
"Oğlum benim yaşam enerjim"

"Oğlum benim yaşam enerjim"

Röportaj: Gülçin İŞLER FIRAT
Fotoğraflar: Şeref YILMAZ
Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden biri olan Azer Polat, uzun bir aradan sonra ilk röportajını Şamdan Plus'a verdi. Polat, Etiler'deki evinin kapılarını da ilk kez açarak hem objektiflerimize poz verdi hem de kalbinden geçenleri samimi bir dille anlattı. Allen Hakko ile evliliğinden olan oğulları Benjamin'in henüz 22 aylıkken yaşadığı talihsiz süreç hakkında duygularını paylaşan Azer Hanım, bir anlamda bu hastalıkla mücadele eden aileler için umut göstergesi. O; güçlü, pozitif ve bir an bile inancını kaybetmeden durarak ve koşulsuz sevgisiyle ve tabii ki yakın çevresinin, ailesinin büyük desteğiyle bu zorlu süreci iyiye çevirmiş bir anne. Şu an 5 yaşında olan Benjamin yaşıtları gibi son derece sağlıklı. Azer Hanım ile çok konuşulan, oyuncu Berk Erçer ile ilişkisini de masaya yatırdık ve merak ettiklerimizi sorduk.
Azer Hanım bildiğimiz kadarıyla aktif olarak iş hayatında değilsiniz. Neler yapıyorsunuz?
Azer Polat: Üniversiteyi bitirdikten sonra aile şirketimiz olan Polat Holding'in inşaat bölümlerinde uzun yıllar çalıştım. Hamileliğimin 5. ayında çalışmayı bıraktım. Uluslararası işletme mezunuyum; 2 sene New York'ta, 2 sene İsveç'te okudum üniversiteyi. 2012'de oğlum dünyaya geldi. İş hayatına dönmeyi çok istedim ama dönemedim. Bildiğiniz üzere talihsiz bir hastalık girdi araya ve sonrasında da oğlumla kendim ilgilenmek istediğim için işe atılmadım. Ama ileride tabii ki bir şeyler yapmayı düşünüyorum. Şu an oğlumla ilgileniyorum.
Çok büyük geçmiş olsun tekrardan. Şimdi nasıl oğlunuzun sağlık durumu?
Polat: Çok şükür çok iyi... 6 ayda bir Amerika'ya kontrole gidiyoruz. Düzenli olarak kontrolleri oluyor. Ağustosta tedavi biteli üç sene dolacak. Hepimiz için çok zor bir süreçti...
"Oğlum benim yaşam enerjim"

Gerçekten zor bir süreç...
Polat: Şöyle ki; bir günde bütün dünyamız alt üst oldu. Her şeyi bırakıp apar topar Amerika'ya taşındık. Burada teşhis kondu, fakat tedavi için Amerika'ya gittik. 8-9 saatlik zor bir ameliyat sonrası patoloji sonucu da çok kötü geldi ve böbreği alındı. Şu an tek böbrekle yaşıyor. 22 aylıktı teşhis konduğunda. Patoloji sonucunda da dünyada çok nadir görünen ve tedavisi çok zor olan bir kanser türü olduğu söylendi ve çok ciddi bir tedavi süreci geçirdik. 6 ay süreyle Amerika'da kaldık. Kemoterapi ve radyoterapi gördü.
Tüm aile bir anda Amerika'ya gittiniz, öyle mi?
Polat: Gerek eski eşimin ailesi, gerek benim ailem inanılmaz destek oldu. 6 ay içinde sıklıkla yanımıza geldiler. İki aile birbirimize çok kenetlendik bu süre içinde.
Siz bir anne olarak bu süreci nasıl atlattınız?
Polat: Tahmin ettiğimden daha dirayetli çıktım diyebilirim, kendime de şaşırdım. Konu evladınız olunca bir anne olarak inanılmaz bir güç veriyor Allah. Her şeyin üstesinden gelebileceğinize inanıyorsunuz, emin oluyorsunuz.
"Oğlum benim yaşam enerjim"

"Oğlum benim yaşam enerjim"

Zor bir süreç gerçekten ama siz hiç inancınızı ve umudunuzu kaybetmemişsiniz.
Polat: Çok inançlıyım. Hiçbir zaman da ne inancımı, ne de umudumu kaybetmedim. Allah'a sığındım her zaman ve inançlı olmak çok güzel bir şey. Pozitif ve rahat bir anneyim ve hastalık sürecinde de böyleydim, hep inandım. Her zaman iyi olacağını düşündüm. Bu süreçte çok dualar edildi oğlumun iyileşmesi için. İnanılmaz bir dua yağmuruna tutulduk ve bence bu güzel, pozitif enerji süreci de benim oğlumu ayağa kaldırdı. Dua edenleri hiçbir zaman unutamam. Şimdi de tabii ki tedirginliğim oluyor ama çok ciddi bir şey olmadıkça panik yapmıyorum. İçim rahat.
Oğlunuz Benjamin sizin için ne ifade ediyor?
Polat: O benim yaşam enerjim. Nefes alma sebebim. Her şeyim... Benim için dünya oğlumun etrafında dönüyor. O olmazsa ben nefes alamam.
Siz nasıl bir annesiniz?
Polat: Ben çok şanslı bir anneyim, çok özel bir oğlum var. İnanılmaz derecede hayat enerjisi yüksek, pozitif, çok komik, çok akıllı bir çocuk Benjamin. Ben de oğluna çok düşkün, her anını yakalamak isteyen ve oğlumla olan vaktimi dolu dolu geçirmek isteyen ve bundan keyif alan bir anneyim.
Anne olduktan sonra hayatınızda ne değişti?
Polat: Anne olduktan sonra şunu anladım ki bir kadının dünyaya gelişinin en önemli sebebi anne olmakmış. O yüzden ben de elimden geldiğince iyi bir anne olmaya çalışıyorum. Çok daha sabırlı olmayı öğrendim çünkü sabırlı bir insan değildim. Hayatta benden önce başka bir varlığın gelebileceğini, koşulsuz sevmeyi, bütün hayatımı adayabileceğim başka bir varlığın olabileceğini öğrendim. Öncelikleriniz değişiyor ve her şeyiniz önce evladınız oluyor. Benim için böyle...
"Oğlum benim yaşam enerjim"

Çocuğunuzun doğumuyla birlikte bütün hayatınızı değiştirdiniz anlaşılan...
Polat: Tabii ki. Oğluna düşkün bir anne olmanın dışında, evladımı kendim yetiştirmek, büyütmek istiyordum. Yardımcılarım var tabii ki ama yine de kendim ilgileniyorum. Okula ben götürüp getiriyorum. Okuldan aldıktan sonra evde oyun oynuyoruz, birlikte zaman geçiriyoruz. Spora bile gittiğimde yeri geldiğinde onu da götürüyorum. Mutfağa birlikte giriyoruz ve mutfağa çok meraklı bir oğlum var.
Benjamin nasıl bir çocuk?
Polat: Çok pozitif, komik ve mutlu bir çocuk... Çok da inatçı. Zaten o inadıyla biraz da hayata sıkı sıkı tutundu tedavi süresinde. Aynı zamanda çok da neşeli bir çocuk ve girdiği ortamlarda herkesi güldürebiliyor.
Anneler Günü sizin için ne ifade ediyor?
Polat: Ben de bir anne olmama rağmen kendimi hala bir evlat olarak görüyorum. Bizlerin üzerinde hergün, her koşulda büyük emek vererek sonsuz sabır gösteren, koşulsuzca seven ve önceliğini her zaman evladı bilen tüm annelerin sadece bu özel günde değil, her daim hatırlanması gerektiğini düşünüyorum.
Yakın zamanda iş hayatıyla ilgili projeniz var mı?
Polat: Çalışmayı çok seviyorum. Oğlum da artık büyüdü. O yüzden önümüzdeki aylarda ya da senelerde iş hayatına dönebilirim.
"Oğlum benim yaşam enerjim"

Nasıl bir iş düşünüyorsunuz?
Polat: Mutfağa çok meraklıyım, yemekle ilgili bir şeyler yapmayı düşünüyorum. Evde 30-40 kişilik davet verdiğim zaman bile yemekleri ben yaparım. Çok şaşırır herkes ama beni tanıyanlar da mutfağa ne kadar düşkün ve elimin yatkın olduğunu bilir. Mutfağa benim de gireceğim bir iş planlıyorum. Annem Amerika'da doğup büyüdüğü için, biz de orada doğduk, Amerika'ya çok sık gidip geldik. Amerikan tarzı yemeklere, kahvaltılara çok aşinayım. Yaparsam o tip bir şey yapmak istiyorum, sağlıktan biraz uzak (gülüyor). Çünkü bütün bir gününü sağlıklı beslenerek ve sporla iç içe geçirenlerin, akıl sağlığını yerinde tutması için ara sıra kaçamak yerleri de olmalı. Ben de böyle bir mekan düşünüyorum. Yaz aylarını geçirdikten sonra böyle bir projeyi hayata geçirebilirim. Mutfak benim için tutku.
Gelelim oyuncu Berk Erçer ile çok konuşulan ilişkinize...
Polat: Aslında biz ilişkimizi çok konuşulan bir ilişki olarak görmüyoruz ama tabii ki doğru. Çok düzgün, keyifli giden bir beraberliğimiz var. Bir sene oldu beraberiz. Gayet mutluyuz, huzurluyuz, çok güzel bir ilişkimiz var.
Peki neden, "Ayrıldılar, barıştılar, aile kabul etmedi" gibi yazılar çıkıyor ilişkiniz hakkında?
Polat: Ailemin kabul etmemesi gibi bir şey söz konusu bile değil zaten olsa şu anda nişanlı olamazdık. Nişan yüzüklerimizi babalarımız taktı. O yüzden tabii ki böyle bir şey yok. Ama tabii ki haliyle ikimizin de konumundan dolayı bu tip haberler oluyor. Bizim tek yanlış yaptığımız konu şu oldu; sosyal hesaplarımızı yanlış yönettik. Berk oyuncu olduğu için ben bazı negatif yorumlara maruz kaldım. Bunu istemedi tabii ki Berk de. Sonra özel hayatlarımızı ifşa etmeyelim dedik ve sosyal medya hesaplarımızdan fotoğraflarımızı kaldırınca ister istemez bu yorumlara maruz kaldık. Ancak böyle bir şey yok, gayet mutluyuz ve hiçbir problemimiz yok.
"Oğlum benim yaşam enerjim"

Nişanlandınız, hayırlı olsun. Evlenmeyi düşünüyor musunuz yeniden?
Polat: Tabii ki, neden olmasın? Evliliği düşünmeseydik böyle bir adım atmazdık zaten... İnşallah hayırlısı olsun diyelim.
Evlilik tarihiniz belli mi?
Polat: Daha bir tarih belirlemedik. Belli olmaz...
Çocuk düşünüyor musunuz?
Polat: Neden olmasın, bir gün tabii ki yeniden anne olmayı isterim. Oğlum da çok istiyor kardeşi olmasını (gülüyor)...
"Oğlum benim yaşam enerjim"

Berk Bey'in oğlunuzla ilişkileri nasıl?
Polat: Çok iyiler, gerçekten birbirlerini çok seviyorlar. Çok iyi anlaşıyorlar. Onların da çok güzel bir ilişkisi var o da beni çok mutlu ediyor. İkisinin de çok güzel bir enerji frekansı var. Birbirlerine çok düşkünler.
Berk Bey sizin için ne ifade ediyor?
Polat: Koşulsuz sevgi... Kendisi hakikaten bana çok fazla sevgisini hissettiren, sahiplenen, sıkı sıkı arkamda duran, çok güçlü bir insan olduğu için benim gözümde hep koşulsuz ve sağlam bir sevgiyi ifade ediyor.
Birlikte neler yapıyorsunuz?
Polat: Benim gibi o da spora çok düşkün. Birlikte ormana çok gidiyoruz, spor yapmayı çok seviyoruz. Yemek yemeyi seviyoruz. Seyahate çıkmak çok keyif veriyor. Vakit buldukça gidiyoruz bir yerlere. Oğlumu da alıyoruz, baş başa da gidiyoruz. Arkadaşlarımızla bir arada olmak çok iyi geliyor.
Berk Bey oyuncu olduğu için ister istemez negatif yorumlara maruz kalıyorsunuz. Negatif yorumları nasıl karşılıyorsunuz?
Polat: Çok normal karşılıyorum ve bunu işinin bir parçası olarak görüyorum.
"Oğlum benim yaşam enerjim"

Özgüvenli birisiniz anlaşılan. Nasıl bir karakteriniz var?
Polat: Evet, öyleyim. Çok heyecanlı, hareketli, sabırsız, iş bitirici ve her şeyin hemen olmasını isteyen biriyim. O yüzden de koşmak bana iyi geliyor. Aileye çok önem veririm, dostlarım benim için çok değerlidir. Çok evcimenimdir ve evimin kapıları her zaman açıktır, misafirim çok olur. Muhteşem iki dedenin torunuyum biri biliyorsunuz İbrahim Polat. Diğer dedem de NASA'da yıllarca baş mühendis olarak görev yaptı. Çok şanslıyım ki ikisinin de torunuyum.
Bu arada inanılmaz fitsiniz. Nasıl bir spor programınız var?
Polat: Sporun benim hayatımda çok büyük bir yeri var. Haftanın altı günü çok ciddi spor yapıyorum. İki gün kişisel spor hocam ile çalışıyorum. Geri kalan iki günde de yoga yapıyorum. Haftanın 5-6 günü koşuyorum. Senelerdir koşuyorum zaten ve dediğim gibi çok seviyorum koşmayı. Haftanın iki günü interval koşu antremanı yapıyorum, geri kalan günlerimde de uzun koşu yapıyorum. Yürüyüş yapıyorum, ormana çok sık giderim. Çok hareketli bir hayatım var. Oğlum da oldukça hareketli bir çocuk. Yogaya da hamilelikte başladım ve o zamanda beri yapıyorum. Ruh halime ilaç gibi geliyor.
Eski eşiniz ve ailesiyle ilişkileriniz nasıl?
Polat: Biz eşimle çok medeni bir şekilde ayrıldık. Her şeyden önce oğlumun babası ve dostum. O yüzden hiçbir sıkıntımız yok.
"Oğlum benim yaşam enerjim"

Oğlunuzun babaannesi Carole Hakko, uzun yıllardır 'Bir Dilek Tut Derneği'nde zor hastalıklarla mücadele eden çocuklarla canı gönülden çalışıyor. Onun için bu süreç nasıldı? Sizin bu tarz bir çalışmanız olacak mı?
Polat: Evet, Carole Hanım uzun yıllardır 'Bir Dilek Tut Derneği'nde hasta çocuklarla canı gönülden uğraşmış birisi. Yıllardır hasta çocuklarla iç içeydi ve torununun başına böyle bir şey gelmesi ve torununu o şekilde görmek gerçekten çok zor oldu ama o da pozitif ve güçlüydü. Zor bir süreçti. Tam bu olayların sırasında derneğin bir daveti vardı ve sahnede çok zorlanmıştı, çünkü torununu o şekilde görmek istemezdi. Ben ileride bunu düşünüyorum çünkü bana çok soru soran, bilgi almak isteyen anneler var. Ama henüz buna hazır değilim.
Hayat mottonuz nedir?
Polat: Hayat çok kısa ve her şey bir anda değişebiliyor. O yüzden bence çok sevmek, değişik yerlere gitmek, sağlığına dikkat etmek, en karanlık gününde bile umudunu yitirmemek. Buna çok dikkat ediyorum.
Yakın zamanda babanız da evlendi. Ne hissediyorsunuz?
Polat: Çok sevindim ve babamın eşini de zaten çok seviyorum. Babam çok mutlu ve babamı da mutlu görmek biz evlatlarını da mutlu ediyor. Kocaman bir aileyiz (gülüyor).