Banu Kazanç
Gıdaların raf ömrü uzadı, paketli ürünler arttı, buna paralel olarak hastalıkların da aynı ölçüde arttığını söyleyebilir miyiz? Özellikle işlenmiş ve paketlenmiş gıdalar, obezite ve kronik hastalıklar açısından tehlike oluşturmaktadır. Tüm gıda ürünleri doğal olarak ve kaçınılmaz olarak zaman içinde bozulur. Besinler katkı maddeleri olmadan raflarda uzun süre kalamazlar, peki bu maddeler sağlığımızı nasıl etkiliyor? Katkı maddeleri, koruyucular, insanların her gün kullandıkları birçok üründe önemli rol oynarlar, örneğin zararlı mikroorganizmaların büyümesini önler ve ürünleri bozulmadan korurlar.
Gıdadaki koruyucular
Bakteri, küf, mantar ve mayanın neden olduğu bozulmaya karşı gıdaya koruyucu maddeler eklenir. Koruyucular, raf ömrünü uzatan, renk, lezzet veya dokudaki değişiklikleri yavaşlatmak veya önlemek için kullanılır. Katkı maddelerinin bir kısmı zararsız, bir kısmı ise sağlık açısından risklidir. Katkı maddelerinden arındırılmış paketli gıdaları market raflarında bulmanız pek olası değil. Paketli ürünler katkı maddeleri içeriyor, önerim; bari 'sağlık açısından riskli' olmayanları tercih edin.
Katkı maddelerini tanımalısınız
Ambalajlı ve kutulu olarak hazırlanan besinlerin çoğunda sağlığınız için öneremeyeceğimiz koruyucu maddeler yer alır. Örneklemek istersek; meyve aromaları ya da bazılarında yazdığı gibi "Doğala özdeş aroma"; "Doğala benzer ama yapay" anlamı taşır ve gerçek meyveler içermediğini anlatır. Gıdaların üzerinde "Hiçbir koruyucu madde içermez" yazısı "Hiçbir katkı maddesi yoktur" anlamına da gelmiyor. "Hidrojene edilmiş yağ", "Hidrojene nebati yağı" gibi ifadelerin, margarini kastettiğini unutmayın. Ayrıca "Şurup" ifadesi geçen çoğu katkının, işlenmiş ve yoğunlaştırılmış şeker olduğunu bilmelisiniz.
Raf ömrü
Raf ömrü, sık kullanılan bir terimdir. Tanımlanmış depolama koşullarında, üretim veya paketleme sonrasında, bir gıda ürününün güvenli ve kullanım için uygun olacağı zaman süresidir. Satıcı, bir ürünün satış potansiyelini ve karını maksimize etmek için rafta kalacağı sürenin uzunluğunu bilmek ister. Bozulmanın en kötü senaryosu, gıda ürününün hastalığı ve hatta ölüme neden olabileceği bir gıda güvenliği konusu haline gelmesidir. Daha az ciddi gıda bozulma vakaları; gıdaların renk, doku veya aromasının bozulması ya da değişmesi olabilir. Dünya Sağlık Örgütü, kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak için tuz alımını azaltmayı önerir ancak tuz genellikle koruyucu olarak kullanılmaktadır. İşlenmiş gıdalardaki tuzun azaltılması, güvenliği sağlamak ve ürünlerin raf ömrünü korumak için ek koruyuculara ihtiyaç duyulmasına neden olabilir.
Etiketlerde rastladığımız katkı maddelerine göz atıyoruz
Trans yağlar; Trans yağlar tüketilmemesi gereken katkıların başında geliyor. Trans yağlar raf ömrünü uzattığı için sıkça kullanılıyor, trans yağlı gıdalar tüketmek, kalp krizi ve felç gibi rahatsızlıkların riskini artırabilir.
Lezzet vermek için; "Monosodyum glutamat" merkezi sinir sistemine zarar verdiğinden alzheimer, parkinson gibi hastalıkların yanı sıra diyabet, böbrek ve karaciğerde hasara neden olabiliyor. Tabii bunlar riski arttırıyor mutlaka hasta eder gibi bir ifade kullanmıyoruz.
Sodyum ya da tuz; besinin lezzetini arttırmak ve raf ömrünü uzatmak amacıyla da ekstra olarak eklenebilir. Aldığınız besinlerdeki tuz miktarının az olmasına özen gösterin ve sodyum oranı düşük besinleri tercih etmeye çalışın.
Emülgatör; bitkisel yağlar, gliserol ve organik asitlerden yapılan emülgatörler, ekmek ürünlerinin raf ömrünü uzatır ve yağ ve su gibi normalde karışmayacak sıvıların rahatça birleşmesini sağlar. Az yağlı veya düşük kalorili ürünlerin çoğunda emülgatör kullanır.
Renklendiriciler; bu boyalar özellikle canlı renklere sahip gıdalarda kullanılıyor ama sanıldığı gibi masum değiller, kanser, davranış bozuklukları, hafıza sorunlarına gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor.
Potasyum bromat; Ekmek ürünlerinde hacim arttırmak ve rengi açmak için kullanılan katkı maddesidir, Vücutta toksik etki yaratabiliyor.
Benzoik Asit / Sodyum Benzoat; Süt ve et ürünlerine sıklıkla eklenen bu koruyucular, içecekler, düşük şekerli ürünler, tahıllar dahil birçok gıdada kullanılmaktadır. Sindirim enzimlerinin düzgün işleyişini etkiliyor, özellikle çocuklarda baş ağrılarına, mide rahatsızlığına ve hiperaktiviteye neden olur.
Sülfür dioksit gibi sülfitler; Koruyucu özellikleri ile yaygın olarak kullanılan türlerdir, bunlar ağırlıklı olarak kurutulmuş meyveler de bulunur. Yoğun miktarlarda kullanılması sağlık için zararlıdır.