fikirleriyle ilham kaynağı oluyor.Serginin açılışında Hint asıllı davulcu Ranjit Barot ile birlikte mini bir konser de verecek olan Aydın Esen, Düren'i "besteci gözleri olan bir ressam" olarak tanımlıyor. Esen, Rahşan Düren gibi yeni sanat formlarına önem veren, pozitif titreşimli, odaklı ve çok çalışan üretim insanlarının, modern sanat dünyasında yer alan isimler için zorlayıcı ve meydan okuyan bir arena oluşturacağına inandığını söylüyor.