Evlilik ve kilo artışı birçok çiftin karşılaştığı bir sorundur. Eşinizin ağırlığının seneler içinde arttığını fark ettiniz ve ona yardımcı olmak, kroner kalp hastalığı, yüksek tansiyon, tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan ve onların yaratacağı risklerden eşinizi korumak mı istiyorsunuz? O halde eşiniz ile birlikte diyet yapın! Çoğu kez çiftler sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz bir yaşam tarzını paylaştıkları için kilo alırlar. İki taraf birlikte yaşam tarzı değiştirme konusunda işbirliği yapmaz ise başarı şansı düşük olur. Herbirinizin kilo kaybı hedefleri farklı olabilir, yine de çiftler birbirini yaşam tarzı değişikliği için motive edebilir. Kadın ve erkeklerin, fiziksel özelliklerine boy-kilo gibi, kalori ihtiyaçları arasında farklılıklara ya da vermek istedikleri kilo miktarına dikkat edilmeli. Diyetleri arasında bazı değişikliklere ihtiyaç olsa da, deneyimlerime dayanarak eşlerin birlikte diyet yapmaları ile kilo kaybı konusunda daha fazla başarı sağladıklarını söyleyebilirim.
İŞBİRLİĞİ YAPMALISINIZ
Diyetinizi monotonluktan kurtarın; hatta yaratıcılığı bazen eşinize bırakın. Bırakın ara sıra size yemeği eşiniz hazırlasın. Birlikte bitkisel çay içmeyi alışkanlık olarak benimseyin; baharatlarla birlikte lezzetli ve hoş kokulu sıcak içeceklerin keyfini çıkarın. Su şişeleriniz size özel olmalı, üzerine birbiriniz için sevgi dolu notlar yazabilirsiniz. Yemek konusunda birbirinizin hafiyeliğini yapmayın, birbirinizi eleştirmeyin ve sabote etmeyin. Yıkıcı değil, yapıcı olmaya çalışın. Rekabetçi bir tutum izlemeyin; diyeti bir yarışma olarak görmeyin. Erkekler ilk ayda kadınlara göre daha fazla kilo vereceklerdir. Bu sonuç hiçbir zaman sürpriz olmasın. Bunun, erkeklerin fiziksel yapılarından kaynaklandığı bilincinde olun.
DİYET NASIL PLANLANMALI?
Kadın ve erkeklerin kalori ihtiyaçları farklıdır. Erkekler, kadınlara oranla daha uzun boylu ve daha fazla kaslı yapıdadır ve metabolizmaları daha hızlı çalışır. Bu nedenle, birlikte diyet yaparken; erkeklerin porsiyonları, kadınlara göre daha fazla olacaktır. Birlikte diyet yapmanız, yediğiniz içtiğiniz her şeyin aynı olması gerektiği anlamına gelmez. Bütün yiyecekleriniz zaman zaman aynı olmasa da birbirinize uyumlu olun.
TATLI KRİZİNE GİRMİYORLAR
Erkekler tatlı krizine girmiyorlar, ama onların hayır diyemediklerinin başında alkol geliyor. Kadın ve erkeklerin besin tüketirken, farklı tercihleri oluyor. Kadınlar, fazla yağlı gıdalara 'hayır' diyebiliyor. Sebze ve meyveleri istekle tüketme eğiliminde oluyorlar. Tatlılara, özellikle çikolataya 'hayır' diyemiyorlar. Erkekler ise et yemeyi tercih edip, daha fazla yağlı yiyecekler tüketme eğiliminde oluyorlar. Sebze ve meyvelere itibar etmiyorlar.
ERKEK VE KADININ FARKI
Kadınlar, erkeklere oranla daha fazla çeşit ama daha az miktarla yetinirler. Ancak her zaman atıştırmaya meyillidirler. Erkekler, diyete, sağlıklı olmak adına ikna edilebilirler; kadınlar gibi bir küçük bedene girme veya incecik olma hayalleri, takıntıları yoktur. Erkeklerin kilo kaybı için daha makul hedefleri olur. Kadınlar ise imkansızı başarmak ister; çıtayı hep yukarda tutmak isterler. Erkekler çok sıkı diyetler uygulayamazlar; zaten bir aceleleri de yoktur. Kadınların ise daima aceleleri vardır. Bu uğurda bünyelerini zora koşacak diyetlere başlayabilirler, gereksiz kısıtlamalar ile kendilerine zulmetmeye bayılırlar.
SPORU ABARTABİLİYORLAR
Kadınlar, kilo vermek için daha az yemeği yeğlerken; erkeklere, spor yaparak kilo vermek daha kolay gelir. Erkekler ise pişmanlık duymak yerine, egzersiz sürelerini arttırarak, kaçamaklarını telafi etmeye çalışırlar. Erkekler, diyetlerini, kadınların yaptıkları gibi, tatlı krizi, stres gibi nedenlerle sabote etmezler. Onların sabote nedenleri farklıdır. Örneklemek istersek; maç seyrederken kendilerinden geçerler ve takımları ister gol atsın, ister gol yesin, bir avuç kuru yemişi midelerine indirirler. Şuursuzca bira kutularını açarlar. Pazar brunch'larında açık büfeden ayrılmak istemezler ve alkol ile kontrollerini kaybedip, daha fazla yerler.
NASIL BİR BAŞLANGIÇ YAPMALI?
Bu süreçte mümkün olduğu kadar birbirinizi eleştirmekten kaçının. Pozitif düşünce kalıplarıyla birbirinizi motive edin.
Öncelikle sağlıklı beslenmeye, abur-cubur satın almamakla başlayabilirsiniz.
Eşinizi dışarıda değil, daha çok evde yemek yemeye ikna edin. Restoranlardaki yemeklerin yağ ve kalori oranları daha yüksek, porsiyonları daha büyüktür.
Birlikte spor yapacağınız bir merkeze üye olabilirsiniz.
Banu KAZANÇ
