RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: KORAY IŞIK
Türk modasının en önemli isimlerinden biri Özgür Masur... 2009 yılında ilk koleksiyonunu tanıttığından beri yarattığı tasarımlarla her kadının hayal dünyasını süsleyen Özgür Masur, kendi deyimiyle sadece güzel bir şey yaratma peşinde hiç koşmadı, sadece doğru bir şey yaratma yolunda ilerledi ve ilerliyor. Özgün tasarımları, eşsiz işçiliği ve çizgileriyle herkesi büyüleyen tasarımların yaratıcısı Özgür Masur, bu sezon yeni koleksiyonunu 'Mercedes-Benz Presents' adı altında tanıtacak. Özgür Masur ile hem yeni koleksiyonunun detaylarını konuşmak hem de heyecanını paylaşmak için bir araya geldik.
Yarın koleksiyonunuzu tanıtacaksınız. Nasıl bir his içerisindesiniz, nasıl geçti koleksiyon hazırlama süreci?
Koleksiyon süreci her tasarımcı için sancılı ve heyecanlı geçer. Evet, ben de buna dahilim aslında sancılı, heyecanlı ve stresli. Ben MBFWI'de hazır giyim koleksiyonumu sergiliyorum. Bu benim profesyonel anlamda oluşturduğum 5. hazır giyim koleksiyonum ve bu koleksiyon, dünyanın belirli noktalarında global markalar ile birlikte satışa sunuluyor. İlk defa runway yerine presantation yapıyorum. Bunun için çok heyecanlı olduğumu söyleyebilirim. Koleksiyonumu satış anlamında Paris'te satın alma grupları ile buluşturdum, şimdi de 'Mercedes-Benz Presents' olarak moda haftasında sunacağım. Şov özelinde birkaç model daha ekledik koleksiyona ve heyecanla, sabırsızlıkla sunumu bekliyoruz.
Yeni koleksiyonunuzdan biraz bahsedelim. Hangi detaylar ön planda?
Aslında bu hazır giyim koleksiyonum, couture koleksiyonuma göndermeler yapan detayları fazlası ile barındırıyor. Işıltıyı genel olarak markamın DNA'larında en önemli akla gelen bir gen olduğunu düşünüyorum. Bunun anlatım biçimimi kimi zaman çok sofistike yapmaya çalışıyorum kimi zaman ise biraz daha kendini göstermek isteyen bir star enerjisi yüklüyorum. Bu tamamen benim o andaki duygularım, hislerim ve özlemlerim ile doğru orantılı. Couture atölyem her zaman beni besliyor. Her seferinde bana yeni yollar açan bir laboratuar gibi. Onun için couture anlayış ve dikiş tekniklerini hazır giyimde nasıl ve en güzel şekilde kullanabilirim diye aslında biraz da bu anlamda kafayı takmış durumdayım. Daha fazla insanların bana sahip olacağı ve hikayeme dahil olabileceğini düşündüğüm ve hikayeme oyuncular aradığım yeni kadınlarla buluşuyorum. Ve bu beni fazlasıyla heyecanlandırıyor... Işıltının ve lüksün el işçiliğinin ve tavrın üstünlük ve kendini gösterme çabasından daha çok kendini ifade etme shape'lerinin net olarak algılandığı bir koleksiyon olduğunu ve yıllar içinde couture için aradığım kadını buldum. Bu koleksiyonumda da aslında hazır giyim için arayışta olduğum kadın profilini fazlası ile yakaladığımı düşünüyorum.
Hazırladığınız her koleksiyon büyük bir heyecan bekleniyor. Sürekli daha iyisinin beklenildiği bir tasarımcı olmak nasıl bir his?
Bence insanı sinir hastası eden, uykularını kaçıran bir süreç bu. İnsanların fazla beklentisi ve baskısı bende stresten daha çok heyecan doğuruyor. Bu bir tasarımcı olarak benim tercih ettiğim bir yol, fakat kendi içimdeki yarışım ve kendime kabul ettirme noktasındaki savaşım benim kendi kendime yarattığım dünyanın eseri. Bir algı mekanizması oluşturuyor ve onun döngüsüne kapılıyoruz. Çok mu yorucu ve stresli, evet! Ama kendi varlığım için şunu net olarak söyleyebilirim ki hiçbir zaman yapmış olduğum koleksiyonlarımın finalinde acaba çok beğenecekler mi kaygısı yaşamadım. Ben bunu çok geride bırakarak sahneye çıkıyorum. Koleksiyondan benim mutlu olmam ve benim bu üretimi kendime kabul ettirmem lazım. Onun sonrasında gelecek her yorumu net bir şekilde kabul edebilirim. Ben doğru bir şey yaratma yolundayım, hiçbir zaman güzel bir şeyin arkasından koşmadım. Beklentiler, her zaman besleyen ve daha fazla çaba gösterilmesine sebep olan bir durum.
İlk defilenizi 2009 yılında yaptınız. Yani tam olarak 10 yıl geçti üzerinde... O zamanki hislerinizle bugünküler arasında neler değişti?
Farklı tabii ki... Öyle de olması gerekiyor. Olmasa bir sorun vardır zaten. İnsan aynı kalabilir mi? Aynı düşünebilir mi? Bu durum sadece onun hiç yol almadığını gösterir. Bir insan yıllar içinde yaşamış olduğu şeyleri olumlu ya da olumsuz bir birikime dönüştüremediyse bir sorun vardır. Yola ilk çıktığım gündeki düşüncelerimle bugünkü düşüncelerim çok farklı yapıda.
Defile yapmanın hazzı nasıl bir şey?
Müthiş! Her şeyden önce yapmış olduğunuz hikayenin tiyatrosunu kuruyor gibisiniz. Bir hikaye ortaya koyuyorsunuz ve o hikayeye konumlandırdığınız modeller anlatıcılarınıza dönüşüyor. Müziğinden ışığına her detayı incelikle düşünüyor en sonunda izleyicilerinizi selamlıyorsunuz, onlarca insan sizin hayalinizi realize etmek üzere ahenk içerisinde çalışıyor... Böylesine bir kurgu tek bir kelime ile tanımlanır: Müthiş!
Bu yıl Mercedes-Benz'in desteklediğini tasarımcı sizsiniz. Nasıl oldu bu işbirliği?
Mercedes-Benz dünyanın en büyük global markalarından bir tanesi ve her sene moda dünyasındaki insanları ve bu anlamda disipline olmuş organizasyonları destekleyen bir marka. Bu tarz global markaların Türk modasına verdiği destek, sektör için çok önemli bir noktada. İçerisinde olmaktan fazlası ile mutluyum... Karşılıklı konuşarak böyle bir adım attık. Birlikte çok keyifli bir hikaye anlatacağımıza inanıyorum.
Hazır giyimin yanı sıra haute couture ve gelinlik tasarımlarınızla da dikkat çekiyorsunuz. Belki ayırmak zor ama hangisini tasarlamak daha keyifli sizin için?
Gelinlik tasarımı çok ayrı bir noktada. Bir insanın hayatındaki en büyük fantezisinin ortağı oluyorsunuz ve birlikte duygular yüklüyorsunuz.
Yeni dönem Moda Tasarımcıları Derneği, eş başkanlarından biri olarak seçildiniz Özlem Kaya ile... Bir moda tasarımcısı olarak böyle bir derneğin başkanlığını üstlenmek nasıl bir duygu?
Özlem'le bu yolda olmaktan oldukça memnunum ve çok iyi anlaşan eski arkadaşlarız. Olaylara bakışımız aynı, düşünce yapımız aynı. Biz bir sivil toplum kuruluşunun, beklentisi olmayan ve çıkarlar gözetmeyen bir derneğiyiz. Bizden önceki başlarımız da aynı şekilde bu yolda ilerlediler. Biz bu noktada çevremizde olup biten Türk modası için artı değer katabileceğini düşündüğümüz davranışlar ile birbirimize destek olarak daha büyük bir sinerji yaratıyoruz.
Aynı zamanda genç tasarımcıları çok destekliyorsunuz. Sektöre yeni girmeye çalışan gençlere tavsiye vermenizi istesem ne derdiniz?
Çok çok çok çalışmalılar. Doğru bir yol seçmeleri, kendilerini mutlu hissedecekleri noktaların üzerinde uzmanlaşmaları lazım. Salt yetenek tek başına hiçbir anlam içermez, onu doğru bir şekilde yönetebilirsen başarılı sonuçlar doğurabilirsin.